Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/394 E. 2021/887 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/394 Esas – 2021/887
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/394 Esas
KARAR NO : 2021/887

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … TC. … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesi ile; müvekkili …’nın … marka … 16.0 … GHZ …/16 GB/…/1 …. model bir adet dizüstü bilgisayarını çıkış birimi olan … … Şubesi aracılığı ile alacısı “… Mahellesi …/… ” adresinde bulunan … Ltd. Şti. Olmak üzere kargolandığını ve hatta kargolanan ürüne, ürünün pahalı bir elektronik cihaz (laptop) olması ve kargo şirketinin de bu konudaki tavsiyesi üzerine sigorta bile yaptırıldığını, kargolanın ürünün varış birimi olan … … … Şubesi’ne ulaştırıldığını ve bir süre sonra da müvekkiline kargosunun, kargo şubesinden teslim alındığına ilişkin bir bilgilendirme mesajı gönderildiğini, müvekkilinin, kargolamış olduğu ürünü adrese teslim şeklinde göndermesi ancak kargonun, kargo şubesinden teslim alınması üzerine şüphelendiğini, müvekkilinin kargosunun sağ salim alınıp alınmadığı hususunu teyit etmek amacıyla dava dışı alıcı şirkette çalışan ve sürekli ticari ilişki içinde olduğu …’i aradığını, yapmış olduğu görüşme sonrasında kargosunun asıl alıcı olan şirket tarafından teslim alınmadığını öğrendiğini, akabinde müvekkilinin … şubesini aradığını, durumu anlattığını ve ilgili kargo şubesi tarafından kendisine alıcı … Ltd. Şti’nin yetkilisi olduğunu beyan eden bir şahsa, kaşe üstüne imza karşılığında kargonun teslim edildiği bilgisini verdiklerini, alıcı şirket adresi ile kaşede yer alan adres arasında dahi bariz farklılıklar bulunduğunu, kaşe üzerine atılan karalanmadan ibaret imzanın ise alıcı şirket yetkililerinden birisine ait olmadığının tespit edildiğini, davalı şirket çalışanlarının bu ağır kusurlu davranışı ile müvekkilinin, kime teslim edildiği bilinmeyen ve kaybedilen ürünü için 22.377,00-TL tutarında zarara uğradığını, davalı taşıyıcı kargo şirketi çalışanlarının, üzerine düşün yükümlülüğe aykırı hareket ettiğini, müvekkilinin zararının meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek haklı davanın kabulü ile birlikte müvekkilinin uğramış olduğu 22.377,00-TL’lik zararın, zararın gerçekleştiği yanlış kişiye teslim tarihi olan 24/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kargo şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin yurt içi ve yurt dışına kargo taşıma işi ile iştigal etmekte olduğunu, şikayet edene mal satmadığını, zira, sadece taşıma işini yapan müvekkili şirket ilişkisi bulunmadığını, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin şirket sektöründe önce bir firma olup mezkur taşımada müvekkili şirkete izafe edilebilecek hiç bir kusur bulunmadığını, mahkeme aksi kanaatte ise bile olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşulların bulunmadığını, davacının her ne kadar içeriği kabul edilmemekle birlikte davaya konu kargoyu başka bir şahsa teslim edildiğini iddia etmiş ise de bu hususun taraflarınca kabul görmediğini, zira söz konusu olayda müvekkilinin her zamanki gibi usullere uygun olarak kargo teslimi yapmadığını, söz konusu kargonun kasıtlı olarak başkasına verilmesi hususunda herhangi bir menfaati bulunmadığını, kaldı ki varsa bile böyle bir durumun burada asıl mağdurunun müvekkili şirket olduğunu beyan ederek öncelikle davanın usulden reddine, aksi halde işin esasına girilerek usule ve yasaya aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı kargo şirketinin davacı tarafından gönderilen gönderiyi gerçek alıcısına teslim etmekle borcundan kurtulmasının mümkün olduğu, kargo şirketinin kendisine karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemine dayanarak yapılan işlemde bir kusurunun bulunmadığı yolundaki savunmayla zarara uğrayan davacıya ödemeden kaçınamayacağı, her ne kadar davalı tarafça kargo paketi içeriğinin kargo şirketine davacı tarafça beyan edilmediği iddia edilmiş ise de dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden, davacı şirketin iştigal alanından, gönderinin ağırlığı ve tarafların iddia ve savunmalarına göre, gönderinin içeriğinde davacının iddia ettiği emtianın bulunduğu kanaatine varıldığı, davalı taşıyıcının taşınan emtianın teslim kaydına ilişkin isim ve kimlik kontrolü ile belge sunamadığı, kargonun taşıma sözleşmesi kapsamında davacıya teslim edildiğinin ispat yükünün davalıda olduğu, kargo paketinin kim tarafından alındığı davalı tarafından ispatlanamadığından anlaşıldığından, davanın kabulüne, fatura değeri üzerinden 22.377,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
22.377,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.528,57 nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davacı vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisi dikkate alınarak 4.080,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından sarf edilen 46,50 TL tebligat gideri, 27,00 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 73,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK.’nın 333.maddesi uyarınca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Arabuluculuk asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
İlişkin taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar usulen açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
E İmzalıdır

Hakim …
E İmzalıdır