Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/432 E. 2021/1049 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/432 Esas – 2021/1049
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/432
KARAR NO : 2021/1049

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : … – …

DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : … – …

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davası yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … poliçe numaralı yangın sigortası ile … A.Ş.tarafından sigorta ettirilen … Mah. … Cd. A kısım No:15 … Adana adresinde bulunan işyerinin 6. Katında 24/10/2018 tarihinde davalıya ait işyerinde sızan sular nedeniyle ıslanmaya bağlı maddi hasar meydana geldiğini, söz konusu hasara ilişkin olarak sigortalıya 12/06/2020 tarihinde 24.910,02 TL tazminat ödemesi yapıldığını, sigorta tazminatı ödeyen müvekkili şirketin hasardan sorumlu olan davalıya karşı Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2020/… E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ; Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 04/08/2021 havale tarihli dilekçesinde; davaya konu … Mah. … Cd. A kısım No:15 … Adana adresinde bulunan işyerinin 15/11/2016 tarihinde müvekkili şirket tarafından kiralandığını, iş yerinin kiralama tarihinden sonra tapu devri ile ilk malik tarafından … ve …’e devredildiğini, yeni malikler ile müvekkili şirket arasında 17/04/2019 tarihli protokol ile mevcut kira sözleşmesinin feshedilmesi, taşınmazın tahliyesi hususunda anlaşmaya varıldığını, müvekkili şirketin mukimi 29/04/2019 tarihi itibariyle terk ve tahliye ettiğini, taraflar arasında yapılan anlaşmadan kısa bir süre sonra taşınmazın yeni maliklerinin tadilat yaptıracaklarını ileri sürerek müvekkili şirketin iş yerini belirlenen tarihten önce boşaltmalarını talep ettiklerini, müvekkili şirketin sözleşme hükümleri uyarınca işyerini tahliye ettiğini, 15/11/2016-29/04/2019 tarihleri arasında müvekkili şirketin ve çalışanlarının daireyi kullandıklarını, bu tarihler arasında su sızıntısına yönelik herhangi bir sözlü yada yazılı bildirimde bulunulmadığını, icra takibi ile birlikte durumdan haberdar olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, Kapsamlı İşyeri Yangın Sigorta Poliçesine dayalı olarak sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK’nın 1472. maddesi gereğince rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyasında, alacaklı davacı borçlu davalı hakkında 08/09/2020 tarihinde 24.910,02 TL asıl alacak ve 540,51 TL işlemiş faizi ile birlikte 25.450,53 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış, süresinde yapılan itiraz üzerine takip durmuştur.
Adana … Tapu Müdürlüğünce verilen cevabi yazıda ilgili taşınmazda kat mülkiyetinin kurulduğunun bildirildiği ve ilgili belgelerin dosyamız arasına gönderildiği görülmüştür.
Adana … İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce verilen yazı cevabında taşınmaza ait ada ve parsel bilgileri gönderilerek dosyamız arasına alınmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da Ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Aksine düzenleme bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. (TTK’nın 5/1.)
TTK’nun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, Davacı tarafından Kapsamlı İşyeri Yangın Sigorta Poliçesine dayalı olarak sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK’nın 1472. maddesi gereğince rücuen tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, takibin durduğu davacı tarafından itirazın iptali için 1 yıllık yasal süresi içerisinde iş bu davanın açıldığı, dava dışı sigortalı ile davalının taşınmazlarda kiracı olarak bulunduğu, Adana … Tapu Müdürlüğünce verilen cevabi yazıda ilgili taşınmazda kat mülkiyetinin kurulduğunun bildirildiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararı gereğince: sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davanın sigorta poliçesinden doğan bir dava niteliğinde olmadığı yönünde görüş geliştirdiği, bu bakımdan halefiyet davalarının ticari dava olmadığı, davaların niteliğinin sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi değerlendirilmesi gerektiği, sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusu olduğunun kararlarda vurgulandığı, TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca davacının, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçtiği şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olarak cüz’î halef olduğu, bu bakımdan yukarıda açıklanan nedenler ile 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. Maddesi gereğince; ana gayrimenkulün korunması, bakımı, zararlardan sorumluluk, yine 20. Maddesinde; genel giderlere katılma düzenlenmiş, Genel Yönetim İşlerinin Görülmesi başlıklı 35/b maddesinde “Ana taşınmazın gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması” hükmüne, ayrıca 16. maddesinde “Kat malikleri ana taşınmazın bütün ortak yerlerine, arsa payları oranında, ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar.” hükmüne yer verildiği, diğer yandan aynı Kanunun Ek 1. maddesi ile de “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” düzenlemesine yer verilmiş olması gözetilerek, her ne kadar taraflar arasındaki uyuşmazlık ve dava kira sözleşmesinden kaynaklanmamaktaysa da uyuşmazlığın kat mülkiyetinden kaynaklandığı ve davaya bakmak görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu değerlendirilmiştir. Keza davacı sigortacı tarafından, sigortalısının halefi olarak açılan bu davada yukarıda zikredilen İBK gereğince, asıl zarar görenin zarar sorumlusuna karşı açacağı davada görevli mahkeme hangisi ise bu davadaki görevin buna göre tespit edilmesi gerektiğinden 6102 sayılı TTK’nın 4, 5 ve 11.maddesinin 2.fıkrasındaki düzenlemelere göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli ve yetkili mahkemenin Adana Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ADANA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına (tebliğ ile beraber),
4-6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-6100 sayılı HMK.nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkememizce verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacıların yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesine,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343. Maddesi gereğince mahkememize ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza