Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/521 E. 2021/830 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/… Esas – 2021/830
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/… Esas
KARAR NO : 2021/830

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – T.C.Kimlik No: …

VEKİLİ : … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ –
Vergi No: …
VEKİLİ : … – …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : …

Birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… E. 2021/… K. sayılı dosyası
DAVACI :… -T.C Kimlik No: …

VEKİLİ : … – …
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : … – …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan ölüm ve cismani zarar nedeniyle tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2017 yılında Batman-Silvan arası çift taraflı trafik kazasına karıştığını, bu kazada karşı tarafın tazminat ödemesini gerektirir derecede kusurlu olduğunu, davalı sigortacı … şirketine başvurulduğunu, 31.05.2018 tarihinde 84.290,00 TL ödeme yaptıklarını, bu ödemenin yetersiz olduğunu, bu nedenle 100,00 TL’şer olmak üzere geçici, kalıcı, bakıcı gideri tazminatının temerrrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle talep ettiklerini beyan etmişlerdir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 31.05.2018 tarihinde davacı tarafa 89.290,00 TL ödediklerini ve ibra edildiklerini bu nedenle sorumluluklarının kalmadığını, davanın reddi gerektiğini, savunmalarının kabul manasında olmamakla birlikte; müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kara ylları fen teknik ekibiyle kusur raporu alınmasını, yeni yasa değişikliine göre maluliyetin hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinden sorumluluklarının bulunmadığını, dava konusu olayın trafik iş kazası olduğunu buna bağlı aldığı tüm ödemelerin toplam bakiyeden düşmesi gerektiğini, usulüne uygun olmayan başvuru nedeni ile temerrütlerinin bulunmadığından dava tarihinden itibaren faiz işlemesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddini talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/10/207 tarihinde davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki aracıyla müvekkilinin idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsünün asli oranda kusurlu olduğunu, davalı aleyhine Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, dosyaya gelen önceki hesap bilirkişi raporu baz alınarak bedel arttırım ile dava değeri yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 126.213,27 TL’ye arttırıldığını, söz konusu davada yargılamaya devam edilmekte olduğunu, dosyaya ek hesap bilirkişi raporu sunulmuş olup, halen iş bu davanın derdest olduğunu, usul ekonomisi açısından aynı davalıya karşı, aynı trafik kazasına ilişkin maddi tazminat talepleri mevcut olduğundan dosyanın Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… esas sayılı maddi tazminat dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta vekili birleşen dosya cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın, dosyamızda alınan 14.06.2021 tarihli ek hesap raporunda belirlenen miktarı, daha önce ıslah yapılmış olması nedeniyle , ana rapor ile ek rapor arasındaki fark için açığı dava usuli kazanılmış haklar nedeniyle davasının reddine karar verilmesine, dosyamızda alınan 23.02.2021 tarihli hesap raporuna, davacı vekili hiçbir itirazda bulunmamış ve bu rapora göre yapılan hesaplamayı kabul etmesi ve bu rapora göre dava değerini arttrıması nedeniyle , davalı müvekkil şirket lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, müvekkil şirkete zmss sigorta poliçesi ile sigortalı aracın poliçesinin 26.09.2017 tarihinde yapılmış olması nedeniyle davacı yanın geçici iş göremezlik tazminat istemleri ve bakıcı gideri tazminat hesabı poliçe teminatı dışında olduğundan bu yönden yapılan hesaplama doğrultusunda yapılan bedel artttrımı da hükme esas alınamadığını, birleşen davanın reddi ile ; şikayet yokluğu nedeniyle takipsizlikle sonuçlanan savcılık dosyasındaki tüm ifade tutanakları ,kazanın oluş şeklini gösteren maddi olgulara göre kusur raporunun Ankara ATK. Trafik İhtisas Daire Başkanlığından alınmasına karar verilmesini, kusura ilişkin çelişki bırakılmayacak şekilde rapor tanziminden sonra kusur durumuna göre, 31.05.2018 tarihinde yapılan 89.290,00-TL. ‘nin güncellemesinin TRH-2010-%1,8 teknik faiz hesabı yapılarak davacı yanın bakiye tazminat alacağının olup olmadığının raporlandırılmasına karar verilmesine, hukuki dayanaktan yoksun haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA USULÜ :
15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmiştir .Kanun hükmünce her ne kadar 100.000 TL altındaki ticari davaların basit yargılama hükümlerine göre yürütüleceği kuralı getirilmiş ise de işbu sınır miktarının yargılama aşamasında geçebilecek nitelikte olması, dava bedeli yönünden geleceği tartışmalı bulunan bir davada daha kısıtlı iddia ve savunma yapmasına olanak kılan basit yargılama yöntemini uygulamanın, “hukuki dinlenilme hakkının” ve “eşit yargılanma hakkının” ihlali niteliğinde görülmesi sebebiyle dava her ne kadar yazılı yargılama usulüne göre başlatılmış olsa da; 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, dava miktarının poliçe üst limiti gereğince 500.000,00 TL’yi aşmayacağına kanaat getirilerek mahkememizde açılan dava basit yargılama usulüne göre karara çıkartılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf kazada kusurun kimde olduğu, oranının ne olduğu, meydana gelen zarar, cismani zararın kapsamı, maluliyet oranı, iş göremezlik durumu, iş göremezliğin geçici ve/veya kalıcı olup olmadığı ve oranı, bakıcı tazminatı gerekip gerekmediği, gerekiyorsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Davacının Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış oldukları açmış olduğu bakiye kalıcı iş göremezlik tazminatı davası 2021/… E. 2021/… K. sayılı kararı ile mahkememiz dosyası birleştirilmiştir .
Kazaya karışan aracın tescil kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kaza nedeniyle başlatılan soruşturmaya ilişkin dosya getirtilmiştir.
04.10.2017 tarihinde sürücü davacı … idaresindeki … plakalı araç ile … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde davacının yaralandığı anlaşılmaktadır.
Araç sürücüleri hakkında taksirle yaralama suçundan ötürü Silvan Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/… E. numarasıyla soruşturma başlatılmıştır.
Olaya ilişkin kusur oranlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Kusur bilirkişisi … 16.11.2018 tarihli raporunda özetle; emniyet şerindinde bekleme yapan araca dikkatsiz bir şekilde arkadan çarparak yaralanmaya sebebiyet veren davalı şirket sigortalısı … plakalı aracın kazada %100 kusurlu olduğunu rapor etmiştir.
Davalı vekili kusur raporuna itiraz etmiş; itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor alınmıştır. Kusur bilirkişisi 30.09.2019 tarihli ek raporunda özetle; davacı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile karayolunun sağ şeridinde seyrettiği sırada arkasından gelen … plakalı aracın kendi aracına arka tarafından çarparak yoldan çıkmasına ve tarlaya sürüklenmesine sebep olduğunu, davacının kusurunun olmadığını gerekli açıklamanın 16/11/2018 tarihli raporunda detaylı olarak açıkladığını beyan etmiştir.
Davalı vekili kusur ek raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuş ve kaza tespit raporunda tarafların eşit olarak kusurlu gösterildiğini mevcut kusur raporunun çelişki barındırdığını beyan etmiştir.
Davalı vekilinin itirazları, dosyadaki mevcut kusur raporları, kazaya ilişkin kaza tutanağı ile diğer belge ve evraklar dikkate alınmak suretiyle kusur dağılımını tespit etmek amacıyla dosyanın 3 Makine Mühendisi bilirkişiden oluşacak Karayolları Fen Heyetinden yeniden kusur raporu alınmıştır. İlgili heyet 14.12.2020 tarihli raporunda özetle; emniyet şerindinde arıza nedeniyle bekleme yapan davacıya dikkatsiz bir şekilde arkadan çarparak yaralanmaya sebebiyet veren davalı şirket sigortalısı … plakalı aracın kazada %100 kusurlu olduğunu rapor etmiştir.
Davalı vekili Karayolları Fen Heyetinden alınan rapora karşı da itiraz dilekçesi sunmuş; ilgili heyet raporu hükme ve denetime elverişli görüldüğünden itirazların reddine karar verilmiştir.
Dosya maluliyet incelemesi için ATK’ya gönderilmiştir. İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 29.01.2021 tarihli raporuna göre; davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik ölçütlerine göre % 25 kalıcı iş göremezliğinin bulunduğunu, 9 ay geçici iş göremezliğinin bulunduğunu ayrıca 3 aylık süre içerisinde başkasının bakımına ihtiyaç duyduğunu rapor etmiştir.
Davalı vekili maluliyet raporuna karşı beyan dilekçesi sunmuştur.
Dosya aktüer hesabı için hesap bilirkişisine tevdii edilmiştir. Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi … 23.02.2021 tarihli raporunda özetle; davacının aktüeryal yönteme göre, %25 oranındaki beden gücü kaybı nedeniyle davalının %100 kusur durumuna göre TRH 2010- teknik faiz hesabına göre bakiye kalıcı iş göremezlik maddi zararının 84.290,00 TL olduğunu, sigorta şirketinin yaptığı 84.290,00 TL nedeniyle bakiye alacağının kalmadığını, PMF yaşam tablosu prograsif rant sistemine göre ise de davacının bakiye kalıcı iş göremezlik maddi zararının 100.343,16 TL olduğunu, davacının 9 aylık iyileşme dönemi tazminatının %100 kusur durumuna göre 14.475,63 TL olduğunu, davacının 3 ay süreyle yardıma muhtaç olduğu süre için bakıcı gideri zararının 5.362,74 TL olduğunu, yapılan başvuru sonrası sigorta temerrüt tarihinin 31/05/2018 olduğunu ve sigortalı aracın hususi kayıtlı olması nedeniyle yasal faiz uygulanması gerektiğini rapor etmiştir.
Davacı vekili talep arttırım dilekçesi sunmuş ve PMF prograsif rant sistemine göre yapılan hesaplama dikkate alınarak kalıcı iş göremezlik zararı taleplerini 6.245,08 TL, geçici iş göremezlik zararı taleplerini 5.803,20 TL, bakıcı gideri taleplerini 1.404,06 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili aktüer hesap raporuna karşı itiraz dilekçesi sunarak hesaplamanın TRH 2010 teknik faiz yöntemiyle yapılması gerektiğini beyan etmiştir.
Tarafların itiraz ve beyanlarının değerlendirilmesi ayrıca hesaplamanın son güncel Yargıtay içtihatlarına göre TRH 2010 prograsif rant sistemine yönelik yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Aktüer bilirkişi 15.06.2021 tarihli ek raporunda özetle; TRH 2010 prograsif rant sistemine göre; davalı şirketin yaptığı ödemenin güncelllenmesi yoluyla yapılan hesaplamaya göre davacının bakiye kalıcı iş göremezlik maddi zararının 140.510,35 TL olduğunu, davacının 9 aylık iyileşme dönemi tazminatının 14.475,63 TL olduğunu, davacının 3 ay süreyle yardıma muhtaç olduğu süre için bakıcı gideri zararının 5.362,74 TL olduğunu, yapılan başvuru sonrası sigorta temerrüt tarihinin 31/05/2018 olduğunu ve sigortalı aracın hususi kayıtlı olması nedeniyle yasal faiz uygulanması gerektiğini rapor etmiştir.
Davacı vekili; mahkememiz dosyasında talebini arttırdıktan sonra TRH 2010 prograsif rant sistemine göre yapılan hesaplamadaki bakiye 34.435,45 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde ek dava açmış; açılan dava 2021/… E. 2021/… K. Sayılı kararı ile mahkememiz dosyasında birleştirilmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5.fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91.maddesinin 1.fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere trafik kazasına karışan aracın işleteni olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden kusuru ve maluliyeti oranında olduğu anlaşılmakta olup; aşağıda belirtildiği üzere değerlendirme yapılmıştır.
a) Geçici İş Göremezlik ve Bakıcı Gideri Talebi Yönünden;
Taraflar arasındaki mahkememiz önüne getirilen kaza nedeni ile geçici iş göremezlik tazminat talebinin ise, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarından sonra düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı araç tarafından trafik kazaları neticesi 3.kişilerin uğradığı geçici iş göremezlik tazminatından sigortacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, 2918 sayılı KTK’nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar başlıklı 92. Maddesinin “… Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler. …” hükmünü yine 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının Kapsama Giren Teminat Türleri başlıklı A.5 maddesinin “… Bu genel şart kapsamındaki teminat türleri aşağıda yer almaktadır. A)  (Değişik: RG-2/8/2016- 29789)  Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır. b) Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir. …” hükmünü içermektedir.
Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu,Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı,dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir.
Anayasa Mahkemesinin Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği anlaşılmakta olup bu iptal kararının somut davada uygulanabilirliğinin tespiti gerekmektedir. Anayasa’nın 153.maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir.Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının yasama,yürütme ve yargı organları,idari makamlar,gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.Diğer taraftan HMK 33 maddesinde “Hakim Türk hukukunu resen uygulanır.” şeklinde ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının bu gibi kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. Sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 2004/19 K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır.
Bu kapsamda açılan davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümlerine göre uygulama yapılması gerekecek olup; davacı tarafın genel hükümlere göre talep ettiği geçici iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri talebinin kabulü gerekmiştir.
B) Kalıcı İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir. Davacı tarafın kalıcı iş göremezlik zararı son güncel yargı kararlarına göre TRH 2010 prograsif rant sistemine göre hesaplanması gerekmektedir. İlgili zarar hesabı 14.06.2021 tarihli aktüer raporla tespit edilmiş olup, davacı vekili asıl davada kalıcı iş göremezlik talebini 106.074,90 TL olarak arttırdığından kalan bakiye 34.435,45 TL’yi ek davayla talep etmiş; her iki talebinde sigorta teminatında olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davalı sigortacı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın sürücüsünün asli kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacının yaralandığı, hükme esas alınan aktüer ek bilirkişi raporuna göre TRH 2010 prograsif rant sistemine göre toplam zararın kalıcı iş göremezlik yönünden 140.510,35 TL, geçici iş göremezlik zararının 14.775,63 TL, bakıcı gideri olarak ise de 5.362,74 TL olarak belirlendiği, meydana gelen kalıcı iş göremezlik zararı, geçici iş göremezlik zararı ile bakıcı giderinden davalı sigorta şirketinin Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E. 2019/40 K. Sayılı kararı ile 2918 sayılı KTK’ nun 85 ve 91. Maddeleri ve Borçlar Kanunu genel hükümleri gereğince asıl ve birleşen dava kapsamında sorumlu olduğu nazara alınarak sigorta temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR :
1-Mahkememiz asıl davasının kabulü ile, 5.362,74 TL bakıcı gideri tazminatı, 14.775,63 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 106.074,90 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının, 31/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Mahkememiz birleşen davasının kabulü ile, 34.435,45 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 31/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Asıl dava yönünden harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti;
a)Alınması gereken 8.621,62 TL karar harcından peşin alınan 35,90 TL ile ıslah harcı olan 430,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.155,62 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç ve 430,10 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 501,90 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
c)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin ilgili maddesi gereğince takdir olunan 15.940,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d) Davacı tarafından harcaması yapılan 24 adet tebligat gideri 225,40 TL, 6 adet müzekkere gideri 39,00 TL, 2 bilirkişi ücreti 1.050,00 TL, ATK masrafı 744,75 TL ( 2 kez ATK’ya dosya gönderme posta masrafı 57,75, ATK fatura ücreti, 687,00 TL) olmak üzere toplam 2.059,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

e) Davalı tarafından harcaması yapılan Ankara Fen Heyetine dosya gönderme posta masrafı 48,50 TL, 3 bilirkişi ücreti 1.200,00 TL olmak üzere toplam 1.248,50 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Birleşen dava yönünden harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti;
a)Alınması gereken 2.352,28 TL karar harcından peşin alınan 117,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.234,66 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 117,62 TL peşin harç olmak üzere toplam 176,92 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
c)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin ilgili maddesi gereğince takdir olunan 5.165,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d) Birleşen dava yönünden yapılan ayrıca yargılama gideri bulunmadığından bu husus hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
e)Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davalıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
5-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca asıl dava ve birleşen dava yönünden bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır