Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/409 E. 2021/895 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
ASLİYE TİCARET 2. MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/409
KARAR NO : 2021/895

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Davacı tarafından açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … ili, … ilçesi, … köyü … ve … parsel sayılı taşınmazlara ayçiçeği bitkisi ekimi yaptığını, müvekkilinin ekmiş olduğu ayçiçeği bitkisinin yetişmesi esnasında yabancı otların tarlada çıkması neticesinde müvekkilinin bu yabancı otlardan kurtulmak için davalıya başvurduğunu, davalı tarafa … marka zirai ilacın ayçiçek bitkisi içerisindeki müvekkilinin belirttiği yabancı otlarla mücadelede etkin olacağı belirtilerek bu ilacı kullanmasını önerdiğini, müvekkilinin de kardeşini davalının iş yerine zirai ilacı alması için gönderdiğini ve müvekkilinin kardeşi …’a … marka ilacı sattığını ve teslim ettiğini. Müvekkilinin söz konusu ilacı ayçiçekli olan tarlalarda davalının tarif ettiği şekilde ve oranda hatta daha az oranda kullandığını, ancak davalının önerdiği ve sattığı bu ilacın müvekkilinin tarlasındaki ayçiçek bitkilerine zarar vererek ayçiçek bitkisini kuruttuğunu, bu durumun tespiti için … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/… D.iş sayılı dosyasından tespit istenildiğini, tespit dosyasında 1.680,00-TL masraf yapıldığını ve 10.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda … ticari isimli ımazomax etken maddeli ot ilacının bitkilere ürüne zarar verdiğini ve zarar miktarının iki parselde toplam 16.721,46-TL olarak tespit edildiğini, davalı tarafından bu zararın tazmini için arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak davalı ile anlaşma sağlanmadığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin zirai ilaç satan bir firma olduğunu, ilaç önerme gibi bir sorumluluğunun ve yükümlülüğünün olmadığını davacıya önerdiği bir ilacın olmadığını, davacının söz konusu davada sıfatının bulunmadığını, müvekkili şirketten söz konusu ilacı satan alan kişinin … olduğunu, davacının müvekkili şirketten aldığı bir zirai ilacın resmi olarak bulunmadığını, müvekkili şirkete gelen …’ın … isimli ilacı başka yerden temin ederek 2 kutu kullandıklarını ancak ilacın yeterli gelmediğini bu nedenle 2 kutu almak için müvekkili şirkete geldiğini ancak müvekkili şirkette bu ilacın mevcut olmaması nedeniyle firmadan temin ederek …’a verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Somut olayda uyuşmazlığın; davacının davalıdan satın aldığını iddia ettiği zirai ilacın tarlasında kullanması nedeniyle ayçiçeği bitkilerine verdiği zarar nedeni ile tazminat talebi olduğu görüldü.
Taraflara ait UYAP sisteminden Gelir İdaresi Başkanlığı kaydı incelenmiş, davacı …’ın potansiyel mükellef olduğu, davalının ise suni gübre toptan ticareti yaptığının anlaşıldığı, buna göre davacının tacir olmadığı, herhangi bir deftere tabi işletmesinin bulunmadığı, dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere çiftçi olduğu, her ne kadar davalının ticari işletmesi bulunmakta ise de taraflar arasındaki satım akdinin tacirler arasındaki bir satım akdi olmadığı ve uyuşmazlığın da mutlak ticari dava niteliği taşımadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş olup, davacının mesleki amaçla hareket eden gerçek kişi olması durumu nazara alındığında tüketici vasfının bulunmadığı, somut uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kaldığı düşünülmüştür.
Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir.(HGK. 21/03/2019 tarih ve 2017/11-2630 esas-209/328 Karar sayılı ilamı).
Görev hususu HMK 114/c maddesi gereğince dava şartı olup, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 30, 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkün olduğundan (H.G.K’nun 2017/15-2141E. 2019/442 K.) mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK.nın 115/2 maddesi gereğince davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK.nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ADANA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Dosyanın süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi istenmez ise, alınması gereken harç konusunda, HMK 20/1-son cümle gereğince; açılmamış sayılması kararı ile birlikte karar verilmesine, yargılama giderleri konusunda ise HMK 331/2 maddesi gereğince talep halinde dosya üzerinden karar alınmasına,
4-Dosyanın süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi istenir ise, HMK 331/2 maddesi gereğince, harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemede karar verilmesine,
5-Ara buluculuk ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe veya zabıt katibine yapılacak beyanla Adana İstinaf Mahkemesi’nin ilgili dairesine gönderilmek üzere Mahkememize yapılacak olan istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/10/2021

Katip …

Hakim …

e- imzalıdır e- imzalıdır