Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/503 E. 2021/1018 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/503 Esas
KARAR NO : 2021/1018

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … -…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketle 5 yıllık akaryakıt istasyonlu bayilik sözleşmesi imzaladığını ve tarafların üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmeyi taahhüt ettiğini, bu sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından davalı şirkete ödenen 503.840,00 TL’lik akaryakıt bedeline karşılık sadece 276.323,02 TL tutarında akaryakıt gönderildiğini, kalan 227.516,98 TL için akaryakıt teslim edilmediğini, paranın da iadesinin yapılmadığını, müvekkiline bakiye alacak için akaryakıt faturası kesilmediğini, gerekli ihtarname ve yazışmalar yapıldığını ancak sonuçsuz kalması üzerine bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, bunun üzerine davalı tarafından kar mahrumiyetinden ve cezai şarttan kaynaklanan alacağın tahsili için Adana 2. ATM’nin 2015/… esas sayısına kaydedilen davanın açıldığını, 2019/… karar sayılı karar ile; müvekkilinin alacaklarının doğrulanarak davanın reddine karar verildiğini, alacağın tahsili için Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazların iptaline, icra takibinin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ;Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında daha önceden yapılmış bir akaryakıt sözleşmesi mevcut olduğunu, ancak müvekkil şirketin bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davacı vekilinin iddialarının tamamen asılsız olduğunu, somut hiçbir delil bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili hakkında muaccel ve müeccel hiçbir alacağı bulunmamadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava İİK’nun 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davası olup deliller bu çerçevede toplanarak değerlendirilmiştir.
Davanın, 6102 sayılı TTK’ nın 5/A maddesi gereğince; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu ticari davalardan olduğu, 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibraz edildiği, dava şartının yerine getirildiği görülmüştür.
Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyasında, davacı tarafından davalı aleyhine 27/02/2020 tarihinde 227.516,98 TL teslim edilmeyen mal bedeli ve 142.018,91 TL işlemiş %15 ticari temerrüt faizi olmak üzere toplam 369.535,89 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Süresinde yapılan itiraz üzerine takip durmuştur.
Taraflar arasında 04/02/2015 tarihinde İstasyonlu bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 4/g maddesinde; satış bedelinin bayi (…) tarafından peşin ödeneceği belirtilmiştir.
Davacı … Ağrı 4. Noterliğinden keşide ettiği 01/07/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile toplam 503.841,00 TL ödeme yaptığını, kendisine 276.323,02 TL tutarında akaryakıt gönderildiğini belirterek gönderilen paradan kalan 227.516,98 TL tutarındaki akaryakıtın 7 gün içerisinde teslimini istemiştir. Bu ihtarname 10/07/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı bu kez 20/07/2015 tarihinde Ağrı 4. Noterliği’nden … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek, sözleşme şartlarına uygun şekilde akaryakıt gönderilmediği, ihtarnamelere rağmen geri ödeme yapılmadığı ve yakıt teslim edilmediğini belirtilerek bayilik sözleşmesinin feshedildiğini bildirmiştir.
Davacı, Ağrı İcra Dairesi’nin 2015/… esas sayılı icra dosyasında 08/04/2019 tarihinde 227.516,98 TL asıl alacak, 931,88 TL (01/07/2015-14/07/2015 arası ) işlemiş faiz olmak üzere 228.448,86 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatmıştır. Borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine Ağrı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… E sayılı sırasına kaydedilen itirazın iptali davası açılmıştır. Mahkemenin 2017/… K sayılı kararı ile; yetkili icra dairesince yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karar 10/09/2018 tarihinde kesinleşmiştir. Ağrı İcra Müdürlüğü’nün 2015/… E sayılı dosyasında; 21/03/2019 tarihinde talepte bulunularak dosyanın yetkili Adana İcra Dairesi’ne gönderilmesi istenmiştir. Dosya Adana 6. İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sırasına kaydedilmiş, bu dosyadan gönderilen ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… E. sayılı itirazın iptali davası açılmıştır. Mahkemenin 2020/… K sayılı kararı ile; Ağrı İcra Dairesi’nin 2015/… E sayılı dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesi için süresinde talepte bulunulmadığı, dolayısıyla Adana’da da usulüne uygun bir icra takibi yapılmadığından bahisle davanın dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce; Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… E 2020/… K sayılı dosyasının, eldeki dava için derdestlik oluşturabileceği veya Ağrı İcra Dairesi’nin 2015/… esas sayılı (Adana 6. İcra Dairesi’nin 2019/… E ) icra dosyası karşısında, eldeki davanın konusunu oluşturan Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyasının mükerrer açılmış bir takip olabileceği düşünülerek 2020/… sayılı kararın kesinleştirilmesi istenmiştir. Ancak Ağrı İcra Dairesi’nin 2015/… E sayılı dosyasının, Ağrı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… E 2017/… K sayılı kararının kesinleşmesinden itibaren …nun 50.maddesinin yollaması ile HMK 20.maddesi gereğince 2 haftalık süre içinde yetkili icra dairesine gönderilmesi istenmediği için söz konusu takip açılmamış sayılmalıdır. Yasal süre geçtikten sonra talep edilmesi üzerine icra dosyasının Adana’ya gönderilmesi ve yeni bir esas alması nedeniyle Adana 6. İcra Dairesi’nin 2019/… E sayısına kaydedilen icra takibi öncekinin devamı olmadığı gibi geçerli bir icra takibi de değildir. Şu halde eldeki davanın konusunu oluşturan Adana 8. İcra Dairesi’nin 2020/… E sayılı dosyası açısından mükerrerlik oluşturabilecek bir icra takibi bulunmamaktadır. Aynı sebeple ve ayrıca icra dosyalarının farklı olması sebebiyle derdestlik durumunun da söz konusu olmayacağı kabul edilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2007/1940 E 2007/3421 K )
… Ltd. Şti. Tarafından, … aleyhine 19/08/2015 tarihinde açılan ve mahkememizin 2015/… E. Sayısına kaydedilen davada, istasyonlu bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinden bahisle kar mahrumiyeti ve cezai şarttan kaynaklanan alacağın tahsili istenmiştir. Mahkememizin 2019/… K. Sayılı kararı ile; ” 04.02.2015 tarihinde bayilik sözleşmesinin 4 g maddesi gereğince, bayiye satışın peşin bedelle yapılacağı, vadeli satış yapıldığı takdirde geri ödeme şart ve vadelerinin MFD’nin tayin ve tespit edeceği, sözleşmenin J bendinde ise yıllık satış taahhütlerinin gerçekleştirilmemesi halinde MFD’nin süresinden evvel sözleşmeyi fesih hakkına haiz olduğunun düzenlendiği, bayinin sözleşmenin yürürlük süresinden itibaren doksan gün içinde akaryakıt ve sair ürün almaya başlamak zorunda olduğu, sözleşmenin bayinin sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle MFD tarafından ya da haksız suretle bayi tarafından feshedilmesi halinde bayi, MFD’nin bu yüzden doğabilecek menfi ve müspet zararlarını ödemekle yükümlü olduğu, sözleşmede doğrudan doğruya cezai şart ön gören her hangi bir hükmün yer almadığı, bayi tarafından aylık veya yıllık taahhüt edilen akaryakıt tutarının belirtilmediği, davalının davacıya 503.840,00-TL ödeme yaptığı, yine davalı defterlerinin üzerinde yapılan incelemede 276.323,02-TL fatura ve otomasyon iletişim bedeli olarak fatura düzenlendiği, davalının davacıya 227.516,98-TL fazla ödemesinin görüldüğü davalı ticari defter ve belgelerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı halde yapılan ödemelerin banka dekontlarıyla belgelendirildiği, davacı tarafın düzenlediği faturaların davalı defterlerinde kaydedilmiş olduğu, bu faturalar dışında her hangi bir fatura düzenlenmediği, tarafların ticari defter ve belgelerin lehine delil niteliği taşımasa da aleyhine olan kayıtlar dikkate alındığında davacının davalıdan 503.840,00-TL ödeme aldığı, buna karşılık 276.323,02-TL’lik fatura düzenlediği, bakiye olan 227.516,98-TL davalının davacıdan alacaklı olduğu, davacı tarafından bedeli ödendiği halde gönderilmeyen akaryakıt olduğu, dolayısıyla davalının sözleşmeyi fesihte haklı olduğu, sözleşmede belirlenen herhangi bir cezai şart olmadığı gibi buna ilişkin talebinin de yerinde olmadığı, davacının talep etmiş olduğu kar mahrumiyetinin ise sözleşmede açıkça belirtilmediği ve bu nedenle talepte bulunulamayacağından ” bahisle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar 01/05/2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu karara dayanak alınan 11.09.2018 tarihli raporda özetle; davacının 2015 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davalı defterlerinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden davalı tarafın davacıya 503.840,00-TL ödeme yaptığı, ödemelerin banka dekontu ile sabit olduğu, davacının davalıya fatura düzenlendiği iddia edilmiş ise de dava dosyasına herhangi bir fatura ibraz etmediği gibi ibraz edilen defterler arasında da davacının davalıya düzenlediği faturaya rastlanmadığı, ancak davalı tarafın defterlerindeki kayıtlara göre davacı tarafın davalıya 276.323,02-TL akaryakıt ve otomasyon iletişim bedeli faturası düzenlediği, davacının davalıya 227.516,98-TL’lik akaryakıtı göndermediği belirtilmiştir.
Mahkememizin 2015/… E sayılı dosyasında; tarafların ticari defter ve belgelerin incelenmiş olması, dosyanın taraflarının aynı olması ve 2019/… K. Sayılı kararın kesinleşmiş olması nedeniyle tarafların ticari defter ve belgeleri yeniden incelenmemiştir. Söz konusu dosyada alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların ticari defterlerinin sahibi lehine delil teşkil edecek nitelikte olmadığı, ancak davacının banka havalesi ile davalıya toplam 503.840,00 TL gönderdiği, davalının 276.323,02 TL tutarında fatura gönderdiği, bu faturaların davacı defterlerine kaydedildiği, davalının vermiş olduğu mal veya hizmet karşılığında bunlar dışında başka bir fatura göndermediği, bu yönde bir iddiasının da bulunmadığı, davacının 227.516,98 TL tutarında fazla ödemesinin olduğu, karşılığında herhangi bir mal ve hizmet verilmediği, davalının aksini ispatlayacak herhangi bir delil ibraz etmediği, dava tarihinden önce gönderilen ihtarnamenin 10/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede belirlenen 7 günlük sürenin dolduğu, 18/07/2015 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü, tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın ticari işletmelerden kaynaklandığı ve avans faizi istenebileceği, icra takip talebinde %15 oranında ticari temerrüt faizi istendiği, bu nedenle %15 oranından fazla olmamak üzere değişen oranlarda avans faizi hesaplanması gerektiği kabul edilmiştir. (Yargıtay 19.H.D 2018/325 E 2019/3969 K) Ek rapor alınmasına gerek olmaksızın usul ekonomisi de gözetilerek 18/07/2015 tarihinden icra takibinin başlatıldığı 27/02/2020 tarihine kadar değişen oranlarda avans faizi esas alınarak (%15 oranından fazla olmamak üzere) hesaplama mahkememizce re’sen yapılmıştır. Buna göre:
18/07/2015 -31/12/2016 dönemi yıllık %10.50 oranında olmak üzere =35.303,05 TL
01/01/2017 – 30/06/2018 dönemi yıllık %9.75 oranında olmak üzere = 33.582,45 TL
01/07/2018 – 31/12/2019 döneminde avans faizi oranı %19.50 olmasına rağmen taleple bağlı kalındığında %15 oranı esas alındığında =51.949,71 TL,
01/01/2020 – 27/02/2020 dönemi yıllık %13.75 oranında olmak üzere = 4.953,23 TL
Sonuçta takip tarihine kadar hesaplanan toplam avans faizi 125.788,44 TL olarak belirlenmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; davanın 227.516,98 TL asıl alacak, 125.788,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 353.305,42 TL üzerinden kısmen kabulü ile itirazın bu miktar üzerinden iptaline , hüküm altına alınan kısmın likit ve alacağın bu kısmına yapılan itirazın haksız olduğu gözetilerek davacı lehine inkar tazminatına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
Davalının Adana 8. İcra Dairesi’nin 2020/… E sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 227.516,98 TL asıl alacak ve 125.788,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 353.305,42 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %15 oranından fazla olmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında olmak üzere 70.661,00 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 24.134,30 TL’den peşin alınan 4.463,07 TL harçtan mahsubu ile bakiye 19.671,23 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 4.463,07 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-A.A.Ü.T. Gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 33.181,38 vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-A.A.Ü.T. Gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 106,40 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre hesaplanan 101,72 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan masrafın davacının üzerinde bırakılmasına,
6-T.C. Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenmesine karar verilen 1.320,00 TL Arabuluculuk Ücretinin 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A ve HUAK Yönetmeliğinin 25-26. Maddeleri gereğince, 6183 sayılı kanuna göre davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
7-Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek taraf vekillerin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza