Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/713 E. 2021/894 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/713
KARAR NO : 2021/894

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- …-… –
2- …-… –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … –

VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin aleyhine davalı şahıs tarafından İmamoğlu İcra Müdürlüğü 2021/… Esas numarasına kayıtlı takip başlatıldığını, alınan ihtiyati haciz kararına dayanarak araç haczi, yakalama ve taşınmaz haczi yapıldığını, yapılan takibin açıkça usule aykırı olduğu gibi takibe konu alacağın kesinlikle hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, müvekkillerinin böyle bir borcu bulunmadığını, gerçek borçlarının 6500 TL olduğunu, ancak takipte gösterilen borç 96.000 TL olduğunu, davalı tarafından tanzim edilen bononun gerçeği yansıtmayacak şekilde tek taraflı olarak doldurulduğunu, zira müvekkillerinin davalı ile bu kadar büyük meblağ bono düzenlenmesini gerektirecek bir ticari alışverişi olmadığını, sadece davalıya fazla güvenerek açık senet verdiklerini, sadece senede imza attıklarını, müvekkillerinin çiftçilik yaparak geçimlerini temin ettiklerini, davalıdan tohumluk buğday satın aldıklarını, son iki yıldır tohumluk buğdaylarını Ceyhan’ın … Köyünden … ‘ın sahihi olduğu …‘dan veresiye olarak satın aldıklarını, tohumluk buğdayın alınması ve ikametgahlarına götürülmesi … eşliğinde yapıldığını, böylece …’in bu alım satım olayına tanıklık ettiklerini, ayrıca olaya tanıklık eden başka kişilerde bulunduğunu, sonrasında müvekkillerinin kendilerine İmamoğlu İcra Müdürlüğünün 20.10.2020 tanzim ve 27.07.2021 tarihli veresiye senedine dayanarak 2021/… E. Sayılı icra dosyasından istihkak haczi ile karşılarak bu durumu şaşırarak öğrendiklerini, hemen akabinde araç ve taşınmazlarına haciz konulduğunu ve hatta iki gün içinde araçları yakalanarak yediemine gönderildiğini, bunun üzerine kendilerine verilmiş olan veresiye senedinin sadece imzalanarak boş bırakılan bononun alt kısımda el yazısı ile yazılı olan alım satıma ilişkin döküme ait bilginin olduğu kısımdan kesip ayırırak , kendilerinin bilgisi ve rızası dışında doldurulduğunu ve icraya konulduğunu anladıklarını, veresiye senedinin alt kısmında 6500 lira olan tohum bedelinin üst kısımdaki bonoya, hileli bir şekilde 96.000 lira olarak yazıldığının anlaşıldığını, sözkonusu bonoda bulunan imzanın müvekkillerine ait olmasına rağmen 20.10.2020 tanzim ve 27.07.2021 vade tarihli ve daha sonra hileli olarak düzenlenen bono boş iken müvekkiline imzalattırıldığını, ayrıca veresiye defterinin doküman kısmını da müvekkillerime vermediğini, bir ticari işletmenin 96.000 lira gibi büyük bir meblağdaki borcu karşılıksız vermesinin düşünülemeyeceğini, bu kadar parayı belli bir ticari alışveriş karşılığında vermesi, yaptığı alışverişi ispatlaması gerektiğini, bir işletmenin kayıt dışı bir alım satım işlemi yapması mümkün olmadğını, bu nedenle bu senedin gerçeği yansıtmadığın, 96000 liralık bir alım satım yapılmadığını, ayrıca bono üzerindeki imza ile diğer yazıların arasında zaman farkı olduğunu, imzalar atıldıktan yaklaşık bir yıl sonra bu senedin hileli bir şekilde doldurulduğunu bunun kriminal incelenmesinin yapılmasını ve atılan imza ile diğer yazılan yazılar arasındaki zaman farkının anlaşılması için kriminal incelenmenin yapılmasını talep ettiklerini, her ne kadar bono üzerinde ‘’ … değil de …’’ adı yazsa da gerçekte işletme ile ilgili bir alım satım işlemi yapıldığını, bu anlamda şüphelinin işyeri bilgilerinin, veresiye senet defterlerinin incelenmesini ve üstü bono altı doküman olan benzer veresiye senetlerinin de incelenmesini talep ettiklerini, davalının bu bono karşılığında bir mal alım satımı yapıldığına dair belge sunması gerektiğini, bu borcu diğer yazılı belgelerle ispat etmesi gerektiğini, Yargıtayın bu yönde kararları olduğunu, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2014/14716 E. Ve 2015/553 K.s.20.01.2015 tarihli kararının bu olaya emsal olduğunu, ayrıca olayın aydınlanması için olaya tanıklık etmiş … in dinlenilmesini de talep ettiklerini , arzettikleri nedenlerle telafisi imkansız zararlar doğmaması ve hak kaybı yaşanmaması için öncelikle ve ivedilikle teminatsız veya uygun görülecek bir teminat karşılığında İmamoğlu İcra Müdürlüğünün 2021/… e. sayılı takibin durdurulmasını, davanın kabulüne ve İmamoğlu İcra Müdürlüğünün 2021/… E.sayılı icra takibinin iptaline, alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili … aleyhine açılan davanın usul ve yasaya aykırı olmakla davanın reddini talep ettiklerini, usul hukukunda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesinin kabul edildiğini, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, m.290’daki meblağdan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebileceğini, davacının, borçlu olmadığını belirtmekle birlikte bunu ispatlayacak herhangi bir belge, delil sunamadığını, Yine HMK.m.201’de”(1) Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hükümve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüzTürk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” dendiğini, bu nedenle davacı tarafın bildirmiş olduğu tanık dinlenmesine karşı muvafakatleri olmadığını, kambiyo senetlerinde soyutluk ilkesi olduğundan dolayı senet sebepten mücerret olduğunu, kıymetli evrak, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, davacının borçlu borçlu olmadığını iddia ediyorsa bunu ancak yazılı bir belge ile ispat etmesi gerektiğini, benzer bir davada Ceyhan 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/…E 2021/…Kr.sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini, bononun soyut borç ikrarı içermesi ve bir ticari ilişkiye istinaden verildiği karinesi sonucu aksi durumun varlığı ancak ve ancak yazılı belge ile mümkün olduğunu, borçlu tarafından bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğundan bahisle açılan menfi tespit davasında Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/391 Esas Sayılı ve 2020/1368 Karar sayılı kararında “ bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı, TTK’nın 778/1-f maddesinin yollaması ile 680/1.maddesi uyarınca tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, senedin tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiği, davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlamaya elverişli yazılı delil bildirmediği, mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre, ispat yükü doğru belirlenerek aynı gerekçe ile davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle” borçlunun temyiz talebinin reddine karar verildiğini, senedin sonradan doldurulduğunu ıddia eden borçlu, bunu yazılı delille ıspatlamak zorunda olduğunu belirterek, Yargıtay kararları ışığında usul ve yasaya aykırı açılan davanın reddine, takip konusu alacağın %20’nden az olamamak üzere tazminata mahkum edilmesine, tedbir kararının kaldırılmasına yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Doya Ceyhan 1.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2021/… E ve 2021/ … K sayılı ilamı ile 20/09/2021 tarihinde görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiştir.
Davacılar tarafından verilen 22/09/2021 havale tarihli dilekçede; davadan feragat ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davalı vekili 22/09/2021 tarihli dilekçesi ile; davacıların feragatini kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Davacılar vekili tarafından 12.10.2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun ….maddesi gereğince, feragat talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçilmesidir. Aynı yasanın 309/2.maddesinde; Feragatin hüküm ifade etmesi için mahkemenin ya da karşı tarafın muvafakatine ihtiyaç olmadığı belirtilmiştir. 311.madde gereğince, feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur.
Mahkememizce yapılan inceleme sonucunda feragat beyanının; HMK’nun …. maddesi gereğince kesin hükmün hukuki neticelerini hasıl eden ve dolayısıyla davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu, mahkememizce başkaca bir delil araştırılması cihetine gidilmemiş ve vaki feragat sebebiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 59,30 TL harcın peşin ödenen 1.536,98 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.477,68 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafın vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dair karar, HMK.’nun 345.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek tarafların yokluğunda / dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza