Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/498 E. 2021/951 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/498 Esas – 2021/951
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/498 Esas
KARAR NO : 2021/951
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : ….LTD.ŞTİ – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : :… ANONİM ŞİRKETİ -V.N.: …

VEKİLİ : … – …
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2021
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkilinin, davalı sigorta şirketinin acentesi olduğunu, acentelik sözleşmesinin 11.11.2019 tarihinde feshedildiğini, fesih işleminin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin acentelik sözleşmesi gereğince 55.558,33 TL komisyon alacaklısı olduğunu, işbu talebin avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekilince cevap dilekçesiyle özetle ; davacı ile 24.01.2019 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesinin 32. maddesine binaen yetki sözleşmesinin imzalandığını bu sözleşme gereğince yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davayı kabul etmediklerini, davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA USULÜ :
15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü gereğince , mahkememizde açılan 55.558,33 TL’lik dava için basit yargılama usulü uygulanmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davalıdan sigorta acenteliği sözleşmesi gereğince komisyon ücreti alacaklısı olup olmadığı hususunda toplandığı anlaşılmıştır.

Mahkememiz dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Öncelikle, HMK 117 gereği davalı vekilinin yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 116-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerektiği belirtilmiş, 117/1. maddesinde de cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen ilk itirazların dinlenemeyeceği hükmü getirilmiştir. Kesin yetki bulunmayan hallerde davalı tarafından süresinde ileri sürülmeyen yetki itirazının daha sonra ileri sürülmesi mümkün olmadığı gibi mahkemece de kendiliğinden dikkate alınamaz. HMK’nın 17. maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen yetkili mahkemede açılır. Taraflarca aksinin kararlaştırılmadığı, başka bir anlatımla yetkili mahkemenin münhasıran belirlendiği yetki sözleşmeleri (şartları), kanunen yetkili kılınan genel ve özel diğer mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırır. Usul hukuku ve maddi hukuk yönünden geçerli yetki sözleşmeleri tarafları bağladığı gibi, onların cüzi ve külli haleflerini, sözleşme konusu alacağı temlikname ile devir alan alacaklıları da bağlar.
Somut olayda, taraflar tacir olup, dosyaya sunulan ve davacının dayanağı olan 24.10.2019 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesinin 32. maddesinde taraflar arasındaki ihtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığı, sözleşmedeki yetki şartının geçerli olduğu, davalının cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, bu suretle yetki itirazının HMK 19/2 mad gereğince süresi içerisinde yapıldığı belirlenmiş olmakla süresinde yapılan yetki itirazına istinaden HMK 17 . maddesi gereğince davanın yetki yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
KARAR:
1-Davalı vekilinin yetki itirazının kabulü ile açılan davanın yetki yönünden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesin müteakip talep halinde dosyanın yetkili NÖBETÇİ İSTANBUL ANADOLU ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸

Hakim …
¸
**Bu Evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunun Kapsamında DYS üzerinden E-İmza ile İmzalanmıştır. **