Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/100 E. 2021/961 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/100
KARAR NO : 2021/961

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/02/2021
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davası yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurum ile borçlu arasında geçerli bir su aboneliği sözleşmesinin mevcut olduğunu, müvekkili kurum ile davalı arasında imzalanan abonelik sözleşmesi gereği … nolu abonelik ile su tüketimi yapıldığını, borçluya belirli dönemlerde su faturalarının kesildiğini, borç miktarlarının bildirildiğini, bu faturalara borçlunun herhangi bir itirazının olmadığını, davalı şirketin fatura bedellerini ödememesi üzerine davalı borçlu aleyhine Adana 6.İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ;Davalı herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava İİK’nun 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davası olup deliller bu çerçevede toplanarak değerlendirilmiştir.
Davanın, 6102 sayılı TTK’ nın 5/A maddesi gereğince; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu ticari davalardan olduğu, 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibraz edildiği, dava şartının yerine getirildiği görülmüştür.
Adana 6.İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı icra dosyasında, alacaklı davacı borçlu davalı hakkında 07/02/2020 tarihinde faturalar dayanak gösterilmek sureti ile 83.956,58 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış, süresinde yapılan itiraz üzerine takip durmuştur.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … 06/08/2021 tarihli raporunda; … nolu abonelikte Temmuz 2018 ile Eylül 2019 dönemleri arasındaki yaklaşık 14 aylık süreçte toplam 14 döneme ait ödenmemiş normal su tüketim faturaları olduğunu, bu tarihler arasında davalının kayıtlı abone olarak göründüğünü, davacının yaklaşık 14 aylık süreçte davalı olan kayıtlı abone veya fiili kullanıcı tarafından borçların ödenmemesine rağmen tahakkuk tarihlerinde geçerli olan Tarifeler Yönetmeliğinin 54.md belirtilen hüküm çerçevesinde suyu tüketime kapatmayarak ve de en geç 6 ay içerisinde sayacı kaldırmayarak abonelikte uzunca bir süre su tüketimi yapılmasına neden olduğundan müterafik kusurlu olduğunu, davalı adına kayıtlı olan abonelikte 14 dönem boyunca tahakkuk eden toplam 75.627,10 TL tutarındaki su tüketim bedeline ait asıl alacak olarak hesaplandığını, davacı kurumun müterafik kusurunun bulunduğu dönemler dışında kalan ilk 7 faturanın son ödeme tarihi ile icra takip tarihi arasındaki süre için Yargıtay ilamına göre gecikme zammının tamamından, bu dönem sonrasındaki gecikme zammının %50’sinden davalının sorumlu olduğunu, gecikme zammına ait hesaplara ve abonelikte ödenen 2018/07 dönemine ait faturanın kısmi ödemesininde düşülmesi ile toplam borcun 82.238,38 TL olduğunu belirtmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; Davacı ile davalı arasında su aboneliğine ait sözleşme bulunduğu, davalı iş yerinde, … nolu abonelik doğrultusunda davalı iş yerinde su tüketimi gerçekleştirildiği, davacı tarafından su tüketimine istinaden faturalar düzenlendiği, faturaların davalıya bildirildiği halde ödenmediği, tahakkuk ettirilen fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle faturalara dayanarak Adana 6.İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı dosyasında icra takibine geçildiği,davalı tarafından yapılan bu icra takibine itiraz edildiği, bu nedenle takibin durduğu, bunun üzerine davacının mahkememize itirazın iptali davası açtığı, davanın 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi raporunda:” … nolu abonelikte Temmuz 2018 ile Eylül 2019 dönemleri arasındaki yaklaşık 14 aylık süreçte toplam 14 döneme ait ödenmemiş normal su tüketim faturaları olduğunu, bu tarihler arasında davalının kayıtlı abone olarak göründüğünü, davacının yaklaşık 14 aylık süreçte davalı olan kayıtlı abone veya fiili kullanıcı tarafından borçların ödenmemesine rağmen tahakkuk tarihlerinde geçerli olan Tarifeler Yönetmeliğinin 54.md belirtilen hüküm çerçevesinde suyu tüketime kapatmayarak ve de en geç 6 ay içerisinde sayacı kaldırmayarak abonelikte uzunca bir süre su tüketimi yapılmasına neden olduğundan müterafik kusurlu olduğunu, davalı adına kayıtlı olan abonelikte 14 dönem boyunca tahakkuk eden toplam 75.627,10 TL tutarındaki su tüketim bedeline ait asıl alacak olarak hesaplandığını, davacı kurumun müterafik kusurunun bulunduğu dönemler dışında kalan ilk 7 faturanın son ödeme tarihi ile icra takip tarihi arasındaki süre için Yargıtay ilamına göre gecikme zammının tamamından, bu dönem sonrasındaki gecikme zammının %50’sinden davalının sorumlu olduğunu, gecikme zammına ait hesaplara ve abonelikte ödenen 2018/07 dönemine ait faturanın kısmi ödemesininde düşülmesi ile toplam borcun 82.238,38 TL olduğunun” tespit edildiği, davacının uzun sayılabilecek bir süre su tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği suyu kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil ettiği, bu kusurun davalının tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, davalının (normal tüketim bedeli dışında) sorumlu olduğu gecikme zammından davacının kusuru oranında indirimi gerektirdiği, alacaklı idarenin, suyu zamanında kesmeyerek yasal faizin üzerinde bulunan gecikme cezasını talep ettiği, yönetmeliğin açık hükmüne aykırı davranarak zararın artmasına -yasal faizin üzerinde olan gecikme cezası miktarının artmasına- kendi müterafik kusuru ile yol açtığı, davacının bu davranışının sonucuna katlanması gerektiği, yapılması gerekenin öncelikle ödenmeyen faturalar için yönetmelik hükümlerine göre, abonenin suyunun kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar işleyen gecikme zammından abonenin sorumlu olacağı, bu tarihten sonra ise, zararın artmasına suyu zamanında kesmeyen idarenin de sebep olduğu dikkate alınarak, gecikme cezasından indirim yapılması gerektiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda bu hususlara dikkat edilerek raporun tanzim edildiğinin anlaşıldığından, bilirkişi raporunun usule ve denetime uygun olduğu değerlendirilerek hükme esas alınmış olup, davacı şirket tarafından sunulan belgelere göre yapılan hesaplamaya göre davalının, 75.627,10 TL asıl alacak 11.614,66 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 87.241,76 TL borcu bulunduğu, dava açılmadan önce 28/08/2019 tarihli fatura ile 5.003,38 TL’sinin ödenmiş olduğu anlaşıldığından bu miktarın mahsubu ile kalan 82.238,38 TL’den sorumlu olduğu bu sebeple icra takibine yapılan itirazın kısmen yerinde olduğu anlaşıldığından davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, alacağın faturaya dayalı olduğu likit alacak olduğu değerlendirilerek alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulüne;
Davalının Adana 6. İcra dairesinin 2019/… sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 75.627,10 TL asıl alacak 11.614,66 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 87.241,76 TL’den 28/08/2019 tarihli fatura ile ödenen 5.003,38 TL’nin mahsubu ile kalan 82.238,38 TL üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Hüküm altına alınan alacağın % 20’si olan 16.447,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 5.617,70 TL’den peşin ödenen 1.738,43 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.879,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu 744,80 TL yargılama giderinden kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 729,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,kalan masrafın davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının peşin olarak ödediği 1.738,43 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-A.A.Ü.T. Gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 11.490,99 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Bürosu tarafından T.C. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenmesine karar verilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, arabuluculuk faaliyeti sonucu anlaşma sağlanamadığı, davalının mazeretsiz katılmaması gözetilerek 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A ve HUAK Yönetmeliğinin 25-26. Maddeleri gereğince, 6183 sayılı kanuna göre davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza