Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/971 E. 2021/658 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/971 Esas – 2021/658
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/971 Esas
KARAR NO : 2021/658
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … -TC Kimlik No: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … A.Ş – V.N.: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 12/05/2018 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı araç ile Adana İli Otoban Köprüsü istikametinden Esentepe Mahallesi Atatürk Caddesini takiben kaza yeri olan Kozan Caddesi Halk Eğitim Merkezi yakınındaki yaya geçidine geldiği sırada, davacı müvekkili yaya … eşiyle birlikte yolu kontrol ederek karşıdan karşıya geçmek isterken çarpışması sonucu çift taraflı, maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını bu nedenle 3.200,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının ve 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının toplamda 3.300,00-TL tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 09/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı araç sigortacısı Koru Sigortadan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eksik evraklarla sigorta başvuru işlemi gerçekleşmesi sebebiyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, yetki itirazında bulunduklarını, İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, mahkemenin görevine itiraz ettiklerini, maluliyetin kazaya ilişkin olduğunun ispatının davacıda olduğunu, kazadan uzun süre geçmesine rağmen sağlık raporu alamadıklarını,geçici iş göremezlik ve bakıcı tazminatından sorumluluklarının bulunmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA USULÜ :
15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmiştir .Kanun hükmünce her ne kadar 100.000 TL altındaki ticari davaların basit yargılama hükümlerine göre yürütüleceği kuralı getirilmiş ise de işbu sınır miktarının yargılama aşamasında geçebilecek nitelikte olması, dava bedeli yönünden geleceği tartışmalı bulunan bir davada daha kısıtlı iddia ve savunma yapmasına olanak kılan basit yargılama yöntemini uygulamanın, “hukuki dinlenilme hakkının” ve “eşit yargılanma hakkının” ihlali niteliğinde görülmesi sebebiyle dava her ne kadar yazılı yargılama usulüne göre başlatılmış olsa da; 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, dava miktarının poliçe üst limiti gereğince 500.000,00 TL’yi aşmayacağına kanaat getirilerek mahkememizde açılan dava basit yargılama usulüne göre karara çıkartılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf kazada kusurun kimde olduğu, oranının ne olduğu, meydana gelen zarar, cismani zararın kapsamı, maluliyet oranı, iş göremezlik durumu, iş göremezliğin geçici ve/veya kalıcı olup olmadığı ve oranı, tazminat gerekip gerekmediği, gerekiyorsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Davaya konu kazanın Adana ilinde gerçekleştiği gözetilerek davalı vekilinin yetki itirazının esas hükümle birlikte istinaf yasa yolu açık olmak üzere reddine karar verilmiştir.
Kazaya karışan aracın tescil kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kaza nedeniyle başlatılan soruşturmaya ilişkin dosya getirtilmiştir.
12.05.2018 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı aracın yaya konumunda bulunan davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığı anlaşılmaktadır.
Sigortalı araç sürücüsü hakkında taksirle yaralama suçundan ötürü Adana Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/… E. numarasıyla soruşturma başlatılmıştır.
Olaya ilişkin kusur oranlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Kusur bilirkişisi … 09.05.2019 tarihli raporunda özetle; araç sürücüsünün yaya geçidi olan yerden geçerken hızını yavaşlatmaması sebebiyle %75 , yayanın ise yaya geçidinden geçiş yaparken mevcut trafik akışına ve araçların hızına dikkat etmeden geçiş yapmaya çalışmasından ötürü %25 kusurlu olduğunu rapor etmiştir.
Davacı vekili kusur raporuna itiraz etmiş ilgili rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazlar kabul görmemiştir.
Kusur raporunun alınmasından sonra dosya maluliyet incelemesi için ATK’ya gönderilmiştir. İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 06.11.2020 tarihli raporuna göre; davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik ölçütlerine göre % 23 kalıcı iş göremezliğinin bulunduğunu, 18 ay ise geçici iş göremezliğinin bulunduğunu rapor etmiştir.
ATK maluliyet raporu taraflara tebliğ edilmiş; taraf vekilleri ayrı ayrı itiraz dilekçesi sunmuştur. Taraf vekillerinin maluliyet raporuna karşı itirazlarını somutlaştıramaması ayrıca uygulanmasını istediği tespit yönetmeliğinin kaza tarihi ve yönetmelik yayım tarihi dikkate alındığında uygulanamayacağı sebebiyle itirazların reddine karar verilmiştir.
Dosya aktüer hesabı için hesap bilirkişisine tevdii edilmiştir. Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi … 18.03.2021 tarihli raporunda özetle; davacının TRH 2010 1,8 teknik faiz aktüeryal yönteme göre, %23 oranındaki beden gücü kaybı nedeniyle davalının %75 kusur durumuna göre bakiye maddi zararının 99.004,23 TL olduğunu, davacının 18 aylık iyileşme dönemi tazminatının %75 kusur durumuna göre 22.891,34 TL olduğunu, ancak sürekli sakatlık raporu alınıncaya kadar zarar görenin çalışma gücündeki kaybına bağlık giderler, sağlık gideri olarak kabul edilerek SGK’nın sorumluluğuna dahil edilmiş olup sigorta şirketlerinin sorumluluğuna son verilmiş olması durumuna binaen hukuki durum tayinin mahkemenin takdirinde olduğunu, 22/08/2018 tarihinin temerrüt tarihi olduğunu ve sigortalı aracın hususi kayıtlı olması nedeniyle yasal faiz uygulanması gerektiğini rapor etmiştir.
Davacı vekili talep arttırım dilekçesi sunmuş ve kalıcı iş göremezlik zararı taleplerini 99.004,23 TL, geçici iş göremezlik zararı taleplerini 22.891,34 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili aktüer rapora karşı itiraz dilekçesi sunmuş; itiraza binaen davacının SGK maaş cetvelleri celp edilmiş ve evrak sonucuna göre mevcut raporun hükme ve denetime elverişli görülmesi sebebiyle itirazların reddine karar verilmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5.fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91.maddesinin 1.fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere trafik kazasına karışan aracın işleteni olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden kusuru ve maluliyeti oranında olduğu anlaşılmakta olup; aşağıda belirtildiği üzere değerlendirme yapılmıştır.
a) Geçici İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Taraflar arasındaki mahkememiz önüne getirilen kaza nedeni ile geçici iş göremezlik tazminat talebinin ise, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarından sonra düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı araç tarafından trafik kazaları neticesi 3.kişilerin uğradığı geçici iş göremezlik tazminatından sigortacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, 2918 sayılı KTK’nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar başlıklı 92. Maddesinin “… Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler. …” hükmünü yine 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının Kapsama Giren Teminat Türleri başlıklı A.5 maddesinin “… Bu genel şart kapsamındaki teminat türleri aşağıda yer almaktadır. A)  (Değişik: RG-2/8/2016- 29789)  Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır. b) Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve … sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir. …” hükmünü içermektedir.
Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu,Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı,dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir.
Anayasa Mahkemesinin Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği anlaşılmakta olup bu iptal kararının somut davada uygulanabilirliğinin tespiti gerekmektedir. Anayasa’nın 153.maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir.Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının yasama,yürütme ve yargı organları,idari makamlar,gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.Diğer taraftan HMK 33 maddesinde “Hakim Türk hukukunu resen uygulanır.” şeklinde ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının bu gibi kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. Sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 2004/19 K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır.
Bu kapsamda açılan davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümlerine göre uygulama yapılması gerekecek olup; davacı tarafın genel hükümlere göre talep ettiği geçici iş göremezlik zararı talebinin kabulü gerekmiştir.

b) Kalıcı İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir. Davacı tarafın kalıcı iş göremezlik zararı aktüer raporla tespit edilmiş olup, sigorta teminatında olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davalı sigortacı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın sürücüsünün asli kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacının yaralandığı, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna göre toplam zararın kalıcı iş göremezlik yönünden 99.004,23 TL, geçici iş göremezlik zararının 522.891,34 TL olarak belirlendiği, meydana gelen kalıcı iş göremezlik zararı ile geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketinin Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E. 2019/40 K. Sayılı kararı ile 2918 sayılı KTK’ nun 85 ve 91. Maddeleri ve Borçlar Kanunu genel hükümleri gereğince sorumlu olduğu nazara alınarak arttırılan miktar üzerinden sigorta temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1-Davanın geçici iş göremezlik tazminatı talebi yönünden kabulü ile 22.891,34 TL tazminatın 22/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacı verilmesine,
2-Davanın kalıcı iş göremezlik tazminatı talebi yönünden kabulü ile 99.004,23 TL tazminatın 22/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacı verilmesine,
3-Alınması gereken 8.326,68 TL karar ve ilam harcından, 35,90 TL peşin harç ve 475,64 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 511,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.815,14 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 15.530,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç, 475,64 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 547,44 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harcaması yapılan 19 tebligat gideri 122,00 TL, 6 müzekkere gideri 41,50 TL, bilirkişi ücreti 1.050,00 TL, posta gideri 62,00 TL, ATK fatura bedeli 562,00 TL olmak üzere toplam 1.887,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸

Hakim …
¸

**Bu Evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunun Kapsamında DYS üzerinden E-İmza ile İmzalanmıştır. **