Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1504 E. 2021/1976 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1504 – 2021/1976
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1504
KARAR NO : 2021/1976

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 30/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde sürücü …’nin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile Baltaşı istikametinden Kovancılar istikametine doğru seyir halindeyken karşı yönden gelen sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile çarpışması sonucu çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla her bir davacı için 100,00’er TL olmak üzere toplam 200,00-TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından talep edilen evrakların tamamlanmadan dava açma yoluna gidildiğinden davanın reddinin gerekeceğini, esasa girilmesi halinde kusur tespitinin yapılabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini sonrasında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine gönderilerek maluliyet raporu alınmasını, … sigorta genel şartları sonrası meydana gelen kazalarda geçici iş göremezlik zararının sigorta şirketinin teminatında olmaması nedeniyle davacıların bu talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; istinafa konu olan karar ne kadar kesin olmak üzere yazılmışsa da belirsiz alacak davasında kararın kesin olmasının kabul edilemez olduğunu, yerel mahkeme maluliyet raporlarına karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, erişkinler için değerlendirilmesi hakkında yönetmelik doğrultusunda rapor düzenlemesi gerektiğini, müvekkili … açısından kaza neticesinde sol omuzda düşme, humerus başında fraktür, çıkık ve burun kemiğinde kırık meydana geldiğini, müvekkili … açısından özellikle hareket kısıtlığını belirttiğini, yoksun kalınan zararının olduğunun net olduğunu, kaza neticesinde radius kırığı meydana geldiğini ve opere edilerek 2 vida takıldığını, itiraza konu olan raporda da görüleceği üzere müvekkilinin cildinde çökük ve izler bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece istinaf talebinin … tarihli ek karar ile reddine karar verilmesinin ardından ek karara karşı davacı vekili ; yerel mahkemece … tarihli dilekçelerindeki istinaf talebinin … kararı ile reddedildiğini, istinafa konu olan karar her ne kadar kesin olmak üzere yazılmışsa da belirsiz alacak davasında alacağının bir kısmının dava edilmesi ve mahkemece bu alacağa ilişkin davanın tümden reddedilmiş olması halinde davacılar yönünden kararın kesin olduğundan söz edilemeyeceğini, bu nedenlerden dolayı … tarihli istinaf taleplerinin reddine ilişkin karara karşı istinaf yoluna başvurduklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50 ve 54. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.
Mahkemesince … tarihinde verilen karara ilişkin olarak söz konusu kararın kesin olduğu belirtilmiş ve buna göre gerekçeli karar oluşturulmuştur. Gerekçeli kararın davalıya tebliğinden sonra davacı vekili süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunmuş, Mahkemesince HMK 346 maddesi gereğince … tarihli ek karar ile verilen kararın kesin olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin ek kararı davacı vekiline usulünce tebliğ edilmiş, bu ek karara karşı davacı vekili süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekilinin Mahkemenin … günlü ek kararına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede;
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.

Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacının … tarihli dava dilekçesi ile HMK’nun 107. maddesine dayalı olarak 200,00 TL tutarlı belirsiz alacak davası açtığı anlaşılmaktadır. Dosyada kusur ve maluliyet raporlarının alındığı ancak dava dilekçesindeki talebin kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin olup maluliyet raporu ile davacıların kalıcı maluliyetinin bulunmadığı tespit edildiğinden dosyanın hesap bilirkişisine tevdii edilmeksizin davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince belirsiz alacak davasına ilişkin davada verilen kararın kesin olmasından söz edilemeyecektir. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin … günlü davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin kararın esasına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu bakımından yapılan değerlendirmede;
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir.
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda, kaza tarihinin … olup mahkemesince hükme esas alınan … tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporlarının, kaza tarihi olan … tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, davacıların son film ve grafileri incelenmek sureti ile raporun hazırlandığı, kemik kırığının tek başına maluliyete sebep olmayacağı, davacılar vekilinin rapora itiraz ederken davacılara ait farklı bir heyet raporu, sağlık tedavi evrakı… vb belge sunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin soyut beyana dayalı istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.30/11/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.