Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/258 E. 2021/645 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/258 Esas – 2021/645
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/258 Esas
KARAR NO : 2021/645

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … – T.C.Kimlik No: …

VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ –
Büyük Mükellefler V.D. : …

VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/04/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan ölüm ve cismani zarar nedeniyle tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.12.2018 tarihinde müvekilinin sürücüsü olduğu … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması neticesinde müvekkilinin yaralanarak malul durumuna düştüğünü bu nedenle 50,00 TL geçici ve 50,00 TL tam iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber tahsilini talep ettiğini beyan etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkil şirkete eksik evrak ile başvuru yapıldığını, başvuru neticesinde … hasar dosyası açılmışsa da müvekkil şirket tarafından istenilen belgeler iletilmeden huzurda görülen davanın açıldığını, davacıya SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasını yapılmış olması halinde hesaplamadan tenzilini, bilinen ücret veya belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınmasını, geçici iş göremezlik tazminatı poliçe kapsamı dışında olduğunu, davacının kaza sırasında emniyet kemerini takmaması ayrıca müterafik kusur indirimi teşkil ettiğini, dava tarihinden yasal faiz işletmesi gerektiğini, sigorta şirketine başvuru şartı usulünce yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA USULÜ :
Öncelikle 15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile ve son olarak 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, mahkememizde açılan 100,00 TL’lik dava için basit yargılama usulü uygulanmıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf kazada kusurun kimde olduğu, oranının ne olduğu, meydana gelen zarar, cismani zararın kapsamı, maluliyet oranı, iş göremezlik durumu, iş göremezliğin geçici ve/veya kalıcı olup olmadığı ve oranı, tazminat gerekip gerekmediği, gerekiyorsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Kazaya karışan aracın tescil kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kaza nedeniyle başlatılan soruşturmaya ilişkin dosya getirtilmiştir.
29.12.2018 tarihinde davacı …’nin sürücüsü olduğu … plakalı araç ile … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu davacının yaralandığı anlaşılmaktadır.
Davacı araç sürücüsü hakkında taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan ötürü Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/… E. 2019/… K. Numarasıyla kusur yokluğu nedeniyle KYOK kararı verilmiştir.
Olaya ilişkin kusur oranlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Kusur bilirkişisi … 06.12.2020 tarihli raporunda özetle; … plakalı araç sürücüsünün kontrolsüz bir şekilde yolun karşı şeridine geçmesinden ötürü 2918 S.K 56-a maddesine göre %100 kusurlu olduğunu, davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını rapor etmiştir.
Davalı vekili kusur raporuna itiraz etmiş; ilgili rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazların reddine karar verilmiştir.
Kusur raporunun alınmasından sonra dosya maluliyet incelemesi için ATK’ya gönderilmiştir. İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 12.02.2020 tarihli raporuna göre; davacınınÖzürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları yönetmelik ölçütlerine göre %10 kalıcı iş göremezliğinin bulunduğunu, 12 ay ise geçici iş göremezliğinin bulunduğunu rapor etmiştir.
Davalı vekili maluliyet raporuna itiraz etmiş; kaza tarihi itibariyle uygun yönetmelik hükümlerine göre rapor alınmış olması sebebiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Dosya aktüer hesabı için hesap bilirkişisine tevdii edilmiştir.Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi … 20/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 29/12/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaralanması neticesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuruna isabet eden, TRH 2010 prograsif rant sistemi dikkate alınarak asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre %10 meslekte kazanma gücü kaybı zararının rapor tarihi itibariyle 113.463,29 TL olarak tespit edildiğini, 12 aylık tedavi süresine isabet eden geçici iş göremezlik zararının ise 26.123,29 TL olarak hesaplandığını,sigorta temerrüt tarihinin 18.02.2020 olduğunu, sigortalı aracın hususi olduğunu rapor etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi sunmuş ve kalıcı iş göremezlik zararı taleplerini 113.463,29 TL olarak arttırdıklarını, geçici iş göremezlik zararı taleplerini ise 26.123,29 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili aktüer hesap raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuş, ilgili rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazların reddine karar verilmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5.fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91.maddesinin 1.fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere trafik kazasına karışan aracın işleteni olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden kusuru ve maluliyeti oranında olduğu anlaşılmakta olup; aşağıda belirtildiği üzere değerlendirme yapılmıştır.
A) Geçici İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Taraflar arasındaki mahkememiz önüne getirilen kaza nedeni ile geçici iş göremezlik tazminat talebinin ise, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarından sonra düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı araç tarafından trafik kazaları neticesi 3.kişilerin uğradığı geçici iş göremezlik tazminatından sigortacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, 2918 sayılı KTK’nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar başlıklı 92. Maddesinin “… Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler. …” hükmünü yine 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının Kapsama Giren Teminat Türleri başlıklı A.5 maddesinin “… Bu genel şart kapsamındaki teminat türleri aşağıda yer almaktadır. A)  (Değişik: RG-2/8/2016- 29789)  Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır. b) Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve … sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir. …” hükmünü içermektedir.
Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu, Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı,dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir.
Anayasa Mahkemesinin Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği anlaşılmakta olup bu iptal kararının somut davada uygulanabilirliğinin tespiti gerekmektedir. Anayasa’nın 153.maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir.Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının yasama,yürütme ve yargı organları,idari makamlar,gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.Diğer taraftan HMK 33 maddesinde “Hakim Türk hukukunu resen uygulanır.” şeklinde ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının bu gibi kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. Sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 2004/19 K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır.
Bu kapsamda açılan davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümlerine göre uygulama yapılması gerekecek olup; davacı tarafın genel hükümlere göre talep ettiği geçici iş göremezlik zararının talep arttırım dilekçesi üzerinden talep miktarı üzerinden kabulü gerekmiştir.
B) Kalıcı İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.Davacı tarafın kalıcı iş göremezlik zararı aktüer raporla tespit edilmiş olup, sigorta teminatında olduğu anlaşılmıştır.
C)Müterafik Kusur ve Hatır Taşıması İndirimi Talebi Yönünden;
TBK 52.maddesinde ; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Müterafik kusur iddiası davalının emniyet kemeri takıp takmadığının belirlenememesi; sebepleriyle red edilmiştir.
Hatır taşıması iddiası ise davacının kaza esnasında araç sürücüsü olması nedeniyle kabul görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davalı sigortacı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın sürücüsünün asli kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacının yaralandığı, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna göre toplam zararın kalıcı iş göremezlik yönünden 113.463,29 TL olarak geçici iş göremezlik zararının ise 26.173,29 TL olarak belirlendiği, meydana gelen kalıcı iş göremezlik zararı ile geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketinin Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E. 2019/40 K. Sayılı kararı ile 2918 sayılı KTK’ nun 85 ve 91. Maddeleri ve Borçlar Kanunu genel hükümleri gereğince sorumlu olduğu nazara alınarak arttırılan miktar üzerinden sigorta temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR :
1-Davanın geçici iş göremezlik tazminatı talebi yönünden davanın KABULÜ ile; 26.173,29 TL’nin 18/02/2020 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

2-Davanın kalıcı iş göremezlik tazminatı talebi yönünden davanın KABULÜ ile; 113.463,29 TL’nin 18/02/2020 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 9.538,57 TL karar ve ilam harcından, 54,40 TL peşin harç ve 476,60 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 531,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.007,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davalıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 17.215,48 vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç ve 476,60 ıslah harcı olmak üzere toplam 585,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından harcaması yapılan 14 tebligat gideri 90,50 TL, 10 müzekkere gideri 90,00 TL, ATK masrafı ( ATK’ya 2 kez dosya gönderme gideri 45,50 TL, ATK fatura ücreti 820,00 TL) 865,50 TL, 2 bilirkişi ücreti 1.050,00 TL olmak üzere toplam 2.096,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır