Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/2711 E. 2023/457 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 15. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/2711 – 2023/457
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2711
KARAR NO : 2023/457

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2023(Ara Karar)
NUMARASI : … Esas (Derdest)

DAVACI : … … –
VEKİLİ : Av…
DAVALI : … ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av..
DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : … ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av…
TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 12/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/12/2023

Mersin 1 .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/05/2023 tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan istinaf incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE : Davalı şirket tarafından müvekkiline haksız ve her türlü hukuki dayanaktan mesnetsiz olarak düzenlediği 22/01/2020 tarih ve … seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden toplam 58.270,30-TL borç tahakkuk ettirdiğini ve Mersin 8. İcra Dairesi, … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği adresle müvekkilin hiçbir bağlantısı bulunmadığını, adreste … … isimli şahsın işyeri bulunduğunu, kaçak elektrik tespit tutanağı ile kaçak elektrik tahakkuk hesap detayı üzerindeki yazılı adresler de farklı olduğunu belirtip, gecikmesi halinde telafi edilemeyecek zararların önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına/ icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine, yargılama neticesinde de müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile Mersin 8. İcra Dairesi’nin, … E. sayılı icra takibinin iptaline ve kötü niyetli ve ağır kusurlu olunması sebebiyle de davalı tarafın takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı taraf, öncelikle görev, yetki, zamanaşımı, husumet, hukuki yarar, dava şartı yönünden davanın reddine, itirazlarının kabul edilmediği takdirde esasa ilişkin itirazlar doğrultusunda haksız olan davanın esas yönünden reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi 30/03/2023 tarihli Tensip Tutanağında; Davacı vekilinin İhtiyati Tedbir Talebinin Kısmen Kabul Kısmen Reddi İle;…. ihtiyati tedbir talep eden vekilinin icra takibinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, …. İİK.nun 72/3 maddesi gereğince icra dosyasına girecek olan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünden KABULÜ ile; dava değeri olan 58.270,30-TL’nin %20 oranında 8.740,54-TL teminat yatırıldığında, … icra dosyasına girecek olan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA.” yönelik karar verilmiştir.
Davalı vekili ihtiyati tedbire itirazda bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARI :”İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin itirazının reddine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı tarafın iddialarını yaklaşık olarak ispat edemediğini, davacı dava dilekçesinde her ne kadar dava konusu tutanakta belirtilen adresle, davacının işletmesinin bulunduğu adreslerin farklı olduğu iddia edilmiş ise de iddianın gerçekle bağdaşır bir yanı bulunmadığını, tutanakta gösterilen adresle davacının işletmesinin bulunduğu adresin aynı olduğunu, davacının salt soyut beyanlarına itibar edilerek talep doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi hukuken hatalı olduğunu, dava konusu tesisatta daha önceki tarihlerde tanzim edilen kaçak elektrik tespit tutanakları incelendiğinde davacının abisi ve akrabalarının çeşitli firmaları paravan olarak kullanarak dava konusu yerde faaliyette bulundukları sabit olduğunu, ayrıca mahkemenin belirlemiş olduğu teminat bedeli çok düşük olup müvekkili şirketin mağdur edilmemesi için bu tutarın dosya borcu kadar arttırılması gerektiğini belirtip, müvekkili aleyhine kurulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf dilekçesine cevap veren davacı vekili dilekçesinde özetle; Karşı tarafın yapmış olduğu istinaf talebinin reddi ile ihtiyati tedbir kararının devamına, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME-GEREKÇE:
Dava, davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen kaçak elektrik kullanım bedeli nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile takibin durdurulması ya da İcra İflas Kanunun 72/3. Maddesi gereğince icra dosyasına yapılacak ödemelerin alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir istemininkabulüne dair ara karar davalı tarafça istinaf edilmekle dosya istinaf incelemesi için dairemize gönderilmiştir.

6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu;
6100 sayılı HMK’nun 341/1 maddesinde, “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denmiştir.

HMK’nın 389 v.d. maddelerinde geçici hukuki korumalar arasında ihtiyati tedbir düzenlenmiş olup, HMK’nın 389. maddesinde “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir.
İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3)

Dosya kapsamına göre; davacının iş yeri faaliyeti ile ilgili elektrik borcundan kaynaklı icra takibi yapıldığı, yapılan ticari faaliyette telafisi imkansız zararlar meydana gelebileceği, “gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebilir” kriterine uygun olmakla, HMK’nın 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilmesi şartlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nın 72.maddesinin ise “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir…”
Somut olayda; davanın 29/03/2023 tarihinde açıldığı, davaya konu kaçak enerji kullanım bedeli olan alacak nedeniyle davalı alacaklı tarafından 09/03/2020 tarihinde Mersin 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayısı üzerinden davacı borçlu aleyhine takip başlatıldığı, eldeki davanın ise takipten sonra açıldığı, mahkemece İİK 72/3 uyarınca verilen tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davalı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf ile ilgili yapılan masrafların istinaf talebinde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4-Kararın tebliği, harç ve diğer işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanunu 359/3 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f ve 394/5 maddeleri gereğince KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 12/12/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı