Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/24 Esas – 2022/14
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
G E R E K Ç E L İ K A R A R
ESAS NO : 2022/24 Esas
KARAR NO : 2022/14
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … – …
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 10/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil, peyzaj şirketi olup, davalıya ait … Meydanı’nın çevre düzenlemesi işi müvekkile verilmiştir. Ayrıca davalı; … Mahallesi … ada … , … ve … no’lu parsellerde yer alan parkın çevre düzenlemesini de müvekkilden istemiştir. Müvekkil de kendisine verilen söz konusu işler kapsamında işi tamamlayarak davalı tarafa teslim etmiş ve kendi edimini tam olarak yerine getirmiştir. Ancak davalı: işi teslim almasına ve müvekkilin yazılı ve sözlü bir çok uyarısına rağmen edimini yerine getirmemiş ve müvekkile olan borcunu ödememiştir. Müvekkil, … Meydanının ve … Mahallesindeki parkın Bitkilendirme, Döşeme ve Kompozit kaplama, tadilat malzeme ve işlerini 07.10.2020 tarihinde, rulo çim işini ise 04.11.2020 tarihinde tamamlayarak davalıya tam olarak teslim etmiştir. Müvekkil tarafından yapılan işler , Bitkilendirme ve nakliye, Regreasyon bitki bedeli, Çim ayıraç 200 metre, bank 2 adet ve çöp kutusu 3 ade, Döşeme İşçilik; Kompozit L Kaplama işçilik, 1552,7 m2 60×160 döşeme, 336 mtül küpeşte, 159,76 mtül basamak,213,76 m2 kaplama, tadilat işçiliği, RULO ÇİM 200 m2 rulo çim, Bitki Listeleri; oya ağacı 250300 cm 27 adet, çınar 300350 cm 3 adet, iskenderun kauçuğu 250300 cm 87 adet, piramit defne 200250 cm 12 adet, alev ağacı 200250 cm 3 adet, mabet ağacı 200225 cm 5 adet, leylandi 200225 cm 80 adet, hurma ağacı gb 200 19 adet, hurma cüce hurma 125150 3 adet salkım söğüt 200250 1 adet, süs eriği 200250 cm 2 adet, bodur süs eriği 125150 cm 6 adet, arokarya 200250 2 adet, arekastrum 500 cm 1 adet, arekastrum 400 cm 1 adet, arekastrum 300 cm 1 adet, streletzea nicolai 7595 clt 150175 cm 6 adet, sikas gb4050 6 adet, sikas gb 5060 6 adet, sikas gb 6070 6 adet, altuni taflan 3050 cm 12 adet, sabin ardıç 3050 cm 12 adet, parlak yapraklı licidum 6080 çap 56 adet, yayılıcı mine 2040 cm 330 adet, kareks carex evergold 180 adet, liriostipa 48 adet, lorapetalum 4060 cm 36 adet, saz bitkisi 100125 cm 12 adet, pampas otu 125150 cm 9 adet, kırmızı uçlu saz 2040 cm 30 adet, meksika petunyası 2040 cm 410 adet, yasemin arap yasemin 125150 12 adet, yıldız çalısı 5 lt 3040 çap 450 adet, gelin duvağı 175200 50 adet, limoni servi 200250 cm 8 adet, leylandi ponpon leylandi 200250 cm 4 adet, ardıç ters ardıç 125150 3 adet, tijli fotinya 250300 cm 4 adet, hurma ağacı gb 500 2 adet, hurma ağacı gb 600 2 adet, İşleri olup, yapılan bu işlere ait fotoğraflar ve videolar da dilekçemiz ekinde yer almakta olup proje aslı ise Ceyhan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… D.iş ve 2021/… D.İş dosyasındadır. Müvekkil daha önce de davalının işlerini yaptığından buna istinaden davalıya bir çok sözlü ve yazılı uyarıda bulunmuş ancak davalı taraf ödeme yapmamış ve müvekkili oyalamıştır. Bunun üzerine müvekkil tarafından Adana 3.Noterliği’nin 27.07.2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi davalıya gönderilmiş davalı ihtarnameye cevap bile vermemiştir. Müvekkil tarafından yapılan işlere ait 02.08.2021 tarihli … no.lu 336.777,30 TL bedelli ve 02.08.2021 tarihli … no.lu 107.896,76 TL bedelli faturalar kesilmiş davalı taraf ödeme yapmadığı gibi bu faturalara herhangi bir itirazı da söz konusu değildir. Müvekkilin davalıya çok kez sözlü ve yazılı uyarısına rağmen davalının ödeme yapmaması üzerine bu defa ilgili faturalar Adana 3.Noterliği’nin 09.08.2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya gönderilmiştir. Davalı taraf bu ihtarnameye cevabında ilgili faturaların muhasebe kayıtlarında görünmediğini ileri sürmüş ve bu nedenle ödeme yapmayacağını belirtmiştir. Davalının ödeme yapmaması üzerine davalı hakkında Ceyhan İcra Dairesi’nin 2021/… E.s. dosyasından icra takibi başlatılmıştır. Davalı ise müvekkilin hak edişini ödemediği gibi icra takibine itiraz etmiş ve takip durmuştur. Söz konusu işler için Ceyhan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… D.iş ve 2021/… D.İş dosyasından delil tespitine başvurulmuş olup delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporları kapsamında müvekkilin işi yaptığı ve davalıya teslim edildiği tespit edilmiştir Ceyhan Asliye Hukuk Mahkemesince ilgili raporlar da davalıya tebliğ edilmiş davalı yine ödeme yapmamıştır. Sonrasında Arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup burada da anlaşma sağlanamamıştır. Arabuluculuk tutanağı dilekçemiz ekinde sunulmuştur. Müvekkil davalı taraftan ödemesini alamaması nedeniyle ciddi bir mağduriyet yaşamaktadır. Bu kapsamda fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalının haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazının iptaline, takibin 445.701,64 TL Asıl Alacak, faiz ve ferileri üzerinden devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz” şeklinde dilekçe sunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çevre düzenleme işi ile ilgili eser sözleşmesinden kaynaklı olduğu davalı tarafından ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ceyhan İcra Müdürlüğü 2021/… E. sayılı takip dosyası ile alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın haksız olduğu belirtilerek itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebiyle iş bu davanın açıldığı Taraflar arasındaki ihtilaf davalı ile yapılan sözleşmeye ilişkin davacı tarafından başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, taraflardan davacının tacir olup davalının ise … olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan incelemede emsal nitelikli Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2016/5445 -2017/4129 E K, 13. Hukuk Dairesinin 2016/5298-2017/8341 E K, 23.Hukuk Dairesinin 2017/808-2017/800 E K, 20. Hukuk Dairesinin 2017/246-2017/1100 E K ve 19 Hukuk Dairesinin 2013/1569 E 2013/2874 K sayılı kararlarında da açıklandığı üzere; eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmıştır. Burada öncelikli olarak asliye ticaret mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi, davanın ticari niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Öte yandan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için asliye hukuk mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık, Kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, asliye hukuk mahkemesinin ticari olmayan bir davayı asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır. Somut olayda; uyuşmazlık görevli mahkemecee ayrıca takdir edileceği üzere satış veya eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Davacının sözleşme konusu işleri ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığı kabul edilmekle birlikte davalı … , uyuşmazlık konusu işi ticari işletmesiyle ilgili olarak değil, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirmiştir. Yapılan açıklamalara göre, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir. Davanın niteliği itibariyle ticaret mahkemesinde görülmesi mümkün bulunmadığından ticaret mahkemesinin görevli olmaması nedeni ile dava dilekçesinin görev nedeni ile reddine ( Ticaret Mahkemesinin görevsizliğine ), görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddine, Adana Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna, karar kesinleştikten sonra İKİ HAFTA içerisinde taraflarca talep edilir ise, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
2- Dosyanın süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi istenmez ise, alınması gereken harç konusunda, HMK 20/1-son cümle gereğince; açılmamış sayılması kararı ile birlikte karar verilmesine, yargılama giderleri konusunda ise HMK 331/2 maddesi gereğince talep halinde dosya üzerinden karar alınmasına,
3-Dosyanın süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi istenir ise, HMK 331/2 maddesi gereğince, harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemede karar verilmesine,
Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile Adana Bölge Adliye Mahkemesinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 10/01/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır