Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/41 E. 2021/910 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/41 Esas – 2021/910
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/41 Esas
KARAR NO : 2021/910

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – T.C.Kimlik No: …

VEKİLİ : … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ –

VEKİLİ : … – …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 15/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilim …, … … A.Ş ortak ve yetkililerinden birisi olduğunu, şirket, 15.09.2014 (sözleşmenin bir nüshası tarafınızda olmadığından dolayı ve takip eklerinde bulunmadığı için tarihte farklılık olabileceğini) tarihinde Davalı … bünyesinde kredi kullandığını, işbu krediyle beraber, şirketin adına kendinin kefil olduğunu, ayrıca senet verdiğini, senetin Adana 2.İcra Dairesi 2020/… E. Sayılı dosya numarası ile 274.500,00 TL olarak icraya konulduğunu, bu senetten doğan miktarın gerçeği yansıtmadığını, tarafımızın bu miktarda borcu olmadığını, Hukuka ve sözleşmeye aykırı bu borç gerçeği yansıtmadığını, yasaya ve usule uygun açılmış dava ile bu durum ortaya konduğunu, takibin dayanağı senet incelendiğinde, sözleşmenin eki yaprak üzerine bastırılmış bir senet olduğunun görüleceğini, takip açılırken söz konusu senedin verilmesine sebep kredi sözleşmesinin ekine verilmemesi iyi niyetli bir davranış olmadığını, senedin sözleşmenin sayfalarının en sonundan alındığını, kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarih ile aynı tarihte düzenlendiğini, başka bir hukuki sebepten alınamayacağı tarafımızdan ortaya konduğunu, bu nedenle akit ile doğan borç miktarının üstünde haksız icra takibi söz konusu olduğunu, davalı taraf ise, kredi sözleşmesini eklere koymayıp, sadece senet ile takibe geçerek, senette illetten mücerretlik ilkesine sığınma saikinde bulunduklarını, ancak bu ilke başlı başına alacağın varlığına karine oluşturmadığını, haklı davamızın kabulüne, bankadan tüm belge ve evrakların getirtilerek incelenerek borç miktarının ortaya konulmasına, senedin miktarı kadar borcumuzun olmadığıyla asıl borcumuzun tespitine, haksız miktarın iptaline, dava süresince takibin tedbiren durdurulmasına, karşı tarafın kötü niyetli olmasından kaynaklı, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, dava giderleri ve karşı vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu takip tarihi 10/08/2020 tarihi olduğunu, dava konusu takibe konu olan bono, dava-dışı asıl-borçlu … ….A.Ş.’nin müvekkilime olan borçlarının ödenmesi için bir ödeme aracı olarak teslim edildiğini, dava konusu senedin taraflarınca doldurulduğu iddiası ise absürt ve gerçek dışı olduğunu, muhtemel ki davacıyı temsil eden hukuk bürosunun kendisine takip için teslim edilen boş yada eksik senetleri doldurmakla ilgili tecrübesine güvenerek olsa gerek gerçek dışı iddiada bulunduklarını, boş yada eksik senedin avukat yada yanında çalışan bir kimse tarafından doldurulması ve sonrasında senette ki imzanın sahte çıkması durumunda olası bir ceza kovuşturmasına avukatın da dahil olacağının bilinmesinde yarar olacağını, borçlunun müvekkil bankaya olan borçlarını ödememesi nedeniyle borçlu ile birlikte davacı hakkında da Adana 2. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasından yasıl takibe geçildiğini, takibe konu alacağın 185.000,00 TL’lik kısmı, aynı zamanda davacının kabulünde ve menfi tespit isteminin de konusu olan … A.Ş. Lehine düzenlenmiş 185.000,00 TL’lik teminat mektubu olduğunu, 196.485,00 TL olarak gösterilen dava değerinin 185.000,00 TL’lik kısmı mezkur teminat mektubuna ilişkin olduğunu, bu hususta davacı ile müvekkili arasında ihtilaf olmadığını, asıl borçlu firmanın müvekkiline olan borçlarına ifa etmeyerek temerrüde düşmesi neticesi Üsküdar 6. Noterliğinin 04/08/2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarıyla hesapları kat edildiğini, uyuşmazlık konusu teminat mektubu bedelinin de müvekkil bankanın faiz getirmeyen bir hesabında defo etmesi ihtar edildiğini, ancak 10/08/2020 takip tarihine dek depo edilmediğini, mektup aslının lehtar tarafından iadesinin de sağlanamadığını, davacının menfi tespit talebine konu ettiği tutar 196.485,00 TL olmasına ve bu tutarın 185.000,00 TL’lik kısmının takip tarihi itibariyle geçerliliğini devam ettiren gayrinakit bir kredi alacağına teminat mektubuna ilişkin olması itibariyle 11.485,00 TL’lik nakdi tutardan da sorumlu olmadığını iddia ettiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
YARGILAMA USULÜ :
Öncelikle 15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile ve son olarak 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, mahkememizde açılan 196.485,00 TL’lik dava için basit yargılama usulü uygulanmıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; davaya ve dava konusu Adana 2. İcra Müdürlüğü 2020/… sayılı takibine ilişkin 15.09.2014 tarih 274.5000,00 TL meblağlı, 27.07.2020 vadeli bir adet bono için davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Adana 2. İcra Müdürlüğü 2020/… sayılı sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı vekili tarafından borçlu davacı … hakkında 271.500,00 TL asıl alacak, 1.431,88 TL işlemiş faiz, 814,50 TL komisyon masrafı olmak üzere toplam 273.746,38 TL alacak için dava konusu bono hakkında kambiyo senedine özgü icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu kredi sözleşmesi celp edilmiştir. İlgili sözleşmenin incelenmesinden; 15.09.2014 tarihinde davadışı … …. Sa. Ve Tic. A.Ş’nin asıl borçlu olduğu, davacı … ile dava dışı …’ın 463.000 TL limitli olmak üzere müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesi imzalandığı, kredi sözleşmesi gereğince taksitli kredi kullandırıldığı ve 185.000 TL’lik teminat mektubu verildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu kredi sözleşmesi celp edilmekle beraber; banka kayıtların incelemesi yoluyla bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır. Bankacı bilirkişi 07.09.2021 tarihli raporunda özetle; davalı banka ile davadışı … …. San. ve Tic. A.Ş’nin asıl borçlu olduğu, davacı … ile dava dışı …’ın 463.000 TL limitli olmak üzere müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi sözleşmesi gereğince taksitli kredi kullandırıldığı ve 185.000 TL’lik teminat mektubu verildiğini, davalı banka lehine davacının 274.500,00 TL bedelli 27.07.2020 vade tarihli bono tanzim edildiğini, bu bononun kredinin teminatı olup olmadığı hususunda takdirin mahkemede olduğunu, kredi nedeniyle kredi sözleşmesinin ödenmesi ve teminatın depo edilmesi için 04.08.2020 tarihinde hesabın kat edildiğini, ancak davacı aleyhine bono nedeniyle takip başlatılarak toplamda 273.746,38 TL’nin tahsili istenildiği, kredi sözleşmesi gereğince takip başlangıç tarihi itibariyle davacının teminat mektubu komisyonu dahil 272.563,92 TL sorumlu olduğunu ancak 16.09.2020 tarihinde 185.000 TL’lik teminat mektubunun riskinin sona erdiğini, dava tarihi itibariyle bu nedenle davalı bankaya nakti kredi borcu nedeniyle 11.485,00 TL’lik borcun kaldığını rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekili ek rapor talebinde bulunmuştur. Taraf vekilleri ayrıca 16.11.2021 tarihli duruşmada ayrı ayrı söz alarak davanın esasına ilişkin beyanlarda bulunmuşlardır. Mevcut rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden ek rapor talebinin reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı TMK m. 6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Menfi tespit davasının düzenlendiği İİK 72/4 fıkrasına göre ” Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) “yüzde yirmiden” aşağı tayin edilemez.(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) “yüzde yirmisinden” aşağı olamaz.” hükmü bulunmaktadır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin incelenmesi sonucunda; taraf vekillerinin beyanlarına göre dava konusu bononun davacının kredi borcundan ötürü teminat alındığına kanaat getirilmiş, davacının kredi borcu dava tarihi ve takip tarihi olarak bilirkişi tarafından ayrı ayrı hesaplanmıştır. Takip tarihi itibariyle; davacının davalı bankaya karşı 185.000 TL gayri nakdi teminat riski borcu, 1.821,10 TL teminat mektubu komisyonu ve 11.485,00 TL nakdi kredi borcu bulunmakta; dava tarihi itibariyle ise de 185.000,00 TL’lik teminat mektubu riski sona erdiğinden sadece 11.485,00 TL’lik nakdi kredi borcu ile 1.821,10 TL’lik teminat mektubu komisyonu borcu bulunmaktadır. Teminat mektubu riski niteliği gayri nakdi alacak olup; nakdi borç gibi değerlendirilip tahsilatı talep edilemez. Davalı banka gayri nakdi alacağını ilamsız takibe konu edip ilgili bedelin depo edilmesini talep etmelidir. Nitekim dava tarihi itibariyle de teminat mektubu riski sona erdiği bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. Bu nedenle takip tarihi itibariyle teminat mektubu komisyonu ile nakdi kredi alacaklarının dışındaki meblağnın teminat olarak alınan bono aracılığıyla talep edilmesi hukuka aykırı görüldüğünden davacının teminat mektubu riski olan 185.000,00 TL’lik miktar bakımından dava konusu takip ve bono nedeniyle borçlu bulunmadığı nedeniyle dava kısmen kabul edilmiş, takip açmakta davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm yasalara ve hukuka uygun görülmüştür.
KARAR :
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davacının Adana 2. İcra Dairesi 2020/… takip sayılı dosyası ile takip dosyasına dayanak olarak gösterilen 15/09/2014 tanzim tarihli 27/07/2020 vade tarihli, 274.500,00 TL bedelli bono gereğince davalıya 185.000,00 TL ve bu miktara isabet eden takip gideri ve faiz gereğince borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 12.637,35 TL karar ve ilam harcından, 3.355,48 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 9.281,87 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 3.355,48 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.414,78 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 21.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 7 tebligat gideri 38,50 TL, 1 müzekkere gideri 9,00 TL, bilirkişi ücreti 750,00 TL olmak üzere toplam 797,50 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 750,88 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Adana Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır