Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/108 E. 2021/939 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/108 Esas – 2021/939
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/108 Esas
KARAR NO : 2021/939

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – T.C.Kimlik No: …

VEKİLİ : … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ –
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi: …
VEKİLİ : … – …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 2019
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.08.2018 tarihinde sürücü …’in sevk ve idraesindeki … plakalı araçla seyir halindeyken yine aynı istikamette seyir halinde olan müvekkilleri … sevk ve idaresindeki motorsiklet ile çarpışması neticesinde çift taraflı, maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını, bu nedenle zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ve sonuçsuz kaldığını, bu nedenle şimdilik 100-TL olmak üzere zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak sürekli iş gücü tazminatının … A.Ş.’den ticari faiziyle tahsilini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine eksik evrakla başvuru yapıldığını bu nedenle başvuru şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, kusur raporunun Ankara Adli Tıp veya karayolları fen ekibinden alınmasını talep ettiğini, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu bulunmadıklarını, müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, şirkete yasal başvuru şartları oluşmayıp temerrüde düşürülmediğinden davaya sebebiyet vermedikleri için aleyhlerine faiz ve yargılama gideri yüklenemeyeceğini, araç ticari olmadığından ticari faiz istenemeyeceğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.

YARGILAMA USULÜ :
15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmiştir .Kanun hükmünce her ne kadar 100.000 TL altındaki ticari davaların basit yargılama hükümlerine göre yürütüleceği kuralı getirilmiş ise de işbu sınır miktarının yargılama aşamasında geçebilecek nitelikte olması, dava bedeli yönünden geleceği tartışmalı bulunan bir davada daha kısıtlı iddia ve savunma yapmasına olanak kılan basit yargılama yöntemini uygulamanın, “hukuki dinlenilme hakkının” ve “eşit yargılanma hakkının” ihlali niteliğinde görülmesi sebebiyle dava her ne kadar yazılı yargılama usulüne göre başlatılmış olsa da; 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, dava miktarının poliçe üst limiti gereğince 500.000,00 TL’yi aşmayacağına kanaat getirilerek mahkememizde açılan dava basit yargılama usulüne göre karara çıkartılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf kazada kusurun kimde olduğu, oranının ne olduğu, meydana gelen zarar, cismani zararın kapsamı, maluliyet oranı, iş göremezlik durumu, iş göremezliğin geçici ve/veya kalıcı olup olmadığı ve oranı, tazminat gerekip gerekmediği, gerekiyorsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Kazaya karışan aracın tescil kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, taraflara ait SEK raporları, kaza nedeniyle başlatılan ilişkin dosya getirtilmiştir.
29.08.2018 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile davacı sürücü … idaresindeki tescilsiz motorsikletin çarpışması sonucu çift taraflı trafik kazası gerçekleşerek davacının yaralandığı anlaşılmaktadır.
Olay tarihi itibariyle … plakalı araç davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS yapılmıştır. Sigorta hasar dosyasının incelemesinde; davacı için yapılan bir ödemeye rastlanılmamıştır.
Mahkememizce bilirkişi olarak tayin edilen … 13/01/2020 tarihli raporunda özetle; … plakalı kamyonet sürücüsü …’in %75 oranında asli kusurlu olduğunu, tescilsiz motosiklet sürücüsü …’in %25 oranında tali kusurlu olduğunu rapor etmiştir.
Davalı vekili kusur raporuna karşı beyan dilekçesi sunmuştur.
Kusur raporunun alınmasından sonra dosya maluliyet incelemesi için ATK’ya gönderilmiştir. İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 17.03.2021 tarihli raporuna göre; davacının özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik ölçütlerine göre % 3 kalıcı iş görememezliğinin bulunduğunu, 9 ay geçici iş göremezliğinin bulunduğunu rapor etmiştir.
Davacı vekili ile davalı vekili maluliyet raporuna itiraz etmiş, davacı vekilinin maluliyet raporuna karşı itirazlarını somutlaştırmaması, ayrıca ilgili raporun hükme ve denetime elverişli olması sebebiyle reddine karar verilmiştir.

Dosya maluliyet incelemesinden sonra aktüer hesap bilirkişisine tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi … 23/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının TRH 2010 yaşam tablosu prograsif rant sistemine göre yapılan hesaplamada; herhangi bir indirim yapılmaksızın talep edilebilecek sürekli işgücü kaybı tazminatının 40.754,00 TL olduğunu, 8 kaza tarihi itibariyle poliçe limitinin 360.000,00 TL olup tavan tazminat tutarının poliçe limiti dahilinde olduğunu, sigorta temerrüt tarihinin 10.01.2019 olduğunu, sigortalı aracın hususi olduğunu, takdirin mahkemede olduğunu rapor etmiştir.
Davalı vekili aktüer hesap raporuna itiraz dilekçesi sunmuş, ilgili rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazların reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili talep arttırım dilekçesi sunmuş; kalıcı iş göremezlik tazminatının 40.754,00 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili talep arttırım dilekçesine karşı itiraz dilekçesi sunmuştur.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5.fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91.maddesinin 1.fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Trafik sigortası ( Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ) motorlu bir aracın, karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahillinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortasıdır. Trafik sigortacısının sorumluluğunun sınırı ise KTK’nın 92. maddesinde belirlenmiş olup meydana gelen olayın poliçe teminatı kapsamında kaldığı ve dolasısıyla davalı sigorta şirketinin sigortalısının sebep olduğu zarardan kusuru oranında sorumlu olduğu aşikardır.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen müterafik kusurun etkisine göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Davacının kaza esnasında kask takıp takmadığının belirlenemediği, yönetmelik gereği koruyucu dizlik takma mecburiyeti bulunmadığı nazara alınarak bu talebe yönelik iddialar kabul görmemiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davalı sigortacı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın sürücüsünün asli kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacının yaralandığı, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna göre toplam kalıcı iş göremezlik zararın belirlendiği, davacı kalıcı iş göremezlik zararlarının poliçe temitanı kapsamı ve sınırları içinde yer aldığı, sigorta temerrüt tarihinin 10.01.2019 olduğu, sigortalı aracın binek olması sebebiyle yasal faiz uygulanması gerektiğine karar verilerek aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.
KARAR :
1-Davanın KABULÜ ile, 40.754,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatın 10/01/2019 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.783,90 TL karar ve ilam harcından, 44,40 TL peşin harç ve 139,20 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 183,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.600,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davalıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 6.098,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç ve 139,20 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 228,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harcaması yapılan 16 tebligat gideri 111,50 TL, 9 müzekkere gideri 63,90 TL, 2 kez ATK dosya gönderme masrafı 45,50 TL, ATK fatura bedeli 820,00 TL, 2 bilirkişi ücreti 1.050,00 TL olmak üzere toplam 2.090,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır