Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/2174 E. 2023/69 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 1. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/2174
KARAR NO : 2023/69
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2021
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/12/2019

DAİRE KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2023

Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik malzemelerinin bulunduğu depoya komşu parselde inşaat şantiyesi bulunan davalının açtığı çukurda biriken ve komşu parselden akan suların girmesi sonucunda elektrik malzemelerinin zarar gördüğünü ileri sürerek tazminata karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davacının iddiasını ispat edemediğinden bahisle davalarının ret edildiğini, bu durumun mevcut delil durumu karşında hatalı olduğunu, dava dilekçesinde delil olarak sundukları delillerin toplanmadığını, yeterli araştırma yapılmadığını, yeniden keşif yapılmadığını, davalı tarafın arsa sahipleri ile KKİS yaptığı ancak henüz inşaat ruhsatı almadığı şeklinde kabulü bulunduğunu, bu nedenle ispat yükünün davalı aleyhine yer değiştirdiğini, davalının anılan taşınmazı yıktığını, davalının ticari defter ve kayıtlarına da delil olarak dayanıldığını, ancak bu kayıtların getirtilmediğini, davalının KKİS.nin içeriği ile tarihinin tespit edilmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE:
Taraflar arasındaki dava, Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde; elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür. Müdahalenin men’i davasında amaç, mülkiyet hakkına olan saldırının veya müdahalenin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle malına haksız olarak müdahalede bulunulan malik, içinde bulunduğu durumdan kurtulmuş olur. Bahsi geçen müdahale maddi olabileceği gibi farklı şekillerde de ortaya çıkabilmektedir.
El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır.
TMK m. 683 deki “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın “komşu hakkı” başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
TMK-Madde 737 – * Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür.
* Özellikle, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel adete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. * Yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır.
TMK’nın 738. maddesiyle, 737. maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre “Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.”
Bilindiği gibi Türk Medeni Kanunu’nun 742. maddesi uyarınca, taşınmaz maliki üst taraftaki araziden kendi arazisine doğal olarak akan suların ve özellikle yağmur, kar ve tutulmamış kaynak sularının akışına katlanmak zorundadır. Komşulardan hiçbiri, suların bu akışını diğerinin zararına değiştiremez.
Aynı yasanın 743. maddesi 1. ve 2. fıkrası gereğince de “bir arazinin suyu öteden beri alt taraftaki araziye doğal bir şekilde akmakta ise, alt taraftaki arazi maliki, üst taraftaki araziden fazla suyun boşaltılması sırasında da bu suları… kabul etmek zorundadır. Alt taraftaki arazi maliki boşaltma dolayısıyla akan sulardan zarar görmekte ise gideri üstteki arazi malikine ait olmak üzere, kendi arazisinden yapılacak mecra ile suyun akıtılmasını isteyebilir.”(Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2014/13963 Esas, 2014/13254 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda; komşu parsel malikinin kusurundan kaynaklı olarak yağmur sularının davacıya ait depodaki malzemelere zarar verdiğinin ileri sürülerek tazminat talebinde bulunulduğu, mahkemece iddianın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine yönelik kararın verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece davacının komşu parselle ilgisinin net olarak tespit edilmediği, komşu parsel malikleri ile davalı arasında yapıldığı ileri sürelen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin temin edilerek davalının sıfatının belirlenmediği, bilirkişi raporunda davalının kusurunun bulunduğuna yönelik beyanlara yer verilmesine karşın bu hususun net olarak tespit edilmeden eksik inceleme ile kararın verildiği görülmektedir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, davalının komşu parselle ilgisinin ve tarihinin net olarak tespitinin yapılarak gerekli görülmesi halinde mahallinde keşif yapılıp davacıya ait depoya sızan yağmur sularının davacının elektrik malzemelerinde zarar vermesinde davalının kusurunun olup olmadığı hususunun net olarak tespit edilip esasa yönelik karar verilmesinden ibarettir.
Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK. nun 353/1-a-6 bendi uyarınca, kabul edilip kararın kaldırılması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29/06/2021 tarih ve 2019/… Esas, 2021/… Karar
sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 bendi uyarınca KABULÜNE,
2-İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için DOSYANIN MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan istinaf peşin karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
6-Kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/01/2023


Başkan

¸e-imza.

Üye

¸e-imza.

Üye

¸e-imza.

Katip

¸e-imza.

¸e-imza. ¸e-imza. ¸e-imza. ¸e-imza.