Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/674 E. 2021/794 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/… Esas – 2021/794
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/674 Esas
KARAR NO : 2021/794
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACILAR: 1- … -TC Kimlik No: … – …
2- … -TC Kimlik No: … – …
3- … -TC Kimlik No: … – …
4- … -TC Kimlik No: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR: 1- … -TC Kimlik No: … – …
2- … – TC Kimlik No:… – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 3-… A.Ş – V.N.: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/08/2018
Birleşen Adana 1. Asliye Tic. Mahkemesinin 2018/… E. 2018/… K. sayılı dosyası,
DAVACILAR: 1- … -TC Kimlik No: … – …
2- … -TC Kimlik No: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR: 1- … -TC Kimlik No: … – …
2- … – TC Kimlik No:… – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 3-… A.Ş – V.N.: … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilerinin desteği muris … kullandığı aracın 06.11.2017 tarihinde diğer davalı …’a ait … yönetimindeki … sigortalısı … plakalı araçla Mut ilçesi bölgesinde çarpışması sonrası vefat ettiğini, kaza tutanağında davalı tarafa kusur verilmesede sonradan temin edilen güvenlik kamerası görüntülerinden ayrıca tanık ifadelerinden yol yapımı esnasında müteveffanın kullandığı aracın durarak beklediği anda karşı taraftan bir aracın hızla gelerek çarptığının ifade edildiğini, kazada kusurun karşı tarafta olduğunu, bu durumun keşif ve bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkabileceğini, kamera görüntülerinin çözüm tutanağının bulunduğunu, ölüm sonrası müvekkillerinin maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını, bu nedenle müteveffanın çocuğu İlayda için 50,00 TL, eşi Şule için 50,00 TL destekten yoksunluk tazminatının davalılardan müteselsilen olay tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline, ile davacı eş için 100.000 TL davacı çocuk için ise 50.000 TL manevi tazminatın ise sürücü ve işletenden olay tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/11/2017 tarihinde müvekkillerin desteği …’nün davalı tarafından sigortalı olan …’ın yönetiminde olup …’a ait olan … plakalı aracın kusurluğu olduğunu, müvekkillerin desteği olan … kullandığı … plakalı araca çarpması soncu meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat etmiş olduğunu, kaza karışan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ferdi kaza sigortasının bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik … için 50,00-TL , … için 50,00-TL olmak üzere toplam 100,00-TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, dosyanın Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle ; dava ticari iş niteliğinde olmadığından görev yönünden itiraz ettiklerini, görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, 06.11.2017 tarihli trafik kaza tutanağında sigortalılarına kusur atfedilmediğini, bu nedenle kusur incelemesi yapılması gerektiğini, asgari ücret üzerinden hesap yapılması gerektiğini, koruyucu tedbir önlemleri alınmadığından müterafik kusur indirimi taleplerinin bulunduğunu bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı …- … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevsiz ve yetkisiz mahkemede dava açıldığını, görevli ve yetkili mahkemenin müvekkillerinin yerleşim yeri olan Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davalı araç sürücüsü ile işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, aracın emaneten verildiğini, davalının kusur tespitine ilişkin itirazlarının gerçek dışı olduğunu, tanık anlatımları , kaza tespit tutanağı ve diğer belgelere göre kusurun müteveffada olduğunu, sonrdan ortaya çıktığı iddia edilen kamera görüntülerinin kabul edilemeyeceği zira kaza saati 10.50 olmasına rağmen kamera görüntülerinin 00.00 ile 01.00 arasında kaydedildiğini, kazadaki Duster marka aracın plakasının okunmadığını bu nedenle kazaya karışan araç olup olmadığının belli olmadığını bu nedenle delil vasfından yoksun olduğunu, kaza anında ölenin yanında bulunan Fevzi adlı tanığın kazadan hemen sonra olayı hatırlamıyorum demesine rrağmen, sonradan ayrıntılı bilgi vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu bu nedenle kabul edilemeyeceğini, bu nedenle tam kusur ölende olduğundan maddi-manevi tazminat talep edilemeyeceğini bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, şimdilik 200 tl araç maddi hasarın davacılar ile davacılar sigorta şirketine yüklenilmesini talep etmiştir.
CEVAP: İhbar olunan Maphre Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davanın sigortalı araç sürücüsü müteveffa …’nün eşi …, kızı …, annesi … ve babası … tarafından açıldığını, dava dilekçesinde … A.Ş.’den herhangi bir talepleri bulunmadığını, davacılar murisi sigortalı araç sürücüsü olması sebebi ve poliçenin de yeni genel şartlara tabi olması sebebi ile sürücü vefatı sebebi ile müvekkili sigorta şirketinden talepte bulunmalarının mümkün olmadığını, dava ile … A.Ş. arasındaki ilişkinin, karşı araç sürücüsü … vekili sigortalı araç sürücüsü mirasçıları aleyhine karşı dava açıldığını, … karşı dava dilekçesinde sigorta şirketine de başvuru yapacağını bildirdiğini, … tarafından açılan davanın da sonradan tefrik edilmesine karar verildiğini, dosya ile bir ilgilerinin kalmadığını, dosyadan UYAP kayıtlarının silinmesini talep etmiştir.

YARGILAMA USULÜ:
15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmiştir .Kanun hükmünce her ne kadar 100.000 TL altındaki ticari davaların basit yargılama hükümlerine göre yürütüleceği kuralı getirilmiş ise de işbu sınır miktarının yargılama aşamasında geçebilecek nitelikte olması, dava bedeli yönünden geleceği tartışmalı bulunan bir davada daha kısıtlı iddia ve savunma yapmasına olanak kılan basit yargılama yöntemini uygulamanın, “hukuki dinlenilme hakkının” ve “eşit yargılanma hakkının” ihlali niteliğinde görülmesi sebebiyle dava her ne kadar yazılı yargılama usulüne göre başlatılmış olsa da; 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, dava miktarının poliçe üst limiti gereği de dikkate alınarak 500.000,00 TL’yi aşmayacağına kanaat getirilerek mahkememizde açılan dava basit yargılama usulüne göre karara çıkartılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; trafik kazasından kaynaklanan ölüme bağlı olarak destekten yoksun kalanların maddi tazminat istemi ile destekten yoksun kalanların manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. İhtilaf konusunun, kazada kusurun kimde olduğu, oranının ne olduğu, meydana gelen zarar, davacı tarafların tazminat talep etmeye hakkı bulunup bulunmadığı, manevi tazminat gerekip gerekmediği, gerekiyorsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Davacıların ikamet yerinin Adana ili olması hasebiyle davalının yetki itirazı reddedilmiştir.
Davacılar … ile …’nün Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış oldukları açmış oldukları 2018/… E. 2018/… K. sayılı maddi ve manevi tazminat davası mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir .

Davalı … tarafından maluliyet iddiası ile açılan karşı dava ise kusur raporları alındıktan sonra 25.06.2020 tarihinde tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esas numarasında incelenmiştir.
Kazaya karışan aracın tescil kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kaza nedeniyle başlatılan soruşturmaya ilişkin dosya, SEK araştırma tutanakları, banka kayıtları, kazanç tespit araştırma tutanakları getirtilmiştir.
06.11.2017 tarihinde sürücü müteveffa … idaresindeki … plakalı araç ile davalılardan … idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucu çift taraflı trafik kazası meydana geldiği, sürücü …’nün vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Olay tarihi itibariyle … plakalı araç davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS yapılmıştır. Sigorta hasar dosyasının incelemesinde; davacılara yapılan bir ödemenin bulunmadığı, araç malikinin ise davalılardan … olduğu anlaşılmıştır.
Sigortalı araç sürücüsü hakkında taksirle adam öldürmeye sebebiyet vermek suçu nedeniyle Silifke Ağır Ceza Mahkemesi 2019/… E. Sayılı kamu davası açılmıştır. t
Kusur tespiti açısından dosya kusur bilirkişisine tevdi edilmiştir. Kusur bilirkişisi … 25.05.2019 tarihli raporunda özetle; müteveffa sürücünün şerit izleme ve değiştirme kurallarına aykırı davranmasından ötürü %75 asli kusurlu olduğunu, diğer sürücü davalının ise kavşaklara, yol yapım ve onarım sahalarına girerken hızını yavaşlatmamasından ötürü tali ve %25 kusurlu olduğunu rapor etmiştir.
Kusur raporu taraflara tebliğ edilmiş; taraf vekilleri ayrı ayrı itiraz dilekçesi sunmuşlardır. İtirazların değerlendirilmesi ve kusur dağılımın yapılması için Karayolları Fen Heyetinden oluşacak üçlü bilirkişiye tevdi edilmiştir. İlgili heyet raporunda özetle; davalı araç sürücüsünün aracına ait 27 m. fren izi ölçüldüğünü ve araç hızının 64,3 km/h olarak tespit edildiğini, bu nedenle araç hızının yüksek kabul edilemeyeceğini, fren tedbirine başvurmasına rağmen kazanın gerçekleştiğini, müteveffanın kullandığı araç hızının tespit edilemediğini, bu nedenle müteveffa araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu rapor etmiştir.
Davalı … vekili 27.10.2018 tarihli rapora itiraz dilekçesinde özetle; ceza dosyasında sigortaı araçları olan … plakalı araca tali kusur verildiğini işbu dosyada ise asli kusur verildiğini, raprların çelişkili olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiğini bu nedenle Karayolları fen ekibinden kusur raporu alınmasını talep etmiştir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş; davacı vekili rapora karşı itiraz dilekçesi sunarak Silifke Ağır Ceza Mahkemesinden keşif yoluyla alınan kusur raporunu dosyaya ibraz etmiştir. İlgili raporun incelenmesinden; müteveffa araç sürücüsüne %70, davalı araç sürücüsüne ise %30 kusur atfedilmiştir.
Raporlar arasında çelişki bulunması, taraf vekillerinin itirazları ve beyanlarının değerlendirilmesi için üzerine Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinden yeniden kusur raporu alınmıştır. İlgili daire raporunda özetle; müteveffa araç sürücüsünün yol yapımı nedeniyle ikiye dubalarla bölünen yolda karşı araç şeridine girerek kazaya sebebiyet vermesinden ötürü %90 ve asli kusurlu olduğunu, davalı araç sürücüsünün ise hızını mahal şartlara göre ayarlamayıp manevra yaparak karşılıklı çarpışmaya tali olarak sebebiyet vermesinden ötürü %10 kusurlu olduğunu rapor etmiştir.
Taraf vekilleri rapora karşı ayrı ayrı itiraz ve beyan dilekçesi sunmuşlardır. Son olarak alınan ATK kusur raporunun hükme ve denetime elverişli görülmesi sebebiyle ATK kusur raporuna karşı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dosya kusur bilirkişisinden sonra hesaplama yapması açısından aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi … 15/10/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapılmadığını, rapor tarihi itiabriyle davacı tarafların TRH 2010 %1,8 teknik faiz hesaplamasına göre destekten yoksun kalma tazminatı tutarı olarak eş … için 32.010,00 TL, çocuk … için 6.467,76 TL, baba … için 10.502,70 TL, anne … için 22.447,50 TL olmak üzere toplam 71.427,97 TL olduğunu, davalı sigorta şirketinin dava konusu kaza tarihinde yürürlükte olan kişi başına sakatlanma ve ölüm sigorta limiti 330.000,00 TL olduğunu, sigorta şirketinin asıl dava için temerrüt tarihinin 18.07.2018 olduğunu, birleşen dosya açısından 20.09.2018 olduğunu rapor etmiştir.
Taraf vekilleri rapora karşı itiraz dilekçesi sunmuşlardır.
Taraf vekilleri tarafından yapılan itirazlar ile 2021 güncel gelir hesaplaması değerlendirilmesi yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınmış aktüer bilirkişi 26.01.2021 tarihli ek raporunda; TRH 2010 %1,8 teknik faiz hesaplamasına göre destekten yoksun kalma tazminatı tutarı olarak eş … için 42.644,00 TL, çocuk … için 8.394,00 TL, baba … için 11.993,00 TL, anne … için 26.510,00 TL olduğunu, PMF yaşam tablosuna göre ise de eş … için 62.136,44 TL, çocuk … için 15.052,00 TL, baba … için 10.133,00 TL, anne … için 23.252,00 TL olduğunu rapor etmiştir.
Taraf vekilleri ek aktüer raporuna da itiraz etmiş, ilgili rapor hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazların reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili talep arttırım dilekçesinde ; maddi tazminat taleplerini PMF yaşam tablosuna göre davacı eş … için 62.136,44 TL, çocuk … için 15.052,00 TL, baba … için 10.133,00 TL, anne … için 23.252,00 TL olmak üzere 110.573,44 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davalılar … ile … vekilli talep arttırım dilekçesine karşı itiraz dilekçesi sunmuşlardır.
Davacılar vekili 17.06.2021 tarihli duruşmada ıslah haklarını kullanacaklarını TRH 2010 teknik faiz uygulanmadan yeniden hesap yapılmasını talep etmiştir.
Güncel Yargıtay kararları gereğince bilirkişiden yeniden ek rapor alınarak TRH 2010 prograsif rant sistemine göre müterafik kusur indirimi de göz önüne alınarak terditli rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; TRH 2010 prograsif rant sistemine göre yapılan hesaplamada eş … için 61.621,00 TL ( 43.379,00 TL müterafik kusur indirimli) , çocuk … için 8.992,00 TL ( 5.982,00 TL müterafik kusur indirimli), baba … için 13.412,00 TL ( 10.730,00 TL müterafik kusur indirimli), anne … için 36.369,00 TL ( 29.095,00 TL müterafik kusur indirimli) olduğunu rapor etmiştir.
Davacılar vekili ek rapora karşı itiraz dilekçesi sunmuş; özellikle davacı eş için evlilik tenzili uygulamasının yanlış olduğunu beyan etmişlerdir.Bilirkişi ek raporu hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazların reddine karar verilmiştir.
Mevcut usul kanunlarına göre davacı tarafın bir talep arttırım ve bir de ıslah hakkı olduğu gözetilerek davacı vekilinin ıslah talebi uygun görülerek davacı vekiline davasını ıslah etmek amacıyla 2 haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde ; maddi tazminat taleplerini birleşen dava yönünden baba … için 13.412,00 TL, anne … için 36.369,00 TL olmak üzere arttırdıklarını beyan etmiştir.
A) Destekten Yoksunluk Tazminatı Talebi Yönünden;
6098 Sayılı TBK’nun 53/3 maddesi gereğince; ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar ölüm halinde talep edilebilecek zararlar arasında sayılmıştır.
2918 Sayılı KTK’nun 85 /1 maddesinde işletenin sorumluluğu düzenlenmiş, 91/1 maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmü getirilmiştir. Devam eden maddelerde ise zorunlu trafik sigortasının kapsamı düzenlenmiştir. ZMSS, motorlu bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3.kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitlerle sigortalamaktadır.
Aktüer bilirkişi raporu desteğin ve davacıların gelir durumuna, kaza tarihindeki yaşlarına, bakiye yaşam sürelerine ve tüm dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır. Karayolu Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında 01/06/2015 tarihinde yapılan değişiklikle yürürlüğe giren hükümlerde bu sigorta türünde sigorta şirketinin poliçe teminatı kapsamındaki sorumluluğunun belirlenmesinde bir zarar hesaplama yöntemi öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Buna göre, davalılardan işleten ve sürücünün hukuki sorumluluğunun “gerçek zarar” ilkesine göre belirlenmesi, buna karşılık davalılardan sigorta şirketinin hukuki sorumluluğuna isabet eden zararın ise Genel Şartlarda belirtilen yöntemle tespiti gereklidir.Sigorta şartnamelerine göre verilecek olan tazminat vergilendirilmiş kazanç üzerinden yapılacaktır.
Davacı vekilinin davacı eş yönünden evlilik tenzili uygulanmasına ilişkin itirazı; davacı eşin 45 yaşında olup; 18 yaşından büyük tek bir çocuğunun olması, bu nedenle yeniden evliliğe engel bir durumunun görülmemesi sebebiyle evlilik tenzili uygulanmasına yönelik itirazları kabul görmemiştir. Bu husus ile birlikte davalının müterafik kusur iddiasına yönelik itirazının mahkememizce değerlendirilmesi gerekmektedir. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 52.maddesinde ; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. Müteveffanın Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutulan 10.03.2018 tarihli ölü muayene tutanağına göre davacının baş bölgesinden ağır yaralama aldığı, bu durumun emniyet kemeri takmadığına delalet ettiğine kanaat getirilerek tazminat hesabından %20 müterafik kusur indirimi yapılmıştır.
B)Manevi Tazminat Talebi Yönünden;
BK 56. maddesinde “Hakim, bir kimsenin bedensel bütülüğünün zedelenmesi halinde olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktarda paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişisel yararların haleldar olması gerekir. Doğaldır ki manevi tazminat için üzülme, elemin yoğunluk arz etmesi gerekir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir.
Davacıların manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi sonucunda, Türk Borçlar Kanununun 56.maddesinin 1.fıkrasındaki düzenleme ile Yargıtay’ın 1966/7 Esas ve 1966/7 Karar sayılı ve 22/06/1966 günlü İçtihadı Birleştirme Kararı’ndaki esaslar ile zararın niteliği, tarafların kusur durum ve oranları ile kaza tarihi itibariyle paranın satın alma gücü, manevi tazminatın bir ceza olmasa da zarar görende haklılığı konusunda manevi tatmin yaratması ve fakat tazminat alacaklısını zenginleştirmeyecek ve tazminat borçlusunu fakirleştirmeyecek ölçüde olması gerektiği ile özellikle hak ve nesafet ilkesi göz önünde bulundurulmuştur. Müteveffanın meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiği, bu durum neticesinde davacı eş,çocuk,anne, baba ve kardeşlerin elem ve üzüntü duyduğu sabittir. Davacıların duyduğu üzüntü ve elemin dindirilmesi amacı ile kazanın meydana geldiği tarih, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaşı, tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile takdiren davacılardan … için 8.000,00 TL, çocuk … için 7.000,00 TL, baba … için 5.000,00 TL, anne … için 5.00,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.

Davalı işleten ve sürücünün, hukuki sorumluluklarına isabet eden zarar bakımından haksız fiil niteliğindeki trafik kazasının meydana geldiği tarih itibariyle temerrüde düştükleri, davalı sigorta şirketinin ise asıl dava ile birleşen dava yönünden ayrı ayrı belirlenen temerrüt tarihlerinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davalı sigortacı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın sürücüsünün tali kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacıların desteği …’nün vefat ettiği, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığı, meydana gelen zarardan davalı sigorta 2918 sayılı KTK’ nun 85 ve 91. Maddeleri gereğince sorumlu olduğu, davacıların destek zararlarının poliçe temitanı kapsamı ve sınırları içinde yer aldığı, tazminat hesabından müteveffanın emniyet kemeri takmadığı göz önüne alınarak müterafik kusur indirimi yapılarak maddi tazminat davasının kısmen kabulü gerektiği, davacıların maddi zararından yapılan takdiri indirim sebebiyle reddedilen miktar yönünden davalı lehine vekalet ücretine takdir edilmemesi gerektiği ( Yargıtay 17. HD 2017/2928 E. 2019/10692 K.), aynı görüşün yargılama giderinin paylaştırılması hususunda da dikkate alınması gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaşı, tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacıların manevi tazminat talebinin ise de kısmen kabulü uygun görülmüş, sigortalı aracın hususi olması nedeniyle tazminat bedeli için yasal faize hükmedilmesi gerektiğine karar verilerek aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.
KARAR:
1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden;
a)Asıl dava açısından ;
-Davanın … yönünden KISMEN KABULÜ ile; 43.379,00 TL tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 06/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle diğer davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 18/07/2018 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davanın … yönünden KISMEN KABULÜ ile; 5.982,00 TL tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 06/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle diğer davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 18/07/2018 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b) Birleşen dava açısından;
-Davanın … yönünden KISMEN KABULÜ ile; 29.095,00 TL tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 06/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle diğer davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 20/09/2018 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davanın … yönünden KISMEN KABULÜ ile; 10.730,00 TL tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 06/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle diğer davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 20/09/2018 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davanın manevi tazminat yönünden;
a)Asıl dava açısından;
-Davacı … yönünden KISMEN KABULÜ ile; 8.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 06/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı … yönünden KISMEN KABULÜ ile; 7.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 06/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,

b) Birleşen dava açısından;
-Davacı … yönünden KISMEN KABULÜ ile; 5.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 06/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı … yönünden KISMEN KABULÜ ile; 5.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 06/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3)a-Asıl davada maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 3.371,84 TL karar ve ilam harcından, 512,67 TL, peşin harç, 377,00 TL tamamlama harcı, 56,10 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.426,07 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Asıl davada manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 1.707,75 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
c-Birleşen davada maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 2.720,44 TL karar ve ilam harcından, 239,43 TL, peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.481,01 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d-Birleşen davada manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 683,10 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4)a-Asıl dava yönünden davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 512,67 TL peşin harç, 377,00 TL ıslah harcı, 56,10 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 981,67 TL’nin davalılardan alınarak, davacılara verilmesine,
b-Birleşen dava yönünden davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 239,43 TL peşin harç olmak üzere toplam 275,33 TL’nin davalılardan alınarak, davacılara verilmesine,
5)a-Asıl davada maddi tazminat talebi yönünden davacılar lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 7.216,93 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
b-Asıl davada manevi tazminat talebi yönünden davacılar lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
c-Birleşen davada maddi tazminat talebi yönünden davacılar lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.973,75 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
d-Birleşen davada manevi tazminat talebi yönünden davacılar lehine kabul ve red oranlarına göre hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
6-a)Asıl davada manevi tazminat talebi yönünden davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak işbu davalılara verilmesine,
b-Birleşen davada manevi tazminat talebi yönünden davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak işbu davalılara verilmesine,
7)Davacılar tarafından yapılan 51 tebligat gideri 498,20 TL, 4 müzekkere gideri 28,50 TL, bilirkişi ücreti 1.350,00 TL, ATK ücreti 323,00 TL, talimat bilirkişi ücreti 1.200,00 TL, ATK ve talimat posta gideri, 102,60 TL olmak üzere toplam 3.502,30 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
8)Davalı … tarafından harcaması yapılan bilirkişi ücreti 450,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

9)Davalı … A.Ş. tarafından harcaması yapılan tebligat gideri 24,00 TL, 4 müzekkere gideri 26,00 TL, olmak üzere toplam 50,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10)HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ile Davalılar …-… vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinden mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸

Hakim …
¸

**Bu Evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunun Kapsamında DYS üzerinden E-İmza ile İmzalanmıştır. **