Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/9 Esas – 2022/6
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/9 Esas
KARAR NO : 2022/6
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : … – …
MÜTEVEFFA : … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/08/2021
KARAR TARİHİ : 06/01/2022
YAZIM TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris …’ın müvekkili …’ın oğlu ve kanuni mirasçısı olduğunu, muris … … plaka sayılı araçta yolcu konumunda seyir halinde iken trafik kazası meydana geldiğini, …’ın hayatını kaybettiğini, bu konudaki ceza soruşturmasının … İlçe Jandarma Komutanlığı 2021/… adli tahkikat no ve 2021/… fezleke numarası ile derdest olduğunu, müvekkili anne …’ın müteveffa ile aynı evde yaşadığı ve …’ın maddi ve manevi desteğine muhtaç durumda olduğu, müteveffanın ölümü ile müvekkilinin maddi açıdan ağır kayıplara uğradığını, cenaze defin giderlerinin mevcut olduğu, yapılan yardım sadece para ile ölçülebilen bir değer olarak sınırlandırılmayacağını, bu sebeple destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken hem müteveffanın getirdiği maddi gelir hem de müvekkile günlük olağan işlerdeki yardımının maddi karşılığının baz alnmasının gerektiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin dava ve ıslah haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 50,00 TL cenaze ve defin giderinin kaza tarihinden (21.05.2021) itibaren en yüksek mevduat faizi ile tahsilini, 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden (21.05.2021) itibaren en yüksek mevduat faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle, davanın esasa girilmeksizin zamanaşımı nedeniyle reddine, arabuluculuğa ve sigorta şirketine başvuru şartı usulünce yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde “Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi” tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra Müvekkil Şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; yine “Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “destekten yoksun kalma” tazminatının hesaplanmasına, Müvekkil Şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması ve ödeme yapmasına karar verilmesi durumunda sorumluğunun azami çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağına, SGK’ya müzekkere yazılarak, davacıya rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulmasına, davaya konu olayda “hatır taşıması” ve “müterafik kusur” indiriminin yapılmasına, davanın kabulü halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, ceza dosyasının akıbetinin araştırılmasına ve bekletici mesele yapılmasına, cenaze ve defin masraflarına ilişkin talebin reddine, müteveffanın anne, baba, eş ve çocuklarını gösterir nüfus kayıt bilgisinin araştırılmasına, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediği için masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacının tam aile nüfus kayıt örneği Uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmış, davacı vekili tarafından sunulan sigorta şirketine başvuru belgesi ve Arabuluculuk Son Tutanağı dosyamız arasına alınmış, Ceyhan 5. Jandarma Trafik TİM Komutanlığı müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmış, Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/… soruşturma numaralı dosyasının bir örneği UYAP sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmış, SGK Adana İl Müdürlüğü müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmış, Aladağ İlçe Jandarma Komutanlığı’nın davacı ve murisin sosyal ve ekonomik durumlarını bildirir müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmış, Ceyhan Devlet Hastanesi müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmış, davalı Sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı ile sigorta poliçesi dosyamız arasına alınmış, Adana Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Başhekimliği müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
GEREKÇE :
Dava ilk olarak Aladağ Asliye Hukuk Mahkemesinde ( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) açılmış ve mahkemenin 2021/…-2021/… E K. Sayılı gönderme kararı üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Aladağ Asliye Hukuk Mahkemesi gönderme kararında özetle; “Somut uyuşmazlıkta dava Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile Aladağ Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını, dava tarihinde Aladağ’da müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmadığından ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile Aladağ Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakıldığını, ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 numaralı, 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı ile Adana Ticaret Mahkemesi kurulduğunu, yargı çevresinin Adana ilinin mülki sınırları olduğu ve iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiğini, görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan, iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulması zorunlu olup usul hükümlerine ilişkin değişikliklerde esasa ilişkin değişikliklerden farklı olarak derhal uygulama ilkesinin bulunduğu, bu nedenle HSK kararı ile birlikte Adana Asliye Ticaret Mahkemesinin yetki alanının Adana sınırları olarak belirlenmesi ile mahkememiz dava konusu somut uyuşmazlık bakamından görevsiz hale geldiği anlaşıldığından dosyanın Adana Ticaret Mahkemesine gönderildiğini” hüküm altına almıştır. Mahkemece gerekçeli karar taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve kararın istinaf edilmemesi üzerine 04/11/2021 tarihinde kararın kesinleştiği gerekçesiyle dosya mahkememize gönderilmiş ve Mahkememizin 2022/9 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
08 Temmuz 2021 tarih ve 31535 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 Sayılı Kararı ile kurulmasına karar verilen ve yargı çevresi tüm Adana ilinin mülki sınırları olarak belirlenen Adana Asliye Ticaret Mahkemesi ile ilgili kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin önüne gelen uyuşmazlık, özel kanunlarına göre kurulmuş olan ihtisas mahkemelerinin yargı alanlarının yeniden belirlenmesi ile ihtisas mahkemesi kurulmayan yerlerde bu mahkemelerin görev alanına giren iş ve davalara hangi mahkemenin bakması gerektiği hususlarında 08 Temmuz 2021 tarih ve 31535 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 Sayılı kararında dava tarihi itibariyle görevli olan mahkemenin davaya bakmaya devam edeceğine dair bir belirleme bulunmadığı ve eldeki davada görevli mahkemenin Aladağ Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’ mi, yoksa Adana Asliye Ticaret Mahkemesi mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Coğrafî durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir hukuk mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan hukuk mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı).
Usul hukukumuzda mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK m.1). Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır (HMK m.11/1-c). Bu nedenle taraflarca yargılamanın her aşamasında görev itirazında bulunulabileceği gibi taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemenin de yargılamanın her aşamasında görevli olup olmadığını resen gözetmesi ve görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı vermesi gerekir (HMK m.115). Davaya bakan hüküm mahkemesi gibi kanun yolu incelemesini yapan üst mahkemelerin de görev hususunu resen gözetip, hükmü veren mahkemenin görevli olup olmadığını incelemesi gerekir. Hatta bunun için tarafların hükme karşı görevsizlik nedeniyle kanun yoluna başvurmuş olmalarına dahi gerek yoktur.
Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmelidir. Davanın görev nedeniyle reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
Buna göre, uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve 2011/11-233 E., 2011/330 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
08 Temmuz 2021 tarih ve 31535 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 Sayılı Kararı ile yargı çevresi tüm Adana ilinin mülki sınırları olarak belirlenen Adana Asliye Ticaret Mahkemesi ile ilgili kararın özellikle 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.
Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin yukarıda açıklandığı üzere kanuni bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. (Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarih ve 2017/11-10 Esas, 2019/401 Karar)
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 Sayılı Kararı ile de yargı çevresi değiştirilmeyen Aladağ Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi olup, dava tarihi dikkate alındığında Adana Asliye Ticaret Mahkemesince davaya bakılması olanaklı değildir.
Aksi halde, bu durum 1982 Anayasası’nın “B. Kanuni hakim güvencesi” başlıklı, 37. Maddesinde düzenlenen “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.”, hükmünün, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ve Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurabilecektir.
Bu nedenle Aladağ Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nin görevli olduğu, Mahkememizin görevli olmadığı gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile yetkisizlik/ gönderme kararı ile dosyanın Mahkememize gönderilmesi kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Benzer kararlara gerekçe olarak gösterilen Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 16/01/2020 tarih ve 2016/8699 Esas, 2020/164 Karar sayılı ilamı; İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davava bakılırken aynı yargı çevresinde bulunan İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kuruluşu ile ilgilidir. Yine benzer kararlarda gerekçe olarak gösterilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/10/2016 tarih ve 2016/9217 Esas, 2016/7676 Karar sayılı ilamı; Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davava bakılırken aynı yargı çevresinde bulunan Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kuruluşu ile ilgilidir.
Nitekim Samsun BAM 3. Hukuk Dairesi’ de 2021/1511 E. 2021/1353 K. sayılı kararında ” kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmekte olup, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2021 tarih, 2021/… esas, 2021/… karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine” karar vermiştir.
Bu nedenle 03/08/2021 olan dava tarihi itibariyle Aladağ Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nin görevli olduğu, Mahkememizin görevli olmadığı gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile gönderme kararı ile dosyanın Mahkememize gönderilmesi doğru görülmemiştir. Nitekim somut olayda, uyuşmazlık konusu davanın açılma tarihi olan 23/08/2019 tarihine göre, Aladağ Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi ile Mahkememiz arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değildir.
Yeni ihtisas mahkemeleri kurulduğunda veya mahkemelerin yargı çevreleri değiştiğinde 1982 Anayasası’nın “B. Kanuni hakim güvencesi” başlıklı, 37. maddesinde düzenlenen “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.”, hükmünün, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ve Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının korunması amacıyla kanun koyucu tarafından kuruluş veya faaliyete geçiriliş tarihinden önce açılan ve görülmekte olan davaların eski Mahkemelerde bakılmasına devam edeceği ve devredilemeyeceği yasa ile açıkça düzenlemiştir. Bunun aksinin ancak kanuni bir düzenleme ile yapılabileceği, somut olayda böyle bir durumun olmadığı aşikardır.
Buna göre farklı yargı çevresi bulunan Mahkemelerden verilen kararın adı ne olursa olsun (devir, gönderme vs) 6100 sayılı HMK’nun 20 vd. maddeleri gereğince verilen karar teknik ve usul anlamında görevsizlik kararıdır ve kararın “gönderme” olarak nitelendirilemeyeceği aşikardır. Bu bağlamda; 6100 sayılı HMK’nun 20 vd. maddeleri gereğince de verilen görevsizlik kararı 6100 Sayılı HMK’nın 20/1, 341/1 vd. maddeleri gereğince “İstinaf kanun yoluna” tabi olup, gerekçeli kararın taraf veya vekillerine tebliğ edilmesi, kararın istinaf edilmesi halinde sonucuna göre hareket edilmesi, kararın istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde görevli mahkemeye dosya gönderilmelidir. Aksi halde 6100 Sayılı HMK’nın 20/1 vd. maddeleri gereğince görev uyuşmazlığının çıkma olanağı bulunmamakta, bu da hem gereksiz zaman kaybına neden olmakta, hem de yargılama sürecini uzatacağından Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ve Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurabilecektir.
6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine, 6100 sayılı HMK’nun 21/1-c maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemenin Aladağ Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi olduğunun tespitine, karar kesinleştirildiğinden yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın mahkememizce Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Adana BAM.9.Hukuk Dairesi’nin 2021/2039 Esas, 2021/1482 Karar sayılı ilamı, Adana BAM.4.Hukuk Dairesi’nin 2021/2599 Esas, 2021/1710 Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM : Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan HMK 114/c ve 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ALADAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğuna,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren, iki hafta içinde mahkememize başvurulup, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, mahkememizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 20 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-İş bu kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından, uyuşmazlığın giderilmesi için merci tayini amacı ile dosyanın ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
5-Harç ve vekalet ücretlerinin merci tayininden sonra karar altına alınmasına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/01/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır