Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/271 E. 2021/709 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/271
KARAR NO : 2021/709

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -(V.N. …)

VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … -(V.N. …)

VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. … –
Av. … – …
Av. … – …

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2020
KARAR TARİHİ : 08/09/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülen Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın ticari ilişki içerisinde olduğu davalı firmadan 03/07/2019 tarihli satın alma sipariş formu ve mail yazısı ile 08/07/2019 tarihinde şirketin … adresine teslim edilmek üzere belli evsaf ve özelliklerde malzeme sipariş ettiğini, müvekkili firmanın daha önce verilen siparişlerini de davalı firmanın zamanında teslim etmediğini, ancak davaya konu 03/07/2019 tarihli sipariş formundaki ürünleri 08/07/2019 tarihinde teslim etmesi gerekirken müvekkilinin adresine 02/08/2019 tarihinde teslim ettiğini, 08/07/2019 tarihinde teslim etmesi gereken ürünlerin teslim edilmemesi üzerine davalı firma ile görüşme yapıldığını, mağduriyetini dile getirdiğini, davalının geç teslimat yapacağını anlayınca piyasadan araştırma yaptıklarını, yurt dışında bulunan müşterisinin istediği evsaftaki ürünü kısa sürede ve istenilen ölçülerde hazırlayacak firma bulamadıklarını, bu sebeple davalının teslimatı bir an önce yapmasını beklemek zorunda kaldıklarını, davalı firmanın 03/07/2019 tarihli satın alma sipariş formundaki ürünleri müvekkile geç teslim etmesi yüzünden müvekkilinin yurt dışında müşterisi olan … firmasına geç teslim ettiğini, bu geç teslimden dolayı ceza ödediklerini belirterek geç teslim yüzünden uğramış oldukları zarardan kendilerine kesilen kısma isabet eden toplam 47.200,00 TL ‘nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ;Davalı vekili 07/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemesinin müvekkili firmanın iş yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, 03/07/2019 tarihli satın alma sipariş formu ve 30/07/2019 tarihli sevk irsaliyesinde sipariş edilen mal ile sevk edilen malların farklı olduğunu, bu farklılığın sebebinin 03/07/2019 tarihli form ile kendilerine iletilen siparişin daha sonra telefon ile değiştirilmiş olduğunu, davacı şirkete telefon ile bildirilen siparişin teslimatının aynen yapıldığını, ilgili malların satışına dair davacı şirket tarafından müvekkili şirkete gerekli ödemelerin yapıldığını, bu nedenle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı şirketin dava dışı … firma … ile arasında meydana gelen uyuşmazlığı haksız olarak kendilerine rücu etmeye çalıştıklarını, davacı tarafın ürünün tesliminin geç kaldığına ilişkin taraflarına hiçbir şekilde ihtar, yazılı ve sözlü uyarı yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın, 6102 sayılı TTK’ nın 5/A maddesi gereğince; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu ticari davalardan olduğu, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibraz edildiği, dava şartının yerine getirildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava hazır olmayanlar arasında kurulan yazılı olmayan sözleşmeye istinaden davacının e-mail üzerinden oluşturulan sipariş formunda belirtilen ürünlerin yine aynı formda belirtilen teslim tarihinde davalı tarafça teslim edilmemesi üzerine davacının dava dışı şirkete ürünleri zamanında teslim edememesi üzerine kesilen 47.200 TL cezanın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen bilirkişi … 23/03/2021 tarihli raporunda; davacı … Ltd. Şti. ‘nin talep ettiği ürünlerin talebe uygun olarak ancak 25 gün geç teslim edildiğini, terminin … Ltd. Şti. Firmasının talebinde belirtilen 05/07/2019 tarihinden sonra 02/08/2019 tarihinde teslim edilebildiğini, geç teslim edilen ürünlerin dava dışı … firmasına gönderildiğini, … firmasının bu gecikme nedeniyle … firmasına ceza kestiğini ve … firma alacağına blokaj koyduğunu, bu cezayı … firmasının davalı firmaya yansıtmaya çalıştığını, ancak davalı firmanın ödemeyi reddettiğini, bu şartlarda davacı firmanın zarara uğradığının dosya kapsamından anlaşıldığını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamından anlaşılan nedenlerle: Sözleşmelerin karşılıklı ve birbirine uyun irade beyanı ile kurulduğu, 6098 sayılı TBK’da ‘ sözleşme tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması açık veya örtülü olabilir’ şeklinde sözleşmenin kuruluşu yönünde düzenlemenin bulunduğu, sözleşmenin kurucu unsurlarının öneri ve kabul olduğu, icabın (öneri) karşı tarafa yöneltilmesi ile sonuç doğran bir hukuki işlem olduğu karşı tarafın kabul beyanı ile sözleşmenin kurulduğu, sözleşmelerin hazır olanlar ve hazır olmayanlar arasında yapılmasına göre öneri ve kabule yönelik sürelerin, bağlayıcılık durumlarının ve bu iki unsura yüklenilen hukuki sonuçları değiştiği, dosyamız kapsamında taraflar arasındaki sözleşmenin hazır olmayanlar arasında yapıldığının sabit olduğu, davacı tarafından davaya konu ürünlerin siparişinin verildiği 03.07.2019 tarihli e mailin bulunduğu, e mail ile oluşturulan sipariş formunda teslim tarihi olarak 08.07.2019 tarihinin yazılı olduğu, davacı tarafça karşı tarafa gönderilen E-mailin öneri niteliğinde olduğu, hazır olmayanlar arasında yapılan önerilerin, zamanında ve geçerli olarak hazırlanmış cevabın ulaşacağı dakikaya kadar onu yapan kişiyi bağladığı, “Hazır olmayan”dan maksatın, öneriye hemen cevap verebilecek durumda olmayan kişi olduğu, kabulün ise yapılan bir öneriye karşılık muhatap tarafından öneriyi yapana yöneltilen ve sözleşmeyi öneriye uygun olarak meydana getirme arzusunu kesin olarak ifade eden irade beyanı olduğu, kabul beyanının söz konusu olması için karşı tarafın yönelttiği bir irade beyanının bulunması gerektiği, yöneltilmeyen irade beyanının sözleşmeyi kurmayacağı, Kabulün , “teklifinizi kabul ediyorum”, “mutabıkız” gibi açık bir irade beyanıyla yapılabileceği gibi zımni (örtülü) olarak da yapılabildiği, kural olarak, “susmanın” hukukta bir irade beyanı olmadığı ve öneriye karşı bir cevap vermeyen (susan) muhatabın öneriyi kabul etmiş sayılmayacağı, hatta öneriyi yapan önerisinin reddedildiği bildirilmezse muhatabı öneriyi kabul etmiş sayacağını önerisinde belirtmiş olsa dahi sonucun değişmeyeceği, zira kimsenin, kendi sebep olmadığı bir beyanı (soruyu) cevaplamakla yükümlü tutulayacağı ancak kanunen red cevabı vermek zorunluluğu varken muhatap susmuşsa bu davranışın kabul teşkil edeceği ve sözleşmenin kurulacağı, davalı tarafça davacının öneri mahiyetinde olan e-mailine herhangi bir irade açıklaması ile geri dönüş yapılmadığı dosya içerisinde aksini gösterir bir belgeninde bulunmadığı, susmanın kabul anlamına gelebilmesinin tek şartının kanunen bir zorunluluk olması halinde mümkün olduğu, taraflar arasında böyle bir zorunluluğunda bulunmadığı, sözleşmenin kurucu unsurlarından olan kabulün bulunmadığı, önerinin üzerinden uzuncu bir zaman geçmiş olmasına rağmen makul sürede kabul beyanında bulunulmadığı, bu nedenle davacı tarafça gönderilen öneriye yönelik irade beyanı olmadığı için aralarında kurulmuş bir sözleşme ilişkisininde olmadığı, bu bakımdan davacının kurulmayan bir sözleşmeye yönelik geç teslimden kaynaklı zararların tazminini isteyemeyeceği, davacı tarafça 03.07.2019 tarihli e-mail ile istenilen ürünlerin, davalı tarafça 30.07.2019 tarihli sevk irsaliyesi düzenlenerek gönderilen ve 02.08.2019 tarihinde teslim edilen ürünlerin artık ilk iradeden farklı olarak yeni bir sözleşme ilişkisini oluşturduğu, davalının malları göndermesinin yeni bir öneri olduğu davacı tarafça ürünlerin teslim alınmasının ise kabul niteliğinde bir irade beyanı olduğu ilk olaydan bağımsız yeni bir sözleşme ilişkisinin kurulduğunun anlaşıldığı, davacının bir önceki siparişininde bu şekilde gerçekleştiği ancak o ilişkinin söz konusu olaydan tamamen bağımsız olduğu değerlendirilerek davanın açıklanan nedenlerle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 59,30 TL harcın peşin alınan 806,06 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 746,76 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesaplanan 6.936,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesine göre, karar kesinleştikten sonra talep sahibine elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden, yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine, (gönderme masrafının avanstan karşılanmasına )
6-T.C. Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenmesine karar verilen 1.320,00 TL Arabuluculuk Ücretinin 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A ve HUAK Yönetmeliğinin 25-26. Maddeleri gereğince, 6183 sayılı kanuna göre davacıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek taraf vekillerin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/09/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza