Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1499 E. 2021/1975 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1499
KARAR NO : 2021/1975

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … …

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 30/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili … tarihli dilekçe ile davalı taraf aleyhine belirsiz alacak davası açmıştır. Dilekçeye göre; … plakalı aracın ZMM sigortası davalı tarafından düzenlenmiştir. … tarihinde sigortalı aracın yaya davacıya çarpması sonucu davacı yaralanmıştır. Kazadan dolayı davacının uğradığı zararın (kalıcı çalışma gücü kaybı, geçici iş görmezlik ve bakıcı gideri zararı) karşılanmadığı ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 3.000 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili … tarihli dilekçe ile davanın reddini savunmuştur. Dilekçeye göre; … plakalı aracın … dönemi ZMM poliçesi davalı tarafından düzenlenmiştir. Bedeni zararlarda kişi başına poliçe limiti 290.000 TL’dir. Bakıcı gideri ve geçici iş görmezlik zararı sigorta şirketinin sorumluluğundan çıkarılmıştır. Kusur ve maluliyet raporlarının Adli Tıp Kurumundan aldırılması gerektiği belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, kalıcı işgörmezlik ve bakıcı gideri zararına ilişkin istemin reddine, geçici iş göremezlik isteminin kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; mahkemece açık iradelerinin yerine geçerek kendiliğinden her bir zarar kaleminin 1.000,00 TL olduğunu varsayarak davalı lehine avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Adli Tıp Kurumu’nun raporunun hatalı olduğunu, müvekkilinin kaza öncesi sağlığına kavuşamadığını, kaza öncesi gibi hayatına devam edemediğini, uzun tedavi süreci sonunda müvekkilinin tam olarak sağlığına kavuşamadığını, vücudunda kalıcı maluliyet olduğunu, müvekkilinin maluliyeti açısından zamanla “gelişen durum ” söz konusu olduğunu, vücut fonksiyonlarında zamanla artan bir kayıp söz konusu olduğunu, rapora esas alınan Adli Tıp Raporu bir yargı kararı olmadığını nihai bir rapor da olmadığını, aktüer bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik süresi boyunca müvekkilinin %100 oranında iş göremez olduğunu, bakıma muhtaç olduğu da kabul edilerek bu dönem için ayrıca bakıcı ücretinin hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin kaza tarihi itibariyle gelir durumu hesaplanırken 2016 yılı asgari ücretinin dahi altında yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, asgari ücrete eklenen AGİ’nin gelire dahil edilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP : Davalı istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50. ve 54. maddeleri kapsamında trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, kalıcı işgörmezlik ve bakıcı gideri zararına ilişkin istemin reddine, geçici iş göremezlik isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.

Davacı aleyhine hükmolunan yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden yapılan istinaf başvurusunun incelemesinde;
HMK’nın 119/1-ğ maddesine göre, dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde davacı, neye karar verilmesini istiyorsa onu açık bir şekilde yazar. Talep sonucunun açık olmaması durumunda, HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir. Yani HMK’nı 119/2. maddesine göre, dava dilekçesinde talep sonucunun açık olmaması halinde, hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği ve bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacının maddi tazminat taleplerine dair değerlerin dava dilekçesinde ayrı ayrı belirtilecek şekilde açık olmadığı, Mahkemece taleplerin açıklanması yönünde davacı vekiline süre verilmediği ancak sunulan ıslah dilekçesi ile her bir tazminat kalemi yönünden talep edilen miktarların açıklandığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 3.000,00 TL (Kalıcı-geçici-bakıcı gideri tazminatı) olmak üzere maddi tazminat talebinde bulunulduğu görülmekte, … tarihli ıslah dilekçesinde geçici iş göremezliğe ilişkin tazminat talebinin arttırıldığı ve davaya konu talebin; 1,00TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 1,00 TL bakıcı gideri tazminatı ve 4.749,00TL geçici iş göremezlik tazminatı olacak şekilde açıklanarak ıslah edildiği ve açıklandığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla reddedilen tazminat miktarı esas alınarak davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hesaplanması gerekirken her bir zarar kalemi için istemin eşit olduğu kabul edilerek davalı lehine olacak şekilde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunması yerinde görülmemekle davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Maluliyet raporuna yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelemesinde;
Davacı vekili alınan maluliyet raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden alınacak rapora göre belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan … tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartları gereğince maluliyet raporunun 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde düzenlenmesi gerekmektedir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacının yaralanmasına neden olan kaza … gününde meydana gelmiş kaza tarihi itibarı ile davacının maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında yönetmelik hükümlerine uygun olarak alınması gerekmektedir. … tarihli ATK 2. İhtisas Kurulu raporu da Özürlülük Ölçütüne göre hazırlanmış olup, maluliyet raporu usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin rapora itiraz ederken davacıya ait farklı bir heyet raporu, sağlık tedavi evrakı… vb belge sunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin soyut beyana dayalı istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Bakıcı gideri tazminatına yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelemesinde;
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre kaza sonrası yaralanan kimsenin bakıcı gideri adı altında tazminat talep edebilmesi için davacıdaki maluliyetin niteliği, davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi ve bakıcı gideri konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Dosya içerisinde bulunan ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan … tarihli maluliyet raporu incelendiğinde davacının maluliyetinden kaynaklı olarak tedavi süresince ve sonrasında bakıcıya ihtiyacı olduğu hususunda herhangi bir görüş belirtilmemiştir.
Buna göre davacının bakıcı gideri bakımından talebinin değerlendirilebilmesi için maluliyet konusunda rapor düzenleyen ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan davacıdaki maluliyetin niteliğine göre, davacının bakıma ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi bakımından rapor alınmalı ve bu şekilde bakıma ihtiyaç olduğu tespit edilirse süre belirlendikten sonra hesap uzmanı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde eksik inceleme ile karar verildiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
Hükme esas alınan hesap raporuna yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelemesinde;
Davacı vekili müvekkilinin kaza tarihi itibariyle gelir durumu hesaplanırken 2016 yılı asgari ücretinin dahi altında hesaplama yapıldığını ve asgari ücrete eklenen AGİ’nin gelire dahil edilmediğini belirterek hesap raporuna itiraz etmiş olup … tarihli hesap raporunda kaza tarihinden itibaren 4 aylık süre yönünden geçici iş göremezlik tazminatı yapıldığı, davacının zarar hesabında hesap tarihine kadar bilinebilen 2016 yılı net asgari ücret tutarından AGİ’siz asgari ücretin esas alındığı anlaşılmaktadır.
Davacının zararının hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı ev hanımı olan davacının uğranılan zararın hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır.
Somut olayda, davacı ev hanımı olup, aktüer raporunda kaza tarihi olan 2016 yılı asgari ücret üzerinden asgari geçim indirimsiz geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin hesaplama yapılmış, mahkemece bu hesaplama doğrultusunda karar verilmiştir. Bu yönüyle hükme esas alınan hesap raporunun yerinde olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece davacının bakıma muhtaç olup olmadığı yönünde rapor alınmadan karar verildiğinden, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı, talebin açıklandığı gözetilerek reddolunan miktarlar dikkate alınmaksızın vekalet ücretine hükmolunmasının hatalı olduğu anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf talebinin, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.30/11/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.