Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/207 E. 2021/1103 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/207 Esas – 2021/1103
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/207 Esas
KARAR NO : 2021/1103

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …. LTD. ŞTİ – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …

VEKİLİ : … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kereste ticareti ile iştigal etmekte olduğunu, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde müvekkilinin davalı şirkete muhtelif zamanlarda fatura karşılığı döşeme tahtaları, kaplama tahtaları vb. ürünler sattığını, dava konusu fatura ile aynı tarihli 19.235,43 TL bedelli fatura düzenlendiğini ve davalılarca ödemesinin yapıldığını, yine müvekkili şirkete 24/02/2016 tarihinde 28.320,00 TL tutarında davalılarca çek vasfında kambiyo senedi verildiğini ve yine bu çekin de müvekkile ödemesinin geç yapıldığını, müvekkilinin dava konusu fatura alacağına istinaden davalıya 23.659 hacminde 90 cm’lik döşeme tahtaları sattığını, davalı şirketin fatura bakiyesi olarak 13.400,46 TL tutarındaki borcunu ödemeyince aleyhine Adana 4.İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının icra takibine itiraz ederek takibin durdurulduğunu belirterek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun tebliğ edilmiş ancak davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava, Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, davacı vekili tarafından itirazın iptali ile takibin devamı ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir.
Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… Esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; davacı …. Ltd. Şti tarafından, davalı … Anonim Şirketi aleyhine, 14/02/2020 tarihli 13.400,46 TL asıl alacak, 7.145,11 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.545,57 TL’lik ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, takip dayanağının 25/03/2016 tarihli 13.400,46 TL bedelli faturanın oluşturduğu anlaşılmıştır.
İİK 67. maddesi uyarınca, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ret veya hükmolunan meblağın %20’den aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir. Davacının davasını süresi içinde açmış olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. İş bu dosyamızda davacı malı davalıya teslim ettiğini ispat etmekle yükümlü olup, malın tesliminin ispatı halinde davalı da teslim aldığı malın bedelini ödediğinin ispat yükü altındadır.
Çorum Vergi Dairesi Başkanlığına, Adana 4. İcra Dairesine, Adana Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan müzekkerelere cevap verildiği, cevabi yazıların dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz edilen hükme esas almaya elverişli mali müşavir bilirkişisinin 24/09/2021 tarihli raporunda; davacı defterlerinin usul yönünden usulüne uygun tutulmamış, belgeye dayalı kayıt yapmamış ve sahibi lehine delil niteliği taşımadığının tespit edildiği, 31.12.2016 tarihinde … nolu kayıt ile dönem sonu işlemleri başlığı altında alıcılardan 1.729.299,15 TL tahsilat kaydı yapılmış ve dönem sonunda alıcıların hesaplarının kapatılması işleminin bir belgeye dayalı olarak yapılmadığını, dava dosyası kapsamında bulunan bilgi, belge ve dosyada bulunan belgeler doğrultusunda yapılan incelemeler ve tespitler neticesinde taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu, alım ve satıma konu faturaların usulüne uygun olarak davacı defterine kaydının yapıldığı, tarafların usulüne uygun şekilde BA – BS beyanlarında bulunduğu, dava konusu olan Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile takip açılan asıl alacak 13.400,46 TL tutarındaki fatura karşılığının, davacının defter kayıtlarına göre davalıdan alacaklı olmadığının görülmüş olduğunu, davalı alacağına takip açmış olduğunu ve davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, itirazın icra dairesinin yetkisine, dayanak belge ekte dense de belge olmadığına ilişkin itirazlarda bulunuğunu ve ödeme belgesinin ibraz edilmediğini, takibin iptali üzerine davacının huzurdaki davayı açtığını, 31.12.2016 tarihinde … yevmiye numaralı kayıt ile dönem sonu işlemleri başlığı altında, belgeye dayalı olmadan alıcılardan 1.729.299,15 TL tahsilat kaydı yapmış olması nedeni ile davacı defterlerinin usul yönünden usulüne uygun tutulmamış olduğunun görüldüğünü belirtmiştir.
Davacı tanığı …’ün duruşmada alınan beyanında aynen; “Davacı şirket sahibi benim dedem olur, 2009-2010 yıllarından buyana davacı iş yerinde çalışmaktayım, genel olarak üretimle ilgileniyorum, davalı ile davacı arasında dava konusu alacak dışında başkaca ticari ilişkiler de olmuştu, bu sebeple davalıyı da tanıyorum, 90 cm’lik mezar tahtası siparişi vardı, son sevkiyatında eksik olduğu için tamamlatılması için bizi aradılar, …’ne firmasına son sevkiyatı da tamamlayarak malı teslim ettik, ancak karşılığındaki bedeli ödemediler, bildiğim kadarıyla 13.400 TL civarında bir meblağ idi.” şeklinde belirtmiştir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan fatura sevk irsaliyesinde teslim alan kısmında bir imza bulunduğu ama imzanın kime ait olduğuna ilişkin herhangi bir isim veya kaşe bulunmadığı, buna yönelik de davacı yanca herhangi bir beyan ve delil sunulmadığı görülmüştür. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı ilamında; “..Fatura tek başına alacağın varlığına delil olmaz ve yine davalının da söz konusu faturaların altında yer alan teslim alan kısmında imzası bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu ürünlerin teslimi hukuki bir işlem olup, ancak TMK 6. ve HMK. 190 ve 200 maddeleri gereği yazılı delillerle ispat edilebilir. Dosyaya ibraz edilen faturalar malın teslim edildiğini göstermez. Davacı yasal delillerle teslim olgusunu ispat etmelidir.” şeklinde karar verilmiştir. Diğer yandan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı ilamında da; “…davalı malın teslim edildiğini savunmakta ve bu savunmasını tanık delili ile ispat etmek istediği, davalının malın teslimi hususunda ispat yükü altında olduğu, ancak dava değerinin tanıkla ispat sınırının üstünde kaldığı davalı tarafça da dosya kapsamında davacı tarafından yapılan ödemelerin bayilik sözleşmesi kapsamında dava dışı firmaların borcuna mahsup edilmesi sebebini usulüne uygun delillerle ispatlamaya yarar başkaca delil bildirilmediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği..” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı tarafça faturaya konu malın davalıya teslim edildiğine ilişkin tanık dinletilmiş olup, dinlenen tanık davacı şirket sahibinin torunu olduğunu beyan etmiş, dosyaya malın teslimine ilişkin davacı tarafça başkaca delil sunulamadığı görülmüş, davacı tarafça uyuşmazlık konusu malın davalıya teslim edildiğinin davacı yanca usulünce ispat edilemediği Mahkememizce kabul edilmiştir. Öte yandan davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerde yapılan bilirkişi incelemesinde, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olduğunun ve Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile takip açılan asıl alacak 13.400,46 TL tutarındaki fatura karşılığının, davacının defter kayıtlarına göre davalıdan alacaklı olmadığının tespit edilmiş olduğunun rapor edildiği görülmüş, davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılmakla açılan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının, peşin alınan 228,85 TL harçtan ve 19,30 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi kapsamında Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından düzenlenen arabulucu ücret kararı uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davacıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine adesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize verilmek üzere bir başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile Adana Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça ve usulen okunup anlatıldı. 23/12/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır