Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/221 E. 2021/1061 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/221 Esas – 2021/1061
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/221 Esas
KARAR NO : 2021/1061
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … – Vergi No: …

VEKİLİ : … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/04/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 15/11/2018 tarihinde, saat 22.00 esnasında firar sürücü sevk ve idaresindeki plakası ve markası tespit edilemeyen beyaz renkli araç ile … Bulvarı üzerinden … istikametinden Tosmur istikametine seyir halinde giderken Yayla Yolu kavşağına gelmeden önünde sol şeritte seyir halinde ve sola sinyalini vererek Yayla Yoluna dönmek için sola dönüş sinyalini vererek cebe girmek isteyen müvekkilleri …’ ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya karışan diğer motorsikletin plakasının tespit edilemediğini, davalı …nın sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkillerinin yaralanarak malul kaldığını, sigorta şirketiyle yapılan arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, bu nedenle 3.200,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) ve 100,00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 3.300,00 TL tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 18/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …ndan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;eksik evrakla kurumlarına başvurduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının ifadesi dışında kazaya plkası tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğu hususunda herhangi bir belge bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamakla birlikte kaza anında motorsiklet kulandığını iddia edilen davacının müterafik kusur u sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatında sorumluluklarının bulunmadığını, kusur ve maluliyetin kesin olarak hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini bu sebeple ticari faiz istenemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

YARGILAMA USULÜ :
15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmiştir .Kanun hükmünce her ne kadar 100.000 TL altındaki ticari davaların basit yargılama hükümlerine göre yürütüleceği kuralı getirilmiş ise de işbu sınır miktarının yargılama aşamasında geçebilecek nitelikte olması, dava bedeli yönünden geleceği tartışmalı bulunan bir davada daha kısıtlı iddia ve savunma yapmasına olanak kılan basit yargılama yöntemini uygulamanın, “hukuki dinlenilme hakkının” ve “eşit yargılanma hakkının” ihlali niteliğinde görülmesi sebebiyle dava her ne kadar yazılı yargılama usulüne göre başlatılmış olsa da; 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, dava miktarının poliçe üst limiti gereğince 500.000,00 TL’yi aşmayacağına kanaat getirilerek mahkememizde açılan dava basit yargılama usulüne göre karara çıkartılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf kazada kusurun kimde olduğu, oranının ne olduğu, meydana gelen zarar, cismani zararın kapsamı, maluliyet oranı, iş göremezlik durumu, iş göremezliğin geçici ve/veya kalıcı olup olmadığı ve oranı, tazminat gerekiyorsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
15.11.2018 tarihinde firari araç sürücüsünün davacının idaresindeki … plakalı motorsiklete çarptığı iddiasıyla şikayette bulunulmuş; ilgili şikayet gereğince Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/… sayılı dosyasınca firari araç sürücüsü hakkında soruşturma işlemlerinin devam ettiği anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin kusur oranlarının tespiti için talimat mahkemesi kanalıyla keşfen bir makine mühendisi bilirkişisi, bir trafikçi bilirkişi refakatinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi heyeti 18.03.2020 tarihli raporunda özetle; mevcut belgelere ve dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede kavşağa yaklaşırken dönüş cebine girmekte olan motorsikleti güvenli bir mesafeden takip etmeden dikkatsiz, dalgın ve tedbirsiz olarak araç kullanarak arkadan çarpan firari araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, davacı motorsiklet sürücüsünün kusurunun bulunmadığını rapor etmiştir.
Kusur raporunun alınmasından sonra dosya maluliyet incelemesi için ATK’ya gönderilmiştir. İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 01.04.2021 tarihli raporuna göre; davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik ölçütlerine göre %4 kalıcı iş göremezliğinin bulunduğunu, 3 ay ise geçici iş göremezliğinin bulunduğunu rapor etmiştir.
Davacı vekili maluliyet raporuna itiraz etmiş; itirazların somutlaştırılamaması ilgili raporun hükme ve denetime elverişli olması sebebiyle itirazların reddine karar verilmiştir.
Dosya aktüer hesabı için hesap bilirkişisine tevdii edilmiştir.Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi … 04.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 15/11/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaralanması neticesinde firari araç sürücüsünün %100 kusuruna isabet eden, TRH 2010 Prograsif Rant Sistemi dikkate alınarak oluşturulan komütasyon tablosunda yer alan hayatta kalma ihtimalleri nazara alınarak hesaplanan %4 meslekte kazanma gücü kaybı zararının iş bu rapor tarihi itibariyle bilinen güncel ücret ve yaşam verilerine göre 53.373,00 TL olarak tespit edildiğini, 3 aylık tedavi süresine isabet eden geçici iş göremezlik zararının 5.580,00 TL olarak hesaplandığını, kurum temerrüt tarihinin 31.01.2019 olduğunu takdirin mahkemede olduğunu rapor etmiştir.
Davacı vekili talep arttırım dilekçesi sunmuş ve kalıcı iş göremezlik zararı taleplerini 53.373,00 TL olarak, geçici iş göremezlik taleplerini 5.580,00 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili hesap raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuş, aktüer rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazlar kabul görmemiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5.fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91.maddesinin 1.fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/I. maddesinde, bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde …nın oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin II-a bendinde ise, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için …na başvurulabileceği belirtilmiştir.
Yukarıda sayılan kanun maddelerinin bahisleri geçen düzenlenmelerinden, sigortasız veya firari aracın karıştığı kazalarda cismani maddi zararı karşılamakla sorumlu olan … …nın sorumluluğunun; kaza tarihi poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere trafik kazasına karışan aracın sürücüsüne bu kaza sebebiyle isabet eden kusuru ve maluliyeti oranında olduğu anlaşılmakta olup; aşağıda belirtildiği üzere değerlendirme yapılmıştır.
a) Geçici İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Taraflar arasındaki mahkememiz önüne getirilen kaza nedeni ile geçici iş göremezlik tazminat talebinin ise, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarından sonra düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı araç tarafından trafik kazaları neticesi 3.kişilerin uğradığı geçici iş göremezlik tazminatından sigortacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, 2918 sayılı KTK’nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar başlıklı 92. Maddesinin “… Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler. …” hükmünü yine 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının Kapsama Giren Teminat Türleri başlıklı A.5 maddesinin “… Bu genel şart kapsamındaki teminat türleri aşağıda yer almaktadır. A)  (Değişik: RG-2/8/2016- 29789)  Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır. b) Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir. …” hükmünü içermektedir.
Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu,Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı,dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir.
Anayasa Mahkemesinin Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği anlaşılmakta olup bu iptal kararının somut davada uygulanabilirliğinin tespiti gerekmektedir. Anayasa’nın 153.maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir.Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının yasama,yürütme ve yargı organları,idari makamlar,gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.Diğer taraftan HMK 33 maddesinde “Hakim Türk hukukunu resen uygulanır.” şeklinde ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının bu gibi kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. Sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 2004/19 K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır.
Bu kapsamda açılan ancak aracın firari veya sigortasız olması sebebiyle …na yönlendirilen davalarda da aynı hususların gözetilmesi gerekecektir. Bu nedenle; TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümlerine göre uygulama yapılarak davacı tarafın genel hükümlere göre talep ettiği geçici iş göremezlik zararının dilekçesi üzerinden talep miktarı üzerinden kabulü gerekmiştir.
B) Kalıcı İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir. Davacı tarafın kalıcı iş göremezlik zararı aktüer raporla tespit edilmiş olup, davalının teminatında olduğu anlaşıldığından bu talep yönünden de davanın kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm nedenlerle; davalı tarafın sorumluluklarında bulunan firari araç sürücüsünün asli kusuru ile karıştığı kazada davacının yaralandığı, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna göre toplam zararın kalıcı iş göremezlik yönünden 53.373,00 TL olarak geçici iş göremezlik zararının ise 5.580,00 TL olarak belirlendiği, meydana gelen kalıcı iş göremezlik zararı ile geçici iş göremezlik zararından davalı kurumun Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E. 2019/40 K. Sayılı kararı ile 2918 sayılı KTK’ nun 85 ve 91. Maddeleri ve Borçlar Kanunu genel hükümleri gereğince sorumlu olduğu, davacının omzundan yaralandığı dikkate alındığında motorsiklet sürücülerinin yönetmelik gereği omuzluk takma mecburiyeti bulunmadığından müterafik kusurundan bahsedilemeyeceği nazara alınarak talep arttırım dilekçesi dikkate alınarak temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1-Davanın kabulü ile 5.580,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 53.373,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 31/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 4.027,00 TL karar ve ilam harcından, 44,40 TL peşin harç ve 300,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 344,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.682,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davalıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 8.463,89 vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 300,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 388,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harcaması yapılan 20 tebligat gideri 128,40 TL, 5 müzekkere gideri 32,50 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL, posta masrafı 87,90 TL, talimat masrafı 1.464,00 TL, ATK ücreti 820,00 TL olmak üzere toplam 3.132,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸

Hakim …
¸

**Bu Evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunun Kapsamında DYS üzerinden E-İmza ile İmzalanmıştır. **