Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/577 E. 2021/1133 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/577 Esas – 2021/1133
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
ASLİYE TİCARET 2. MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/577
KARAR NO : 2021/1133

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : 2- … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLLERİ : … – …

DAVALI : 3- … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 10/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Davacı tarafından açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.03.2019 tarihinde davalı … sevk ve idaresinde olan … plakalı araç ile seyir halinde iken müvekkiline çarparak basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve hayati fonksiyonları tehlikeye düşürecek ölçüde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilim olayda yolcu konumunda olduğunu ve herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle günlerce yataktan kalkamadığını, çalışamaz ve ihtiyaçlarını gideremez hale geldiğini, müvekkilin tedavisi halen devam etmekte olduğunu, baston veya koltuk değneği ile yürüyebildiğini, mevcut zararın karşılanması için sigorta şirketine müracaat edildiğini ancak şirket tarafından başvurularının olumlu bir şekilde neticelendirilmediğini, müvekkilinin kaza sonrasında aldığı darbe sonucunda aylarca yataktan kalkamadığını, acısının parayla ölçülmesinin mümkün olmadığını, belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ara buluculuk dava şartının yerine getirilmediği, eksik başvuru yapıldığı kusur, maluliyetin tespitinden sonra hatır taşıması defi ileri sürerek davanın reddini talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli maluliyet tazminatı taleplidir.
Mahkememizin 15.06.2021 tarihli duruşma zaptının 1 maddesinde 6.000,00-TL teminat yatırması için davacı adına 6 haftalık kesin süre verildiği ve kesin süre içinde davacı tarafından teminatın yatırılmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş, aynı maddenin ikinci bendinde, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48/1. maddesinde “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.” hükmü düzenlenmiştir. 5718 sayılı Kanun’da teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır.
5718 sayılı Kanun’un 48/2 maddesinde ise “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.” hükmü yer almaktadır. Buna göre Türk hakimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az önce belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; akit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan akit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
5718 sayılı Kanun’da öngörülen teminat yükümlülüğü dava açmanın ön koşulu olup, mahkemece resen gözetilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesini ihtirazı kayıtla onaylamış, mülteci tabirinin tanımlanması noktasında tarih ve coğrafi bakımından sınırlandırma getirerek sözleşmeye taraf olmuştur. 1967 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna dair Protokole de, ihtirazi kayıt ve coğrafi sınırlama bakımından yapılan deklarasyon baki kalmak şartıyla katılmıştır.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 61. maddesinde “mülteci” tanımlamasına yer verilmiştir. Madde metnindeki tanımlama karşısında, il göç idaresi yazı cevabına göre davacının mülteci statüsünde bulunmadığı sabittir. Bu halde, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesinin 16. maddesinin somut olayda uygulanma kabiliyeti yoktur.
Suriye Arap Cumhuriyeti, 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesinin tarafı olmadığından, bu sözleşmenin 17. maddesinin de eldeki davada uygulanması mümkün değildir.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 88. maddesinde, uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler, karşılıklılık şartından muaf tutulmuştur. Aynı Kanun’un 61, 62 ve 63. maddelerindeki hükümler dikkate alındığında, uluslararası koruma çeşitlerinin “mülteci”, “şartlı mülteci” ve “ikincil koruma” statüleri olarak tanımlandığı görülmektedir.
6458 sayılı Kanun’un “geçici koruma” başlıklı 91. maddesinde ise, “(1) Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” düzenlemesi vardır. Gerek 6458 sayılı Kanun’da gerekse Geçici Koruma Yönetmeliği’nde, geçici koruma sağlananların teminat gösterme yükümlülüğünden ya da karşılıklılık şartından muaf olduklarına dair bir düzenleme yoktur. O halde, geçici koruma sağlananlar, teminat gösterme yükümlülüğünden ve karşılıklılık şartından muaf değildir (Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk 7. Dairesinin, 22.04.2021 tarih ve 2020/1299 E-2021/533 K sayılı ilamı).
Hülasa, HMK 84 ve devamı maddelerindeki düzenlenemeler gereğince davacının yabancı uyruklu (Suriye) olduğu, Suriye Arap Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında mütekabiliyet anlaşması olmadığı, teminat gerektirmeyen halleri kapsayan bir durum da olmadığı gözetilerek yargılama giderlerini karşılamak üzere 6.000,00-TL teminatın HMK 114-(ğ) ve 115-2 gereğince 6 haftalık kesin süre içerisinde yatırılmasına, aksi halde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceğinin ihtar edildiği, ayrıca davacı hakkında Adana İl Göç idaresine davacının 6458 sayılı kanun kapsamında şartlı mülteci veya ikincil koruma statüsü kapsamında olup olmadığının sorulduğu, cevabı yazıda …’ın şartlı mülteci veya ikincil koruma statüsüne dair herhangi bir kaydının olmadığı, dolayısıyla 6458 sayılı kanunun tanımış olduğu teminat gösterme yükümlülüğünün yada karşılıklılık şartından muaf olmadığı, davacının teminat yatırması gerekirken verilen kesin süre içerisinde teminat yatırmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 59,30-TL harçtan peşin alınan 69,00-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 9,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesaplanan 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Anonim Şirketi’ne ödenmesine,
5-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesine göre, karar kesinleştikten sonra talep sahibine elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden, yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine, (gönderme masrafının avanstan karşılanmasına ),
Dair, davalılardan … ve …’un yüzüne karşı, davacının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe veya zabıt katibine yapılacak beyanla Adana İstinaf Mahkemesi’nin ilgili dairesine gönderilmek üzere Mahkememize yapılacak olan istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi10/12/2021

Katip …

Hakim …

e- imzalıdır e- imzalıdır