Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/513 E. 2021/767 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/513 Esas – 2021/767
“TÜRK MİLLETİ ADINA”

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/513 Esas
KARAR NO : 2021/767

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – ..
DAVALI : 1- … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – (VEFAT) … – mirasçıları dahili davalılar;
: 2-… – …
3-… – …
4-… – …
5-… – …
6-… – …
7-… – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … ile borçlu … arasında 30/04/2009 tarihinde kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı … ile … ise taraflar arasındaki kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşmeden doğan diğer haklar saklı kalmak üzere, borçlu …’in bu hukuki ilişkiden kaynaklanan kredi borcunun bulunduğunu, borçlu tarım kredisi sözleşmesinden doğan borçlarını zamanında ifa etmediğini, bunun üzerine borçluya borçlarını ödemesi için ihtarname gönderildiğini, borçlu aleyhine Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, takip müteselsil kefillerin itirazları ile durduğunu, davalı … yetkili yer icra dairesinin Ceyhan İcra Daireleri olduğundan bahisle takibe itiraz ettiğini, haklı davanın kabulüne, davalının Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline ve davalı borçlular bakımından takibin 36.000,00 TL ‘lik kısmının devamına, haksız ve kötü niyetli davalının, alacağının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin okuma yazmasının olmadığını, imza atmasının mümkün olmadığını, kimseye kefil olmadığını, müvekkilinin kredi sözleşmesini imzaladığı kabul edilse dahi 2019 tarihinde kullandırılan kredi borcuna kefil olabilmesi için eşinin yazılı muvafakatının alınmasının gerektiğini, haksız ve mesnetsiz olarak açılmış olan davanın reddine, takibinde ve davasında haksız ve kötü niyetli olan davacı bankanın takip konusu miktarın % 20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; 30/04/2009 tarihinde …’e 36.000,00 TL’lik kredi için kefil olduğunu, … tarafından bu kredi borcunun ödenmiş olduğunu, geçerli bir kefalet sözleşmesinin olmadığını, 2019 tarihinde tekrar bir kredi kullandırılacak ise yasa gereği bunun için eş rızasının da alınması gerektiğini, kefaletin zamanaşımına uğradığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, davacı vekili tarafından itirazın iptali ile takibin devamı ve davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir.
Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemede; davacı … Anonim Şirketi tarafından, davalılar … ve … ile diğer borçlular dava dışı … ve … aleyhine 06/02/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, takip dayanağının kredi sözleşmesinden oluştuğu anlaşılmıştır.
İİK 67. maddesi uyarınca, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ret veya hükmolunan meblağın %20’den aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir. Davacının davasını süresi içinde açmış olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür.
Dosyaya ibraz edilen hükme esas almaya elverişli bankacı bilirkişisi raporunda; Adana 1. İcra müdürlüğünün 2020/… Esas numaralı dosyalara 06.02.2020 tarihinde başlatılan icra takibi ile ilgili olarak; asıl borçlusu …, kefilleri … ve … olan 30/04/2009 tarihli ve 36.000,00 TL miktarlı Genel Kredi Sözleşmesi’nin hesap hareketleri incelendiğinde ödenmiş olduğu, 02/12/2016 tarihinde davacı banka ile borçlu … arasında 100.000,00 TL’lik yeni bir Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, …’in ise müteselsil kefil sıfatıyla yeni sözleşmede kefaletinin olduğu, hesap hareketleri incelendiğinde kredinin 21/01/2019 tarihinde kullandırılan kredinin 02/12/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden borçlarını yapılandırmak suretiyle bankanın çağrı merkezinden kullandırıldığının tespit edildiğini, bankanın 02/10/2020 tarihli dilekçesinde 21/01/2019 tarihinde 40.862,00 TL kredi kullandırdığını belirttiğini, bankanın bu krediyi 36.000,00 TL’lik genel kredi sözleşmesine istinaden değil 100.000,00 TL’lik genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırdığının anlaşıldığını, o tarihteki sözleşme şartlarının geçerli olduğu ancak yeni sözleşme ile birlikte davalıların 36.000,00 TL’lik tutardan sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatinde olduğunu, yapılan hesaplamalar neticesinde … numaralı kredi için, davalı …’in 53.343,31 TL, (hükme esas olan 36.000,00 TL) davalı …’un 52.826,52 TL, (hükme esas olan 36.000,00 TL) borçlu …’in 53.249,35 TL; (hükme esas olan 53.258,44 TL) olacak şekilde davalının icra takip tarihi itibari ile davacı bankaya borcunun tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hesaplandığını, ancak borçlunun 02.12.2016 tarihinde yeni genel kredi sözleşmesi imzaladığı yeni sözleşmede davalılar … ve …’un kefalet imzası olmadığı kanaatlerini içerir rapor sunmuş olduğu görülmüştür.
6098 sayılı TBK’nun 583. maddesinde; “Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz..” düzenlemesi,
Aynı Yasa’nın 584. maddesinde ise; “Eşlerden bir mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez..” düzenlemesi mevcuttur.
Tüm dosya kapsamından, davacı … ile dava dışı borçlu … arasında 30/04/2009 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı … ile …’un ise taraflar arasındaki kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet sözleşmesinin yasal şartlarının sözleşme tarihi itibariyle mevcut olduğu, asıl borçlu …’in bu kredi sözleşmesinden doğan borçlarını zamanında ifa etmediği, bunun üzerine borçluya borçlarını ödemesi için ihtarname gönderildiği, borçlu aleyhine Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, takibin müteselsil kefillerin itirazları ile durduğu, asıl borçlunun 02.12.2016 tarihinde davacı banka ile 100.000 TL’lik yeni bir genel kredi sözleşmesi imzaladığı, yeni sözleşmede davalılar … ve …’un kefalet imzasının olmadığı, 21/01/2019 tarihinde kullandırılan kredinin 02/12/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden borçlarını yapılandırmak suretiyle kullandırıldığı, ikinci sözleşmede davalıların yasal şartları ihtiva eden geçerli bir kefil sıfatları bulunmayıp sorumluluklarının da söz konusu olmayacağı kanaatine varılmış, davacı bankanın kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden dahili davalılar vekilinin davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine yönelik talebi yerinde görülmeyerek, açılan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının, peşin alınan 336,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 276,97 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi kapsamında Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından düzenlenen arabulucu ücret kararı uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davacıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
4-Davalı … ve davalı … (mirasçıları olan dahili davalılar) kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2 maddesi uyarınca hesap olunan 5.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalılar vekilinin yokluğunda, taraflara kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Adana Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça ve usulen okunup anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Not: 5070 sayılı yasa hükümleri uyarınca e-imza ile imzalanmıştır.