Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/580 E. 2021/877 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/580 Esas – 2021/877
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/580 Esas
KARAR NO : 2021/877

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … LİMİTED ŞİRKETİ – …
İFLAS İDARE MEMURLARI:1-…- … – …
2- … – … – …
3- … – … – Adana … . İcra Müdürlüğü
DAVALI : 2- … LİMİTED ŞİRKETİ – …
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalılardan … Limited Şirketi arasında, davalı şirketin yapmış olduğu inşaatta bulunan … Mahallesi … Ada 1 parselde Güney Batı Kuzey cepheli 13/25 numaralı dairenin satışı konusunda 370.00,00TL bedelle davacıya satışı için 18/01/2018 tarihli bir sözleşme yapıldığını, müvekkilinin toplamda 370.000,00TL ‘yi davalı şirkete ödediğini, davalı şirket yetkilisi ve sahibi …’ın tapu devrinde sorun olduğunu beyan ederek, yine davalılardan … şirketine ait başka bir inşaattan daire vermeyi teklif etmesi üzerine müvekkilinin maddi zararını kurtarabilmek adına teklifi kabul ettiğini, 18/01/2018 tarihli ilk sözleşmenin iptal edildiğini, … Mahallesi … Ada 4 Parselde bulunan 9/36 numaralı dairenin 500.000,00TL bedelle satış konusunda anlaştıklarını, daha önce ödenen 370.000,00TL’nin mahsup edilerek 130.000,00TL borç kaldığının sözleşmede belirtildiğini, Davalılardan … İnşaat Şirketinin konkordato ilan ettiğini 10.04.2019 tarihinde şirketin iflasına karar verildiğini, … İnşaat Şirketi yetkilisi ve sahibi …’ın, 19/11/2019 tarihinde … Limited Şirketi”ndeki %50 hissesini üçüncü kişiye devrettiğini, bu devrin mal kaçırma amacıyla muaavazalı olarak yapıldığını, TBK’nın 179 maddesi gereğince, bir mameleki ve bir işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimsenin iki yıl süreyle devredenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağını belirterek, 459.693,00 TL alacak taleplerinin kabulüne, … Limited Şirketi adına kayıtlı taşınmazların kaydına 3. Kişilere devrinin önlenmesi için tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinden talep sonucunu açıklaması istenmiş 04/06/2021 tarihli dilekçe ile; 459.693,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA ÖZETİ: Davalı … Ltd. Şti. müdürü … tarafından verile cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketlerin tüzel kişiliklerinin farklı olduğunu, davacı ile … Ltd. Şti. Arasında yapılan sözleşmeye müvekkilinin taraf olmadığını, …’ın … Ltd. Şti.’nde kısa süreli ortaklığının bulunduğunu, daha sonra hisselerini devrettiğini, davacının dayandığı sözleşmenin müvekkilini bağlamadığını, borçlu şirketin müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava ilk olarak Adana 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, mahkemenin 2019/… esas 2020/… karar sayılı görevsizlik kararı ile; davanın açılmasından önce 10/04/2019 tarihinde … Ltd. Şti.’nin iflasına karar verildiği, davaya bakmak görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi üzerine yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
Davalı …. Ltd. Şti. Adana Ticaret Sicili’nin … sırasında kayıtlı iken Adana 1. ATM’nin 2018/1117 esas 2019/320 karar sayılı kararı ile; konkordato talebinin reddine, şirketin 10/04/2019 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, kararın 16/10/2019 tarihinde kesinleştiği, iflas tasfiyesinin Adana 1. İflas Müdürlüğünün 2019/.. iflas sayılı dosyasında devam ettiği, 19/12/2019 günü 2. alacaklar toplantısının yapıldığı görülmüştür. Dava bu dosyada atanan iflas idare memurlarına yöneltilmiştir.
…. Ltd. Şti. ile davacı arasında düzenlenen 18/01/2018 tarihli harici sözleşme ile; … Mahallesi … ada 1 parselde güney, batı, kuzey cepheli 130/25 numaralı daire 370.000,00 TL bedelle davacıya satılmıştır. Sözleşmeye göre 19/01/2018 tarihinde 286.000,00 TL nakit ödenecektir. Ayrıca 25/02/2018 ödeme tarihli 6.000,00 TL tutarında, 21/04/2018 ödeme tarihli 8.000,00 TL ile 90 gün vadeli 70.000,00 TL tutarında çekler verilecektir. Aynı taraflar aynı tarihli yeni bir sözleşme yaparak … Mah. … ada 4 parselde kuzeybatı cepheli 9/36 numaralı dairenin davacıya 500.000,00 TL bedelle satılması, daha önce ödenen 370.000,00 TL’nin mahsup edilerek kalan 130.000,00 TL’nin nakit ve çek verilerek ödeneceği konusunda anlaşmışlardır. İptal edilen ilk sözleşmede kararlaştırılan 370.000,00 TL’nin ödendiği ikinci sözleşmede yazılmıştır. Kalan 130.000,00 TL için …’a ait 20/07/2018 tarihli … sıra numaralı 30.000,00 TL, …’a ait 30/04/2018 tarihli … numaralı 20.000,00 TL, …’sına ait 25/07/2018 tarihli … seri numaralı 19.693,00 TL ve …’na ait 12/10/2018 tarihli … seri numaralı 20.000,00 TL miktarındaki çekler verilmiştir. Böylelikle davacı tarafından yapılan toplam ödeme 459.693,00 TL’dir.
… …. Ltd. Şti. 20/10/2010 tarihinde kurulmuştur. …, …, … ve … adında 4 ortağı bulunmakta iken hisse devirleri yapılmak suretiyle son olarak 15/09/2015 tarihi itibariyle … tek ortak haline gelmiştir. … aynı zamanda şirketin yetkilisidir.
İstanbul Ticaret Sicilinin … sicil sırasında kayıtlı … …. Ltd. Şti. 2015 yılı ocak ayında kurulmuştur. Şirketin kurucu ortakları 20 pay sahibi dava dışı … ile 30 pay sahibi … Ltd. Şti.’dir. Daha sonra … Ltd. Şti. 30 payının 27’sini Üsküdar 2. Noterliğinde düzenlenen 25/05/2016 tarihli … yevmiye numaralı sözleşme ile …’a devretmiş oda aynı noterlikte düzenlenen 19/11/2018 tarihli … sayılı hisse devri sözleşmesi ile 27 payının tamamını …’ne devretmiştir. … Müh. Ltd. Şti. Kalan 3 payını Üsküdar 2. Noterliğinde düzenlen 25/05/2016 tarih … yevmiye numaralı sözleşme ile dava dışı …’a devretmiş oda 12/11/2018 tarihli … yevmiye numaralı sözleşme ile …’e devretmiştir.
İstanbul 10. İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı dosyasında; alacaklı … A.Ş tarafından borçlular … …. Ltd. Şti ile … …. Ltd. Şti. hakkında 01/03/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatmıştır. Ekli 04/06/2018 tarihli ipotek akit tablosuna göre taşınmaz maliki … …. Ltd. Şti. olup alacaklı banka lehine … Ltd. Şti’nin kredi borçları için 600.000,00 TL limitli ipotek tesis etmiştir. İpotek …’ın … Ltd. Şti.’nin ortaklığından ayrılmasından önce düzenlenmiştir. Kredi sözleşmesinin asıl borçlusu … Ltd. Şti.’dir.
Adana 13. İcra dairesinin 2019/… esas sayılı dosyasında ise; alacaklı … A.Ş. , borçlular …. Ltd. Şti., … …. Ltd. Şti. ve … …. Ltd. Şti. hakkında 17/04/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatmıştır. Takip talebinin ekinde bulunan ipotek akit tablolarına göre borçlu ve taşınmaz maliki …. Ltd. Şti., bir taşınmazını kendi borcu için, bir taşınmazını kendi ve davalı … Ltd. Şti.’nin borcu için, bir taşınmazını da her üçünün borcu için ipotek vermiştir.
Çukurova ilçesi … Mahallesi … ada 1 parselde 25 numaralı bağımsız bölüm davalı … Ltd. Şti. Adına kayıtlı iken 09/03/2018 tarihinde dava dışı …’ya satılarak tapuda devredilmiştir. Diğer taraftan UYAP ortamında yapılan sorgulamaya göre, davalı … Ltd. Şti. adına kayıtlı tek bir taşınmaz bulunmaktadır. O da Çukurova ilçesi … Mahallesi … ada 4 parselde 20 kat 82 numaralı bağımsız bölümdür. Yine UYAP ortamında yapılan sorgulamaya göre, … ada 4 parselde 9. Kat 36 numaralı bağımsız bölüm bu şirket adına kayıtlı iken 3. kişiye devredilmiştir.
TOKİ Başkanlığı, idare ile … …. Ltd. Şti. arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, ancak … …. Ltd. Şti.veya …’la ilgili bilgi bulunmadığını bildirmiştir.
Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması, TMK’nun 706, TBK’nun 237, Tapu Kanunu’nun 26. ve Noterlik Kanunu’nun 60.maddeleri gereği geçerlilik koşuludur. Dolayısıyla, yasa hükümlerinin öngördüğü biçimde yapılmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir. Öte yandan, geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, yükleniciye ait olacağı kararlaştırılan bir bağımsız bölümün, yüklenici tarafından adi yazılı bir sözleşmeyle üçüncü kişiye satılması, Yargıtay’ın kökleşmiş uygulamasına göre tapulu taşınmaza ilişkin bir satış sözleşmesi değil, TBK’nın 183 ve sonraki maddelerinde düzenlenen “alacağın temliki” hükümlerine tabi bir işlemdir. TBK’nın 184. maddesinde, alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliği ise, sadece yazılı şekle tabi tutulmuş olup, resmi şekle bağlanmamıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 202. (818 sayılı BK 179) maddesi gereğince; Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.
İflas sürecinde iflas alacağı, masa borcu ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak olmak üzere üç grup alacak bulunmaktadır. İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. İflas masrafları ve masa borçlarından masa sorumlu olup, müflis sorumlu tutulamaz. İflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacaklar iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetler de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturur. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalar olup, Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. (Yargıtay 23. HD 2016/2016/2556 E. 2016/2121 K. HGK 2018/3-344 E. 2019/990 K.)
Masaya kayıt kabul davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmayıp, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi değildir. Kaldıki iflas idaresinin arabuluculuk görüşmesine katılma yetkisi de yoktur. (Kayseri BAM 6.HD 201/314 E.2021/468 K. Antalya BAM 11 HD 2020/1437 E. 2021/144 K.)
Ayrılık ilkesi gereğince, tüzel kişilik çatısı altında bir araya gelen, başka bir deyişle tüzel kişiliği oluşturan gerçek veya tüzel kişiler, oluşturdukları tüzel kişiliğin borçlarından sorumlu olmazlar. Öğreti ve uygulamada, özellikle borç ve sorumluluktan kurtulabilmek amacıyla tüzel kişiliğin bir araç olarak kullanıldığı hâllerde, tüzel kişi ve üyeleri arasındaki bu ayrılığın kaldırılarak üyelerin sorumluluğuna gidilebileceği kabul edilmektedir. Bu durum “tüzel kişilik perdesinin aralanması” olarak ifade edilmektedir. Tüzel kişiye hukuk hayatında ayrı bir hukuki varlık tanınması ancak TMK’nin 2. maddesi kapsamında kurallara uygun hareket edilmesi ve tüzel kişiliğin ortakları veya yöneticileri tarafından kötüye kullanılmaması hâlinde söz konusu olabilir. Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi; bazı şartların varlığı hâlinde, tüzel kişilik ve mal ayrılığı ilkesi dikkate alınmadan, mevcut tüzel kişiliğin arkasına saklanan gerçek veya tüzel kişinin borçtan sorumlu tutulmasını ifade etmektedir. Bu teorisi ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması ve ihtiyatlı yaklaşılması gereken bir teoridir.Tüzel kişilik perdesinin aralanmasının genel olarak üç değişik durumda mümkün olabileceği ifade edilmektedir. Birinci durum perdenin düz aralanması olarak ifade edilen şirketin borcu için şirkete ilave olarak ortakların da borçtan sorumlu tutulmasıdır. İkinci durum perdenin ters çevrilerek aralanması olarak ifade edilen ortağın borcu için ortağın yanında şirketin de borçtan sorumlu tutulmasıdır. Nihayet üçüncü durum ise perdenin çapraz aralanması olarak ifade edilen, borçlu şirketin yanında aynı ana şirkete bağlı bir şirketin sorumluluğu cihetine gidilmesidir. Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır. Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir. (Yargıtay HGK 2019/11-808 E. 2020/504 K., 11. HD 2020/6865 E. 2021/3225 K)
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davacı ile … Ltd. Şti. arasında düzenlenen 18/01/2018 tarihli taşınmaz satışına ilişkin harici sözleşmelerin resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu, bu sözleşmelerin alacağın temliki olarak nitelendirilebilmesi için … Ltd. Şti.’nin tarafı olduğu bir arsa payı inşaat sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmediği, bu yönde bir açıklama yapılmadığı, geçersiz sözleşme nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tarafların aldıklarını iade etmeleri gerektiği, davalı … Ltd. Şti’nin taşınmazın tapusunu devretmediği, aldığı toplam 459.693,00 TL satış bedelini iade etmesi gerektiği, sözleşmenin bir an için geçerli olduğu kabul edilse dahi sözleşmeye konu taşınmazın 3. kişiye devredilmesi nedeniyle ifanın imkansız hale geldiği, bu durumda 6098 sayılı TBK’nın 112. maddesi gereğince davacının zararlarını tazmin etmesi gerektiği, davalı borçlunun kusurunun bulunmadığı konusunda herhangi bir iddia yada delil getirmediği, dava tarihinden önce bu şirketin iflasına karar verildiği, davacının alacağının iflas tarihinden önce doğduğu, iflas alacağı niteliğinde olduğu, bu nedenle bu şirket hakkındaki davanın İKK’nın 235 maddesi gereğince kayıt kabul davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından … Ltd. Şti. hakkındaki davanın kabulüne, davacının 459.693,00 TL alacağının masaya kaydına karar vermek gerekmiştir.
Kayıt kabul davalarının maktu harç ve maktu vekalet ücretine tabi olduğu( Yargıtay 19. HD. 2016/4573 esas 2017/2796 karar, 2016/4573 esas 2017/2796 karar, 2007/5468 esas 2007/10950 karar, 23. HD 2018/42 esas 2020/4293 karar) gözetilerek … Ltd. Şti. hakkındaki davada buna göre hüküm kurulmuştur.
… Ltd. Şti. hakkındaki dava bakımından ise, diğer davalı şirketin ortağı …’ın … Ltd. Şti’ndeki yaklaşık %50 payını aynı şirketin diğer ortağı …’e 19/11/2018 tarihinde devrettiği, devrin davalı şirketler arasında olmadığı gibi TKK’nın 202 maddesi kapsamında işletmenin devri niteliğinde değerlendirilemeyeceği, tüzel kişilik perdesinin aralanması veya organik bağ iddiasında bulunulmadığı, muvazaa iddiasının ve davacıya zarar verme kastının ispatlanamadığı anlaşıldığından bu şirket hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Nedenleri gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davalı … Ltd. Şti hakkındaki davanın reddine,
-AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Davacının bu davalı için yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
2-Müflis … Ticaret Ltd. Şti hakkındaki davanın kabulüne,
– Davacının 459.693,00 TL alacağının Müflis …Ticaret Ltd. Şti iflas masasına davacının alacağı olarak kayıt ve kabulüne,
-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 59,30 TL’nin, peşin alınan 7.850,41 TL harçtan mahsubu ile fazla 7.791,11 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
-AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacının alacağı olarak iflas masasına kaydına,
-Davacı tarafından yapılan 485,50 TL yargılama giderinin davacının alacağı olarak iflas masasına kaydına,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Başkan …
E-İmza

Üye …
E-İmza

Üye …
E-İmza

Katip …
E-İmza