Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/739 E. 2022/30 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/739 Esas
KARAR NO : 2022/30

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …

VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 15/10/2012 tarihinde acentecilik sözleşmesi imzalandığını, bu tarihten 17/10/2019 tarihine kadar taraflar arasında sözleşme devamlılığı sağlandığını ve ilişkinin devam ettiğini, 17/10/2019 tarihinde davalı tarafından müvekkiline noterlik vasıtasıyla gönderilen fesih ihbarnamesi ile taraflar arasındaki ilişkinin sebep gösterilmeksizin feshedildiğini, ihbarnamenin taraflarına 21/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği davalının tek taraflı fesih hakkının mevcut olmadığını, fesih tarihine kadar müvekkili şirketin müşteri memnuniyetini sağlama yönündeki özverili çalışması ve pazarlama faaliyetindeki başarısı nedeniyle çok kısa bir sürede pazarda tutulur hale geldiğini, kalıcı müşteriler kazandığını ancak fesihten önce ve sonra tanzim edilecek poliçelerin aracılık komisyonundan mahrum kaldığını, davalının feshi TTK 121/4 anlamında haksız fesih olduğunu, müvekkilinin zararlarının karşılanması gerektiğini, taraflar arasındaki ilişkinin süreci, sözleşmenin haklı nedenle feshedilmediğini, sözleşme ilişkininin sona ermesinden sonra davalı şirketin müvekkil acentenin faaliyeti sonucu önemli menfaatler elde ettiğini, açıklanan nedenlerle 15/10/2012 tarihli Acentecilik Sözleşmesinin haksız surette feshedildiğinin tespitini, 500,00 TL portföy tazminatı ve 500,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 1.000 TL tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; konu ve talepler yönünden aynı olan bir davanın derdest olması ve manevi tazminat talebi yönünden ayrı bir dava açmakta hukuki yarar bulunmaması sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini, sözleşmenin açık hükmü uyarınca feragat edilen ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmeyen denkleştirme talebinin bu nedenlerle reddini, manevi tazminatın koşullarının oluşmaması sebebiyle davanın tüm talepler yönünden esastan reddini, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememizin 2021/… Esas sayılı dava dosyasında, açılan davanın tazminat talebine ilişkin olduğu, davacı vekilince taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin haksız olarak fesh edildiği belirtilerek portföy tazminatı ve manevi tazminatın davalıdan tahsili talepli olarak iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin derdestlik itirazı doğrultusunda, Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyası celp edilerek incelendiğinde mahkemesince; 14/09/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının “taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafça feshinin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı, davacı acentenin portföy tazminatı talep hakkından sözleşmede ileri sürüp sürmediği ve davacıların, davalıdan portföy tazminatı talep koşullarının bulunup bulunmadığı ile talep edebilecekleri tazminatın tutarı” olduğunun tespitine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle mahkememizin 2021/… Esas sayılı dosyasında haksız fesihten kaynaklı portföy tazminat alacağına yönelik karar verilmiş olup, dosyanın haksız fesihten kaynaklı manevi tazminat alacağına ilişkin talep yönünden tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilmiş olduğu görülmüştür.
Dava şartları, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesinde dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiğilinden araştırılması gerektiği belirtilmiş, anılan kanunun 114.maddesinin 1.fıkrasında dava şartları sayılmış, aynı yasa maddesinin 2.fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
19/12/2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanunun 20.maddesi ile eklenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesine göre, Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak belirlenmiştir.
Buna göre davacı tarafa tefrik kararından önce mahkememizin 2021/… Esas sayılı dosyasında 16/03/2021 tarihli tensip zaptının 11 no’lu ara kararında, 7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile eklenen 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin 2.fıkrası uyarınca, davacı ve davalı taraflar arasındaki arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunması için ihtaratlı kesin süre verilmiş, mahkememize sunulan arabuluculuk son tutanağı incelendiğinde tutanakta iş bu davanın konusu olan manevi tazminat talebine yönelik arabuluculuk başvurusunda bulunulmamış olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının davacı vekilinin dava dilekçesi ile yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda dava tarihi olan 12/03/2021 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesine göre, tazminat davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davacı tarafça arabuluculuk kurumuna başvurulmaksızın doğrudan doğruya mahkememizde eldeki tazminat davasının açıldığı, bu itibarla eldeki davada dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 114/2.maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükümleri gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi kapsamında Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından düzenlenen arabulucuk ücret kararı uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davacıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2. ve 13/2.maddeleri uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.13/01/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Not: 5070 sayılı yasa hükümleri uyarınca e-imza ile imzalanmıştır.