Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1440 E. 2021/1925 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1440 – 2021/1925
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1440
KARAR NO : 2021/1925

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACI :
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 1-…
VEKİLİ : Av…
2-…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ :23/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve … Esas, …. sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. tarihinde davalı sürücü …’nin kullandığı … plakalı otomobil ile davacının kullandığı … plakalı motosiklete çarpışmanısı sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağına göre …’nin kusurlu olduğu müvekkili davacının ise kusurunun olmadığının belirtildiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’nin kazaya sebebiyet veren … plakalı otomobilin KYZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğundan meydana gelen zarardan ve tazminattan -ZMMS poliçesi kapsamı dahilinde- sorumlu olduğunu, bu kazada davacının kafa travması geçirdiğini, ayağı ve elinin kırıldığını, davacının tedavisinin İskenderun Özel Gelişim Hastanesinde yapıldığını, ancak davacının yaşadığı ölüm korkusu nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, güç kaybına uğradığını, davacının bu trafik kazasında hayatı boyunca bakıma muhtaç kalacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiğini ve sakat kaldığını, maluliyet oranının yapılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını davacının … doğumlu olup kazadan önce iş makinesi ve vinç operatörü olarak … Hurcacılık A.Ş.’nde yaklaşık aylık brüt 5.800,00 TL geliri olduğunu, ancak davacının maluliyeti nedeniyle mesleğini yapmakta zorluk çektiğini, davacının artık çalışamayacak veya aynı iş için daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağını ileri sürerek davacının geçirdiği trafik kazası sonucu meydana gelen geçici ve sürekli iş göremezliği nedeniyle, HMK’nın 107.md’si gereğince bilirkişi incelemesi yapılıncaya kadar belirsiz olan tazminat alacağından şimdilik 1.000 TL maddi tazminat alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesi talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, ATK’ndan kusur raporu alınması gerektiğini, davacının geçici ve sürekli maluliyet oranının ATK tarafından, tazminatın ise aktüer bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Trafik kazasının meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, tüm kusurun davacı tarafa ait olduğunu, trafik kazasıyla ilgili tutulan ve kendisini kusurlu gösteren tutanakların gerçeği yansıtmadığını, kendisinin İskenderun’dan Belen istikametine doğru seyir halindeyken Gelişim Hastanesi kavşağına geldiğinde kendisine yeşil ışık yandığından yoluna devam ettiğini, bu sırada sağ tarafına baktığında biri davacının kullanmakta olduğu 2 motosikletin yarış yapar vaziyette hızlı ve dikkatsiz bir şekilde üzerine doğru geldiklerini gördüğünden çarpışmayı önlemek için direksiyonu sola kırmasına rağmen her iki motosikletin aracının sağ tarafına çarparak düştüklerini, kırmızı ışıkta geçmediğini, her iki motosikletlinin kırmızı ışıkta hızlı bir şekilde geçerek aracına çarptığını, motosikletlerin geldikleri istikamette gelen araçlar o esnada onlara kırmızı ışık yandığından hepsinin oldukları yerde durduklarını, bu nedenle davacının kusurlu olduğunu, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacı tarafça belirtilen şekilde bir zarar meydana gelmediğini, böyle bir kaza sonucu belirtilen şekilde hasarın meydana gelmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacı tarafın belirttiği şekilde sağlık yönünden ağır bir hastalık veya sakatlık meydana gelmediğini, yapılan tedavi sonucu davacının şifa bulduğunu, davacı tarafın belirttiği maluliyet durumuna itiraz ettiğini, talep edilen maddi tazminat miktarının fahiş olduğunu kaza nedeniyle davacı tarafın belirtilen şekilde bir zararı olmadığını, aynı zamanda davacı tarafın belirttiği aylık kazanç miktarının gerçeği yansıtmadığını, talep edilen maddi tazminat tutarının davacı tarafa sebepsiz zenginleşme sağlayacağını mali durumunun iyi olmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, kaza nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesinin yasal koşulları mevcut olmadığını, oluşan kazada umulmayan bir halin mevcut olduğunu, kendisinden kaynaklanan bir zararın bulunmadığını, olayın meydana gelmesinden üzüntü duyduğunu, talep edilen manevi tazminat tutarının davacı tarafa sebepsiz zenginleşme sağlayacağını manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, zarar miktarının aracın trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu şirketten talep edilmesi gerektiğini, zarar miktarının sigorta poliçelerinde belirlenen limitler dahilinde kaldığını, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz talep etmesinin yasal olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, maddi tazminat davası yönünden; davacının davasının ıslah talebi doğrultusunda kabulü, 7.103,18 TL maddi tazminatının davalı … yönünden olay tarihi olan …. tarihinden; davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan…. tarihinden itibaren (kaza tarihindeki poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat davası yönünden; davacının davasının kısmen kabulü, 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişin istemin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Davacının sürekli maluliyeti olmasına rağmen aksinin kabul edildiğini, davacının geçirdiği trafik kazasında sol kolunun kırıldığı ve sol ayak bileğinden yaralandığını buna rağmen davacının yaralanmalarının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu şeklindeki Adli Tıp raporuna itibar edilerek karar verildiğini, davacının sol ayak bileğindeki yaralanmanın çatlak olması nedeniyle ancak MR cihazı ile tespit edilebileceğini, Adli Tıp ön raporunda MR istenmediğinden bu tetkikin yapılmadığını, maluliyet incelenmesinin eksik olduğunu, yanlış yönetmelik hükümlerine göre rapor tanzim edildiğini, manevi tazminat miktarının davacının tedavi sürecinde çektiği açılar ve uzun süren tedavisi nedeniyle düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili; Geçici iş göremezlik tazminatının sigorta poliçesi teminatı kapsamı olmadığından sorumlu olmadığını, davacının yaralanması kafa bölgesinde olduğunu, davacının kaza esnasında kask takıp takmadığının araştırılması gerektiğini maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun indirim yapılması gerektiğini, davacının ıslah talebinin zaman aşımına uğradığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … vekili; …… tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporun,…. tarihli Nitelikli Hesap Bilirkişi A.v … tarafından hazırlanan bilirkişi raporun ve … tarihli Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan rapora karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, maddi ve manevi tazminat yönünden davacı tarafa karşı herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, trafik kazasının meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde tarafların kusur oranları hatalı tespit edildiğini, davacı tarafın belirttiği şekilde sağlık yönünden ağır bir hastalık veya sakatlık meydana gelmediğini, maddi tazminat miktarının fahiş olduğunu, mali durumunun iyi olmadığını, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin yasal koşulları mevcut olmadığını, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu davacı tarafın belirtilen şeklide manevi zararı olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Geçici iş göremezlik zararından davalıların birlikte sorumlu olduğunu, davacının yararlanmasının kafa bölgesinde olmadığını belirterek davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istanaf cevap dilekçesi özetle; Davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurduğu taleplerinin yerinde olmadığını, davacıya ait sağlık raporunun yasaya uygun şekilde hazırlanmış olduğunu, davacı taraf lehine manevi tazminat hükmedilmemesini, manevi tazminata hükmedilecekse bile mahkemece fahiş miktarda manevi tazminata hükmedilmiş olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50. 54. ve 56. maddeleri kapsamında trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, taraflar istinaf etmiştir.
Davacı vekili tarafından hükme esas alınan maluliyet raporuna ilişkin yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Mahkemesince hükme esas alınan … tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan …… tarihinde yürürlükte bulunan … tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, raporda tedavi ve muayane evraklarının irdelendiği, raporun hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin geçici işgörmezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesi … Tarih, Esas….. , Karar …. Sayılı Kararı ile; Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı)
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince teminat dışı bırakılan geçici iş göremezlik tazminatı yönünden, yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararı gereği davalı Sigorta Şirketinin sorumluluğunda olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin müterafik kusura ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı vekili davacının kask takmamış olması sebebiyle müterafik kusurunun bulunduğunu iddia etmiş ise de davacının yaralanmasının kafa bölgesinde değil, ATK tarafından düzenlenen maluliyet raporuna göre kişinin maluliyetinin ayak bileği ve kol bölgesinde olduğu, kişinin kafa bölgesinde yaralanmanın olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin ıslah zamanaşımına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Kazanın …. tarihinde meydana geldiği, 2918 sayılı sayanın 109/2. maddesi ve 5237 sayılı sayanın 89 ve 66. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde 8 yıllık zamanaşımı süresinin ….. tarihinde dolacağı, davanın ….. tarihinde zamanaşımı süresi dolmadan açılmış olduğu, dava dilekçesinde davanın HMK’nun 107. Maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır
Davacı davasının açarken HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak tazminat talep etmiştir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımı da söz konusu değildir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … tarafından hükme esas alınan kusur raporuna ilişkin yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Somut olayda; …. tarihinde sürücü davalı … idaresindeki … plakalı aracın kavşağa geldiğinde aracının sağ kapı kısmı ile sağ yönündeki yoldan kavşağa gelen sürücü … yönetiminde bulunan … plakalı motosiklet ile aynı yönde dava dışı kişi yönetimindeki … plakalı motosikletin ön kısımlarının çarpıştığı, kazaya yönelik tutulan kaza tespit tutanağına göre kent güvenliği yönetim sistemi kameralarından anlaşıldığı üzere davalı …’nin kırmızı ışıkta geçtiğinden kusurlu olduğu, davacı … ile dava dışı motor sürücüsü …’ın kusursuz olduklarının belirtildiği, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen ….. tarihli kusur raporunda da davacının kusursuz davalının %100 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, kaza tespit tutanağı ile raporun birbiri ile uyumlu olduğu ve olayın oluşuna uygun olarak düzenlendiği, davalı tarafından kendisinin yeşil ışıkta geçtiğinden kusursuz olduğu belirtilmiş ise de olaya dair görüntüler esas alınarak düzenlenen kaza tespit tutanağı ve buna bağlı düzenlenen kusur raporuna itibar edilmesi gerektiği anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … tarafından davacının maddi zararının oluşmadığına, maddi tazminatın fahiş olduğuna ilişkin yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
… tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından ilgili yönetmelik esas alınarak düzenlenen maluliyet raporunda davacının tüm vücut engellik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, bu itibarla davacının geçici işgöremezlik süresi yönünden maddi zararının oluştuğu, hesap raporu doğrultusunda hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatını talep hakkı bulunduğu anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili ve davalı … tarafından manevi tazminat yönünden yapılan istinaf başvurularının incelenmesinde;
Davacı vekili tarafından müvekkili lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının düşük ve yetersiz olduğundan bahisle, davalı … tarafından ise hükmolunan manevi tazminat miktarının yüksek olduğu ve davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşmadığından bahisle karar istinaf edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesinde; “Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda;…… tarihinde meydana gelen kazada davacının idaresindeki motosikletle davalı idaresindeki aracın çarpışması neticesinde davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalının %100 oranında kusurlu olduğu, davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği şekilde yaralandığı, davacının vinç operatörü, davalının garson olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının yaralanması nedeniyle bedensel bütünlüğünün zedelendiği anlaşılmakla manevi tazminat talep etme hakkının varlığı şüphesizdir. Davalının kusurlu eylemi neticesinde gerçekleşen olayda davalı sürücünün manevi tazminata ilişkin sorumluluğu bulunmaktadır.

Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin ve davalı …’nin bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarı artırılarak karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ilk derece mahkemesince maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … Sigorta vekili ile davalı …’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve davalı …’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. . tarih ve …… Esas, …… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Maddi tazminat davası yönünden;
Davacının davasının ıslah talebi doğrultusunda KABULÜ İLE, 7.103,18 TL maddi tazminatının davalı … yönünden olay tarihi olan ….. tarihinden; davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan… tarihinden itibaren (kaza tarihindeki poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Manevi tazminat davası yönünden;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE, 8.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişin istemin reddine,
5-a-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.031,70 TL nispi harçtan dava açılırken yatırılan 37,58 TL peşin harç ve yargılama sırasında yatırılan 21,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 58,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 973,12 TL nispi harcın 461,18 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 512,33 TL sinin davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına,
b-)İlk derece mahkemesince …. günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
c-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile bakiyesinin tahsilinin istenmesine,

6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre maddi tazminat davası yönünden hesaplanan (ilk derece mahkemesi hükmü uyarınca) 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacının yaptığı tebligat, müzekkere, Adli tıp rapor bedelleri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.728,18 TL yargılama gideri ile dava açılırken yatırılan 37,58 TL peşin harç ve yargılama sırasında yatırılan 21,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.786,76 TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 1577,82 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
10-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
11-Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat yönünden alınması gereken 485,22 TL istinaf karar harcı, manevi tazminat yönünden alınması gereken 546,48 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 1.031,70 TL harçtan davalı … Sigorta tarafından peşin yatırılan 172,54 TL ile davalı … tarafından yatırılan 172,60 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 686,56 TL harçtan 320,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen , 366,56 TL’sinin davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
12-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Davacı tarafından yapılan 68,50 TL istinafa dosya gönderme ücretinin 54,80 TL’lik kısmının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.23/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.