Emsal Mahkeme Kararı Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/451 E. 2021/907 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/451 Esas – 2021/907
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ADANA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/451 Esas
KARAR NO : 2021/907

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – T.C.Kimlik No: …

VEKİLİ : … – …
DAVALI : 1- … –
VEKİLİ : … – …
DAVALI : 2- … – T.C.Kimlik No: …

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/06/ 2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu araca 23.06.2017 tarihinde Adana’da başka bir aracın çarpması sonucu trafik kazası geçirdiğini, yaralandığını ve malul kaldığını, müvekkilinin … doğumlu olup daha çok genç olduğunu, karşı tarafın sigortasının bulunmadığını bu nedenle …na başvurduğunu, …nın kendilerine 37.113,00 TL olarak 14.11.2017 tarihinde ödeme yaptıklarını, bu ödemenin yetersiz olduğunu, müvekkilinin Çukurova Üniversitesinden alınan rapora göre %10 maluliyetinin olduğunu, bu nedenle şimdilik 500,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat talebi olduğunu, maddi tazminat talebini davalılardan müteselsilen, manevi tazminat talebinide gerçek şahıs davalıdan talep ettiğini, bu taleplerine kaza tarihinden itibaren reskont faiz uygulanmasını talep ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP :Davalı taraflarca süresinde cevap dilekçesi verilmemiştir.
YARGILAMA USULÜ :
15.03.2018 tarihinde 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmiştir .Kanun hükmünce her ne kadar 100.000 TL altındaki ticari davaların basit yargılama hükümlerine göre yürütüleceği kuralı getirilmiş ise de işbu sınır miktarının yargılama aşamasında geçebilecek nitelikte olması, dava bedeli yönünden geleceği tartışmalı bulunan bir davada daha kısıtlı iddia ve savunma yapmasına olanak kılan basit yargılama yöntemini uygulamanın, “hukuki dinlenilme hakkının” ve “eşit yargılanma hakkının” ihlali niteliğinde görülmesi sebebiyle dava her ne kadar yazılı yargılama usulüne göre başlatılmış olsa da; 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü getirilmesi sebebiyle, dava miktarının poliçe üst limiti gereğince 500.000,00 TL’yi aşmayacağına kanaat getirilerek mahkememizde açılan dava basit yargılama usulüne göre karara çıkartılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilafın; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf kazada kusurun kimde olduğu, oranının ne olduğu, meydana gelen zarar, cismani zararın kapsamı, maluliyet oranı, iş göremezlik durumu, iş göremezliğin geçici ve/veya kalıcı olup olmadığı ve oranı, manevi tazminat gerekip gerekmediği, gerekiyorsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz, dava açılışından sonra tensip kararı ile birlikte, gerekli gördüğü bilgi ve evrakları dosya arasına celp edilmesi için ilgili mercilere müzekkereler yazmış, dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğe çıkarılarak, her iki taraf içinde yargılama usul ve esaslarına dair gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Kazaya karışan aracın tescil kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kaza nedeniyle başlatılan soruşturmaya ilişkin dosya getirtilmiştir.
…ndan gelen sigorta hasar dosyası yazı cevabında ; davacıya … plakalı aracın verdiği zarar nedeniyle 14.11.2017 tarihinde 37.113,00 TL ödeme yapıldığı bildirilmiştir.
23.06.2017 tarihinde sürücü davalı … idaresindeki … plakalı aracın dava dışı araç sürücüsü idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması neticesinde … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı anlaşılmaktadır.
Davalı araç sürücüsü … hakkında taksirle yaralama, alkollü araç kullanma suçlarından ötürü Adana Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/… E. 2017/… K. Numaralı iddianame düzenlenerek Asliye Ceza Mahkemesinde kovuşturma işlemlerinin başlatıldığı anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin kusur oranlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Kusur bilirkişisi … 08.04.2019 havale tarihli raporunda özetle; … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın alkollü olarak araç kullanıdığının tespit edildiğini, güvenli araç kullanma kuralı ile şerit ihlali yaparak kazaya sebebiyet vermesinden ötürü %75 kusurlu olduğunu, … plakalı diğer sürücüsünün de kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamasından ötürü %25 kusurlu olduğunu mütala etmiştir.
Kusur raporunun alınmasından sonra dosya maluliyet incelemesi için ATK’ya gönderilmiştir. İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 21.10.2019 tarihli raporuna göre; davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik ölçütlerine göre %15 kalıcı iş göremezliğinin bulunduğunu, 2 ay ise geçici iş göremezliğinin bulunduğunu rapor etmiştir.
Davacı tarafın tanığı … 18.06.2019 tarihli celsede dinlenilmiştir. Tanık; ” davacı kuzenim olur, son 7 senedir sürekli görüşürüz, kendisi Eskişehir’de öğrencilik hayatı geçirdi, bende Eskişehir’de okudum, Eskişehir’de bir buçuk iki sene beraber vakit geçirdik, ancak bu mesaimiz kazadan önceydi, kaza tarihinden sonra davacı yeniden Adana’da üniversite okudu, ben Eskişehir’de kaldım, benim okulum halen devam etmektedir, okurken sürekli olarak Eskişehir’de yaşadım, hafta sonları açısından ayda bir Adana’ya geliyordum, geldiğim zaman mutlak suretle kendisini görmeye çalışıyordum, bu nedenle yaşadığı olayları yakınen bilirim, kazadan sonra bir seneye yakın vakit geçti, kazada sürücü bendim, kazadan ötürü sorumluluk hissettiğimden kendisiyle yakınen ilgilendim, davacı müzisyendir, birkaç mekanda solistlik yapmışlığı vardır, kazadan sonra idrarını tutamaz hale geldi, bu nedenle müzik hayatını sonlandırmak zorunda kaldı, sosyal ilişkileri zayıfladı, okul hayatı devam etmektedir, maddi açıdan neler yaşandığı ile hiç ilgilenmedim, en fazla hastane masrafları ve tedavi süreçleri ile ilgili zararları olmuştur, kendisine platin takıldı, koltuk değneğiyle ve tekerlekli sandalyeyle gezdi, bu durum bir buçuk iki ay sürdü, kendisini manevi olarak derinden yaraladı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya aktüer hesabı için hesap bilirkişisine tevdii edilmiştir.Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisi … öncelikle 20/01/2020 tarihinde ön rapor sunmuş; ön rapor gereği davacının üniversitede sınıf öğretmenliği bölümünü okuması dolayısıyla kazanç bilgileri temin edildikten sonra bilirkişi 22.03.2021 tarihli esas raporunda özetle; davacının 23/06/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaralanması neticesinde firari araç sürücüsünün %75 kusuruna isabet eden, TRH 2010 Prograsif Rant sistemi dikkate alınarak oluşturulan komütasyon tablosunda yer alan hayatta kalma ihtimalleri nazara alınarak sınıf öğretmenliğine yeni başlayan bir öğretmen maaşı dikkate alınarak hesaplanan %15 meslekte kazanma gücü kaybı zararının (iş bu rapor tarihi itibariyle bilinen güncel ücret ve yaşam verileri ile davalı kurum tarafından yapılan ödemenin güncellenmesi neticesinde) 224.941,53 TL olarak tespit edildiğini, kurum temerrüt tarihinin kısmi ödeme tarihi olan 18.10.2017 olduğunu, tazminata konu aracın hususi olduğunu, takdirin mahkemede olduğunu rapor etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi sunmuş ve kalıcı iş göremezlik zararı taleplerini 224.941,53 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Davacı vekili 23.09.2021 tarihli celsede geçici iş göremezlik taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5.fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91.maddesinin 1.fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/I. maddesinde, bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde …nın oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin II-a bendinde ise, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için …na başvurulabileceği belirtilmiştir.
Yukarıda sayılan kanun maddelerinin bahisleri geçen düzenlenmelerinden, sigortasız veya firari aracın karıştığı kazalarda cismani maddi zararı karşılamakla sorumlu olan … …nın sorumluluğunun; kaza tarihi poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere trafik kazasına karışan aracın sürücüsüne bu kaza sebebiyle isabet eden kusuru ve maluliyeti oranında olduğu anlaşılmakta olup; aşağıda belirtildiği üzere değerlendirme yapılmıştır.
A) Kalıcı İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasına göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, anılan kanunun 51.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 54.maddesinde ise, bedensel zararların özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu hükmüne yer verilmiştir. Davacı tarafın kalıcı iş göremezlik zararı aktüer raporla tespit edilmiş olup, davalının teminatında olduğu anlaşıldığından bu talep yönünden de davanın kabulü gerekmiştir.
B) Geçici İş Göremezlik Talebi Yönünden;
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında maddi tazminat talep içeriğini 250,00 TL geçici iş göremezlik , 250,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak açıklamış; 23.09.2021 tarihli celsede ise geçici iş göremezlik tazminatı talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir. İşbu nedenle davacı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı talebi yönünden feragat hükümleri yönünde red kararı verilmiştir.
C)Manevi Tazminat Talebi Yönünden;
BK 56. maddesinde “Hakim, bir kimsenin bedensel bütülüğünün zedelenmesi halinde olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktarda paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişisel yararların haleldar olması gerekir. Doğaldır ki manevi tazminat için üzülme, elemin yoğunluk arz etmesi gerekir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir.
Davacının meydana gelen kaza neticesinde davacının kalıcı iş göremez şekilde yaralandığı bu durum neticesinde elem ve üzüntü duyduğu sabittir. Nitekim davacı taraf bu husus hakkında tanık da dinletmişlerdir. Davacıların duyduğu üzüntü ve elemin dindirilmesi amacı ile kazanın meydana geldiği tarih, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların yaşı, tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Yukarıda açıklanan tüm nedenlerle; davalı tarafın sorumluluklarında bulunan sigortasız araç sürücüsünün asli kusuru ile karıştığı kazada davacının yaralandığı, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna göre toplam zararın kalıcı iş göremezlik talebi yönünden TRH 2010 Prograsif Rant Sistemine göre 224.941,53 TL olarak belirlendiği, geçici iş göremezlik tazminatı talebinden feragat edildiği, meydana gelen kalıcı iş göremezlik zararından davalı kurum ile davalı araç sürücüsünün müteselsilen ve müştereken sorumlu olduğu nazara alınarak ıslah dilekçesi ile arttırılan miktar üzerinden her iki davalı yönünden ayrı ayrı temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaşı, tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin ise de kısmen kabulü uygun görülmüş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR :
1-Davanın maddi tazminat yönünden;
a)Davanın geçici iş göremezlik tazminatı talebi açısından feragat nedeniyle REDDİNE,
b)Davanın kalıcı iş göremezlik tazminatı talebi yönünden KABULÜ ile; 224.941,53 TL tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 23/06/2017 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 18/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davanın manevi tazminat yönünden KISMEN KABULÜ ile; 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 23/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
3-a)Maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 15.365,75 TL ilam harcından 172,49 TL peşin harç ve 767,44 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 14.425,82 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 2.049,30 TL ilam harcının davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 172,49 TL peşin harç ve 767,44 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 975,83 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
5-a)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan maddi tazminat yönünden A.A.Ü.T. uyarınca hesap olunan 24.195,91 TL vekalet ücreti davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
b)Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan geçici iş görmezlik maddi tazminat talebi yönünden A.A.Ü.T. uyarınca hesap olunan 250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,

c) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan manevi tazminat talebi yönünden A.A.Ü.T. uyarınca hesap olunan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 39 tebligat gideri 443,00 TL, 10 müzekkere gideri 66,90 TL, ATK’ya 2 kez dosya gönderme posta masrafı 35,60 TL, 2 bilirkişi ücreti 1.050,00 TL, Adli Tıp Kurumu fatura bedeli 562,00 TL olmak üzere toplam 2.157,50 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.000,55 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nun 297/ç bendi uyarınca artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Adana Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır