Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/458 E. 2021/784 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

K A R A R
ESAS NO : 2021/458
KARAR NO : 2021/784
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1- … – TC Kimlik No: …

2- … – TC Kimlik No: …

3- … – TC Kimlik No: …

VEKİLİ : Av. … –

DAVALILAR : 1- … – TC Kimlik No: …

2- … – TC Kimlik No: …

VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/04/2017
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARAR YAZIM
TARİHİ : …
I- DAVA
Davacılar vekili 24.04.2017 tarihli dilekçe ile davalı taraf aleyhine menfi tespit davası açmıştır. Dilekçeye göre; davalılardan … tarafından Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı dosyası ile davacılar aleyhine kambiyo takibi başlatılmıştır. Takip aşağıda belirtilen bonoya dayanmaktadır. Diğer davalı … bonoda lehtar ve cirantadır. Davacılar bonoyu düzenleyen …’ün mirasçılarıdır. Müteveffa … sağlığında 28.03.2014 tarihinde eşi (davacı-mirasçı) … aleyhine boşanma davası açmıştır. Muris, eşinden mal kaçırmak, nafaka yükümlüğünü asgariye düşürebilme telaşı içerisinde muvazaalı işlemler yapmıştır. Davaya konu bonoda gerçekte bir borç ilişkisi olmamasına rağmen bu şekilde düzenlenip murisin kardeşi olan …’e verilmiştir. Öncelikle davalı tarafın senette belirtilen meblağı muris …’a verdiğini ispatlaması gerekmektedir. Senedin düzenlendiği tarihte muris Türkiye’de değildir. Senedin düzenlendiği tarihte (24.12.2012) murisin … … Şubesindeki mevduat hesabında 977.597,00 TL parası bulunmaktadır. Bu nedenle borçlanma ihtiyacı yoktur. …’ın vefatından sonra yapılan görüşmelere sonucunda davalı … 23.10.2015 tarihli ibra belgesi ile gerek kardeşi müteveffa …’dan gerekse onun mirasçılarından hiçbir alacağının bulunmadığını beyan etmiştir. Diğer davalı … hem bonoyu düzenleyen …’ün hem lehtar-ciranta …’ün kardeşi olduğundan iyi niyetli değildir. Takip konusu senedin muvazaa nedeniyle geçersiz ve bedelsiz olduğu ileri sürülerek bono nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20 tazminata karar verilmesi talep edilmiştir.

DÜZENLEYEN
LEHTAR
HAMİL
TANZM TARİHİ
ÖDEME TARİHİ
TUTAR



24.12.2012
30.12.2015
350.000,00 TL

II- SAVUNMA
Davalılar vekili 20.09.2017 tarihli cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur. Dilekçeye göre; bonoyu düzenleyen … her iki davalının abisidir. Davacılardan …, …’a …’e karşı boşanma davası açmış ve ona olmadık türlü iftiralar atmıştır. … boşanma davası devam ederken evinde kalp krizi geçirerek kimsesiz bir şekilde vefat etmiştir. Davalılardan … abisinin hatırasına olan saygıdan bir süre bonodan kaynaklanan alacağını istememiş ancak sonrasında icra takibine koymuştur. Bonodan kaynaklanan alacağı ispat yükü davalıya düşmemektedir. Bono …’ün …’e verdiği borç nedeniyle düzenlenmiştir. Davalılardan …, davacı tarafın delil olarak dayandığı 23.10.2015 tarihli ibra belgesini sadece traktörden kaynaklanan bir alacak için düzenlendiği düşüncesiyle imzalamıştır. Bu belge hileyle davalıya imzalatılmıştır. Davalı …, kızı … …’ü evlendirirken yaptığı harcamalar nedeniyle diğer davalı …’den borç para almak zorunda kalmış ve bonoyu …’e ciro etmiştir. Bononun davalı …’e ciro edilmesinde şaibeli bir durum söz konusu değildir. Davanın haksız olduğu belirtilerek reddine ve %20 tazminata karar verilmesi talep edilmiştir.
III- DELİLLER
Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2017 / … sayılı dosyasının incelenmesinden; …’ün … mirasçıları …, … ve … aleyhine 30.03.2017 tarihinde 350.000,00 TL asıl alacak ve 45.279,45 TL işlemiş faiz alacağının tahsili talebiyle kambiyo takibinde bulunduğu görülmüştür. Takip mahkememizde dava konusu olan bonoya dayanmaktadır. Davalılardan … bonoda lehtar-ciranta konumundadır.
Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından düzenlenen 17.08.2015 tarih 2015/…-… sayılı mirasçılık belgesine göre; 03.08.2015 tarihinde vefat eden …’ün mirasçıları …, … ve …’dür.
23.10.2015 tarihinde düzenlenen ve …’ün imzasını taşıyan belgede şu ifadeler yer almaktadır; “03.08.2015 tarihinde vefat eden kardeşim …’ün ölümü ile geride mirasçısı olarak kalan … intikal eden fakat aslında benim olan … plakalı … marka traktörümü teslim aldım. …, … ve … … traktör üzerinde hiçbir şekilde hak sahibi olmadıklarını kabul ederler. Ben … de kardeşim …’ün ölümü ile gerek kardeşimden gerek mirasçılarından … plakalı traktörümden başkaca doğmuş ve doğacak hiçbir hak ve alacağımın bulunmadığını beyan ve kabul eder …, … ve …’ı ibra ederim”.
IV- GEREKÇE
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 26.02.2018 tarih 2017/…-2018/… sayılı hükümle; senedin gerçekte borçlanma iradesiyle düzenlenmediği (muvazaa nedenine dayalı geçersizlik) iddiasının ispatlanmadığı ancak 23.10.2015 tarihli ibra belgesine dayalı bedelsizlik iddiasının sabit olduğu, davalı …’ün bonoyu iktisap ederken iyi niyetli olmaması nedeniyle bu savunmanın ona da yöneltilebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne ve takip konusu alacağın %20’i oranında tazminata hükmedilmiştir.
Hükme karşı davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Adana BAM 9. Hukuk Dairesi 17.05.2019 tarih 2018/…-2019/… sayılı kararla istinaf başvurusunu reddetmiştir.
Adana BAM 9. Hukuk Dairesinin kararına karşı davalı taraf temyiz yoluna başvurmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 01.04.2021 tarih 2020/…-2021/… sayılı kararla hükmü davalı taraf yararına bozmuştur. Bozma kararına göre; menfi tespit davası senet bedeli olan 350.000 TL üzerinden harç yatırılarak açılmıştır. Davalı … aleyhine senet bedeli olan 350.000 TL üzerinden %20 tazminata karar verilmesi gerekirken takip konusu alacak üzerinden %20 tazminata karar verilmesi hatalıdır. Yüksek Mahkeme davalı tarafın diğer temyiz itirazlarını ise reddetmiştir.
Mahkememizce bozma kararına uyulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıların miras bırakanı … tarafından davalı … emrine düzenlenen diğer davalı …’ün ciro yoluyla devraldığı 350.000,00 TL tutarlı bonodan dolayı davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Davacı taraf bononun gerçek bir borçlanmaya dayanmadığını, muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu ve 23.10.2015 tarihi ibra belgesine göre bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür. Davalı taraf ise bononun verilen nakit borç için düzenlendiğini, bonoyu ciro yoluyla devralan …’ün iyi niyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. …, … ve …’ün kardeş olduğu ihtilafsızdır.
Yukarıda belirtildiği davacı taraf 23.10.2015 tarihli ibra belgesi nedeniyle bononun bedelsiz olduğunu ve bonoyu takibe koyan davalı …’ünde iyi niyetli hamil olmadığını ileri sürmüştür. Davalı taraf anılan belgedeki imzaya itiraz etmemiş, belgenin sadece traktör için düzenlendiğini ve hileyle davalı …’den alındığını savunmuştur. Davalı taraf hileyi açıklamadığı gibi bu konuda hiçbir delil de sunmamıştır. … tarafından düzenlenen belgede gayet açık bir şekilde; “… kardeşim …’ün ölümü ile gerek kardeşimden gerek mirasçılarından … plakalı traktörümden başkaca doğmuş ve doğacak hiçbir hak ve alacağımın bulunmadığını beyan ve kabul eder …, … ve …’ı ibra ederim” ifadesi yer almaktadır. Bu belge geniş kapsamlı bir ibra belgesidir. Belge ile …; …, …, … ve …’dan 23.10.2015 tarihinden önce doğmuş hiçbir alacağının bulunmadığını beyan etmiştir. Davaya konu bono 24.12.2012 tarihinde düzenlendiğinden ibra belgesinin kapsamındadır. Davalı tarafın ibra belgesinin bonoyu kapsamadığı yönündeki savunmasının 6100 sayılı HMK 200 ve 201. maddesi uyarınca senetle ispatlanması gerekmektedir. Davalı taraf bu konuda yazılı senet sunmamıştır. Bu nedenle TBK 132. maddesi uyarınca bonodan kaynaklanan alacak isteminin ibra belgesi ile davalı … açısından sona erdiği sonucuna varılmıştır.
6102 TTK 687. maddesi uyarınca; poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Bedelsizlik defi kişisel bir defidir ve kural olarak sadece akdi ilişkinin tarafına karşı ileri sürülebilir ancak bu ilişkiyi ve borcun sona erdiğini bilen kötü niyetli hamile karşı da bu savunma ileri sürülebilir. Somut olayda …, … ve …’ün kardeş olduğu ihtilafsızdır. Keza her iki tarafın beyanlarına göre … ile … arasında bir boşanma davası olmuş ve dava bitmeden … vefat etmiştir. Bonoyu düzenleyen ile lehtar ve son hamil …’ün kardeş olması dikkate alındığında davalı …’ün gerçekleşen bu vakaları bilmemesi mümkün görülmemektedir. Bu nedenlerle davalı …’ün bonoyu iktisap ederken iyi niyetli olmadığı, bu savunmanın ona da yöneltilebileceği ve davanın kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Senet, davalı … tarafından icra takibine konu edildiğinden davacılar lehine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma kararı gereğince harç yatırılan 350.000 TL dava değeri üzerinden %20 tazminata hükmedilmiştir.
H Ü K Ü M

1- Davanın KABULÜ ile; Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı dosyası ile takibe konulan düzenleyeni … olan 24/12/2012 tanzim tarihli 30/12/2015 ödeme tarihli … emrine düzenlenen 350.000,00 TL tutarlı bonodan dolayı davacıların davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, 70.000 TL tazminatın davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
2-Alınması gereken 23.908,50 TL ilam harcından, 5.977,13 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 17.931,37 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına ( bozma öncesi yazılan Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… Esas 2018/… Karar 02/05/2018 tarih 2018/… Harç numaralı harç tahsil müzekkeresi nedeni ile tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla )
3-Davacılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 32.950,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 5.977,13 TL peşin harç olmak üzere toplam 6.008,53 TL’nin davalılardan alınarak, davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından harcaması yapılan 20 tebligat gideri 226,50 TL, müzekkere gideri 6,50 TL olmak üzere toplam 233,00 TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı … tarafından harcaması yapılan 39,40 TL istinaf posta gideri, 24,00 TL Adana Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan tebligat gideri, 49,70 TL Yargıtay 19. Hukuk Dairesine dosya gönderme ücreti, 32,40 TL (19. Hukuk Dairesine ) reddiyat gideri olmak üzere toplam 145,50 TL yargılama giderinden icra inkar tazminatı hususunda temyiz nedeni ile kabul/red oranına tekabül eden 104,16 TL’nin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,
7-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …