Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/195 E. 2022/31 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/195 Esas
KARAR NO : 2022/31
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – TC Kimlik No:…

VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 12/02/2012 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi üzerinde … … Varyantına girişe geldiği esnada hızlı, dikkatsiz, hareket ederek direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda bulunan müvekkil yönünden yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak üzere mahkemece zarar kapsamı belirlenmesini, müvekkilin trafik kazasında yaralanmasından kaynaklı cismani zarar nedeni işle şimdilik 10,00 TL maddi tazminatın ve ilerde belirlenecek tazminat miktarlarının başvuru tarihinden ( 14/02/2020) itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak tarafımıza ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davanın zamanaşımı nedeniyle esasa girmeden reddini, davacılar müvekkil şirkete eksik evrak ile başvuru yaptığını, başvuru neticesinde … hasar dosyası açılmışsa da müvekkil şirket tarafından istenilen belgeler iletilmeden huzurda görülen davanın açıldığını, geçici iş göremezlik tazminatı poliçe kapsamı dışında olduğunu, tedavi giderleri ve bakıcı giderlerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, davacının kaza sırasında emniyet kemerini takmaması, alkollü, sürücü belgesiz/yetersiz sürücü belgeli olduğunu bilgi araçta yolculuk etmesi ve istiap haddinin aşılması gibi durumlar ayarıca müterafik kusur indirimi teşkil edeceğini, dava tarahinden yasal faiz işletilmesi gerektiğini, zamanaşımı def’i durumu dikkate alınarak usuldan reddini, mahkeninin aksi kanaatte olması halinde arabuluculuğa ve sigorta şirketine başvuru şartı usulünce yerine getirilmediğinden davanın usulden reddini, müvekkil şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediği için masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA USULÜ :
15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmiştir .Kanun hükmünce her ne kadar 100.000 TL altındaki ticari davaların basit yargılama hükümlerine göre yürütüleceği kuralı getirilmiş ise de işbu sınır miktarının yargılama aşamasında geçebilecek nitelikte olması, dava bedeli yönünden geleceği tartışmalı bulunan bir davada daha kısıtlı iddia ve savunma yapmasına olanak kılan basit yargılama yöntemini uygulamanın, “hukuki dinlenilme hakkının” ve “eşit yargılanma hakkının” ihlali niteliğinde görülmesi sebebiyle dava her ne kadar yazılı yargılama usulüne göre başlatılmış olsa da; 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, dava miktarının poliçe üst limiti gereğince 500.000,00 TL’yi aşmayacağına kanaat getirilerek mahkememizde açılan dava basit yargılama usulüne göre karara çıkartılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf kazada kusurun kimde olduğu, oranının ne olduğu, meydana gelen zarar, cismani zararın kapsamı, maluliyet oranı, iş göremezlik durumu, iş göremezliğin geçici ve/veya kalıcı olup olmadığı ve oranı tazminat gerekiyorsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Kazaya karışan aracın tescil kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kaza nedeniyle başlatılan soruşturmaya ilişkin dosya getirtilmiştir.
12.02.2012 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu sürücü … idaresindeki … plakalı aracın iddiaya göre faili meçhul aracın sıkıştırması neticesinde trafik kazası gerçekleşmiş ve davacının yaralandığı anlaşılmıştır.
Taksirle yaralama suçundan ötürü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2012/… E. 2012/… K. numaralı soruşturma dosyasında KYOK kararı verilmiştir.
Davaya ilişkin arabuluculuk başvuru tarihinin 10/02/2020 olduğu dikkate alınarak Karayolları Trafik Kanunu 109. Maddesi uyarınca uzayan ceza zamanaşımı sebebiyle davalı vekilinin zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Olaya ilişkin kusur oranlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Kusur bilirkişisi … 16.11.2020 tarihli raporunda özetle; … plakalı kamyonet sürücüsü …’ın %100 oranında asli kusurlu olduğunu, aracında yolcu olarak bulunan davacı …’ın ise bu kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını rapor etmiştir.
Davalı vekili kusur raporuna itiraz etmiş; kusur raporu hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazları kabul görmemiştir.
Kusur raporunun alınmasından sonra dosya maluliyet incelemesi için ATK’ya gönderilmiştir. İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 25.08.2021 tarihli raporuna göre; davacı …’ın 12.02.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyetine mahal OLMADIĞI,İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 15 (onbeş) güne kadar uzayabileceği
rapor edilmiştir.
Davacı vekili ATK maluliyet raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuştur. Davacı vekilinin maluliyet raporuna karşı itirazlarını somutlaştıramaması, maluliyet raporunun hükme ve denetime elverişli görülmesi sebebiyle itirazların reddine karar verilmiştir.
Dosya aktüer hesabı için hesap bilirkişisine tevdii edilmiştir.Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi … 25.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …’ın 12/02/2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaralanması neticesinde araç sürücüsünün kusuruna isabet eden, davacının aldığı ücret verilerine göre 15 günlük geçici iş göremezlik tazminatının 390,24 TL olarak hesaplandığını, sigorta temerrüt tarihinin 28.02.2020 olarak tespit edildiğini, takdirin mahkemede olduğunu rapor etmiştir.
Davacı vekili talep arttırım dilekçesi sunmuş ve geçici iş göremezlik zararı taleplerini 390,24 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili hesap raporuna itiraz etmiş, rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazlar kabul görmemiştir.
Davalı vekili talep arttırım dilekçesine esasen ve zamanaşımı nedeniyle itiraz etmiş, davanın belirsiz alacak davası olması ve uzayan ceza zamanaşımı süresi dikkate alınarak zamanaşımı itirazları kabul görmemiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5.fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91.maddesinin 1.fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere trafik kazasına karışan aracın işleteni olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden kusuru ve maluliyeti oranında olduğu anlaşılmakta olup; aşağıda belirtildiği üzere değerlendirme yapılmıştır.
Taraflar arasındaki mahkememiz önüne getirilen kaza nedeni ile geçici iş göremezlik tazminat talebinin ise, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarından sonra düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı araç tarafından trafik kazaları neticesi 3.kişilerin uğradığı geçici iş göremezlik tazminatından sigortacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, 2918 sayılı KTK’nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar başlıklı 92. Maddesinin “… Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler. …” hükmünü yine 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının Kapsama Giren Teminat Türleri başlıklı A.5 maddesinin “… Bu genel şart kapsamındaki teminat türleri aşağıda yer almaktadır. A)  (Değişik: RG-2/8/2016- 29789)  Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır. b) Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir. …” hükmünü içermektedir.
Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu,Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı,dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir.
Anayasa Mahkemesinin Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği anlaşılmakta olup bu iptal kararının somut davada uygulanabilirliğinin tespiti gerekmektedir. Anayasa’nın 153.maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir.Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının yasama,yürütme ve yargı organları,idari makamlar,gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.Diğer taraftan HMK 33 maddesinde “Hakim Türk hukukunu resen uygulanır.” şeklinde ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının bu gibi kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. Sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 2004/19 K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılması gerekmektedir.

Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; izah edilen kapsamda açılan davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümlerine göre uygulama yapılması gerekecek olup; davalı sigortacı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın sürücüsünün asli kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacının yaralandığı, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna göre maluliyet bulunmadığından kalıcı iş göremezlik zararı yönünden davanın reddi gerektiği ancak geçici iş göremezlik zararının ise 390,24 TL olarak hesaplandığını, davacının emniyet kemeri takmadığı hususunun belirlenemediği anlaşılmakla müterafik kusur indirimi talebinin reddi gerektiği, davacının dava dışı araç sürücüsünün kullandığı araç ile akrabalık ilişikleri dolasıyla yola çıkdıkları anlaşılması, yakın hısımlar arasında ücret karşılığı taşıma beklenmeyeceğinden davalı tarafın hatır taşıması nedeniyle indirim isteminin de reddi gerektiği, meydana gelen geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketinin Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E. 2019/40 K. Sayılı kararı ile 2918 sayılı KTK’ nun 85 ve 91. Maddeleri ve Borçlar Kanunu genel hükümleri gereğince sorumlu olduğu dikkate alınarak hesaplanan tazminat bedeli üzerinden sigorta temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1-Davanın kalıcı iş göremezlik tazminat talebi yönünden REDDİNE,
2-Davanın geçici iş göremezlik tazminat talebi yönünden KABULÜ ile; 390,24 TL tazminatın 28/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, 54,40 TL peşin harç ve 4,90 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç ve 4,90 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 113,70 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.303,30 TL’nin karar kesinleştiğinde davalıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine, geri kalan 16,70 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
6-Davacı lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 390,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 5,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 16 tebligat gideri 101,50 TL, 7 müzekkere gideri 63,00 TL, bilirkişi ücreti 950,00 TL, ATK fatura bedeli 820,00 TL, posta ücreti 45,50 TL olmak üzere toplam 1.980,00 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.954,95TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸

Hakim …
¸
**Bu Evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunun Kapsamında DYS üzerinden E-İmza ile İmzalanmıştır. **