Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/539 E. 2021/959 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/539 Esas – 2021/959
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/539 Esas
KARAR NO : 2021/959

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR: 1- … – …

: 2- … – …
3- … – …
4- … – …
5- … – …
VEKİLLERİ : … – …
… – …
DAVALI : … A.Ş. – …
VEKİLİ : … – …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri murisinin … TC Kimlik numaralı …’ ün ateşli silah ile öldürülerek 21/07/2016 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilleri murisi …’ ün sağlığında aynı zamanda davalı şirket acentesi olan … Adana … Şubesi’nden, … ve … Bankalarından krediler kullandığını, … ve … Bankalarından kullanılan krediler için düzenlenen sigorta teminatlarının … A.Ş. İle … A.Ş. İle … A.Ş. Tarafından 2006 yılında bankaya ve müvekkili mirasçılara ödendiğini, müvekkilleri tarafından aynı zamanda şirket acentesi olan … Adana … Şubesi’ ne müracaat ile murisin diğer bankalardan çekmiş olduğu krediler nedeniyle sigortaları olduğunu, diğer bankalardaki kredi borçlarının sigorta poliçelerinden karşılandığı belirtilerek murisin sigorta poliçeleri olup olmadığı sorulmuş ise de sigorta poliçelerinin varlığının müvekkilinden gizlendiğini, davalı şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açılarak … poliçe numaralı poliçeden kaynaklı müvekkillerine varis ödeme ibranamesi gönderildiğini, poliçenin ellerinde olmadığından bahisle gönderilemediğinin ibranamede belirtildiğini, poliçeyi göremeyen müvekkillerinin ibranameyi imzaladıklarını ve ödemeyi almadıklarını, murisin eşi … tarafından 14/08/2020 tarihli dilekçe ile … Adana … Şubesi’ ne müracaat edilerek kredi teminatı sigorta poliçelerinin birer sureti talep edilmiş ise de başvuruya cevap verilmediğini, davacı müvekkilleri murisin … Metlife müşteri numaralı … ile davalı şirket arasında davalı şirket acentesi … Adana … Şubesi vasıtası ile murisin vefat tarihinde yürürlükte bulunan …, …, poliçe numaralı iki adet hayat sigortası …, …, …, … ve … poliçe numaralı 5 adet kaza sigortası poliçeleri düzenlendiğinin öğrenildiğini, murisin ölümü nedeniyle sigorta sözleşmeleri ile teminat altına alınan riziko gerçekleşmiş olduğundan poliçe numaraları belirtilen ve bilmedikleri diğer sigorta poliçelerinden kaynaklı vefat teminatların davacı mirasçıların veraset ilamındaki payları oranında davalıdan tahsili için dava açmak gerektiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı müvekkilleri murisi …’ ün vefat tarihinde yürürlükte bulunan …, …, poliçe numaralı iki adet hayat sigortası, …, …, …, … ve … poliçe numaralı 5 adet kaza sigortası poliçesi olmak üzere toplam 7 adet poliçeden kaynaklı ve tarafınca tespit edilemeyen yargılama sırasında tespit edilecek poliçelerden kaynaklı şimdilik 112.000,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile mirasçılık belgesindeki payları oranında davacı müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … numaralı … Poliçesi, … numaralı …, … numaralı …, … numaralı Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi, … numaralı Ferdi Kaza Sigortası poliçesinde … … Şubesi’nin dain-i mürtehin kaydı bulunmakta olup, teminata hak kazanılması halinde sigorta bedelinden öncelikli olarak yararlanacak olan dain-i mürtehin alacaklısı … A.Ş. olduğunu, buna göre; anılan tazminata ilişkin hak sahibi bankanın muvafakati olmaksızın sigortalının doğrudan doğruya poliçeden doğan hakları talep hakkı bulunmadığını, somut olayda poliçede … A.Ş. … Şubesi’nin dain-i mürtehin kaydı bulunduğundan, Davacının açmış olduğu işbu davaya, poliçelerde hak sahibi olan bankanın (… A.Ş.) muvafakat edip etmediğinin sorulması, ilgili bankanın tazminatın başvuru sahibine ödenmesine açık ve yazılı muvafakati bulunmaması halinde, davanın bu poliçeler kapsamında reddedilmesini talep ettiğini, davacılardan …’ün davacı vekiline vermiş olduğu vekaletname tarihi 15.12.2020 tarihli olup, arabuluculuk başvuru tarihi 13.11.2020 olup son görüşmesi ise 04.12.2020 tarihinde yapıldığını, bu sebeple … adına arabuluculuğa başvurma yetkisi yok iken başvuru yapıldığını, … tarafından bir başvuru yapılmadığı gibi görüşmelere de katılmadığından … açısından arabuluculuk şartının sağlanmadığının açık olduğunu, bu sebeple … açısından dava şartı sağlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın müteveffaya ait …, …, …, … ve … poliçe numaralı 5 adet kaza sigortası poliçelerinin teminat bedellerinin ödenmesini talep ettiğini, ancak müteveffanın söz konusu poliçelerin teminat bedellerine hak kazanmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından söz konusu poliçelere ilişkin varislere ödemeye yapılmak istenilmiş olup ödeme yapılamadığını, davacılar tarafından müvekkili şirkete ilgili poliçelerin teminat bedellerinin ödenmesi talebiyle yapılan başvuru üzerine müvekkili şirket tarafından ilgili değerlendirmeler yapıldıktan sonra banka borcu olmaması sebebiyle ödeme ibranameleri hazırlanarak varislere gönderildiğini, gönderilen ibranamelerde de görüleceği üzere ödemenin yapılması için ibranamelerin imzalanması, ödemenin yapılması istenilen banka ve IBAN numarasının yazılması, kimlik fotokopilerine ihtiyaç duyulduğunu, ayrıca hayat sigortası tazminatlarının veraset ve intiakl vergisine tabi olması nedeniyle, ibranameler ile beraber vergi borcu yoktur yazısının da alınması gerektiğini, ancak varisler tarafından ödemenin yapılacağı banka hesap bilgisi ve vergi borcu yoktur yazıları gönderilmediği için müvekkili şirket tarafından ödeme yapılamadığını, davacı tarafın sonuç ve talep kısmında temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talep ettiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşebilmesi için, başvuru ile tüm belge ve delillerin müvekkili şirkete gönderilmesi, yapılacak incelemenin tamamlanması ve buna rağmen ödemenin yapılmamış olması gerektiğini, müvekkili şirkete yapılan başvuruya bakıldığında ise sadece … ve …, … ve … adına yapılmış olup bu başvuru üzerine de istenilen evrakların müvekkili şirkete gönderilmediğini, bu sebeple hem …, …, … ve … için temerrüt oluşmamış, diğer davacılar ise müvekkili şirkete başvuru yapmadıkları için müvekkili şirketi temerrüte düşürmediğini beyan ederek müteveffa …’ün vefat ettiği olay yerine silah getirttiği, oğluna hedef gözetmek suretiyle ateş ettirdiği ve kendisinin de silahla öldürmek kastıyla ateş ettiğinin mahkemece tespit olması nedeniyle, ferdi kaza sigortasında kapsam dışı kabul edilen “cürüm ve cinayet işlemek veya bunlara teşebbüste” bulunması sebebiyle ferdi kaza sigortası teminatlarından yararlanamayacağını, yine müvekkili şirket müteveffanın hayat sigortası poliçeleri teminatlarının ödeme niyeti bulunmasına rağmen ve defalarca ödeme yapabilmek için banka hesap bilgisi ve vergi dairesinden alınan yazıyı istemesine rağmen, davacıların gerekli bilgi ve belgeleri vermemeleri ve hatta imtina etmeleri nedeniyle ödeme yapılamadığından, hayat sigortaları teminatları için dava açılmasına sebebiyet verilmemesi nedeniyle müvekkili şirket aleyhinde faiz, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Açılan davanın, alacak talebine ilişkin olduğu, davacı müvekkillerin murisi … ‘ ün vefat tarihinde yürürlükte bulunan …, …, poliçe numaralı iki adet hayat sigortası, …, …, …, … ve … poliçe numaralı 5 adet kaza sigortası poliçesi olmak üzere toplam 7 adet poliçeden kaynaklı ve tarafınca tespit edilemeyen yargılama sırasında tespit edilecek poliçelerden kaynaklı şimdilik 112.000,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebi ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Adana 3.Tüketici Mahkemesi’nin 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; “davacıların murisi … ile … A.Ş. arasında … müşteri numaralı tüketici ile davalı banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında muris … ‘e tarımsal krediler kullandırıldığı bu kredilerin teminatı için hayat sigortaları ve ferdi kaza sigortaları düzenlendiği, taraflar arasında düzenlenen davaya dayanak kredi ve sigorta sözleşmelerinin ( hukuki işlemlerin) ticari nitelikte bir olması ve tarafların tüketici sıfatı olmaması sebebiyle, davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak mahkememizin görevli olmadığı kanaati hasıl olmuştur. Nitekim talep konusu işlemlerin ticari işlem olarak kabul edilmesi ve yargılamanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine” denilmek suretiyle dosya mahkememize gönderilmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unun 3. maddesinin (k) bendinde,”Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi tüketici,”olarak tanımlanmış (l) bendinde ise, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 73.maddesinde ise, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu” belirtilmiştir. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de; taraflardan birini tükecinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da Ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Aksine düzenleme bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. (TTK’nın 5/1.)
TTK’nun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacıların murisi … ile … A.Ş. arasında … müşteri numarası ile Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davacıların murisi …’ e kredi kullandırıldığı, müteveffa …’ ün mirasçıları olan davacıların söz konusu kredi kullanımı sebebi ile düzenlenen ferdi kaza ve hayat sigortaları poliçelerinden doğan alacaklar için iş bu davanın açıldığı görülmüştür. Davacıların ve davacılar murisinin tacir olduğuna dair bilgi ve belgeye dosya kapsamında ulaşılamadığı, her ne kadar davalı tacir olsa da davacıların ve davacılar murisinin tacir olmadığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan dava niteliğinde kabul edilemeyeceği, uyuşmazlık konusunun 6102 sayılı TTK’dan düzenlenen işlerden olmadığından mutlak ticari iş niteliğinde de olmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan; uyuşmazlığın hayat sigortası poliçesinin tarafları arasında ve tüketici işleminden kaynaklandığı, kredi sözleşmesinden doğan bir ihtilaf olmadığı, davaya bakmak görevinin bu nedenlerle tüketici mahkemelerine ait olduğu (Yargıtay 17. HD 2018/4019 E. 2020/3394 K, Adana BAM 9. Hukuk Dairesi 2018/1612 E. 2019/1535 K., 13.HD 2016/3806E. 2018/12032 K., 17.HD 2016/9897 E. 2019/7605 K., 20.HD 2016/13600 E. 2016/12140 K.) kredi sözleşmesinin ticari olmasının sonucu değiştirmeyeceği (Yargıtay 17. HD 2017/198 E. 2017/5526 K.) görülmektedir.
Tüm dosya kapsamı incelenerek yukarıda açıklanan nedenlerle, somut uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmış, 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşılmakla, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, Adana Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna, Adana 3. Tüketici Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden, mahkememizin kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde dosyanın olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi’ ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE, Adana Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Adana 3. Tüketici Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden, mahkememizin kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde dosyanın olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi’ ne gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren, iki hafta içinde mahkememize başvurulup, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, mahkememizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 20 uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİ’nin ihtarına,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 331/2. maddesinde yer alan ‘Yargılama giderlerine dosyanın gönderileceği mahkeme hükmeder.’ hükmü uyarınca bu aşamada yargılama giderleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Mahkememizin iş bu kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde, mahkememizce dosya üzerinden yapılacak inceleme sonucunda yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın davacıya tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Not: 5070 sayılı yasa hükümleri uyarınca e-imza ile imzalanmıştır.