Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/639 E. 2021/703 K. 06.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
ASLİYE TİCARET 2. MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/639 Esas
KARAR NO : 2021/703

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …

DAVA : Menfi Tespit (İİK 89.maddesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03.09.2021
KARAR TARİHİ : 06.09.2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Davacı tarafından açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana İcra 13. Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası ile davalının borçluları olan … Limited Şirketi ve … hakkında başlatılan icra takibinin kesinleştiğini ve söz konusu dosyadan müvekkili şirkete birinci, ikince ve üçüncü haciz ihbarnameleri tebliğ edildiğini, müvekkiline yapılan tebligatların UETS sistemine otomatik olarak geçilmesi sonrasında yapıldığını ve müvekkili şirketin UETS sistemine geçildiğinden bilgisinin olmadığını, bu nedenle süresinde itiraz edilemediğini, müvekkili şirketin icra dosyası borçlularına her hangi bir borcunun bulunmadığını belirterek bu aşamada müvekkilinin mağduriyetinin doğmaması için icra dosyasına yatacak olan paralının alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı tarafın savunmaları alınamamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Bilindiği üzere, ilk derece mahkemeleri genel mahkemeler ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrılmışlardır. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir. Genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişkinin bir görev ilişkisi olduğu ve görevle ilgili kuralların kamu düzenine ilişkin bulunduğu konusunda öğretide ve uygulamada duraksama yoktur.
Genel mahkemelerin bakacakları davalar belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup, aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidirler. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, Cilt 1, s.164).
Buna karşılık özel mahkemeler, belirli kişiler arasında çıkan veya belirli uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir. Diğer bir ifadeyle, özel mahkemeler özel kanunlarla kurulmuş olup özel kanunlarda belirtilen davaları yürütür.
Genel mahkemelerin kuruluşunda olduğu gibi özel mahkemelerin (veya ihtisas mahkemelerinin) kuruluşu da mutlaka ayrı (özel) bir kanun hükmü ile düzenlenir. Özel mahkemelerin kuruluşunun tabii hâkim ilkesine aykırı düşmeyeceği 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 37. maddesinde belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142. maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarih ve 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı gerekçesinden).
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.
Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki nitelemenin yapılması ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle red kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Adana İcra 13. Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, alacaklının … A.Ş. Borçlunun … olduğu, 18.11.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklı 914,81-TL toplam alacak üzerinden takip başlatılmış olduğu, takip alacaklısının davacıya birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ etmek suretiyle davacının takipte borçlu hale geldiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından Adana İcra 13. Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyasındandan birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiği, gönderilen haciz ihbarnamelerinin elektronik tebliat olması nedeniyle şirket yetkilisinin bilgisi olmadan tebligatların yapıldığı, takip dosyası borçlusunun müvekkili şirketten her hangi bir alacağının bulunmadığını, dolayısıyla müvekkilinin takip alacaklısı davalıya karşı borcunun bulunmadığı yönünde menfi tespit davası açtığı görülmüştür.
Her ne kadar açılan davanın ticari dava olarak nitelendirilmiş ise de uyuşmazlığın esası alacaklar ve 3. şahıs elinde haciz edilen hakkında başlığı ile düzenlenen İİK’nun 89 ve devamı maddelerindeki düzenlemeye matuftur. Söz konusu İİK’ın 89. maddesine göre açılacak menfi tespit davalarında, Asliye Hukuk Mahkemeleri genel yetkili mahkeme olup, uyuşmazlık Ticaret Mahkemelerinin görev alınana girmemektedir, bu nedenle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi’nin 30.05.2016 tarih ve 2016/2191 esas 2016/8807 karar sayılı ilamı, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 24.06.2019 tarih ve 2019/1238 esas ve 2019/992 karar sayılı ilamı).
Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir.(HGK. 21/03/2019 tarih ve 2017/11-2630 esas-209/328 Karar sayılı ilamı).
Görev hususu HMK 114/c maddesi gereğince dava şartı olup, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 30, 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkün olduğundan (Hukuk Genel Kurulu 2017/15-2141E. 2019/442 K.) mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddine, Adana Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna, karar kesinleştikten sonra İKİ HAFTA içerisinde taraflarca talep edilir ise, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine
2-Dosyanın süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi istenmez ise, alınması gereken harç konusunda, HMK 20/1-son cümle gereğince; açılmamış sayılması kararı ile birlikte karar verilmesine, yargılama giderleri konusunda ise HMK 331/2 maddesi gereğince talep halinde dosya üzerinden karar alınmasına,
3-Dosyanın süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi istenir ise, HMK 331/2 maddesi gereğince, harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemede karar verilmesine,

4-Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06.09.2021

Katip …
e- imzalıdır

Hakim …
e- imzalıdır