Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/42 E. 2021/796 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/42 Esas – 2021/796
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/42
KARAR NO : 2021/796

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … A.Ş. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … (T.C….)

2- … -(T.C. …)

VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2015
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davası yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket… A.Ş nezdindeki … nolu kaskolay genişletilmiş ticari kasko-poliçesine istinaden … adına sigortalanmış … plaka ile sigortalı araç ile Real kavşağı öğretmenler bulvarını takibenD-400 karayolu istikametinde mülkiyeti davalılardan …’a ait olan olay tarihinde diğer davalı …’un sevk ve idaresindeki … dorse plakalı … plaka sayılı çekici arasında maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, olaydan sonra tutulan tespit tutanağına ve kazanın oluş şekline göre davalılardan …’in işleteni ve diğer davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı … plaka sayılı çekicinin tam kusurlu olduğunu, diğer dava dışı işyeri sahibi şirketin ise olayda herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkili sigorta şirketi bu kaza nedeniyle zarar uğrayan sigortalısına 81.900,00-Tl maddi tazminat ödediğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 1301. Maddesi hükmüne göre müvekkili sigorta şirketi, zarara sebebiyet verenlere karşı talep ve dava hakları bakımından sigortalısının kanuni halefi olduğunu, bu nedenle 55.100,00-Tl alacağın ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ; Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın rücuan tazminat davalı olduğunu, tacir olan sigorta şirketinin davayı görevli Ticaret Mahkemesine açması gerektiğini, 6102 sayılı TTK’nun 5. Maddesine aykırı bir durum meydana geldiğini, kasko poliçesinin kazadan sonra tanzim edildiğinden davacı tarafın dava hakkının olmadığını, kazanın 04/04/2014 tarihinde saat 12:00 sularında meydana geldiğini, sigorta poliçesinden anlaşıldığı üzere davaya esas teşkil eden poliçenin de 04/04/2014 tarihinde düzenlendiğini, sigorta şirketi acentası olan ….Şti’ tarafından düzenlenen tutanakta da kazanın saat 12:05 sularında meydana geldiğini belirttiğini, sigorta yapılmayan aracın trafikte yol aldığını, aracı sigorta eden… A.Ş’ nin acentası … ilinde bulunduğunu, ancak kazaya karışan … plakalı aracın Adana ilinde seyir halinde olduğunu, bu aracın Adapazarı ilinde sigorta ettirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, davacı şirketin dava dilekçesinin açıklayıcı olmadığını, dava dilekçesinde kaza nedeniyle zarar uğrayan sigortalısına 81.900,00-Tl ödeme yaptığını beyan ettiğini, dava dilekçesinde dava değerini kısmına ise 55.100,00-Tl yazdığını, tüm bu sebepler ve hukuki kanun ve mevzuatlar gereği davanın görev yönünden reddine, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava ilk olarak Adana 5. Tüketici Mahkemesinde açılmış, Adana 5. Tüketici Mahkemesince, mahkemelerinin görevsizliğine dair hüküm kurularak dosya Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, Mahkemenin 2015/… Esas sayılı dosyasına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunduğu görülmüştür.
Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/… Esas, 2017/… Karar 23/11/2015 tarihli kararıyla; 04/04/2014 tarihinde davalı …’ın kullandığı … çekici ve çekiciye bağlı … plakalı römorkun, … plakalı araç ile çarpıştığı, … plakalı aracın davacı sigorta şirketince kasko sigortası ile sigortalandığı, poliçenin 04/04/2014-04/04/2015 tarihleri arasında geçerli olduğu, kazanın 12.30’da meydana geldiği, poliçede düzenlenme saatinin bulunmadığı, 27/10/2016 tarihli kusur raporunda davalı …’ın kazada tam kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün de kusurlu olmadığının bildirildiği, kaza nedeniyle meydana gelen zarara miktarının ise 81.900,00 TL olduğunun 26/12/2016 tarihli raporda belirtildiği, talep edilen zarardan sürücü ve araç malikinin müşterek ve müteselsilen sorumlu sayılmaları gerektiği anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiş; Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2018/… Esas ve 2019/… Karar sayılı ilamı ile; “davacıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın otobüs olup işletinin tacir olduğu, davalı …’a ait dorse ve çekicinin de ticari bir araç olup her ikisinin tacir olduğu, zararı ödeyen sigorta şirketinin sigortalısının yerine geçerek halefiyet ilkesine dayanarak rücuen tazminat talebinde bulunduğu, tacirler arası haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıklara bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup her aşamada mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir durum olduğu, ilk derece mahkemesince görev yönünden usulden red kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,” karar verilerek dosya yeniden Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, mahkemelerinin görevsizliğine dair hüküm kurularak dosyanın mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin 2021/… Esas sayılı dosyasına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunduğu görülmüştür.
Davacı Sigorta şirketi ile kaskolay genişletilmiş ticari kasko poliçesine dayalı olarak dava dışı … adına sigortalanmış … plakalı otobüs ile davalılardan …’a ait diğer davalı …’un sevk ve idaresindeki … dorse plakalı … plakalı çekici arasında maddi hasarlı kaza nedeniyle açılan Rücuan tazminat (alacak) davasıdır.

25/10/2016 tarihli keşif sonrası rapor ibraz eden Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Makina Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. …’ye 27/10/2016 tarihli raporunda;04/04/2014 tarihinde saat 12:30 sıralarında meydana gelen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında … plakalı çekici ve bu çekiciye bağlı … plakalı yarı römorkun sürücüsü …’un asli kusurlu ve kusur oranının % 100, … plakalı otobüsün sürücüsü …’ın ise kusursuz olduğunu belirtmiştir.
Araçta meydana gelen zarar miktarının hesaplanması yönünden dosya Makina Yüksek Mühendisi Prof. Dr. …’a tevdi edilerek bilirkişi tarafından ibraz edilen 26/12/2016 tarihli raporda özetle ve sonuç olarak; 04/04/2014 günü saat 12:30 civarında meydana gelen trafik kazası sonucu hasara uğrayan … plakalı otobüsün tamiri için gerekli olan yedek parça ve işçilik KDV dahil bedelleri aracın piyasa rayiç değerini aşacağı ve tamiri yerine pert edilmesinin daha ekonomik olacağı için dava konusu aracın pert yapılması gerektiği, yapılan bu tespitle … plakalı otobüsün hasar miktarının 81.900,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Görevsiz mahkemede alınan kusur ile hasara ilişkin raporların ve diğer tüm belgelerin taraflara tebliğ edildiği görülmüş ayrıca kusura ilişkin alınan bilirkişi raporunun kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu ve aksi bir durumu gösterir belge ve bilginin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından makul sürede yargılama, usul ekonomisi ilkeleri de nazara alınarak yeniden rapor alınmayarak oluşa uygun denetime elverişli görevsiz mahkemede alınan bilirkişi raporları bu sebeplerle hükme esas alınmıştır.
Davacı sigorta şirketi, sigortalıları olan … plaka sayılı araca, davalılardan … sürücüsü olduğu, diğer davalıya ait bulunan … plaka sayılı aracın çarparak maddi zarara neden olduğunu, kazada … plaka sayılı araş sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu, kaza nedeniyle sigorta şirketinin sigortalısına karşı ödeme yaptığını ve kanunen halefi olduğunu ileri sürerek alacak talebinde bulunmuş, davalılar, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, sigorta poliçesinin kazadan sonra tanzim edildiği, kazada kusurlarının olmadığı, aksine diğer aracın kusurlu olduğu, trafik ışıklarının çalışmadığı, davanın şartlarının oluşmadığı, davalı …’ in aracı diğer davalıya kiraya verdiğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamı nazara alınarak; 04/04/2014 tarihinde davalı …’ ın kullandığı … çekici ve çekiciye bağlı … plakalı römorkun, … plakalı araç ile çarpıştığı, … plakalı aracın davacı sigorta şirketince kasko sigortası ile sigortalandığı, poliçenin 04/04/2014-04/04/2015 tarihleri arasında geçerli olduğu, kazanın 12.30 da meydana geldiği, poliçede 12.05 olarak düzenleme saatinin belirtildiği, her ne kadar davalı tarafça bu durumun aksi iddia edilmekse de bu yönde bir delilinin bulunmadığı, 27/10/2016 tarihli kusur raporunda davalı …’ ın kazada tam kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün de kusurlu olmadığının bildirildiği, kaza nedeniyle meydana gelen zarara miktarının ise 81.900,00 TL olduğunun 26/12/2016 tarihli raporda belirtildiği, davalıların kusur raporuna itiraz ettikleri, ancak görevsiz mahkemede Adli Tıp Kurumundan kusur raporu aldırılmak üzere gider avansı yatırılması yönünde ara karar verilmesine karşın, verilen kesin süre içerisinde davalılar tarafından masrafın depo edilmediği, kaza tespit tutanağı ile raporun örtüştüğü aksini gösterir bir belgenin bulunmadığı ve ayrıca yukarıda açıklanan nedenler ile dosyada mevcut raporlar hükme esas alındığı, davalılar arasında Dörtyol 1. Noterliğince düzenlenmiş, 31/01/2014 tarih, … yevmiye sayılı … plaka sayılı çekici ve … plaka sayılı açık kasa yarı römorka yönelik 5 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu, ancak baba-oğul olan taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığının, yine davalılar tarafından yan delillerle ispatlanamadığı, kira sözleşmesini destekleyecek fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan deliller sunulmadığı, bu şekilde talep edilen zarardan sürücü ve araç malikinin müşterek ve müteselsilen sorumlu sayılmaları gerektiği anlaşılmış olup kazaya karışan araçların kullanım amacının ticari olduğunun tespiti taleple bağlı kalınarak ticari faize hükmedilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
1-Davanın kabulüne,
55.100,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 15/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 3.763,88 TL den peşin alınan 941,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.822,88 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AAÜT gereğince hesaplanan 7.963,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 1.348,35 TL yargılama gideri ile peşin olarak ödenen 941 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesine göre, karar kesinleştikten sonra talep sahibine elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden, yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine, (gönderme masrafının avanstan karşılanmasına )
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/09/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA