Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/206 E. 2022/57 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/206 Esas – 2022/57
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/206 Esas
KARAR NO : 2022/57
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
DAVACI : … A.Ş – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … – …
DAVA : Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
YAZIM TARİHİ : …
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı … arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesine davalının müteselsil kefil olarak katıldığını, sözleşme gereğince kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek Beyoğlu 48. Noterliği’nden 06/02/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek davalı borçlunun Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ; Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava İİK’nun 67.maddesi gereğince açılan ve genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası olup deliller bu çerçevede toplanarak değerlendirilmiştir.
Davanın, 7155 Sayılı yasanın 20. md. ile 6102 sy. TTK’na eklenen 5/A maddesi kapsamına girdiği ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davacı vekili tarafından arabuluculuk son tutanağının ibraz edildiği, dava şartının yerine getirildiği görülmüştür.
Davacı banka ile dava dışı … arasında 14/06/2013 tarihli 300.000,00 TL, 14/01/2015 tarihli 2.000.000,00 TL ve 30/05/2018 tarihli 650.000,00 TL limitli kredi sözleşmeleri imzalanmıştır. Davalı … 30/05/2018 tarihli kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olup, kefalet limiti 650.000,00TL dir. Davalının eşinin bu kefalete rızası bulunmaktadır. Diğer sözleşmelerde davalının kefaleti yoktur.
Kredi borçlusuna 08/08/2019 tarihinde 489.610,75 TL taksitli ticari kredi kullandırılmış, herhangi bir ödeme yapılmamıştır. 14/10/2017 tarihinde 300.000,00TL tutarında teminat mektubu verilmiş, 07/01/2020 tarihinde teminat mektubunun tamamı tazmin edilmiş, 09/01/2020 tarihinde 88.480,00 TL ile 4.268,08 TL tahsil edilmiş, 207.251,94 TL anapara borcu kalmıştır. Ayrıca … numaralı kredi kartından dolayı 10.000,00 TL borç bulunmaktadır.
Kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesaplar 04/02/2020 tarihinde kat edilerek Beyoğlu 48. Noterliği’nden 06/02/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek borcun 24 saat içinde ödenmesi istenmiştir. İhtarname 10/02/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, süresinde ödeme yapmayan davalı 12/02/2020 tarihinde temerrüde düşmüştür.
Davacı-alacaklı, Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyasında, davalı-borçlu hakkında 26/02/2020 tarihinde 781.520,66 TL asıl alacak, 18.046,12 TL işlemiş temerrüt faizi, 902,24 TL faizin %5’i BSMV, 1.063,57 TL masraf olmak üzere toplam 894.465,74 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış, davalı borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takip durmuştur.
Davalının kefaleti TBK’nın 583.maddesindeki şekil şartlarını taşımaktadır ve ayrıca TBK’nın 584.maddesi gereğince eşinin rızası alınmıştır. Bu sebeplerle kefaleti geçerli olup kendisini bağlamaktadır.
TBK’nun 589. maddesine göre; kefil, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumlu olup, sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere asıl borç ile asıl borçlunun kusur ve temerrütünden sorumludur. Kefil ayrıca kendi temerrütünün sonuçlarından da sorumludur. Ancak 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.” hükmüne yer verilmiştir.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3/9 maddesi gereğince, çekin, üzerinde yazılı basım tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun geçici (1/3.) maddesinde ise; bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, 3167 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükmü yer almaktadır. Yine aynı Kanun’un geçici 3. maddenin 4. fıkrasında “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3’üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/6/2018 tarihinde sona erer” hükmü getirilmiştir.
Çek sorumluluk bedellerinden kefillerin sorumlu olmaları için sözleşmede açıkça hüküm bulunması gerekir. 31/05/2018 tarihli sözleşmenin 10.13. Maddesinde, kefilden çek garanti bedellerini depo etmesi istenebileceği düzenlenmiştir.
TTK 8/1 maddesine göre; ticari işlerde faiz oranı sözleşme ile serbestçe belirlenebilir. 31/05/2018 tarihli kredi sözleşmesinin 11. maddesinde; temerrüt faizi düzenlenmiş, ayrıca 9.10.mad.de teminat mektubunun tazmin edilmesi halinde uygulanacak temerrüt faizi belirtilmiştir.
Alacağın kat tarihi itibariyle kayıtlardan tespit edilmesi, temerrüt tarihine kadar işleyen akdi faiz ile BSMV nin ana paraya ilave edilerek kapitalize edilmesi ve bu şekilde oluşan ana paraya takip tarihine kadar temerrüt faizi uygulanması gerekmektedir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-822 esas 2018/1754 karar , 19 HD. 2016/5391 esas 2017/2354 karar sayılı kararları ) takip talebinde takibe kadar akdi faiz istendiği belirtilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bankacı bilirkişi …’in ibraz ettiği 01/10/2021 havale rapora itiraz edilmesi üzerine, 26/11/2021 tarihli ek rapor alınmıştır. Ek raporda özetle; nakdi kredi borçlarının asıl alacak kısımlarının davalının kefalet limitinin üzerinde olduğu, bu nedenle davalının temerrüde düştüğü tarih dikkate alınarak ve kendi temerrüdünün sonuçlarından da sorumlu olduğu gözetilerek 650.000,00 TL asıl alacak için takip tarihine kadar temerrüt faizi hesaplanmış ve sonuçta 650.000,00 TL asıl alacak, 9.555,00 TL işlemiş temerrüt faizi, 477,75 TL BSMV, 1.063,57 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 661.096,32 TLden sorumlu olduğu, sözleşmede kefil yönünden çek sorumluluk bedellerinin depo talebine imkan veren düzenleme bulunduğu, ancak 86.455,00 TL depo talebinin kefalet limitinin üzerinde kaldığı belirtilmiştir. Mahkememizce, dosya kapsamı, delillere ve yöntemine uygun bulunan ek rapora itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Yukarıda belirtilen tüm bu nedenlerle; davacı ile dava dışı asıl borçlu … arasında imzalanan ve davalının kefil olarak katıldığı genel kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredinin ödenmediği, hesabın kat edilerek davalıya gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, kefaletin TBK.’nın 583 ve 584.maddeleri gereğince geçerli olduğu, davalının kefalet limitinin 650.000,00 TL olduğu, takibe konu edilen nakit alacakların asıllarının dahi kefalet limitinin üzerinde olduğu, TBK’nın 589 ve TTK’nın 7.maddesi gereğince davalı kefilin kefalet limitine kadar ve ayrıca kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu, davalının 10/02/2020 tarihinde temerrüde düştüğü, 650.000,00 TL asıl alacağın temerrütten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizi ile faiz üzerinden hesaplanan gider vergisinden de sorumlu olduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile itirazın nakdi kredi alacakları yönünden 650.000,00 TL asıl, 9.555,00 TL faiz, 477,75 TL BSMV, 1.063,57 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 661.096,32 TL üzerinden iptaline, her ne kadar kredi sözleşmesinde kefiller yönünden çek garanti tutarları için depo talebine imkan veren açık bir düzenleme bulunmakta ise de 86.465,00 TL tutarındaki depo talebinin davalının kefalet limitinin üzerinde kaldığı anlaşıldığından gayrinakit alacağa ilişkin talebin reddine, (İstanbul BAM 13. H.D 2018/1901 E 2020/592 K, İstanbul BAM 44.HD. 2020/578E 2021/1287 K) nakit kredi alacaklarının kabul edilen kısmının likit ve bu kısma yönelik itirazın haksız olduğu gözetilerek %20 oranında inkar tazminatına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1- Davanın KISMEN KABULÜNE,
A-) Nakdi krediler yönünden:
Davalının Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E sayılı dosyasına yaptığı itirazın , 650.000,00 TL asıl, 9.555,00 TL faiz, 477,75 TL BSMV, 1.063,57 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 661.096,32 TL üzerinden iptali ile takibin davalı yönünden bu miktar üzerinden ve asıl alacağa takipten itibaren %37,80 oranında temerrüt faizi ile faiz üzerinden %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle devamına,
Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 132.219,26 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 45.159,48 TL ‘ den peşin alınan 10.797,60TL’nin mahsubu ile eksik alınan 34.361,88 TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Davacının peşin olarak ödediği 10.797,60 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
A.A.Ü.T gereğince nakit alacakların kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 50.104,82 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
B-)Gayrinakdi alacağa ilişkin talebin reddine,
Gayri nakit alacaklar yönünden hesaplanan 80,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-)Davacı tarafından yapılan 1.488,80 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre 1.070,80 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, kalan masrafın davacının üzerinde bırakılmasına,
3-)Arabuluculuk Bürosu tarafından T.C. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenmesine karar verilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 6183 s. kanuna göre davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza