Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/452 E. 2021/1075 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/452
KARAR NO : 2021/1075

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (TCKN:…)
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davası yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin veteriner hekimlik yaptığını, müvekkiline ait işyerinin hemen yanında davalıya ait … bulunduğunu, davalıya ait petrol ofisin araç köpük ve yıkama bölümünün müvekkilinin işyeri ile bitişik olduğunu, arada duvar olduğunu, davalıya ait bu bölümün sürekli kullanılması sonucunda müvekkilinin işyerindeki duvarlarda kabarıklar ve tahrifatlar meydana geldiğini, müvekkilinin oluşan bu durumu davalıya sözlü olarak bildirdiğini, araç köpük ve yıkama bölümünün başka tarafa taşınmasını istediğini, ancak şirket tarafından dikkate alınmadığını, müvekkilinin duvarında oluşan tahrifatı yaptırdığını, davalının bu bölümü köpük ve yıkama olarak kullanmaya devam etmesinden dolayı müvekkiline ait işyerinin duvarında yine kabarıklar oluştuğunu bunun üzerine Adana 12. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takip durduğunu beyan ederek, davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, %20′ den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin davacıya karşı bir borcunun bulunmadığını, işyerinin duvarında meydana gelen kabarıklar ile müvekkili şirketin eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacı tarafın meydana geldiğini iddia ettiği zararın tespitine ilişkin bir talepte bulunmadan doğrudan onarım ücreti olarak düzenlenen faturaya dayalı takip başlatılmasının usul ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Adana 12. İcra Dairesinin 2020/… E. Sayılı dosyasında, alacaklı davacı, borçlu davalı hakkında bakım ve onarım giderinden dolayı 5.004,51 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış, itiraz üzerine takip durmuştur.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da Ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Aksine düzenleme bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. (TTK’nın 5/1.) TTK’nun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.

Yukarıda açıklanan tüm bu nedenler ile, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıya ait veteriner kliniği ile davalıya ait işletmenin arasında ortak kullanımında bulunan duvarda meydana gelen zarardan davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, mahkememizce yargılamaya devam edilebilmesi için davanın ticari dava niteliğinde olması gerektiği, bu haliyle davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, TTK’nın 4/1. maddesine göre nispi ticari dava kabul edilebilmesi için ise her iki tarafın tacir olmasının ve ticari işletmelerinden doğan bir uyuşmazlığın mevcut olmasının gerektiği, davalının veteriner olduğu, tacir olmadığı, kliniğin duvarında meydana gelen zararın tahsilini talep ettiği, uyuşmazlıkta davalıya ait bir ticari işletmenin varlığından da bahsedilemeyeceği, davanın her iki tarafının tacir olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tarafların ticari işletmelerinden kaynaklanmadığı, 6102 sayılı TTK’nın 4, 5 ve 11.maddesinin 2.fıkrasındaki düzenlemelere göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli ve yetkili mahkemenin Adana Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına (tebliğ ile beraber),
4-6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkememizce verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacıların yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesine,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343. Maddesi gereğince mahkememize ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA