Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/357 E. 2021/967 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/357 Esas – 2021/967
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/357 Esas
KARAR NO : 2021/967

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …

VEKİLİ : … – …
DAVALI : 1- … TİC. VE SAN. A.Ş –

VEKİLLERİ : … – …
… – …
… – …
DAVALI : 2- … SAN. A.Ş. –

VEKİLİ : … – …

DAVA : Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, davalı … ve San. Tic. A.Ş.’den … SAYILI … … -… Minibüs … model araç 06/09/2016 tarihinde satın alındığını, aracın teslim alındıktan çok kısa bir süre sonra araç çalışmamış ve çekici ile yetkili servislerine getirildiğini, çocuk kilidi recall işleminde sorun tespit edilmiş ve onarım işlemi için müvekkil şirkete teslim edildiğini, onarımın akabinde aracın servise getirilerek çekiçten düşmesi ve akünün basmaması nedeniyle işlem yapılarak müvekkil şirkete tekrar teslim edildiğini, araçta süreklilik arz eden bu durum çözülemediğini ve aracın gerçek arızasının tespit edilemediğini, son kez 16/04/2019 tarihinde yeniden araç servise getirildiğini ve katalizator değişimi sebebiyle aracın işlem gördüğünü ve yine gerçek arızasının tespit edilemediğini, müvekkili şirketin sıfır araç almasına rağmen araçtan faydalanamadığını, ticari bir işletme olması sebebiyle de aracın sürekli arıza vermesinden kaynaklı olarak işlerinin aksadığını, araçtan beklenilen verimin alınamadığını, Adana 4.Noterliğinden … yevmiye numarası ile davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, malın misli ile değişimini talep ettiklerini, davalı şirketin ise cevabı ihtarnamede aracın üretici firmasının kendilerinin olmadığını kabul etmediklerini, aracın incelemesinde aracın üretiminden kaynaklanan bir sorun bulunmadığının tespit edildiğini, yasal şartların oluşmadığından aracın misliyle değişiminin mümkün olmadığını belirttiklerini, araçta gelen arızaların garanti süresi içinde meydana geldiğini belirterek, iş bu davaya konu aracın tüm masraflar davalılara ait olmak üzere 0 kilometrede ayıpsız misli ile değiştirilmesini, mahkeme aksi kanaatteyse bedelinin taraflarına ticari avans faizi ile iadesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın, zamanaşımı, ayıp ihbar süresine riayet edilmemiş olması ve husumete ilişkin açıklamaları göz önünde bulundurularak reddedilmesini, davada ayıp ihbar süresinin geçmiş olduğunu, davalılardan … A.Ş’ye husumet yöneltilemeyeceğini, araçta herhangi bir ayıbın bulunmadığını, davacının haksız ve hukuka aykırı olan davasının esastan da reddedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Açılan davanın, ticari satıma konu edilen malın ayıplı olduğu iddiası ile ayıpsız misli ile değişimi, bunun mümkün olmadığı takdirde bedelinin davalılardan tahsili ile iadesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davalılardan … Tic. ve San. A.Ş.’ ye yazılan müzekkere cevabı ve Adana İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmış, incelenmiştir.
Davaya konu … plaka sayılı araç üzerinde makine mühendisi bilirkişi eşliğinde keşif icrasında bulunulmuş, dosyaya sunulan 22/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda, 15.01.2021 tarihinde yapılan keşif esnasında dava konusu aracın dizel partikül filtresinin tıkalı olduğu, bu yüzden hasar oluşum riski nedeniyle araç elektronik kontrol ünitesi tarafından araçın motor performansının sınırlandırılmış durumda olduğu, dava konusu araçta meydana gelen ve tekrarlayan dizel partikül filtre tıkanma problemleri aracın çok fazla rölantide çalışması, kısa mesafe ve kısa süre kullanımı nedeniyle yeterli egzoz gaz sıdaklığına ulaşılamaması sonucu olarak dizel partikül filtresinde biriken partiküllerin yakılamamasından kaynaklandığı, dava konusu aracın kullanım kitapçına göre dizel partikül filtresinde tıkanma belirli bir mertebeye uldştığında tıkanıklığın giderilmesini sağlayacak sürüş koşullarında aracın kullanılması yönünde sürücünün elektronik kontrot ünitesi tarafından uyarıldığı, dava dosyası içerisinde dava konusu aracın kullanım kitapçığına uygun olarak kullanıldığı ve buna rağmen davaya konu olan dizel partikülfiltresi arızası meydana geldiği yada bu arızaların tekrar ettiğine dair belge ya da bilginin mevcut olmadığı bu hususlar değerlendirildiğinde dava konusu aracın üretim hatasına sahip olduğuna veya ayıplı olduğuna dair bir sonuca varmanın mümkün olmadığı, dava konusu aracın kullanım süresi içerisinde meydana gelen diğer arızaları yetkili servis tarafından giderilmiş olduğu ve herhangi bir ayıplı durumun olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda ek rapor tanzimi için dosya önceki bilirkişiye yeniden tevdii edilmiş, dosyaya ibraz edilen 17/05/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda dava konusu araç ile ilgili olarak keşif esnasında yapılan tespitler ve dava dosyasında mevcut belgelerin değerlendirilmesinde aracın teknik özellikleri ve kullanım kılavuz kitapçığında yer alan bilgiler önemle dikkate alınmıştır. Somut belgeye ve bilimsel delillere dayanmayan ispatlanamayacak sonuç ve kanaatlerden tarafımca kaçınılmıştır. Dava konusu aracın 15.01.2021 tarihli keşif esnasında dizel partikül filtresinin tıkalı olması ve geçmiş kullanım sürecinde arızaların meydana gelmiş olması aracın ayıplı olduğunu göstermez. Bu arızalar kusur ya da ayıp yönüyle değerlendirilirken kullanıcıdan mı üretim hatasından mı kaynaklanmadığı, çözüm getirilip getirilemediği ve faydalanmaya engel bir durumun olup olmadığı gibi hususlar dikkate alınmaktadır. Tarafımca bu hususlar önemle dikkate alınmıştır. Dava konusu aracın 15.01.2021 tarihli keşif esnasında 143.624 kilometre olması ve servis belgelerine göre serviste kalma süresinin uzun olmaması dikkate alındığında süreç içerisinde araçtan faydalanılmaya devam edildiği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda dosya önceki bilirkişiden farklı, makine mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilmiş,
Dosyaya ibraz edilen 06/09/2021 tarihli heyet bilirkişi raporunda, 20.10.2016 tarihinde çocuk kilidi problemi, 05.11.2018 tarihinde aracın volanının ses yapması, 27.11.2018 aracın motorundan vınlama sesi gelmesi, 09.03.2019 tarihinde aracın amortisörlerinden ses gelmesi, 30.03.2019 tarifinde debriyaj pedalının takılı kalması problemleri nedeniyle yetkili servise müracaat edildiği, söz konusu şikâyetlere istinaden servis tarafından gerekli mekanik işlemlerin yapılarak arızanın garanti kapsamında ücretsiz olarak giderildiği, dolayısıyla davacının oluşan arıza sebebiyle seçimlik hakkını ücretsiz onarım yönünde kullandığı, servis tarafından yapılan işlemlerin araçta herhangi bir değer kaybına sebep olmayacağı, araçtaki DPF ile ilgili şikayetlere istinaden 02.08.2018 tarihinde, 28.02.2019 tarihinde, 16.04.2019 tarihinde yetkili servise başvurulduğu, dosyaya konu araç üzerinde Prof. Dr. … tarafından 15.01.2021 tarihinde gerçekleştirilen keşifte tespit edilen arızaların Dizel Parçacık Filtresi kaynaklı arızalar olduğu, arızaların niteliği göz önünde bulundurulduğunda DPF kaynaklı arızaların imalat kaynaklı arızalar olmadığı, aracın uygun koşullarda kullanılmamasından meydana gelen kullanıcı kaynaklı arızalar olduğu belirtilmiştir.
Öncelikle, 19/12/2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanunun 20.maddesi ile eklenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesine göre, Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğundan; davacı tarafa, 7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile eklenen 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin 2.fıkrası uyarınca, davalı taraflarla aralarındaki arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunması için ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacı tarafça davalılardan … A.Ş. ile düzenlenen arabuluculuk son tutanağı dosyaya sunulmuş ise de davalı … A.Ş. ile düzenlenen arabuluculuk tutanağının verilen kesin süreye ve ihtarata rağmen dosyaya sunulmadığı görülmüştür.
Dava, davaya konu edilen aracın ayıplı olduğu iddiası ile ayıpsız misli ile değişimi, bunun mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 227. maddesinde; “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir…” düzenlemesi mevcuttur.
Öte yandan Aynı Yasa’nın 231. maddesinde “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz..” düzenlemesi yer almaktadır.
Dosyaya alınan keşif sonrası 22/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ve 17/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporu ile 06/09/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu birbiri ile örtüşür vaziyette olup, buna göre aracın kullanım süresi içerisinde meydana gelen bir kısım arızaların yetkili servis tarafından giderilmiş olduğu, tespit edilen diğer arızaların imalat kaynaklı arızalar olmadığı, aracın uygun koşullarda kullanılmamasından meydana gelen kullanıcı kaynaklı arızalar olduğu ve herhangi bir ayıplı durumun söz konusu olmadığı belirtilmiştir.
Aracın satın alınma tarihinin 06/09/2016 olduğu, davanın açılış tarihinin 03/07/2020 olduğu, alınan bilirkişi raporlarından araçta TBK’nun 231/2. maddesi kapsamında nitelendirilebilecek bir ağır kusur durumunun söz konusu olmadığı, davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamında mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacı şirket tarafından, davalı … ve San. Tic. A.Ş.’den … SAYILI … … -… Minibüs … model aracın 06/09/2016 tarihinde satın alındığı, aracın tespit edilen bir kısım arızalarından kaynaklı şikâyetlere istinaden davalı servis tarafından gerekli mekanik işlemlerin yapılarak arızanın garanti kapsamında ücretsiz olarak giderildiği, davacının oluşan bu bir kısım arıza sebebiyle seçimlik hakkını ücretsiz onarım yönünde kullandığı, diğer tespiti yapılan dizel parçacık filtresi kaynaklı arızaların imalat kaynaklı arızalar olmadığı, aracın uygun koşullarda kullanılmamasından meydana gelen kullanıcı kaynaklı arızalar olduğu, buna yönelik davalı … A.Ş. yönünden açılan davanın TBK’nun 231 maddesinde belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşıldığından bu davalı yönünden açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş (Yargıtay 19.H.D’nin 2016/7454 Esas, 2016/14459 Karar), diğer davalı … A.Ş. yönünden dava açılmadan önce 7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile eklenen 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin 2.fıkrası uyarınca, davalı taraflarla aralarındaki arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın mahkemeye sunulmadığı görülmekle bu davalı yönünden dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalılardan … Ticaret ve Sanayi A.Ş. yönünden açılan davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
B) Davalılardan … Sanayi A.Ş. yönünden açılan davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile, bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi kapsamında Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından düzenlenen arabulucu ücret kararı uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davacıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
Davalılardan … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT’nin 3/2 maddesi uyarınca hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davalılardan … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT’nin 3/2 maddesi uyarınca hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize verilmek üzere bir başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile Adana Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça ve usulen okunup anlatıldı. 30/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır