Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/371 E. 2021/745 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/371 Esas
KARAR NO : 2021/745

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – Vergi No:…

VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – T.C.Kimlik No:…

VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/05/ 2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı … arasında şirket yetkilisi ile dostane ilişkileri sebebiyle sözlü olarak ; davalının tasarrufunda bulunan arsanın müvekkil şirkete devri karşılığında davalıya ait konut kredisinin ödenmesi hususunda anlaşma yapıldığını, müvekkil anlaşmadan doğan edimini yerine getirdiğini, 54.000,00 TL ödeme yaptığını, sonrasında müvekkil şirket yetkilileri arsanın devrini talep ettiğini, ancak arsanın müvekkil şirkete devri gerçekleştirilmediğini, davalı borçlu anlaşmadan vazgeçtiğini bildirdiğini, iş bu anlaşmaya aykırılık sebebiyle ödenen bedelin faiziyle birlikte geri verilmemesi üzerine Adana 11. İcra dairesi 2020/… E. Sayılı dosyayla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından 14/10/2020 tarihinde borca itiraz edildiğini, davalı taraf vekili itiraz dilekçesinde davalının hiçbir borcu olmadığını, müvekkilinin yapmış olduğu ödemelere ilişikin dekontlar incelendiğinde; açıklama kısmında “Konut Kredisi” için yapıldığı açıkça görüldüğünü, bu durumda davalı borçlunun itirazının aksine tarafların aralarında yapmış olduğu anlaşmadan kaynaklı bir ödeme olduğunu, davalı ise ödemenin hangi borca istinaden yapıldığını ifade dahi edememiş salt olarak bir borca istinaden yapılan bir ödeme olduğunu ifade ederek bir türlü dayanağı belirtmediğini, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davrandığını, alacağın zaman aşımına uğradığını söyleyen davalı taraf bu ifadesiyle borcun varlığını ikrar ettiğini, davanın kabulü ile itirazın iptaline, kötü niyetle yapılan itiraz ile takibin durmasına sebep olan borçlu aleyline %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının tacir sıfatına haiz sermaye şirketi olması işbu davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesini sağlamadığını, kanunun açık hükmü uyarınca malvarlığı haklarına ilişkin davalar Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüldüğünü, talep edilen alacaklar zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı nedeniyle de davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafından müvekkil ile davacı şirket arasında sözlü olarak bir arsanın devri karşılığında ödeme yapılması hususunda anlaşma yapıldığını belirtildiğini, bu soyut iddianın gerçeği yansıtmadığını, mal varlığı haklarına ilişkin sebepsiz zenginleşme davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen alacaklar zamanaşımına uğradığından zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, gerçeğe aykırı ve soyut beyanlara dayanan, çelişkili, akla ve mantığa aykırı ifadeler içeren haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın;taşınmaz alım-satımı gereği ödendiği iddia edilen bedelin iadesi amacıyla davalı aleyhine başlatılan Adana 11. İcra Müdürlüğü 2020/… sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Adana 11. İcra Müdürlüğü 2020/… sayılı takip dosyasının incelenmesinden; davacının davalı aleyhine tarihinde ilamsız takipte bulunduğu görülmüştür. Takip talebinde; 56.370,08 TL faiz dahil toplam alacağa takip tarihinden yasal faiz uygulanarak tahsili talep edildiği, davalı vekilinin işbu icra takibine itiraz ettiği, takibin itirazen durdurulduğu anlaşılmıştır.
HMK114/1-c maddesine göre görev dava şartı olup HMK 115. maddeye göre dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması ve bulunmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiş olup; görevin dava şartı olması sebebi ile görevli mahkeme olup olmadığımız hususunda irdeleme yapılmıştır.
Davalının esnaf tacir araştırması için Adana Vergi Dairesi Başkanlığı, Adana Ticaret Odası, Adana Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, gelen yazı cevabına göre davalının tacir sıfatı kazanmadığı, esnaf kabiliyetinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf davalı tarafından kullanıldığı öne sürülen usulsüz elektrik bedelinin tahsiline ilişkin davacı tarafından başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, 6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir. 26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir. TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Buna göre; dava konusunun usulsüz elektrik kullanım iddiasından kaynaklandığı, dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesine ilişkin olmadığı, mahkememizce ilgili kurumlarla yapılan yazışmalarda davalının Ticaret Sicil Müdürlüğünde ve Ticaret Odasında kayıtlarının bulunmadığı, davalı adına vergi kaydı incelemesinde davalının tacir sıfatını kazanmadığı sebepleriyle somut olaydaki uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemelerince görülüp, sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varıldığından dava dilekçesinin görev nedeni ile reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR :
1-1-Dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE,
2-Görevsizlik kararının kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderleri ile arabuluculuk ücretinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır