Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/65 E. 2021/672 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/65 Esas – 2021/672
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/65 Esas
KARAR NO : 2021/672
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …
DAVALILAR : 1- … LİMİTED ŞİRKETİ

: Av. … – …
: 2- … LİMİTED ŞİRKETİ – …

: Av. … – …
: 3- … LİMİTED ŞİRKETİ – (VN: … ) …
: Av. … – …
: 4- … LİMİTED ŞTİ. – (VN: … ) …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …
Birleşen Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/… E. 2018/… Karar sayılı dosyası
DAVACI : … (VN: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR :1-… LİMİTED ŞİRKETİ (VN: … ) …
: Av. … – …
2- … LTD.ŞTİ. (VN: … )

: Av. … – …
3- … LİMİTED ŞİRKETİ (VN: … ) …
: Av. … – …
4-… LİMİTED ŞTİ.
(VN: … ) …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/12/2020

KARAR TARİHİ : 28/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı idare ile davalılar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, dava dışı işçi …’un açtığı işçi alacakları davasında verilen karar üzerine dava dışı işçiye 1.576,06 TL ödeme yapıldığını, yapılan hizmet alım sözleşmeleri gereği bu bedellerden davalıların sorumlu olduğunu belirtilmiş, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu bedelleri talep hakkına haiz olmadığını, ilgili kıdem tazminatının davalı idare tarafından ödeneceğinin sözleşme ile hüküm altına alındığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının dava konusu bedelleri talep hakkına haiz olmadığını, ilgili kıdem tazminatının davalı idare tarafından ödeneceğinin sözleşme ile hüküm altına alındığını, devir işleminden bu yana 2 yıllık yasal sürenin dolduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; işçinin işten çıkartılmasında müvekkillerinin sorumluluğunun bulunmadığını, imzalan sözleşme fiyatı içerisinde kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinin bulunmadığını, mahkeme aksi kanaatte ise çalışma süresi ile sorumlu olduklarını, neticede davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı şirketler nezdinde çalışan dava dışı işçi … için 11/08/2017 tarihinde ödenen 12.579,81 TL ‘nin ödeme tarihinde itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davanın konusu ve tarafları aynı olduğu, birbiri ile bağlantısı bulunan Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/65 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ücret sorumluluğundan ötürü sorumluluğunun kalktığını, mesnetsiz davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
CEVAP :Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kıdem tazminatı 5 ihbar tazminatı için 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu,kıdem tazminatı yükümlülüğünün davacı kurumda olduğunu, hizmet alan kişininde davacı kurum olmasından ötürü fazla mesai ücretlerininde davacı üzerinde olduğunu, aralarındaki sözleşmede işçi tazminatlarının müvekkili tarafından ödeneceğine dair hüküm bulunmadığnı, müvekkili şirket tarafından işçinin tüm haklarının müvekkili tarafından ödendiğini, bun ilişkin ibranameleri ekte sunduklarını, açılan davanın davaya dayanak iş mahkemesi kararı kesinleşmeden açıldığnı bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, davalılar açısından davanın ayrılması gerektiğini, bu nedenlerle haksız mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA USULÜ :
15/03/2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü gereğince , mahkememizde birleşen dava ile beraber açılan dava için basit yargılama usulü uygulanmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının işçilik tazminatı ödeme sebebiyle davalılardan rucüen alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu asıl dava öncelikle Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/… E. 2019/ … K. sayılı dosyasınca incelenerek görevsizilik kararı vermiş ve verilen görevsizlik kararı sonrası tevzi dağılımına göre dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu birleşen davanın Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E. 2020/… K. sayılı dosyası ile mahkemize tevdi edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Adana 6. İş Mahkemesinin 2015/… E. 2017/… K. sayılı dosyasının incelenmesinden; davacısının … olduğu, davalısının mahkememiz davacısı …, mahkememiz davalılarının ise ihbar olunan olduğu, davanın kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı yönünden faiziyle beraber kabul edildiği anlaşılmıştır.
Adana 2. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden incelenmiştir. İcra dosyasının incelenmesinden; dava dışı işçi vekilinin davacı kurum aleyhine işçilik alacakları yargılama gideri ve vekalet ücreti için 19/07/2017 tarihinde ilamlı takipte bulunduğu görülmüştür. Takip talebinde; 12.579,81 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiziyle tahsili talep edildiği, davacı idarenin icra takibi dosya borcunu ödediği dosyanın infazen kapatıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu asıl dosya ve birleşen dosya yönünden bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Hükme esas alınan 21/05/2021 havale tarihli raporda özetle; dava dışı işçinin 08/03/2021-31/12/2014 tarihleri arasında davalı taşeron şirketler bünyesinde çalıştığını işçinin İş Mahkemesinde açmış olduğu dava neticesinde verilen karar üzerine alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapıldığına icra dosyasında asıl dosyaya yönelik 13/09/2017 tarihinde 1.576,06 TL, birleşen dosyadan ötürü 11/08/2017 tarihinde 12.579,81 TL ödeme yapıldığını toplam ödemenin 14.155,87 TL olduğunu bu hususlar dikkate alınarak yapılan hesaplamada; davalı … Şirketi’nin dava dışı işçiye 24/07/2012 tarihinde 1.874,70 TL kıdem tazminatı ödenmesi, ödenen bu bedelin tüm alt işverenlerin hesabından düşüldüğünün anlaşılması sebebiyle bu şirketin tazminat sorumluluğunun bulunmadığının diğer davalı … sözleşmelerde işçinin sosyal haklarından davacı tarafın sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından asıl davada 346,87 TL birleşen davada 2.768,69 TL sorumluluğunun bulunduğunun diğer davalı … Şirketinin sözleşmelerde işçinin sosyal haklarından davacı tarafın sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından asıl davada 330,26 TL birleşen davada 2.636,05 TL sorumluluğunun bulunduğunu, diğer davalı … Şirketi’nin sözleşmelerde işçinin sosyal haklarından davacı tarafın sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmaması ayrıca davalı şirketin son işveren olup iş haddinin de bu davalı tarafından feshedilmesi sebebiyle ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağının tamamınından sorumlu olması sebebiyle asıl davada 898,93 TL birleşen davada 7.175,07 TL sorumluluğunun bulunduğunu rapor etmiştir.
Taraf vekillleri işbu hesap raporuna itiraz etmiş; mevcut son rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalı arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Asıl işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, asıl işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Az yukarıda da değinildiği gibi, uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, mahkemece “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler” rücu davalarında hükme esas alınamaz.

Değinilmesi gereken bir başka nokta ise alt işverenlerin sorumlu oldukları dönemlere ilişkin hesaplama yapılırken hangi tarihteki ücretlerin esas alınması gerektiğidir. Asıl işveren, iş mahkemesi ilamı gereğince işçilik alacaklarını iş akdinin sona erdiği tarihteki ücret üzerinden ödemekte olup, iş mahkemesi ilamındaki usul ve hesaplamalar doğrultusunda alt işverenlerden rücu isteminde bulunabilir. (Bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 03.12.2015 tarih, 2014/38758 E., 2015/35433 K.)
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin incelenmesi sonucunda; davacı şirket ile davalı şirketler arasında asıl-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu, taraflar arasında hizmet alımına dair sözleşme ile bu sözlemelere ait teknik şartnameler bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının davalılardan rücu talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle sözleşme hükümlerine, bundan sonra varsa yine aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarla verilmiş mahkeme kararlarına ve genel prensiplerine göre sonuca gidildiği, bu cümleden olmak üzere taraflar arasında işçilere ödenecek ücretlerin kimin tarafından ödeneceği açıkça belirtilmemiş ise ancak ihale kapsamına dahil giderler arasında olmakla davacının davalılardan bu miktarı tam sorumluluk kapsamında talep edebileceği ( Yargıtay 23. Hukuk 2019/1400 E. 2020/2512 K.), dava dışı işçinin çalıştığı diğer dönemlerde kıdem tazminatı sorumluluğunun davacı asıl işverende olduğunun sözleşmede açıkça belirtilmediği, bu nedenle davalıların tazminat sorumluluğunun tam sorumluluk hesabına göre bilirkişi hesabında ayrı ayrı belirlendiği, YHGK kararına göre kullanılmayan izin alacağı, fazla mesai ve genel tatil ücreti ötürü son işverenin sorumlu olduğu hususu beraber gözetildiğinde 21.05.2021 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulan belgelerle uyumlu olduğu gözetilerek, asıl davada ve birleşen dava yönünden ödeme tarihleri de dikkate alınmak suretiyle davalılardan tahsiline karar verilmiş, davalı … Şirketinin dava dışı işçinin kıdem tazminatını ödediği anlaşıldığından bu davalı yönünden açılan davaların reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR :
1-Davanın asıl dosya yönünden;
a) Davanın … Ltd.Şti. yönünden KABULÜ ile; 346,87 TL’nin 13/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davanın … Ltd.Şti. yönünden KABULÜ ile 330,26 TL’nin 13/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Davanın … Ltd.Şti yönünden KABULÜ ile; 898,93 TL’nin 13/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d) Davanın … … Ltd.Şti. yönünden REDDİNE,
2- Davanın birleşen dosya yönünden;
a) Davanın … Ltd.Şti. yönünden KABULÜ ile; 2.768,69 TL’nin 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davanın … Ltd.Şti yönünden KABULÜ ile 2.636,35 TL’nin 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Davanın … Ltd.Şti. yönünden KABULÜ ile; 7.175,07 TL’nin 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d) Davanın … … Ltd.Şti yönünden REDDİNE,

3)a-Asıl dava yönünden alınması gereken 107,66 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL’den mahsubu ile bakiye 71,76 TL harcın davalılardan (bu miktarın 11,73 TL’sinden davalı … Ltd.Şti.’nin, 10,60 TL’sinden davalı … Ltd.Şti’nin, 49,43 TL’sinden … Ltd.Şti.’nin sorumlu tutulmasına) tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Birleşen dava yönünden alınması gereken 859,34 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 214,84 TL’den mahsubu ile bakiye 644,50 TL harcın davalılardan (bu miktarın 117,52 TL’sinden davalı … Ltd.Şti.’nin, 108,48 TL’sinden davalı … Ltd.Şti’nin, 418,50 TL’sinden … Ltd.Şti.’nin sorumlu tutulmasına) tahsili ile hazineye irat kaydına,
4)a-Asıl dava yönünden davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 71,80 TL’nin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
b-Birleşen dava yönünden davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 214,84 TL peşin harç olmak üzere toplam 269,24 TL’nin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
5)Birleşen dava yönünden Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davalılar … Ltd.Şti, … Ltd.Şti, … Ltd.Şti.’den alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
6)a-Asıl dava yönünden davacı lehine hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 1.576,06 TL vekalet ücretinin davalılardan (bu miktarın 346,87 TL’sinden davalı … Ltd.Şti.’nin, 330,26 TL’sinden davalı … Ltd.Şti’nin, 898,93 TL’sinden … Ltd.Şti.’nin sorumlu tutulmasına) alınarak davacıya verilmesine,
b-Asıl dava yönünden davalı … … Ltd.Şti. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca hesap olunan 1.576,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … … Ltd.Şti.’ne verilmesine,
c-Birleşen dava yönünden davacı lehine hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … Ltd.Şti.’den, … Ltd.Şti’den, … Ltd.Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
d-Birleşen dava yönünden davalı … Ltd.Şti. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd.Şti.’ne verilmesine,
7)Asıl dava ve birleşen dava yönünden, davacı tarafından harcaması yapılan 50 adet tebligat gideri 771,00 TL, 3 adet müzekkere gideri 21,40 TL, 2 bilirkişi ücreti 1.600,00 TL olmak üzere toplam 2.392,40 TL yargılama giderinin yargılama giderinin davalılardan … Ltd.Şti.’den, … Ltd.Şti’den, … Ltd.Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından davalı … Ltd.Şti. için harcaması yapılan 9 tebligat gideri 147,50 TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekillerinin yokluğunda asıl dava açısından miktar yönünden KESİN, birleşen dava yönünden karın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Adana Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır