Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2021/999 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/504 Esas – 2021/999
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/504 Esas
KARAR NO : 2021/999

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : … – …

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 12/11/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesi ile; mülkiyeti …ne ait olan ve Adana ili … ilçesi …. mahallesi … pafta … ada … ve … parsellerde yer alan Tescilli Kültür Varlığı … Envanter No’lu Konağın, Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon ve Mühendislik Projelerine ilişkin, davalı İdare tarafından davacıya Mart 2016 tarihinde Piyasa Fiyat Araştırması ve Fiyat Teklif Cetveli gönderilerek (EK-A: Piyasa Fiyat Araştırması ve Fiyat Teklif Cetveli) sözkonusu Proje işine teklif vermesi talep edildiği, piyasa Fiyat Araştırması cetveline göre … Envanter No’lu Konağın proje alanı 245,69 m2 olarak belirtildiği, buna göre davacının teklif fiyatı ise 2016 yılı birim fiyatlarına göre 245,69 m2 Tescilli Taşınmaz Kültür Varlığı Konağın Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon ve Mühendislik Proje işlerini kapsadığı, davacının, davalı tarafından hesap edilen yaklaşık maliyeti 43.000 TL olan proje işine, %10,70 tenzilatlı olarak 38.400 TL teklif verdiği. Davalı idare, davacının vermiş olduğu teklifi uygun mütalaa ederek 31.03.2016 tarihinde akdedilen sözleşme ile (EK-B: Doğrudan Temin Hizmet Alımı Sözleşmesi) proje işini davacıya ihale ettiği ve 04.04.2016 tarihinde İşyeri Teslim Tutanağı (EK-C: İşyeri Teslim Tutanağı) ile davacıya yer teslimi yapıldığı, ancak söz konusu işin seyri süresi içerisinde, davacıdan kaynaklanmayan ve fakat davalının plansız ve kararsızlıklarının sonucu olarak, beklenmeyen ve öngörülemeyen çeşitli hususların gerçekleştiği, böylece proje için verilen sürenin haddinden fazla uzadığı, gerek fiyat olarak, gerekse işgücü bakımından davacının zarara uğradığı, davacının uğramış olduğu zararların giderilmesine yönelik olarak fazlaya ilişkin ve bedel artırım hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin (restitüsyon proje bedeli, restorasyon proje bedeli, mekanik tesisat proje bedeli, elektrik tesisat proje bedeli, statik proje bedeli olmak üzere) taleplerinin davalı idarece redddildiği 05.04.2021 tarihinden itibaren uygulanacak ticari reeskont faiz ile ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
TTK’nun 3. maddesi ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
TTK’nun 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Diğer yandan TTK’nun 5. maddesinde; “Aksine düzenleme bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’de düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nin 4-1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4-1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4-1. maddesine göre; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19-2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
6102 sayılı TTK’nin yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5-3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 1. Maddesi gereği, göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Davacı yüklenicinin sözleşme konusu işleri ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı …, uyuşmazlık konusu sözleşmeyi ticari işletmesiyle ilgili olarak değil, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirmiştir (Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 14.03.2018 tarih ve 2016/3974 E.-2018/929 K.sayılı kararı, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 27.11.2017 tarih ve 2016/5445 E.-2017/4129 K.sayılı kararı).
Davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir. Görev hususu HMK 114/c maddesi gereğince dava şartı olup, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına (tebliğ ile beraber),
4-6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar usulen açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı