Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/273 E. 2022/22 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/273 Esas
KARAR NO : 2022/22

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … – …

VEKİLİ : … – …

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … içerisindeki taşıma işlemleri için davalı-borçludan nakliye ve vinç hizmeti satın alındığını, davalı tarafından 29.08.2020 yapılan taşıma işlemi esnasında davalıya ait … plakalı araç ile bir ağaca çarpıldığını, ağacın devrilmesi sebebi ile zarar ortaya çıktığını, aracın plastik dubalara park edilmesi sebebiyle ayrıca zarar verildiğini, yine taşıma esnasında ortak alanda yer alan seramiklere zarar verildiğini, AVM yönetimi tarafından tutanak ve kamera kayıtları ile tespit edildiğini ve bu durum karşısında müvekkili şirkete 2.893,38 TL bedelinde fatura düzenlendiğini, ilgili zararın davalı tarafından verilmiş olması sebebi ile AVM tarafından kesilen faturanın borçluya yansıtıldığını, davalı tarafından faturanın kabul edilmediğini, haksız ve hukuka aykırı olarak iade faturası düzenlendiğini, davalı tarafından müvekkil şirket tarafından kesilen faturanın kabul edilmemesi sebebi ile fatura alacağına dair Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı şirketin yapmış olduğu itirazın hukuki mesnetten uzak, haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle söz konusu itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini ve %20den az olmamak üzere davalı şirketten icra inkar tazminatını talep etmek üzere işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, borçlunun Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyasına haksız ve hukuka aykırı olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlunun takibe, borca, gösterilen faize, faiz oranına ve tüm ferilerine yapmış olduğu itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu açık olması sebebiyle, İİK 67/2 uyarınca müvekkil şirketin alacağının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın iddia ettiği kazada davalı müvekkili şirket ile herhangi bir sözleşmesi olmaması, aracın müvekkili şirkete ait olmaması nedeniyle davanın öncelikle husumet yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse meydana gelen kaza ile davalı müvekkil arasında illiyet bağı bulunmadığından davanın reddine, haksız icra takibinden kaynaklı alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava, Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, davacı vekili tarafından itirazın iptali ile takibin devamı ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir.
Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; davacı … tarafından, davalı … aleyhine 22/01/2021 tarihli, 2.893,38 TL asıl alacak ve 355,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.248,61 TL’lik ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, takip dayanağını … nolu 2.893,38 TL bedelli faturanın oluşturduğu anlaşılmıştır.
İİK 67. maddesi uyarınca, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ret veya hükmolunan meblağın %20’den aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir. Davacının davasını süresi içinde açmış olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür.
Dosyaya ibraz edilen hükme esas almaya elverişli mali müşavir bilirkişisi 10/09/2021 tarihli raporunda; ilgili aracın davalı şirket kayıtlarında olmaması ve zarar verdiği anlaşılan aracın kime ait olduğunun belirsiz olması sebebiyle davacının davalıdan alacağının olmayacağının düşünüldüğünü, mahkeme aksi görüşte olup mahkemece icra tâkibinde talep edilen 2.893,38 TL asıl alacağa hükmedilecek olunursa, davalının temerrüde düşmemiş olduğunu, bu sebeple işlemiş faiz hesaplanması yapılmadığı belirtilmiştir.
Davacı tanığı …’ın talimat yoluyla duruşmada alınan beyanında aynen; “Ben davacı şirkette yaklaşık 11 yıldır çalışmaktayım ve halen orada çalışıyorum, biz mağazamızı tahliye edecektik ve davalı şirketten vinç talebinde bulunduk, gelen vinç firması bütün işlerimizi yaptı, bizim işimiz bittikten sonra AVM’nin mevcut ağaç, plastik ekipmanlar, aydınlatma direğine arabayı toplayıp gideceği esnada zarar verdi, ben bizzat buna şahit oldum, buna ilişkin kamera kayıtları da mevcuttur, AVM nin tuttuğu tutanak da mevcuttur, AVM bu zararlardan ötürü bize yani çalıştığım davacı firmaya fatura gönderdi ve bunların bedellerini bizden talep etti, davacı firmaca ödeme yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, bu faturaya konu zararı tamamen vinç firması olan davalı firma yapmıştır ve bu fatura bedelini de onların ödemesi gerekmektedir” şeklinde belirtmiştir.
Davalı tanığı …’in duruşmada alınan beyanında aynen; “Ben davalı iş yeri kurulduğundan beri orada çalışmaktayım. Tedarikçi olarak çalışıyorum. Davacı firmayı tanımam. Davalı şirketten araç veya vinç temini istendiğinde ben o bölümde çalışmadığımdan bilgim olmaz ancak iş yerimizde … plakalı böyle bir araç mevcut değildir. Davalı şirketten ne tür araç ve vinç kiralandığı konusunda bir bilgim yoktur, sadece bildiğim iş yerimizde böyle bir plakada bir araç olmadığıdır” şeklinde belirtmiş, davacı vekilinin beyanı üzerine tanıktan sorulduğunda beyanında; “davalı iş yerinde bulunan bütün araçların plakalarını bilemem ancak böyle bir plakalı aracın olmadığını biliyorum, vinç kiralamak istendiğinde davalı firmada başka çalışanlar var, onlar aranıyor, benim böyle bir görüşmem olmuyor” şeklinde belirtmiştir.
Türkiye Noterler Birliği’nin 22/10/2021 tarihli cevabi yazısında; … plakalı aracın 28-29/08/2020 tarihinde … adına kayıtlı olduğu, hali hazırda ise … adına kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davacı şirket tarafından … içerisindeki taşıma işlemleri için davalıdan nakliye ve vinç hizmeti satın alındığı ve davalı tarafından taşıma işlemi esnasında davalıya ait olduğu iddia edilen … plakalı araç ile çevreye bir kısım zarar verildiği, bu nedenle AVM yönetimi tarafından davacı şirkete 2.893,38 TL bedelinde fatura düzenlendiği, ilgili zararın davalı tarafından verilmiş olması sebebi ile AVM tarafından kesilen faturanın borçluya yansıtıldığı iddia edilmiş, davalı tarafından faturanın kabul edilmediği ve iade faturası düzenlendiği, bu nedenle Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiği, davalı tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
İspat yükü davacıda olup, davacının dosya kapsamında davalıdan vinç ve nakliye hizmeti aldığına ilişkin dosyaya herhangi bir belge ve delil sunamamış olduğu, … plaka sayılı aracın kayıtları incelendiğinde tutanaklar tarihinde aracın dava dışı … isimli bir şahsa ait olduğunun tespit edildiği, bu bilgi karşısında davacının araç maliki-işleteni ile davalı şirket arasında herhangi bir ilişki – bağ bulunduğuna yönelik de dosyaya herhangi bir delil sunamamış olduğu, öte yandan hükme esas alınan mali müşavir bilirkişinin 10/09/2021 tarihli raporunda davalının ticari belge ve defterlerinde yapılan incelemeler neticesinde davalının 254-taşıtlar hesabında … plakalı bir aracın kaydına rastlanmadığını belirtmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya davacı tarafça sunulan Adana 9.Noterliği’nin 05/11/2020 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi incelendiğinde, davacı tarafça davalıya gönderilen Kartal 21.Noterliği’nin 28/10/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine cevap içerikli olduğu, 02/11/2020 tarihinde kendilerine tebliğ edilen ihtarnameyi ve faturayı kabul etmediklerine ilişkin cevabi ihtarname düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2005 Tarihli, 2005/…-215 Esas ve 2005/… Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi; “Faturanın tebliğinden itibaren 8 gün içinde itiraz edilmezse fatura münderecatı kabul edilmiş sayılır”, Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.04.2004 Tarihli 2004/… Esas ve 2004/… Karar sayılı kararında; “Faturaya, TTK’nın 23/2 maddesi gereği tebliğinden itibaren 8 gün içinde itiraz edilmemesi durumunda, fatura içeriği kabul edilmiş sayılır.” ilamı mevcuttur. Bu kapsamda davalının tebliğ aldığı faturalara borcu bulunmadığı takdirde basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü gereği süresinde itiraz etmesi gerekmektedir. Öte yandan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 8.6.1988 tarihli, 1988/60 Esas 1988/3809 Karar sayılı ilamında; “TTK’nın 23/2 maddesi uyarınca keşide edilen faturaya itiraz edilmemiş olması halinde fatura münderecatının kabul edilmiş sayılacağı hükmü ancak taraflar arasında faturanın keşide edilmesine neden olan akdi ilişkinin ispat edilmesi durumunda geçerlidir.” denilmektedir. Buna göre, faturanın içeriğinin bağlayıcı olması için ticari ilişkinin varlığının ispatı gerekmekte olup, davacı tarafça hem bu ticari ilişki ispat edilememiş, hem de davalı tarafça yasada belirtilen süre içinde faturaya itirazda bulunulmuştur. Diğer yandan ispat yükü üzerinde bulunan davacı taraf tanık dinletmiş, tanığın beyanlarında 11 yıldır davacı şirket çalışanı olduğunu ve halen de davacı şirketin çalışanı olduğunu beyan ettiği görülmüş, dosyaya tanığın beyanlarını destekler mahiyette davacı tarafça herhangi bir delil de sunulamadığı anlaşılmakla, tanık beyanları hükümde esas alınmamış, davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiş olup, bunu ispat yükü üzerinde olan davalının, davacının kötüniyetli olduğuna yönelik dosyaya ispata yarar bir delil sunamadığı anlaşılmakla koşulları oluşmayan talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın REDDİNE;
Davalı tarafın, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine yönelik talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
Alınması gereken 80,70 TL karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi kapsamında Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından düzenlenen arabulucu ücret kararı uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davacıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 3.248,61 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.11/01/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Not: 5070 sayılı yasa hükümleri uyarınca e-imza ile imzalanmıştır.