Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/720 E. 2021/778 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/720 Esas – 2021/778
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/720 Esas
KARAR NO : 2021/778

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI :1-… (…), velayeten
2-… (…), velayeten
3-… (…) velayeten –
Kendi adına asaleten;
4- … – (…)

VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … A.Ş. … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI :2- … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
YAZIM TARİHİ : …

Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 23/05/2013 tarihinde Kırşehir Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan …’ün, görevi başındayken … plaka sayılı resmi araçla tek taraflı ölümlü trafik kazası sonucu vefat ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını, … plakalı resmi aracın davalı … AŞ. tarafından sigortalandığını, kaza nedeniyle uğranılan zararın tazmini için davalı sigorta şirketine ihbar yapıldığını, sigorta şirketi tarafından kısmi ödeme yapıldığını, ancak müvekkillerinin zararının tam olarak karşılanmadığını belirterek müvekkillerinden … için 50,00 TL, … için 50,00 TL, … için 50,00 TL, … için 50,00 TL olmak üzere toplam 200,00TL maddi tazminatın davalı idare ve sigorta şirketinden müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, yine müvekkilleri … için 130.000,00 TL, … için 100.000,00 TL, … için 100.000,00 TL, … için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 430.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …’ndan alınarak davacılara ödenmesine, kaza tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Islah: Davacı vekili 16/03/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile … için istedikleri 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 331.107,04TL daha arttırarak 331.157,04 TL’ye, … için istedikleri 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 99.488,57TL daha arttırarak 99.538,57 TL’ye, … için istedikleri 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 129.562,20 TL daha arttırarak 129.612,20 TL’ye (tüm davacılar için toplam 560.307,81 TL’ye) yükseltmiştir. Bu tutarların davalı …’ndan tahsili istenmiştir.
Davalı … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazında bulunarak davacı …’e 2330 sayılı kanun gereğince 70.145 TL ödendiğini ayrıca 5434 sayılı kanunun 45. Maddesi gereğince birinci derecede vazife malüllüğü aylığı olarak 2.341,82 TL maaş bağlandığını, diğer taraftan bakanlığın Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı bütçesinden 20.000,00 TL yardım yapıldığını, diğer taraftan davacının öğretmen olduğunu, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olmaması ve haksız zenginleşmeye yol açmayacak bir ölçüde olması gerektiğini ve faiz talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili mahkememize verdiği dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından poliçe teminatın tamamı ödendiğini, bakiye sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
23/05/2013 tarihinde dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı sivil polis aracı ile şüpheli bir araç takip edilmekte iken sürücünün direksyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında bu araçta yolcu olarak bulunan görevli polis memuru … vefat etmiştir. Davacılardan … müteveffanın eşi diğer davacılar ise çocuklarıdır. Davacılar dışında müteveffadan destek alması muhtemel bir de annesi bulunmaktadır.
Mucur Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyasında sanık … hakkında taksirle ölüme neden olmak suçundan yürütülen yargılama sonucunda, 2014/… Karar sayılı 28/03/2014 tarihli karar ile; Sanığın TCK’nın 85/1,62 mad. gereğince cezalandırılmasına, ancak CMK’nın 231/5 mad. gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin hükme esas alınan 13/12/2013 tarihli raporunda …’nın tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Av. … tarafından yapılmıştır. Tüm davacıların vekili söz konusu ödemeye istinaden ibraname vermiştir. Eldeki dava 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. Maddesinde belirtilen 2 yıllık sürede açılmıştır. KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.(Yargitay 17. HD. 2014/10652 E. 2016/11067 K. 2014/17333 E. 2017/1258 K.)
Mahkememizin 2014/… E. 2018/… K. Sayılı kararı ile; Davalı … A.Ş.’nin poliçe limitinin tamamı kadar ve iyiniyetle ödeme yaptığı, davacılara karşı sorumluluğunun sona erdiğinden … A.Ş. hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. … hakkındaki dava yönünden ise, davacıların desteğinin araç sürücüsü olduğu ve % 100 oranında kusurlu bulunduğu varsayılarak yargılamanın devamı sırasında yayınlanan HGK’nın 01/11/2017 tarihli 2017/17-1315 esas 2017/1239 karar sayılı kararı gereğince, yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmalarının mümkün bulunmadığı, desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerektiği, desteğin kusurunun onlara karşı da ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karar davacıların istinaf talepleri üzerine Adana BAM 3. HD’nin 2019/… E. 2020/… K. Sayılı ilamı ile; ” her ne kadar davacıların murisinin davalı İçişleri Bakanlığının işleteni olduğu … plaka sayılı aracın sürücüsü olduğundan ve sürücünün %100 kusurlu olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kararının gerekçe kısmında belirtildiği gibi davacıların desteği olan …’ın aracın sürücüsü olmadığı, araçta yolcu konumunda bulunduğu, bu kapsamda kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı bu nedenle davacıların davalılardan, destek …’un vefatı nedeni ile uğramış oldukları maddi ve manevi zararları talep etmekte haklı oldukları, öte yandan davacılara 2330 Sayılı kanun gereğince yapılan ödemenin hangi davacı için ne miktarda ödendiği yapılan ödemenin maddi mi yoksa manevi tazminat için mi yapıldığı belirlenmeli ve sonucuna göre davalı tarafından yapılan söz konusu ödemenin maddi tazminata ilişkin olan kısmının davacılar zararından mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğinden bahisle” kaldırılmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından, davacı …’e EGM Sosyal Yardım Fonundan 20.000,00 TL yardım yapmıştır. Ayrıca 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince, davacı …’e 70.145,00 TL ödenmiştir. Bu ödemenin maddi ve manevi zararların karşılığı yapıldığı, ne kadarının maddi ne kadarının manevi tazminata ait olduğunun bilinmediği belirtilmiştir. Diğer taraftan Sosyal Güvenlik Kurumu davacı …’e 2434 sayılı kanunun 45. maddesi gereğince, birinci derecede vazife malullüğü maaşı bağlamıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 03/05/2016 tarihli yazı cevabında, …’ün vefatından dolayı rücuya tabi herhangi bir maaş veya gelir bağlanmadığı bildirilmiştir. Ödemelerin rücuya tabi olup olmadığı … ile Emniyet Müdürlüğü’nden de ayrı ayrı sorulmuş, 2330 sayılı Kanun gereğince yapılan ödemenin rücuya tabi olmasına rağmen genel müdürlük makamının oluru ile rücudan vazgeçildiği belirtilmiştir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 6. Maddesinde “Bu Kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak emekli aylığın uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır. Yargı mercilerinde maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu Kanun hükümlerine göre ödenen nakdi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıklar gözönünde tutulur” denilmek suretiyle nakdi tazminat komisyonu tarafından yapılan ödemenin yargılama sonucu belirlenecek tazminattan düşülmesi gerektiği vurgulanmıştır. İlgili yasa maddesinde, ödenen nakdi tazminatın zarar görenin maddi ve manevi zararına karşılık ödendiği açıklandığına göre 2330 Sayılı Yasa kapsamında maddi ve manevi tazminata ilişkin olarak yapılan ödemenin maddi tazminata ilişkin yapılan kısmının maddi tazminattan indirilmesi gerekir. Ödemenin ne kadarının maddi ne kadarının manevi tazminata ilişkin olduğu belli değilse yarı yarıya maddi ve manevi tazminata ilişkin olduğu kabul edilmelidir. (Yargıtay 17. HD 2019/1392 E. 2020/8022 K. , 2014/24952 E. 2017/6017 K., Yargıtay 4. HD 2020/1129 E. 2020/2256 K.)

5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunun 45. Maddesinde vazife malullüğü maaşı tanımlanmıştır. 5510 sayılı kanunun 106.maddesi ile 5434 sayılı kanunun 45. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Bu kanunun 39/2. maddesi gereğince, malullük, vazife malullüğü veya ölüm hali, kamu görevlilerinin veya er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar için SGK tarafından kurumlarına ve ilgilere rücu edilmez. Bu itibarla rücuya tabi olmayan aylıkların peşin sermaye değerinin daimi işgücü kaybı tazminatından mahsup edilmemesi gerekir. Tazminat yükümlüsü olan davalı, davacının SGK’ dan yasa gereği aldığı aylığın ödeyecekleri tazminattan indirilmesini isteyemez. Davacıya verdikleri zararın tam karşılığını ona ödemekle yükümlüdürler. SGK rücüya tabi bir gelir bağlanmadığını bildirmiştir. Mahkememizce bağlanan maaşın rücuya tabi olmadığı e tazminattan indirilmemesi gerektiği kabul edilmiştir.(Yargıtay 11 HD 2020/1942 E. 2021/1866 K., Samsun BAM 7 HD 2019/364 E. 2020/910 K, Kaysere BAM 3.HD 2020/1480 e. 2021/604 K., İstanbul BAM 8. HD 2017/240 E. 2017/661 K.)
yoksunluktan dolayı bakiye maddi tazminat alacağının bulunmadığı, davacı …’ün 324.373,34 TL, davacı …’ün 37.186,44 TL, …’ün 61.739,30 TL bakiye destek tazminat alacakları bulunduğu belirtilmiştir. Öncelikle kısmi ödeme tarihine göre hesap yapılarak ödemelerin zararı karşılayıp karşılamadığının denetlenmesi gerekirken doğrudan rapor tarihindeki verilere göre hesap yapılmıştır. İstinafın kaldırma kararından önce alınan bilirkişi raporunda, kısmi ödeme tarihlerindeki verilere göre hesaplama yapılıp ödemelerin zararı karşılamadığının açıkça belirlendiği gözetilerek ve mahkememizce de ödemelerin zararı karşılamadığının açık olduğu düşünülerek son alınan raporu hazırlayan bilirkişiden bu yönüyle ek rapor alınmamış, güncel verilere göre yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır. 2330 sayılı kanun nedeniyle yapılan ödemeler rücuya tabi olup, davalı idarenin kendi insiyatifi ile rücudan vazgeçmiş olması sonucu değiştirmeyecektir. Sosyal Yardım Daire Başkanlığı’nın ödemesi ise rücuya tabi değildir, ancak her iki ödemede güncellenmiş değerleriyle birlikte hesaplanan tazminatlardan mahsup edilmiş, davacı tarafından rapora herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
6098 Sayılı TBK’nun 53/3 maddesi gereğince; ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar ölüm halinde talep edilebilecek zararlar arasında sayılmıştır.TBK.nun 55. maddesinde ise destekten yoksun kalma zarrlarının belirlenmesinin esasları düzenlenmiştir. 2918 Sayılı KTK’nun 85 /1 maddesinde işletenin sorumluluğu düzenlenmiş aynı maddenin 5. fıkrasında ise; “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmü getirilmiştir. KTK’nun 91 /1 maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmü bulunmaktadır. Devam eden maddelerde ise zorunlu trafik sigortasının kapsamı düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 96/2. Maddesi gereğince; Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır. Poliçe limiti 250.000,00 TL olup davalı … A.Ş. davacılara tamamını ödemiştir. Ödenen tüm davacılar adına … tarafından alınmıştır. Davalı … A.Ş. yaptığı ödemede, davacılar yönünden iyi niyetli olup, davacıların tamamına karşı sorumluluktan kurtulmuştur. Bu durumda … A.Ş. Hakkında davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davalı … AŞ tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın sürücüsünün %100 oranındaki kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacıların desteğinin vefat ettiği, müteveffanın bu araçta yolcu olarak bulunduğu, aracın Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait ve hizmette kullanılan bir araç olduğu, kazanın şüpheli takibi sırasında meydana geldiği, destekten yoksunluktan kaynaklanan zararlardan davalı … A.Ş.nin KTK’nın 91. vd. maddeleri gereğince zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olarak poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğu, davalı …’nın ise işleten sıfatıyla maddi ve manevi zararlardan sorumlu olduğu, dava tarihinden önce yapılan ödemenin davacılardan …’ün zararını tamamen karşıladığı, bu kişinin bakiye destek zararının bulunmadığı, kısmi ödemelerin diğer davacıların destek zararını karşılamadığı, vazife malullüğünden kaynaklanan maaşın rücuya tabi olmadığı, bu nedenle peşin sermaye değerinin hesaplanan tazminattan mahsup edilmemesi gerektiği, diğer ödemelerin hükme esas alınan bilirkişi raporunda güncellenmiş değerleriyle birlikte mahsup edildiği, rapora davacı vekili tarafından itiraz edilmediği, … AŞ’nin dava tarihinden önce davacılara poliçe limitinin tamamı kadar ödeme yaptığı, KTK’nın 96.maddesi gereğince, sorumluluktan kurtulduğu anlaşıldığından … AŞ hakkındaki maddi tazminat davasının reddine, davacı …’ün … hakkındaki maddi tazminat talebinin reddine, diğer davacıların … hakkındaki maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, Davacı … için 324.373,34 TL, davacı … için 37.186,44 TL, Davacı … için 61.739,30 TL maddi tazminatın …’ndan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden ise; TBK’nun 56/2. Maddesi gereğince ölenin yakınlarının manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Nakdi Tazminat Komisyonun kararı ile davacı …’e ödenen 70.145,00 TL nin yarısının manevi tazminata ilişkin olduğu kabul edilmiştir. Manevi tazminatın bölünemezliği ilkesinden dolayı davacı …’ün manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davacıların manevi tazminat talepleri bakımından, kazanın oluş şekli, tarihi, kusur durumu, davacıların müteveffaya yakınlık dereceleri, yaşları, ekonomik ve sosyal durumları, hak ve nesafet kuralları, özel hal ve şartlar vs. gözetilerek …, … ile … için 50.000,00′ er TL manevi tazminatın hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olacağı düşünülerek manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN;
A) … A.Ş. hakkındaki davaların reddine,
… A.Ş. hakkındaki dava yönünden hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı … A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan AAÜT’ne göre davacıların her birinden ayrı ayrı 50,00’şer TL vekalet ücretinin alınarak bu davalıya ödenmesine
B) Davacı …’ün … hakkındaki maddi tazminat davasının reddine,
Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 59,30 TL peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan AAÜT’ne göre hesaplanan 50,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya ödenmesine
C) Davacılar …, … ile …’ün … hakkındaki maddi tazminat davalarının kısmen kabulüne,
Davacı … için 324.373,34 TL, davacı … için 37.186,44 TL, Davacı … için 61.739,30 TL maddi tazminatın kazanın gerçekleştiği 23/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsil edilerek davacılara ödenmesine,
Davalı …’nın, 492 Sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına,
AAÜT gereğince maddi tazminat taleplerinin kabul edilen kısımları üzerinden davacı … için hesaplanan 31.156,00 TL, davacı … için hesaplanan 5.577,96 TL, davacı … için hesaplanan 8.826,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ndan tahsil edilerek davacılara ödenmesine,
Maddi tazminat taleplerinin red edilen kısımları üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den, 8.905,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den, 9.623,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsil edilerek davalı …’na ödenmesine,
2- MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN;
A) Davacı …’ün manevi tazminat talebinin reddine,
Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 59,30 TL peşin ödendiğinden yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan AAÜT’ne göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya ödenmesine,
B) Davacılar …, … ve …’ün manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne,
Bu davacıların her biri için 50.000,00’er TL manevi tazminatın (toplam 150.000,00 TL) kazanın gerçekleştiği 23/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsil edilerek davacılara ödenmesine,
Davalı … 492 Sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına,
AAÜT gereğince manevi tazminat taleplerinin kabul edilen kısımları üzerinden davacı … için hesaplanan 7.300,00 TL, davacı … için hesaplanan 7.300,00 TL, davacı … için hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ndan tahsil edilerek davacılara ödenmesine,
Manevi tazminat taleplerinin red edilen kısımları üzerinden hesaplanan 7.300,00’er TL (toplam 7.300,00×3=21.900,00 TL) vekalet ücretinin davacılar …, … ve …’den ayrı ayrı tahsil edilerek davalı …’na ödenmesine,
3-Davacılar tarafından peşin olarak ödenen 1.469,35 TL ile ıslah için ödenen 1.914,00 TL olmak üzere toplam 3.383,35 TL peşin harçtan, … A.Ş. hakkındaki dava yönünden davacıdan alınması gereken 59,30 TL, davacı …’ün … hakkındaki maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle kendisinden alınması gereken 59,30 TL karar ilam harcı ile davacı …’ün manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle kendisinden alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harçlarının mahsubu ile bakiye 3.205,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan toplam 1.838,00TL yargılama giderinden davaların kabul ve red oranlarına göre 1.064,00 TL’sinin davalı …’ndan alınarak davacılara ödenmesine, kalan masrafın davacıların üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek taraf vekillerin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …