Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1425 E. 2021/1631 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1425 – 2021/1631
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1425
KARAR NO : 2021/1631

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLLERİ : …

DAVALI : …

VEKİLİ : …
DAVA : Manevi Tazminat

Birleşen İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin
… Esas … Karar Sayılı Dava Dosyası

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLLERİ : …

DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 18/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2021

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde Hatay ili Arsuz ilçesi…Mah. istikametinden…Cad. istikametinden seyir halinde olan … plakalı aracın sürücüsünün … İnşaat şantiyesine girmek için aniden sola manevra yapması sonucu müvekkili davacı …’ın araç içinde 3. kişi konumunda olduğu motosiklete çarparak çift taraflı yaralamalı trafik kazasının meydana gelmesine neden olduğunu, müvekkili davacı …’nin kaza nedeni ile ağır yaralanarak malul kaldığını, müvekkili …’nin kazanın meydana gelmesinde hiç bir kusurunun bulunmadığını, davalı sürücünün bizzat kendi kusuruyla kazaya sebebiyet verdiğini, kazadan sonra sağlını ve vücut tamlığını kaybeden müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu belirterek müvekkilleri davacıların çektikleri sıkıntıları, yaşadıkları psikolojik travmayı bir nebze olsun hafifletmek adına şimdilik müvekkili … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL ve …için 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan … tarihinden itibaren hesaplanacak artan oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davalı müvekkilinin kazaya karışan aracın maliki olduğunu, kaza ile bir ilişkinin olmadığını, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, tazminat miktarını müvekkili davalının ödeyebileceği bir miktar olmadığını, müvekkilinin aracının hem trafik sigortası ile hem de kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, sigorta poliçelerinin maddi ve manevi tazminat kapsamında olduğunu, davanın sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini, davanın sigorta şirketlerine ihbar edilmesini talep ettiklerini, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, … Esas ve Birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası açısından; davacının davalılar … Sigorta ve … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı …’a velayeten …ve … için 10.000,00 TL, davacı …için 4.000,00TL, davacı … için 4.000,00 TL olmak üzere toplam 18.000,00 TL manevi tazminatın davalı … yönünden olay tarihi olan … tarihinden itibaren diğer davalı … açısından dava tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte sigorta şirketi açısından poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla (miktar poliçe limiti dahilinde) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; her bir müvekkili için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tazminat miktarı toplamı üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu kazanın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, meydana gelen zarar dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok az olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını ve malul kaldığını, davanın kısmen kabulü halinde aleyhlerine vekalet ücretine ve yargılama masraflarına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın diğer davalı hakkındaki davadan feragatinin müvekkili yönünden de feragat niteliğinde olduğunu, yetersiz kusur raporlarına itibar edilerek yeniden kusur incelemesi yaptırılmamasının hatalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde karşı tarafın kusurlu olduğunu, mahkemece davacının maluliyet oranının tespiti açısından herhangi bir inceleme yapılmadığını, her iki davanın ayrı davalar olması sebebiyle maluliyete ilişkin rapor aldırılması yönünde taleplerinin mahkemece reddedildiğini, davanın reddedilen kısmı üzerinden lehlerine nispi vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve yine her bir davacı yönünden 3 ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle davacıda meydana gelen maluliyetten kaynaklı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemesince … günlü verilen karar taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizce yapılan değerlendirme neticesinde … – … Esas Karar sayılı kararımız ile davalı sürücü … yönünden verilen kararın bu kişiye karşı henüz tebligat yapılmadan karar verilmiş olması nedeni ile ve davanın geri alınmasına yönelik olarak bu davalının açık muvafakatinin bulunmaması gerekçesi ile HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sırasında davacılar vekili davalı sürücü … yönünden davadan tümü ile feragat ettiğini, beyan etmiş olup, davacı vekili sadece diğer davalılar yönünden davaya devam etmiştir.
Davalı işleten … vekili tarafından davacı tarafın diğer davalı hakkındaki davadan feragatinin müvekkili yönünden de feragat niteliğinde olduğu yönündeki istinaf başvurusu bakımından yapılan incelemede;
Davalı vekili davacı tarafın diğer davalı hakkındaki davadan feragatinin müvekkili yönünden de feragat niteliğinde olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
Anılan dosyada davacılar …, …ve … tarafından kazanın oluşumuna sebebiyet veren ve kusurlu olan … plaka sayılı aracın işleteninin …, sürücüsünün ise … olduğundan bahisle her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00’er TL manevi tazminatın müteselsilen tahsili isteminde bulunmuşlardır.
Müteselsil borçlulardan birinin zarar görenin zararını ödemesi oranında diğer borçlular borcundan aynı oranda kurtulurlar. TBK’nun 166. maddesi “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır” hükmünü içerir.
Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır.
Yine, Borçlar Kanunu’nun 168. Maddesi “Madde 168- Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.
Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” hükmünü içermektedir. buna göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacılar …, …ve … tarafından mahkemenin … Esas sayılı dosyasında davalılar işlete olan … ve aracın sürücüsü olan … aleyhine manevi tazminat davası açılmış olup, bu dosyanın yargılaması sırasında davacılar vekili kazanın asıl faili olan davalı sürücü hakkındaki davadan feragat etmiştir.
Davalı … kazaya karışan … plaka sayılı aracın işleteni konumunda olup, kendisi hakkında hükmolunacak manevi tazminat bakımından aleyhinde verileecek olan tazminatı ödemesi durumunda bu ödemiş olduğu tazminatı, davalı sürücüden rücu hakkı bulunmaktadır.
Davacılar vekilinin sürücü hakkındaki davasından feragat etmiş olması sebebi ile davalı işletenin bu davalıya rücu hakkı ortadan kaldırılmaktadır. Bu itibarla BK’nın 168. Maddesi gereğince davacılar vekili tarafından müteselsil borçlu olan sürücünün durumu, yine aynı kazadan dolayı müteselsil borçlu işletenin zararına olarak iyileştirilmektedir. Şu durumda kendisine rücu edilebilecek olan sürücü hakkında yapılan feragatin davalı işleten yönünden de sirayet edeceği anlaşıldığından mahkemenin asıl dosyası bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde hatalı gerekçe ile bu davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Davacılar vekili ve davalı … vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacılar vekili her bir müvekkili için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tazminat miktarı toplamı üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı … vekili ise her bir davacı yönünden 3 ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmişlerdir.
Her bir davacı tarafından talep edilen manevi tazminat talepleri için davacılar arasında HMK 57 ve 58. md.leri gereği ihtiyari dava arkadaşlığı vardır. İhtiyari dava arkadaşlığında davalar birbirinden bağımsızdır. Buna bağlı olarak davacılar tarafından talep edilen manevi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden her bir davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine ve yine manevi tazminatın reddolunan kısmı yönünden davalılar lehine reddolunan manevi tazminat yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Davacılar vekilinin kısmen kabul nedeniyle aleyhlerine vekalet ücreti verilemeyeceği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili reddolunan kısmı yönünden aleyhlerine vekalet ücretine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa, yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m. 326/I). Davayı kazanan taraf, davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf, yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir. (HMK m. 323/1-ğ). Buna göre davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabul edilmiş olması nedeni ile red olunan kısım için davalılar lehine vekalet ücretine karar verilmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu yönü ile davacılar vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacılar vekili meydana gelen zarar dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok az olduğunu ileri sürmüş ise de,
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda asıl dava yönünden dairemizce davanın reddine karar verilmiş ise de ; birleşen dosya davalısı … A.Ş aleyhinde verilen karara yönelik olarak davalı tarafından bir istinaf başvurusu bulunmadığından bu davalı hakkında verilen kısmen kabul kararına yönelik olarak istinafa gelen tarafın aleyhine karar verilemeyecektir. Bu nedenle davacının manevi tazminata miktarına yönelik istinaf başvurusu değerlendirilmiştir. … tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı …’nin kaza nedeni ile ağır yaralandığı, dosya içerisindeki mevcut maluliyet raporuna göre %2,1 oranında maluliyetinin bulunduğu, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu anlaşılmış ise de, tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, davacıda meydana gelen maluliyet oranı, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, yaralanmasının niteliği, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yeterli ve yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin manevi tazminatına miktarına yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü, davacılar istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının davacılar tarafından davalılar … aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine şeklinde HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına, davalı sigorta şirketi … A.Ş tarafından karşı istinaf bulunmadığından bu davalı hakkında verilen manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin karar yönünden ise aleyhe hüküm tesis edilemeyeceğinden birleşen dava yönünden verilen hükmün aynen tekrarına karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
1-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
A-1)-Davacılar …, …ve … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
A-2)-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
A-3)-Davalı …, davacı … tarafından açılan ve red olunan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
A-4-) Davalı …, davacı …tarafından açılan ve red olunan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
A-5- Davalı …, davacı … tarafından açılan ve red olunan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
A-6)-Davalı … tarafından yapılan tebligat ve harçlar olmak üzere toplam 528,55 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı …’a ödenmesine,
A-7-) Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
A-8-) Davacılar tarafından peşin ödenen 512,33 TL nispi karar harcından alınması gereken 59,30 TL karar harcının mahsubu ile bakiye 453,00 TL’nin kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde yatıran davacıya iadesine,
B-1)-Birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası yönünden davacılar tarafından davalı … A.Ş aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE;
B-2)-Davacı …’a velayeten …ve … için 10.000,00 TL, davacı …için 4.000,00 TL, davacı … için 4.000,00 TL olmak üzere toplam 18.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla (miktar poliçe limiti dahilinde) davalı … A.Ş’den tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
B-3)-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 1.229,58 TL nispi harçtan dava açılırken yatırılan 512,33 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 717,28 TL nispi harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,
B-4)-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı nedeni ile davacı yan kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den tahsili ile davacı …’a verilmesine,
B-5-) Davacı …tarafından açılan manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı nedeni ile davacı yan kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den tahsili ile davacı …’a verilmesine,
B-6-)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı nedeni ile davacı yan kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den tahsili ile davacı …’a verilmesine,
B-7)-Davalı … A.Ş. Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. maddesine göre ve red edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … A.Ş.’ye ödenmesine, ( her bir davacı yönünden açılan dava bakımından ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği düşünülmüş ise de ilk derece mahkemesinin bu kararına karşı davalı sigorta şirketi tarafından aleyhe bir istinaf başvurusu yapılmadığından dairemizce istinafa gelen aleyhine karar verilemeyeceğinden ilk derece mahkemesinin kararı tekrar edilmekle yetinilmiştir)
B-8)-Davacıların istinaf kaldırma kararı öncesi ve sonrası yaptığı tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 280,05 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 33,60 TL yargılama gideri ile İskenderun 2. A.H.M. Nin … Esas sayılı dosyasında yatırılan 512,33 TL peşin harç olmak üzere toplam 825,98 TL yargılama giderinin davalı … A.Ş’den alınarak davacılara ödenmesine,
2-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,
C-İstinaf giderleri bakımından;
C-1)-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
C-2)-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
C-3)-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
C-3)-Davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
C-4)-Davalı … tarafından harcaması yapılan 87,20 TL posta masrafı giderinin davacılardan tahsili ile davalı …’a ödenmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.18/10/2021

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır