Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/909 E. 2021/821 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”

ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/909 Esas
KARAR NO : 2021/821

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …,
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Bankanın Adana/… Şubesi ile davalı asıl borçlu olan … arasında 26.02.2016 tarihli 65.000-TL miktarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmasına istinaden asıl borçlu açısından kredi açıldığını ve kullandırıldığını, davalı borçlular ise imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’ni “müşterek borçlu müteselsil kefil” sıfatıyla imzalamak sureti ile borcun sorumluluğunu üstlendiklerini, borçluların kullandırılan kredinin geri ödemesini sözleşme hükümlerine uygun olarak yapmamış olup, kredi hesabı kesildiğini ve borçlulara Ankara 3. Noterliği’nin 26 10.2018 tarih … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile kullandırılan krediler kat edildiğini, gönderilen Hesap kat ihtarnamesine rağmen söz konusu kredi borcu ödenmemesi üzerine Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, borçluların İcra dosyasına sunmuş olduğu hukuki dayanaktan yoksun şekilde müvekkil bankanın alacağını sürüncemede bırakma gayesiyle dosyaya itiraz edilerek takibin durdurulması borçlular tarafından sağlandığını, davalı borçlular, ödeme emrini tebliğ aldıklarını ve müvekkil bankaya böyle bir borçları olmadığından bahisle borca ve takibe itiraz ettiklerini, davalıların bu husustaki itirazları tamamen yersiz ve hukuk dayanaktan yoksun olduğunu, belirterek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini, müvekkilerinin dava konusu borçtan dolayı kefillik vasıflarının bulunmadığını, kefalet sözleşmesinin belli kurallarının olduğunu, sıkı şekil şartlarının olduğunu, bunlardan en önemlisinin kefil olan şahsın eşinin de kefalet sözleşmesine muvafakat etmesi gerektiğini belirterek, açılan davayı kabul etmediklerini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava, Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, davacı vekili tarafından itirazın iptali ile takibin devamı ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir.
Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmış, yapılan incelenmede; davacı … A.Ş. tarafından, davalılar … ve … aleyhine 42.996,83 TL asıl alacak, 5.007,66 TL faiz olmak üzere toplam 48.004,49 TL’lik 12/02/2019 tarihli ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, takip dayanağını kredi sözleşmesinin oluşturduğu anlaşılmıştır.
İİK 67. maddesi uyarınca, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ret veya hükmolunan meblağın %20’den aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir. Davacının davasını süresi içinde açmış olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür.
Dosyaya ibraz edilen hükme esas almaya elverişli bankacı bilirkişisi 20/05/2021 havale tarihli raporunda; davacı … A.Ş. ile dava dışı … borçlu … ve … müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kredili çalışmalar yaptığını, dava konusu dava konusu kredili çalışmaların dayanağının 65.000.-TL tutarında Genel kredi Sözleşmesi kapsamında olduğu; kefillerin herbirinin 65.000.-TL tutarında kefalet imzaları bulunduğu, dayanak Genel Kredi Sözleşmesi alındığı 6098 sayılı kanunun hükümlerine tabi olduğu ve kredili çalışmalarında Tarımsal Kredi (arıcılık kredisi) şeklinde kullandırımın yapıldığı, söz konusu kredi vadesinde ödenmediği için 06.09.2017 tarihinde yapılandırıldığı ancak yine herhangi bir ödeme gerçekleştirmemesi üzerine davacı banka nezdinda 25.10.2018 tarihinde davalının hesabının kat edilmesinin ardından 25.10.2018 tarihinde Ankara 3.Noterliği … yevmiye no gereği tüm borcun muacceliyet ihtarnamaesi olarak 3 gün süreli olarak davalılara ihtar edildiği, davalıların 04.11.2018 tarihinde temerrüde düştükleri, davacı Bankanın 42.996,83 TL asıl alacak olmak üzere toplam 48.004,49 TL üzerinden T.C.Adana 10.İcra dairesi 2019/… esas no üzerinden 12.02.2019 tarihinde takip başlattığı, davalıların 65,000 TL tutarındaki 29.02.2016 tarihli dayanak sözleşmedeki herbirine ait 65.000 TL kefaletten doğan sorumluluklarının devam ettiği, talep edilen 48.004,49 TL’den icra takibi sonrası 13.02.2019 tarihinde tahsil edilen 820,00 TL ve 24.02.2021 tarihinde 700,00 TL’nin düşülmesi gerektiğini” belirtmiş, itiraz üzerine dosya itirazların değerlendirilmesi için yeniden bilirkişiye gönderilmiş, bilirkişi 05/07/2021 havale tarihli ek raporunda, davacının asıl alacağa eklenmesi gerektiği belirtilen masraflar icra takip detayında görülmemektedir, masraflar asıl alacağa dahil edilememektedir, talep edilen 48.004,49 TL’den icra takibi sonrası 13.02.2019 tarihinde tahsil edilen 820,00 TL ve 24.02.2021 tarihinde 700,00 TL’nin düşülmesi gerekir” şeklinde ek rapor ibraz etmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586/2 maddesinde; “…Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehil verilmesi hallerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir…” düzenlemesi mevcuttur.
Öte yandan Aynı Yasanın 584.maddesinde; “.. Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır…” hükmü mevcut olup, 584/3.maddesinde kefalet için eş rızası aranmayan haller düzenlenmiş; buna göre tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızasının aranmayacağı belirlenmiştir.
Dosya kapsamı incelendiğinde davacı bankanın Adana/… Şubesi ile dava dışı asıl borçlu olan … arasında 26.02.2016 tarihli 65.000-TL miktarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış, davalılar müteselsil kefil sıfatıyla 26/02/2016 tarihli sözleşmeyi imzalamış, akabinde 29/02/2016 tarihli faiz indirimli kredilere ilişkin taahhütnamenin dava dışı asıl borçlu ve her iki davalı tarafından da imzalanmış olduğu görülmekle, taahhütnamenin 2015 yılı Bakanlar Kurulu Kararı ve T.C. Gıda, Tarım ve Havyancılık Bakanlığı Uygulama Esasları Tebliğinin yayımlanmasını müteakip Bakanlar Kurulu kararında tebliğde yer alan koşulları sağlayacağı, aksi takdirde kullanılmış olan sübvansiyonlu krediye, krediyi kullanmış oldukları tarihten itibaren bankanın cari tarımsal kredi faiz oranının uygulanmasını kayıtsız şartsız taahhüt ettiklerine ilişkin imzalarının bulunduğu görülmüştür. Buna göre, davalıların kullandığı kredinin tarımsal kredi kapsamında (taahhütname ve 2015/8299 sayılı Bakanlar Kurulu kapsamında Arıcılık) kamu kurum ve kuruluşlarınca krediler kapsamında olduğu anlaşılmakla, eş kefaletinin aranmadığı Mahkememizce kabul edilmiştir. Bu defa, davalı vekilince imza incelemesi yapılması yönünde talepte bulunulmuş olup, davalıların icra dosyasına yaptıkları itirazda imzaya yönelik bir itirazlarının olmadığı, ayrıca cevap dilekçesinde de imzaya yönelik herhangi bir itirazlarının olmadığı, 2.cevap dilekçesi adı altında sunulan 21/02/2020 tarihli beyan dilekçesi ile imza incelemesi yapılması talebinde bulundukları, davacı vekilince savunmanın genişletilmesine açıkça muvafakat etmediklerine yönelik beyanları da nazara alınmakla davalılar vekilinin bu yöndeki talebi yerinde görülmeyerek mahkememizce reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davalı bankanın Adana/… Şubesi ile dava dışı asıl borçlu olan … arasında 26.02.2016 tarihli 65.000-TL miktarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmasına istinaden asıl borçlu açısından kredi açıldığı ve kullandırıldığı, davalı borçluların ise imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’ni “müşterek borçlu müteselsil kefil” sıfatıyla imzalamak sureti ile borcun sorumluluğunu üstlendikleri, borçluların kullandırılan kredinin geri ödemesini sözleşme hükümlerine uygun olarak yapmamış olduğu, kredi hesabının kesildiği ve borçlulara hesap kat ihtarnamesi ile kullandırılan kredilerin kat edildiği, gönderilen hesap kat ihtarnamesine rağmen söz konusu kredi borcunun ödenmemesi sebebi ile davacı tarafından Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2019/… E Sayılı dosyası ile davalılara karşı ilamsız takip başlatıldığı, takibe itiraz üzerine takibin durduğu, davalıların imzaladığı kefalet sözleşmesinin 6098 sayılı BK’nın 583.maddesindeki şartları taşıyan geçerli bir kefalet olduğu, davalıların kefil olduğu kredinin tarımsal kredi kapsamında (taahhütname ve 2015/8299 sayılı Bakanlar Kurulu kapsamında Arıcılık) kamu kurum ve kuruluşlarınca krediler kapsamında olduğu anlaşılmakla, eş kefaletinin aranmadığı kanaatine varılmış, dosyaya ibraz edilen belgeler ile bunlara dayanılarak alınan hükme esas almaya elverişli 20/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacının, takip tarihi itibariyle toplam alacağın 44.830,28 TL olduğu, icra takibi sonrası 13/02/2019 tarihinde tahsil edilen 820 TL ve 24/02/2021 tarihinde tahsil edilen 700 TL’nin hesaplanan tutardan düşülmesinin belirtildiği anlaşıldığından, rapor hükme esas alınarak, takip sonrası yapılan ödemelerin öncelikle borcun faiz ve masraflarından mahsubu gerektiğinden, (Yargıtay 8.H.D’nin 2017/10340 Esas, 2017/4641 Karar) toplam 1.520,00 TL’lik ödeme takip talebinde hesaplanan faiz alacağı kısmından mahsup edilmiş, buna göre davanın kısmen kabulü ile davalıların Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2019/… E sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptali ile takibin her iki davalı yönünden de 40.429,65 TL asıl alacak, 2.880,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.310,28 TL miktar üzerinden takip şartlarında devamına, alacak likit olduğundan hükmolunan alacak miktarının %20’si oranında 8.662,05 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Açılan davanın KISMEN KABULÜ İle;
Davalıların Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2019/… E sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptali ile takibin her iki davalı yönünden de 40.429,65 TL asıl alacak, 2.880,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.310,28 TL miktar üzerinden takip şartlarında devamına,
Hükmolunan alacak miktarının %20’si oranında 8.662,05 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair taleplerin reddine,
2-Alınması gereken 2.958,52 TL karar harcının, peşin alınan 579,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.378,74 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi kapsamında Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından düzenlenen arabulucu ücret kararı uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul ve red oranına göre 1.201,20 TL’sinin karar kesinleştiğinde davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi kapsamında Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından düzenlenen arabulucu ücret kararı uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul ve red oranına göre 118,80 TL’sini karar kesinleştiğinde davacıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,

5-Davacı kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 6.430,34 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalılar kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 579,78 TL peşin harcın tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti, 106,5 TL davetiye gideri ve 36,40 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 642,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve red oranına göre 584,67 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize verilmek üzere bir başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile Adana Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça ve usulen okunup anlatıldı. 02/11/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır