Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1443 E. 2021/1926 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1443 – 2021/1926
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1443
KARAR NO : 2021/1926

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACILAR : 1- …

2- …

VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1- …

VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2- …

VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 3. Asliye Ticarat Mahkemesi’nin … tarih ve …. esas ve …. karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. tarihinde müvekkili … ın sürücü konumunda bulunduğu … plakalı traktörün … plakalı araçla Yozgat ili bölgesinde çarpıştığını, müvekkilleri … ve … ın yaralandığını ve malul kaldığını, kazada her iki aracın eşit kusurlu olduğunu, karşı aracın kaza tarihinde sorumlu bulunmaması sebebiyle … Hesabının sorumluluğunun bulunduğunu, kendi araçlarının … sigortlandığını, bu nedenle … için 100 TL sürekli iş gücü tazminatının … Hesabından temerrüt tarihinden itibaren faiziyle, … içinde 100 TL’şer olmak üzere sürekli iş gücü tazminatının … Hesabı ve … Sigortadan ayrı ayrı sigorta temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle istemiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; ksik evrakla başvuru yapıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamakla birlikte; davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, teminat miktarınca sorumluluklarının bulunduğunu, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu bulunmadıklarını, davacının yolcu konumunda bulunduğundan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, temerrüd oluşmadığından dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olduklarından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … …. eksik evrakla kurumlarına başvurduğunu, diğer davacı … ise hiç başvuru yapmadığından davanın red edilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamakla birlikte emniyet kemeri kullanılmaması sebebiyle müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmasının gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatında sorumluluklarının bulunmadığını, kusur ve maluliyetin kesin olarak hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini bu sebeple ticari faiz istenemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davacıların davasının her iki davalı yönünden ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekilinin süresi içerisinde vermiş olduğu istinaf dilekçesi ile; müvekkili …’da kaza neticesinde kotlarda nondeplase kırığı, sağ klavikulada, sağ skapulada kırık meydana geldiğini, müvekkilin 3 ay boyunca %100 malul sayılırken kalıcı maluliyet bulunmadığının, belirlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, alınan maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğunu bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, aksi halde müvekkilinde maluliyet bulunduğu belirtilen raporun esas alınması gerektiğini, müvekkili …’da kaza sonucunda oluşan kotlardaki kırıklar nedeniyle normal hayatına devam edemediğini, kaza tarihi itibariyle Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun tespit edilmesi gerekirken kalıcı maluliyet bulunmadığının belirlenmesini kabul etmediklerini, müvekkillerinin kaza sonrasında ciddi maluliyetler oluşmasına rağmen denetime uzak ve hakkaniyete aykırı olarak Adli Tıp raporunun düzenlendiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP: Davalı … Hesabı vekili istinafa cevap dilekçesinde: Alınan maluliyet raporları doğrultusunda davanın reddine karar verildiğini, raporlardan anlaşıldığı üzere davacıların sakatlığı kalmadığını, davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğunu, müvekkili kurumun geçici işgöremezlik tazminatından ve tedavi gideri ile geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50 ve 54. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, tazminat talebi yönünden davacıların davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporlarına yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ve Dairemizin bu içtihatlar ile uyumlu olan önceki tarihli kararlarında … ile …. tarihleri arasında meydana gelen kazalar için mutlak surette 03/08/2013 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerektiği yönünde kararlar verilmiş ise de; anılan yönetmeliğin tanımlar başlıklı 4. Maddesinde “Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali,” şeklinde açıklanmıştır.
Aynı yönetmeliğin üçüncü bölümünde ise malul sayılmaya ilişkin usul ve esaslar belirtilerek maluliyet halinin ne şekilde belirleneceği düzenlenmiştir. Belirtilen yönetmelik hükümlerine göre yapılan maluliyetin tanımı ve maluliyetin belirlenmesine ilişkin esaslara dair hükümler dikkate alındığında, anılan yönetmeliğe göre kişideki maluliyet oranının %60 ve daha fazla olması halinde maluliyet oranının tespitinin yapılabileceği , maluliyet oranının daha düşük olması halinde ise bu yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının belirlenemeyeceği açıktır. Kaldı ki Adli Tıp Kurumu ihtisas daireleri tarafından verilen bir kısım raporlar da da aynı gerekçe ile kişideki maluliyet oranının %60 oranından daha az olması nedeni ile bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenemeyeceği şeklinde görüş belirtilmiştir.
Öte yandan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 23. maddesi ile “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde” yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış olup, bu tarihte yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri ise yürürlükten kaldırılmamıştır.
Anılan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik… tarihinde yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında yönetmeliğin 18. Maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup bu tarihe kadar bu yönetmelik hükümleri yürürlüktedir. Bu nedenle … ile …. tarihleri arasında meydana gelen kazalar için mutlak surette 03/08/2013 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerektiği yönündeki Dairemizin kararlarından dönülmüştür.
Bu nedenlerle; Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilimdalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre;
a)11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
b)11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
c) 01/09/2013 sonrası ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, (ATK tarafından bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise bu yine bu dönemde yürürlükte bulunan 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması ),
d) 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
e) 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar için ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir.
Kaza tarihinin … olduğu anlaşılmakla;
Davacı … yönünden yapılan değerlendirmede; Dosyadan alınan maluliyet raporlarının incelenmesinde, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu Başkanlığının … tarihli raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre hazırlandığı, raporda davacının tüm vücut engellilik oranının %0 olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Daha sonra alınan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen … tarihli raporun, 11/10/2008 tarihi Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri’ne göre hazırlandığı ve raporda davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır. Raporda Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirildiği görülmektedir.
Davacı … … talebinin yalnız sürekli iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminata ilişkin olduğu da dikkate alınarak, tedavi ve muayane evrakları irdelenerek düzenlendiği anlaşılan …. tarihli maluliyet raporu doğrultusunda davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olması yerinde görülmekle davacı vekilinin bu davacı yönünden yapmış olduğu istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Davacı … yönünden yapılan değerlendirmede; Dosyadan alınan maluliyet raporlarının incelenmesinde, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu Başkanlığının …. tarihli raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre hazırlandığı, raporda davacının tüm vücut engellilik oranının %1 olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Daha sonra alınan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen …. tarihli raporun, 11/10/2008 tarihi Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri’ne göre hazırlandığı ve raporda davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır. Raporda Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirildiği görülmektedir.
Davacı … … talebinin yalnız sürekli iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminata ilişkin olduğu da dikkate alınarak, tedavi ve muayane evrakları irdelenerek düzenlendiği anlaşılan …. tarihli maluliyet raporu doğrultusunda davacının %1 oranında kalıcı maluliyetinin bulunduğu dikkate alınarak yargılamaya devam edilmesi gerektiği halde … tarihli 11/10/2008 tarihi Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri’ne göre düzenlenen maluliyet raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemekle davacı vekilinin bu davacı yönünden yapmış olduğu istinaf sebebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece Davacı … yönünden kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik dikkate alınmadan düzenlenen maluliyet raporuna göre karar verildiğinden, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf talebinin, davacı … yönünden HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine, davacı … yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun davacı … yönünden HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … yönünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı … yönünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 3. Asliye Ticarat Mahkemesi’nin verdiği …. tarih ve …. esas ve …. karar sayılı kararının davacı … yönünden KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
5-Davacı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
6-Harçlar Kanunu gereğince davacı … … alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, davacı … … tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, davacı … yönünden, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sy. HMK’nın 353/1-A-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi.
Davacı … yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.23/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.