Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/248 E. 2021/1006 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/248 Esas – 2021/1006
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/248 Esas
KARAR NO : 2021/1006
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … – TC Kimlik No: …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/04/2019
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 16/08/2018 tarihinde davalı şirketin sigortalısı olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı hususi otomobil ile … istikametinden … istikametine doğru seyir halindeyken D300-33 karayolunun 8+400’üncü kilometresine geldiğinde aracın direksiyon hakimiyetini kaybedip önce istikametine göre sağ tarafta bulunan bankete, daha sonra sola doğru manevra yaparak karşı yol şeridine yan bir şekilde girerek aracın sağ tarafı ile; … istikametinden … istikametine seyreden … idaresindeki … plakalı yolcu otobüsünün sol ön kısmına çarpması neticesinde çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkil …’in kazaya karışan … plakalı otobüste yolcu konumunda olduğunu ve yaralanarak malul kaldığnı, sigorta şirketine başvuruları ile arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, bu nedenle 3.200,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının ve 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının toplamda 3.300,00-TL tazminatın davalı kuruma başvuru tarihi olan 27/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının arabuluculuk görüşmelerinde maluliyet raporunu sunmamasından ötürü görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını ve raporun eksik olması sebebiyle arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, temerrüdün oluşmadığını, geçici iş göremezlik tazminat talebinin teminat dışı olduğunu, müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiğini, sigortalı aracın hususi olması sebebiyle ticari faiz istenemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.

YARGILAMA USULÜ :
15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmiştir .Kanun hükmünce her ne kadar 100.000 TL altındaki ticari davaların basit yargılama hükümlerine göre yürütüleceği kuralı getirilmiş ise de işbu sınır miktarının yargılama aşamasında geçebilecek nitelikte olması, dava bedeli yönünden geleceği tartışmalı bulunan bir davada daha kısıtlı iddia ve savunma yapmasına olanak kılan basit yargılama yöntemini uygulamanın, “hukuki dinlenilme hakkının” ve “eşit yargılanma hakkının” ihlali niteliğinde görülmesi sebebiyle dava her ne kadar yazılı yargılama usulüne göre başlatılmış olsa da; 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, dava miktarının poliçe üst limiti gereğince 500.000,00 TL’yi aşmayacağına kanaat getirilerek mahkememizde açılan dava basit yargılama usulüne göre karara çıkartılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilaf; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf kazada kusurun kimde olduğu, oranının ne olduğu, meydana gelen zarar, cismani zararın kapsamı, maluliyet oranı, iş göremezlik durumu, iş göremezliğin geçici ve/veya kalıcı olup olmadığı ve oranı, tazminat gerekip gerekmediği, gerekiyorsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Kazaya karışan aracın tescil kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, taraflara ait SEK raporları, kaza nedeniyle başlatılan ilişkin dosya getirtilmiştir.
16.08.2018 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu … idaresindeki … plakalı otobüs ile … idaresindeki … plakalı otomobilin çarpışması neticesinde davacının yaralandığı anlaşılmaktadır.
Olay tarihi itibariyle … plakalı araç davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS yapılmıştır. Sigorta hasar dosyasının incelemesinde; davacı için yapılan bir ödemeye rastlanılmamıştır.
Mahkememizce bilirkişi olarak tayin edilen … 21.11.2019 tarihli raporunda özetle; aracını yol, hava ve trafik durumuna göre kullanmayıp, viraja girerken hızını azaltmayan ve kazada şerit ihlali yaparak karşı şeride geçerek karşı araç sürücüsüne çarpan … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu beyan etmiştir .
Davacı vekili rapora karşı beyan dilekçesi sunmuştur.
Davalı vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde; 21/11/2019 tarihli bilirkişi raporu, dava konusu olaya bağlı olarak açılan Gevaş/Van Cumhuriyet Başsavcılığı dosyası 2018/… soruşturma dosyası ile çelişki yarattığından bu çelişkinin giderilmesi için Karayolları Fen heyetinden ya da Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Daire Başkanlığından alınacak kusur raporu ile giderilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı itirazlar; itiraz ve itiraza mütakip duruşma günü itibariyle dosya fizikisi bulunmadığından sonraki aşamalarda değerlendirilmiştir.

Dosya maluliyet incelemesi için ATK’ya gönderilmiştir. İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 07.08.2020 tarihli raporuna göre; davacının özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik ölçütlerine göre % 2 kalıcı iş görememezliğinin bulunduğunu, 3 aya kadar geçici iş göremezliğinin bulunabileceğini rapor etmiştir.
Davacı vekili maluliyet raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuş; Davacı vekilinin maluliyet raporuna karşı itirazlarını somutlaştıramaması ayrıca uygulanmasını istediği tespit yönetmeliğinin kaza tarihi ve yönetmelik yayım tarihi dikkate alındığında uygulanamayacağı sebebiyle reddine,
Dosya maluliyet incelemesinden sonra aktüer hesap bilirkişisine tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi … 06.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının TRH 2010 1,8 Teknik faiz tablosuna göre yapılan hesaplamada; herhangi bir indirim yapılmaksızın talep edilebilecek sürekli işgücü kaybı zararının 20.298,07 TL, geçici iş göremezlik tazminatının ise 4.809,36 TL olduğunu, PMF Prograsif rant sistemine göre ise de; herhangi bir indirim yapılmaksızın talep edilebilecek sürekli işgücü kaybı zararının 23.634,77 TL, geçici iş göremezlik tazminatının ise 4.809,36 TL olduğunu, kaza tarihi itibariyle poliçe limitinin 360.000,00 TL olup tavan tazminat tutarının poliçe limiti dahilinde olduğunu, sigorta temerrüt tarihinin 14.01.2019 olduğunu, takdirin mahkemede olduğunu rapor etmiştir.
Davacı vekili ile davalı vekili aktüer hesap raporuna itiraz dilekçesi sunmuş, davalı vekili kusur raporuna ilişkin çelişkinin giderilmeden hesaplanan aktüer hesaplamasını kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili talep arttırım dilekçesi sunmuş; kalıcı iş göremezlik tazminatını PMF Prograsif Rant Sistemi hesaplamasına göre 23.664,77 TL, geçici iş göremezlik tazminatını ise 4.809,36 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekilinin kusur raporuna karşı itirazları kabul görmüş; ATK Trafik İhtisas Dairesinden savcılık dosyasındaki kusur raporu da dikkate alınarak yeniden kusur dağılımı tanzim edilmesi için rapor alınmıştır. ATK Trafik İhtisas Dairesi 26.03.2021 tarihli raporunda özetle; her iki rapor arasında kusur oranlamasında farklılık olduğunu, kurumlarınca yapılan incelemede sürücü …’ın sevk ve idare hatası sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle asli ve %85 kusurlu olduğunu, diğer sürücü …’in ise mahal şartlarının üzerinde hızla araç sürmesi nedeniyle tali ve %15 kusurlu olduğunu rapor etmiştir.
ATK kusur raporuna her iki taraf vekili ayrı ayrı itiraz etmiş; mevcut rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazların reddine karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişiden ATK kusur raporu ile TRH 2010 prograsif rant sistemi dikkate alınarak ek rapor hazırlanması istenmiştir. Aktüer bilirkişi 28.08.2020 tarihli raporunda özetle; ATK kusur raporu ile TRH 2010 prograsif rant sistemi dikkate alınarak yapılan incelemede; davacının sürekli işgücü kaybı zararının 25.829,61 TL, geçici iş göremezlik tazminatının ise 4.087,96 TL olduğunu rapor etmiştir.
Davacı vekili talep arttırım dilekçesi sunduktan sonra 12.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi sunmuş; geçici iş göremezlik tazminatı olarak taleplerini 4.809,36 TL olarak devam ettirdiklerini, kalıcı iş göremezlik taleplerini ise 25.829,61 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili aktüer ek raporu ile ıslah dilekçesine karşı itiraz dilekçesi sunmuş; mevcut raporunun hükme ve denetime elverişli olması, ıslah dilekçesinin de usule uygun görülmesi sebebiyle itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5.fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91.maddesinin 1.fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere trafik kazasına karışan aracın işleteni olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden kusuru ve maluliyeti oranında olduğu anlaşılmakta olup; aşağıda belirtildiği üzere değerlendirme yapılmıştır.
A) Geçici İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Taraflar arasındaki mahkememiz önüne getirilen kaza nedeni ile geçici iş göremezlik tazminat talebinin ise, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarından sonra düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı araç tarafından trafik kazaları neticesi 3.kişilerin uğradığı geçici iş göremezlik tazminatından sigortacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, 2918 sayılı KTK’nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar başlıklı 92. Maddesinin “… Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler. …” hükmünü yine 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının Kapsama Giren Teminat Türleri başlıklı A.5 maddesinin “… Bu genel şart kapsamındaki teminat türleri aşağıda yer almaktadır. A)  (Değişik: RG-2/8/2016- 29789)  Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır. b) Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir. …” hükmünü içermektedir.
Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu,Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı,dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir.

Anayasa Mahkemesinin Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği anlaşılmakta olup bu iptal kararının somut davada uygulanabilirliğinin tespiti gerekmektedir. Anayasa’nın 153.maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir.Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının yasama,yürütme ve yargı organları,idari makamlar,gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.Diğer taraftan HMK 33 maddesinde “Hakim Türk hukukunu resen uygulanır.” şeklinde ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının bu gibi kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. Sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 2004/19 K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır.
Bu kapsamda açılan davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümlerine göre uygulama yapılması gerekecek olup; davacı tarafın genel hükümlere göre talep ettiği geçici iş göremezlik zararının aktüer ek hesap raporu dikkate alınarak kısmen kabulü gerekmiştir.
B) Kalıcı İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.Davacı tarafın kalıcı iş göremezlik zararı aktüer ek raporuyla tespit edilmiş olup, sigorta teminatında olduğu anlaşılmıştır.
C)Müterafik Kusur ve Hatır Taşıması İndirimi Talebi Yönünden;
TBK 52.maddesinde ; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Müterafik kusur iddiası davalının emniyet kemeri takıp takmadığının belirlenememesi sebepleriyle red edilmiştir.
Hatır taşıması iddiası ise; davacının bulunduğu araç ile davalının sigortalısı aracının farklı araçlar olması sebebiyle davalı tarafın hatır taşıması nedeniyle indirim istemi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davalı sigortacı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın sürücüsünün asli kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacının yaralandığı, hükme esas alınan aktüer ek bilirkişi raporuna göre toplam zararın kalıcı iş göremezlik yönünden 25.829,61 TL olarak geçici iş göremezlik zararının ise 4.087,96 TL olarak belirlendiği, meydana gelen kalıcı iş göremezlik zararı ile geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketinin Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E. 2019/40 K. Sayılı kararı ile 2918 sayılı KTK’ nun 85 ve 91. Maddeleri ve Borçlar Kanunu genel hükümleri gereğince sorumlu olduğu nazara alınarak ıslah edilen miktarlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmedilen bedele sigorta temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Geçici iş göremezlik zararına ilişkin kısmen kabul kararı verilmiş olsa da kısa kararda “kısmen” ibaresi sehven yazılmadığından gerekçeli kararda bu husus giderilerek hüküm kurulmuştur. )
KARAR:
1-Davanın kısmen kabulü ile; 25.829,61 TL kalıcı iş göremezlik zararı tazminatı ile 4.087,96 TL geçici iş göremezlik zararı tazminatının 14/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.043,66 TL karar ve ilam harcından, 44,40 TL peşin harç ve 264,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 308,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.735,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç ve 264,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 352,80 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.288,92 TL’nin karar kesinleştiğinde davalıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine, geri kalan 31,08 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
5-Davacı lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 721,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 21 tebligat gideri 122,20 TL, 7 müzekkere gideri 45,50 TL, bilirkişi ücreti 1.300,00 TL, posta masrafı 130,55 TL, ATK masrafı 1.387,00 TL, olmak üzere toplam 2.985,25 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.914,96 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸

Hakim …
¸

**Bu Evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunun Kapsamında DYS üzerinden E-İmza ile İmzalanmıştır. **