Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/810 E. 2021/693 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/810 Esas – 2021/693
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/810 Esas
KARAR NO : 2021/693
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … -TC Kimlik No: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … LİMİTED ŞİRKETİ – V.N.:…

VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; ;ticari amaç güderek kar elde etmek isteyen müvekkillerinin davalı şirket ile dosya ekinde sunulan 05.09.2017 ve 22.09.2017 tarihli ve harici, yazılı sözleşmeler ile 650.000 TL karşılığında 5 adet bağımsız bölümün satımı noktasında anlaştıklarını, müvekkilinin dekont karşılığı farklı tarihlerde toplam olarak davalıya 350.000 TL ödeme yaptığını, davalı şirket yetkilisinin hiçbir gerekçe yokken aralarındaki sözleşmeyi feshederek 350.000 TL’yi 05.09.2019 tarihinde iade ettiğini, müvekkilinin ödeme yaptığı zaman ile iade aldığı zaman arasında paranın alım gücünün farklılılaştığını ve davalının bu nispette sebepsiz zenginleştiğini, ekonomik etkenlerin dikkate alınarak hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, bu nedenlerle şimdilik 10,00 TL tazminatın davalı şirketten dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ticari amaçla alım satım sözleşmesi imzaladığını, davacının sözleşmeyi hangi amaçla imzaladığının tespitinin olanaksız olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye konu taşınmazların konut tipinde olduğunu, sözleşmenin imzalandığı tarihte davacının bu taşınmazların hangi amaçla kullanılacağının belli olmadığının taşınmazların devrinin alınması durumunda taşınmazların hangi amaçla kullanılacağı belli olmadığı gibi değerlerinin belli olmadığını ve nedenle sözleşmenin kabulünün mümkün olmadığını, davanın Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiğini, görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
YARGILAMA USULÜ :
Öncelikle 15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile ve son olarak 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, mahkememizde açılan dava için basit yargılama usulü uygulanmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle açılan alacak davası anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Taraflar arasındaki 05.09.2017 tarihli sözleşme ve içeriği incelendiğinde; davalı tarafça inşaatına başlanacak olan apartmanın yapım işi tamamlanarak toplamda 2 adet bağımsız bölümünü ( muhtelif katlarda 2 adet 1+1 daire) 225.000 TL bedelle davacıya devredeceği hususunda anlaştıkları, yapılacak ödemenin peşin olarak 20.000,00 TL, 80.000 TL’sinin bir ay içinde, 3 ayda bir 5.000 TL, bakiye 105.000 TL’sinin ise inşaat bitiminde kredi çekilerek tamamlanacağı kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki 22.09.2017 tarihli sözleşme ve içeriği incelendiğinde; davalı tarafça inşaatına başlanacak olan apartmanın yapım işi tamamlanarak toplamda 3 adet bağımsız bölümünü ( muhtelif katlarda 3 adet 1+1 daire) 410.000 TL bedelle davacıya devredeceği hususunda anlaştıkları, yapılacak ödemenin peşin olarak 100.000,00 TL, 250.000 TL’sinin üç ay içinde, 3 ayda bir 5.000 TL, bakiye 60.000 TL’sinin ise inşaat bitiminde kredi çekilerek tamamlanacağı kararlaştırılmıştır.
Davacı taraf sözleşmeler gereğince 06.07.2017 tarihinde 20.000 TL, 22.09.2017 tarihinde 100.000 TL, 23.01.2018 tarihinde 80.000 TL, 30.04.2018 tarihinde 20.000 TL, 01.06.2018 tarihinde 65.000 TL, 12.06.2018 tarihinde 65.000 TL olmak üzere toplam 350.000 TL ödeme yapmıştır. Yapılan ödemeler davalı tarafça 05.09.2019 tarihinde 350.000 TL olarak davacıya iade edilerek aradaki sözleşme feshedilmiştir.
Dava konusu sözleşmeler, ödeme dekontları, taşınmaz tapu evrakları dosyamız arasına alınarak edimin gerçekleşeceği taşınmazlar üzerinde keşfen inceleme yapılmış refakatte bir inşaat mühendisi, bir mali müşavir, bir nitelikli hesap uzmanı bilirkişi alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 05.08.2020 raporunda özetle; taraflar arasında 5 adet dairenin yapımı devri hususunda 05.09.2017 ve 22.09.2017 tarihli 610.000 TL bedelli sözleşme imzalandığını, yapılacak olan ödemelerin peşin olmayıp farklı tarihler olmak üzere yapılandırıldığını, davacı tarafça davalıya farklı tarihlerde toplam 350.000 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin 05.09.2019 tarihinde kül halinde davacıya iade edildiğini, taşınmazların dava tarihi, keşif tarihi, sözleşme tarihindeki değerleri dikkate alınarak davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre para nedeniyle elde edilen semereler dikkate alınarak 174.552,44 TL azami bedeli iade etmesi gerektiğini rapor etmişlerdir.

Hazırlanan rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunmuştur. Tarafların itiraz ve beyanları ile dava konusu bedelin ödendiği tarih ile iade edildiği tarih arasındaki altın/döviz/enflasyon oranları/vs. gibi ekonomik enstrümanlar dikkate alınarak alım gücü farkının hesaplanarak değerlendirilme yapılması için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti 01.07.2021 tarihli ek raporunda özetle; heyetlerince kök raporda uyuşmazlığa dair hazırlanan hukuki durum, taşınmaz özellikleri, inşaat seviye durumları, konum bazında değerlendirmeler hususunda yanlış bir değerlendirme olmadığından kök raporun tekrarlandığını, mahkeme ara kararı gereği alım gücü farkı hesabının USD-EUR-ALTIN-ENFLASYON kalemlerinde ayrı ayrı hesaplandığını, ortalama bedelin 152.862,49 TL olduğunu rapor etmişlerdir.
Davacı vekili ıslah dilekçesiyle; alacak taleplerini 152.862,49 TL olarak arttırdıklarını ilgili bedele dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili rapora karşı itiraz dilekçesi sunarak; davada sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanamayacağını zira aradaki sözleşme gereği ödemelerin süresinde yapılmadığını beyan etmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporu hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazların reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu aşağıda bildirilen hükümlere haizdir.
MADDE 77 “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.”
Yukarıda izah edildiği üzere; taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (MK.706, TBK.237(Eski BK.213), Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır. Bu husus dikkate alınarak davacı tarafça ödenen bedelin ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması için yapılan hesaplamada USD, EURO, külçe altın, TEFE endeksi kullanılmış ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/13225 E. 2019/2601 K.) ve aradaki alım satım işindeki taşınmaz sayısı dikkate alındığında işin ticari olduğu kabul görerek ilgili bedele talep gereği avans faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR:
1-Davanın KABULÜ ile; 152.862,49 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 10.442,03 TL karar ve ilam harcından, 44,40 TL peşin harç ve 2.566,11 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.610,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.831,52 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davalıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 18.471,94 vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 2.566,11 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.654,91 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harcaması yapılan 13 tebligat gideri 166,00 TL, 1 müzekkere gideri 9,00 TL, 3 bilirkişi ücreti 2.250,00 TL, 384,90 keşif harcı, 140,00 TL ATGV araç ücreti olmak üzere toplam 2.949,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸

Hakim …
¸

**Bu Evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunun Kapsamında DYS üzerinden E-İmza ile İmzalanmıştır. **