Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/1028 E. 2022/447 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 1. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1028
KARAR NO : 2022/447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Ecrimisil (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2017

DAİRE KARAR TARİHİ : 18/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket birlikte Mersin -Tarsus Organize sanayi sitesi içerisinde bulunan Mersin ili, … ilçesi …mahallesi … ada … numaralı imar parselinde 1/2 hisse oranında malik olduklarını, davacı ile davalı şirketler taşınmazın ediniminden sonra 3. kişilere kiraya verdiklerini, kira bedellerinde davacı şirketin hissesine düşen miktarın ödenmesi için protokoller yaptıklarını, taşınmazın bir bölümü 01/11/2012 ile 22/12/2015 tarihli arasında 3. Kişilerine kiraya verilmeden bizzat davalı şirket tarafından kullanıldığını ve davacıya herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı tarafından kullanılan 01/11/2012 ile 22/12/2015 tarihli arasında kullanılan kısmın haksız kullanım sebebi ile 5.000,00 TL ecrimisil talep ettiğini, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu taşınmazda bulunan deponun kullanım alanını tespiti istendiğini, depo alanı 6762 m², kullanıldığı tespit edilen alanın 2247 metre kare olduğunu, bu tespite göre depoyu kullanan kim olduğu belli olmadığını, davacı ile yıllardır süren ortak ticari ilişkisinin olduğunu, her ortak malda ortak karar alınarak kullanılmakta ve yürütülmekte olduğunu, anlatılan sebeplerle davanın reddini ve vekalet ücreti dahil harç ve masrafların karşı tarafa yükletilesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Mersin 3. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespit sonrası düzenlenen bilirkişilerin raporunda A ve B aksı arası 716 m² ve E ile F aksı arası 1531 m² depo alanının kullanıldığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte delil tespitine ilişkin dosyada bu alanın kim ya da kimler tarafından hangi maksatla kullanıldığına dair bir tespit mevcut değildir. Mahkememizce yapılan keşif sırasında gösterilen alan ise bilirkişi … … …’ın 18/10/2018 tarihli raporunda ifade edildiği üzere 3296 m2 olup krokide kırmızı renkle gösterilmiştir. Bu alan Mersin 3. Sulh Hukuk Mahkesince tespit edilen alandan farklı olup, delil tespitinde bilirkişilerin kullanıldığını belirledikleri alan değildir.
Bir hissedarın diğer hissedardan ecrimisil talep edebilmesi için öncelikle ortak gayrimenkulde diğer hissedarın payını aşan kullanımının olması ve bu hususu gösteren deliller sunması gerekmektedir. Dosyamızda davaya konu edilen ve bilirkişi … … …’ın raporunda B harfi ile ve kırmızı renkte işaretlenen alan delil tespitine konu edilen alan ile farklı olduğu gibi, bu alanın davalı tarafından kullanıldığına ya da bu alanın davacı tarafından kullanılmak istenmesine rağmen davalının davacı hissedar davaya konu alanı kullandırmadığına dair delil mevcut değildir.
Dava konusu taşınmazın hangi kısmının hangi müddetle kim tarafından kullanıldığını gösteren ya da dava konusu edilen ve keşifte gösterilen alana davalı tarafından müdahale edildiğini gösteren delil mevcut olmadığından davacının davalıdan ecrimisil isteyemeyeceği kanaatine varılmakla davanın reddine, yönelik karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasında delilleri toplanmış, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, düzenlenen bilirkişi raporunda; -Mersin 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından yaptırılan tespit esnasında görülen alanın 3.296 m² olduğu, -İntifadan men koşulunun 05.05.2014 tarihinde gerçekleştiği, (bu tarihte müvekkilinin davalı yana ihtarname keşide ettiğini) -Davalının kullanımının 22.12.2015 tarihine kadar sürdüğü, -Bu tarihler arasındaki kullanımla ilgili ecrimisil tutarının 184.759,94 TL olduğu, hususları tespit edildiğini,
Müvekkilinin taşınmazda 1/2 hissedar olması sebebiyle, bilirkişi kurulunun tespit ettiği değerin 1/2’si kadarlık tutar için davalarının ıslah edildiğini, yerel mahkeme davalarını, “dava konusu taşınmazın hangi kısmının kim tarafından kullanıldığını gösteren delil bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verdiğini, Ancak; -Davaya konu binanın kapalı alan olduğunu ve anahtarları müvekkili ile davalıdan başka kimsede bulunmadığını, yani üçüncü bir kişinin taşınmazın hissedarlarının bilgi ve onayı dışında taşınmaza girmesi veya taşınmazı kullanmasının mümkün olmadığını, tespit yaptırdıklarını, karşı tarafa ihtarname çektiklerini, davalının ihtarnameye cevap vermediğini,
-Davalı taraf cevap dilekçesinde davaya konu alanı kullanmadıklarını iddia etmemiş, sadece her paydaşın diğer paydaşın haklarıyla bağdaştığı sürece taşınmazı kullanabileceğini beyan ettiğini,
-Üçüncü bir kişinin taşınmazı kullanmasının mümkün olamayacağı, müvekkili taşınmazı kullanmış olsa kendisi hakkında tespit yaptırmayacağı, davalı tarafın hurda işiyle uğraştığı (tespit raporunda işgal edilen alanda fıçı, pano, makine parçaları bulunduğu saptandığı) hususları göz önüne alındığında işgal eden tarafın davalı olduğunun sabit olduğunu,
-Kaldı ki, işgal edilen alan, işgal süresi, ecrimisil bedeli bilirkişi raporlarıyla tespit edilmiş, davalı tarafın işgal edilen alanın kullanılmadığı, işgal süresinin farklı olduğu gibi bir iddiasının da söz konusu olmadığını,
Bu koşullar altında davanın kabulüne karar verilmesi gerekmekte iken isabetsiz değerlendirme ile davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle reddinin yerinde olmadığını, açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olmadığını düşündükleri yerel mahkeme ilamının bozularak ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne, icranın istinaf sonuna kadar geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE:
Taraflar arasındaki dava, Ecrimisil (Haksız işgal tazminatı) istemine ilişkindir.
** Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nun 25/02/2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25/05/1938 tarih ve 29/10 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nun 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. (Bknz. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2016/18332 Esas, 2017/7471 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda; davacı vekilinin, dava konusu … ilçesi … mahallesi … ada … numaralı imar parselinde 1/2 hisse oranında malik oldukları, davalının kullanımı sebebiyle müvekkili hissesine düşen ecrimisil bedelinin tahsilinin talep edildiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davalıdan ecrimisil isteyemeyeceği kanaatine varılmakla davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı ilamında ecrimisil (haksız işgal tazminatı) “hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat” olarak tanımlanmıştır.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin … esas … karar sayılı ilamının gerekçesi;”Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil ve/veya elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ya da kullanılabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil ve/veya elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.” şeklindedir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamının gerekçesi;”Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.” şeklindedir.
Tapu kayıtlarına göre dava konusu Mersin ili … ilçesi … mahallesi … ada … numaralı imar parselinde tarafların 1/2 hisse oranında malik oldukları, bu duruma göre parselde davalının da pay sahibi olduğu, davacı ile davalı taşınmazda / taşınmazlarda birlikte paydaş olduklarından intifadan men koşulu aranmıştır. Davacının ihtarname gönderdiği ve İntifadan men koşulunun 05.05.2014 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Ancak taşınmazda davacı ve davalı paydaş olup üzerinde bulunan depo / kapalı alan miktarı 66762 olduğu, davalının kullandığı iddia edilen kısım 3.296 m² olduğu, aynı yerle ilgili olarak yapılan tespitte kullanıldığı iddia edilen kısmın 2247 m² olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Davalının dava konusu taşınmazı kullandığı iddia edilmiş ise de, yapılan tespitte ve açılan dava sonucunda dava konusu yeri davalının kullandığının tam olarak ispat edilemediği, kaldı ki kullansa bile kendi hissesinden az yer kullandığı, tespit keşfinde ve mahkemece yapılan keşifte diğer kısımların boş olarak bulundukları, davacının da kullanabileceği bir alan bulunduğu, dava konusu yerin anahtarının davacı ve davalıda bulunduğu, başka kişilerde bulunmadığı dosyadaki beyanlardan anlaşılmaktadır. Yine dosyaya sunulan 24/01/2014 tarihli kira sözleşmesine göre mülk sahipleri … Plastik….ltd.Şti ile … Metal Makina….ltd.Şti.’nin birlikte dava konusu yeri … Mühendislik Müşavirlik …. ltd. Şti.’ne kiraya verdikleri ve kira sözleşmesi imzaladıkları anlaşılmıştır. Bu duruma göre davalının dava konusu taşınmazı tek başına haksız olarak işgal ettiğini söyleme olanağı yoktur.
İlk derece mahkemesi kararı davacı vekili tarafından istinafa taşınmış ise de, mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere, mahkemece yapılan değerlendirmeye ve yukarıdaki açıklamalara göre ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, usul ve yasaya uygun olarak inceleme ve değerlendirmelerin yapıldığı ve delillerin toplandığı anlaşılmakla, davacı tarafın istinaf talepleri yerinde örülmediğinden reddine karar verilmesi gerekir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi gereği istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesine ait kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından, istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca, esastan REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinafı reddolunduğundan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nın 333.maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-Dairemizce celse açılmadan gerekli inceleme yapıldığından taraflar leh ve aleyhine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/03/2022


Başkan

¸e-imza.

Üye

¸e-imza.

Üye

¸e-imza.

Katip…