Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1494 E. 2021/1930 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1494 – 2021/1930
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1494
KARAR NO : 2021/1930

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … günü … plakalı aracın müvekkiline çarpması sonucu ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin kaza sonrası Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü, trafik kazası ile ilgili olarak Adana C.Başsavcılığının … soruşturma numarası ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu kaza nedeniyle müvekkilinin kalıcı genel beden gücü kaybına uğradığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sigorta şirketine başvuru yapmakla, gerekli belgeleri sunarak ödeme süresinin dolmasını beklemediğinden dava şartını yerine getirmediğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu beyanla haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davanın kabulü ile; 3.478,45-TL geçici iş göremezlik, 14.354,20-TL kalıcı maluliyet tazminatının … tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı sigorta vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; davacı vekili ile dava dosyası kapsamında ibraname ve sulh anlaşması imzalandığını, feragate yetkili davacı vekili tarafından dava konusu her türlü alacaktan feragat edildiğini, ancak ibraname ve sulh anlaşması dikkate alınmayarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle davacıda meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile; 17.832.65 TL geçici ve kalıcı iş görmezlikten kaynaklanan maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili davacı vekili ile dava dosyası kapsamında … tarihli ibraname ve sulh anlaşması imzalandığını, ibranamenin aynı zamanda feragatname olduğunu, feragate yetkili davacı vekili tarafından dava konusu her türlü alacaktan feragat edildiğini, davanı kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda yargılama sırasında mahkemesince davacının geçirmiş olduğu trafik kazasından kaynaklı olarak maluliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda ATK 2. İhtisas Kurulundan … gününde rapor alınmış, alınan bu rapora göre davacının %30 oranında maluliyetinin bulunduğu belirlenmiş, bu rapordan sonra dosya hesap uzmanı bilirkişiye verilmiş ve aktüer bilirkişisi tarafından davacının geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak 3.478,45 TL geçici, 84.354,20 TL sürekli iş göremezlik zararının olduğu belirlenmiştir. Söz konusu tespit bilirkişi tarafından Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde rapor tarihinde belirli olan asgari ücret miktarlarına hesaplanmış ve yapılan hesaplamada davalı şirketten kısmi ödemenin bunun makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek bilirkişiden bakiye zararın tespiti ile tazminatın 3.478,45 TL geçici, 14.354,20 TL sürekli iş göremezlik olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu … tarihli SULH PROTOKOLÜ VE İBRANAME başlıklı belge incelendiğinde davacı vekili Av….’ın davalı sigorta şirketi ile yapmış olduğu görüşme neticesinde
” Yukarıda belirtilen kaza nedeniyle poliçeden kayaklı %60 kusuruna isabet eden tüm zarar kalemlerine (geçici ve sürekli iş göremezlik ile her türlü maddi tazminat) ilişkin olarak uyuşmazlığın sulhen sonuçlandırılması ve toplam 85.655,00TL’nin belirtilen davacı vekili banka hesabına ödenmesi hususunda … Sigorta A.Ş ile davacı mutabık kalmış, iş bu ibraname düzenlenmiştir. … Sigorta A.Ş tarafından yapılacak ödeme nedeniyle … Sigorta A.Ş’nin ve sigortalısı ile sigortalı araç sürücüsü yönünden (poliçe gereği sorumlu olunan tutar kadar) başkaca bir sorumluluğu kalmayacağını, hasara, hasar dosyasına ve poliçeye konu alacakları yönünden, fazlaya ilişkin ve/veya faiz talebi, asli ve ferileri kapsamında ve sair herhangi başkaca bir nam altında da bir hak ve talebi olmadığını, olmayacağını, … Sigorta A.Ş’ye karşı herhangi bir itiraz, defi ve her ne nam altında olursa olsun herhangi bir talep, dava, icra takibi ileri sürmeyeceğini, Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat taleplerinden … Sigorta A.Ş, sigortalısı ve sigortalı araç sürücüsü yönünden ve davalara konu haktan gayri kabili rücu, ibra ve feragat edeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder. Davacı yapılan ödeme ile sigortadan yahut sigortalıdan ek tazminat talebinde bulunmayacağını … peşinen kabul, beyan ve taahhüt eder…” şeklinde ibraname vermek sureti ile tarafların anlaştıkları görülmektedir.
İbraname içeriğinde açıkça davacı vekilinin iş bu yargılamaya konu tazminat dosyasındaki fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı bellidir. Bu itibarla yargılama sırasında taraflar arasında düzenlenen ve davacı tarafından fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı belli olan ibranameye göre davacınn geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak maluliyeti sebebi ile talep etmiş olduğu tüm tazminatı davalı sigorta şirketinden tahsil ettiği, yine bu dosya sebebi ile yapmış olduğu yargılama gideri ve vekalet ücretlerini dahil tahsil ettiği, davacının bakiye bir zararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Zira, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2016/11802 Esas 2019/4834 Karar ve yine 2016/14885 Esas 2019/6904 Karar ve yine 2018/2953 esas ve 2020/ 924 karar sayılı dosyalarında verilen kararlar da aynı mahiyettedir. Bu nedenle davalı sigorta şirketi yönünden, davacının tüm zararının yargılama sırasında giderilmiş olması davacının fazlaya dair haklarını saklı tutmadan davalı sigorta şirketini tümü ile ibra etmiş olması nedeni ile davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılması gerekmektedir.
Davcı yan uğramış olduğu zararın 70.000,00TL kısmı için yargılama sırasında tahsil etmiş olması nedeni ile bu kısım için dava konusu kalmış olmuş, bakiye kısım içinse davacının yargılama sırasında davalı sigorta ile sulh sözleşmesi yaparak uzlaşması ve sulh sözleşmesinde fazlaya dair haklarını saklı tutmamış olması nedeni ile ıslah ile arttırılan kısım içinse davacının davasının reddine karar vermek gerekmektedir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ibraya konu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına, bakiye kısım yönünden ise davanın reddine şeklinde yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
2-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince,Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-a)Davacının açmış olduğu maddi tazminat davasının 70.000,00 TL’ lik kısmının yargılama sırasında davalı tarafından ödenmiş olmakla bu kısım için konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
b)Davacının Islah ile talep etmiş olduğu 17,832,65 TL’lik kısım için DAVANIN REDDİNE,
4-a)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının ıslah harcı ile birlikte peşin alınan 88,90 TL harçtan mahsubu ile, fazla yatan 29,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
b-)İlk derece mahkemesince … günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
c-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile bakiyesinin tahsilinin istenmesine,

5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Red olunan kısım yönünden davalı yan kendisini bir vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T gereği belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil ile davalı sigorta şirketine ödenmesine
7-Davanın konusuz kalan kısmı yönünden davacı yan dava açmakta haklı ise de dosya arasında buluna sulh protokolüne göre konusuz kalan kısım için davalı tarafından yargılama sırasında vekalet ücreti ödenmiş olduğundan yeniden davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
8-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
9-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
11-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.

… …. … …
Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır