Emsal Mahkeme Kararı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/908 E. 2021/959 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/908 Esas – 2021/959
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ADANA
ASLİYE TİCARET 2. MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/908 Esas
KARAR NO : 2021/959

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15.10.2019
KARAR TARİHİ : 03.11.2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Davacı tarafından açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş’nin varlık yönetim şirketi olduğunu, … A.Ş. ile birleştiğini, müvekkili şirketin … iştiraki olduğunu ve bu nedenle harçtan muaf olduğunu, müvekkili şirketin alacağı için Adana 9. İcra Müdürlüğünün 2019/… E (eski esas 2013/…). Sayılı yapılan icra takibinin itirazen durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu, alacak için Kayseri 4. Noterliği 15/10/1999 … yevmiye numarası ile kat ihtarının yapıldığını, davalı tarafın itirazının iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı …’nin sunmuş olduğu dilekçesinde, zamanaşımı itirazının bulunduğunu, davayı kabul etmediğini, karşı taraf ile anlaşıldığını ve bu nedenle tüm hacizlerin kaldırıldığını, davanın reddini talep ettiğini beyan etmiştir.
Diğer davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine davalının süresinde yaptığı itirazın iptali talebine ilişkindir.
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/…. 2019/… K. sayılı dosyası gönderme kararı nedeniyle mahkememize geldiği görüldü.
Adana İcra 9. Müdürlüğüne ait 2013/… esas sayılı dosyası, …, … A.Ş tarafından mahkememize sunulan genel kredi sözleşmesi, Kayseri 4. Noterliği tarafından gönderilen ihtarname ve ihtarnamenin tebliğine ilişkin mazbatalar mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Adana İcra 9. Müdürlüğüne ait 2013/… esas sayılı dosyası mahkemiz dosyası arasına alındığı, dosyanın incelenmesinde; alacaklının … A.Ş borçluların … Limited Şirketi, … ve … olduğu, takibin 1.609,01-TL asıl alacak, 17.453,31-TL işlemiş faiz ve 52,95-TL masraf olmak üzere toplam 19.115,27-TL üzerinden başlatıldığı görülmüştür.
Bilirkişi …’e ait 28.09.2020 havale tarihli ön raporunda; icra takip detayında görülen 1.609,01-TL asıl alacağa dair dava dosyasındaki dekontlar ile açılan icra takip detayının uyuşmadığını, dava dışı banka nezdindeki kredi hesap ekstreleri ve dava dışı firmanın vadesiz hesap ekstresinin ve davalının varsa ödemiş olduğu tüm ödemelerin dosyaya sunulması halinde rapor hazırlanabileceği yönünde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi …’e ait 30.03.2021 tarihli kök raporunda; dava dışı … A.Ş ve dava dışı … … Ltd. Şti. Borçlu … ve …’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kredili çalışmalar yapıldığını, dava konusu kredili çalışmaların dayanağının 2.000,00-TL tutarında genel kredi sözleşmesi kapsamında olduğunu, dayanak genel kredi sözleşmesi alındığı 818 sayılı kanun hükümlerine tabi olduğu ve kredili çalışmalarında teminat mektubu şeklinde kullandırımların yapıldığı, söz konusu teminat mektuplarının toplam 1.604,01-TL üzerinden tazmin edilmesi ile dava dışı … A.Ş nezdinde dava dışı … …. Ltd. Şti’nin 15.10.1999 tarihinde davalının hesabının kat edilip Kayseri 4. Noterliğinin … yevmiye no gereği tüm borcun muacceliyet ihtarnamesi olarak 24 saat süreli olarak davalılara ihtar edildiğini, davalıların 18.10.1999 tarihinde tebligatların yapıldığı 20.10.1999 itibari ile temerrüte düştükleri, dava dışı bankanın 30.11.1999 tarihi itibari ile …’ye devredildiği, tüm hak ve alacaklarının … tarafından davaya konu krediler nedeniyle takip ve dava dosyalarının tüm hak ve alacaklarının …’ye devredildiğini, …’nin ise 09.03.2006 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmesi ile davaya konu kredi alacağı temlik sözleşmesi ile davaya konu kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağını … A.Ş’ye devrettiğini, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 141.maddesi uyarınca fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin 20 yıl olması nedeniyle davaya konu alacakların zamanaşımına uğramamış olduğu, 818 sayılı yürürlük kanunu gereği kefillerin 21.05.1999 tarihli 2.000,00-TL tutarındaki her birine ait kefaletten kaynaklı sorumluluklarının devam ettiği, müteselsil kefalet m. 487’de kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhde etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel kefil aleyhine takibat icra edebilir bu babın hükümleri bu nevi kefalette tatbik olunur. Kefilin mesuliyeti; madde 491 borçlunun iflası sebebi ile asıl borçlu vadenin hululünden evvel muacceliyet kesbetse bile, kefil, asıl borcun ifası için tayin olunan vadeden evvel borcu ödemeye icbar olunamaz. Asıl borcun muacceliyet kesbetmesi evvelce borçluya ihbar vukuuna mütevakkıf ise bu ihbar kefile de icra olunmak lazım gelir. Kefil hakkında borcun muacceliyet kasbetmesi ihbar gününden başlar.

TALEP EDİLEN
HESAPLANAN
ASIL ALACAK
1.609,01
1.604,01
TEMERRÜT FAİZİ
17.453,31
16.903,64
MASRAF
52,95
0,00
TOPLAM
19.115,27
18.507,65
Masraf dekontunun ilave edilmediği yönünde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi …’e ait 05.07.2021 tarihli ek raporunda; davacı banka nezdinde davaya konu tanzim edilen kredilere dair 15.10.1999 kat tarihi itibariyle 1.604,01-TL bakiye temerrüt tarihi 20.10.1999 sonrası değişen oranlarda faiz oranı uygulandığı yönünde rapor sunulmuştur.
İtirazın iptali davası; takip talebine itiraz edilen alacaklı tarafından itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde borçluya karşı açtığı bir eda davasıdır. Ancak normal bir eda-alacak davasından farklı olarak icra takibi içerisinde açılır ve takip hukukuna özgü bir takım sonuçlar doğurur. İİK 67 maddesi uyarınca, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ret veya hükmolunan meblağın %20’den aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı … … Ltd. Şti’nin asıl borçlu … ve …’nin sözleşmede kefil oldukları dava dışı … A.Ş tarafından dava dışı şirkete teminat mektupları verildiği, verilen teminat mektuplarının tazmin edildiği, 15.10.1999 tarihinde davalının hesabının kat edilip Kayseri 4. Noterliğinin … yevmiyeli kat ihtarnamesi ile 24 saat süreli olarak davalılara ihtar gönderildiği, davalılara 18.10.1999 tarihinde tebligatların yapıldığı 20.10.1999 itibari ile temerrüte düştükleri, dava dışı bankanın tüm hak ve alacaklarının 30.11.1999 tarihi itibari ile …’ye devredildiği, …’nin ise 09.03.2006 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmesi ile davaya konu kredi alacağını … A.Ş.’ye devrettiği, … A.Ş.’nin ise … A.Ş. ile birleştiği genel kredi sözleşmesinde davalıların kefaletlerinin eski borçlar kanunu dönemindeki kefalet şartlarına tabi olduğu ve kefaletlerinin geçerli olduğu, genel kredi sözleşmesinin 21.05.1999 tarihinde düzenlendiği, davaya konu kredinin kullandırılma tarihi, hesap kat ihtarı ve buna göre alacağın muaccel hale gelmesi, Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde gerçekleştiği, ancak 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği, Türk Borçlar Kanunu’nun Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun’un 1. maddesinin son cümlesinde ”….Ancak Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiili ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye Türk Borçlar Kanunu’nun hükümlerine tabidir” denildiği, bu durumda somut olayda borcun sona ermesiyle ilgili olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun hükümlerinin uygulanması gerektiğinin açık olduğu, Türk Borçlar Kanununun 598/4. maddesinde ”Kefalet 10 yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak 10 yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı, davalıların müteselsil kefil olduğu sözleşmelerin tarihinin 21.05.1999 olduğu, Türk Borçlar Kanunu’nun 598/3. maddesi uyarınca, sözleşmelerin kurulduğu tarihten 10 yılın geçmesiyle kefaletin sona ereceğinin kabul edilmesi gerektiği, 6101 sayılı Kanun’un 5/2. maddesinde Türk Borçlar Kanunu ile hak düşürücü sürenin ilk defa öngörülmesi ve bu sürenin kanunun yürürlüğünden önce dolmuş olması halinde hak sahiplerine yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayarak bir yıllık ek süreden yararlanabilme imkanının getirildiği, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce 2009 tarihine kefalet için öngörülen 10 yıllık sürenin dolduğu, kanunun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği ve bu tarihten itibaren hak sahiplerine bir yıllık sürenin tanındığı ve bu sürenin de 01.07.2013 tarihi itibariyle dolduğu, davaya esas icra takibinin ise 27.05.2013 tarihinde yapıldığı, buna göre yasayla tanınan ek süre içerisinde takibe dayalı olarak davanın açıldığı, açılan takip ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, bilirkişi tarafından sunulan raporda dava dışı bankanın dayanak sözleşme ve genelge gereğince 30.11.1999 tarihine kadar faiz oranının %130 olup sözleşme gereğince %50 fazlasının %195 olacağı bu tespitin hesap hareketlerine göre belirlendiği, 18.10.199 – 01.01.2000 tarihleri arası %134 faiz uygulandığı, temerrüt faizinin ise %35,5 olduğu, bilirkişinin de buna göre yaptığı hesaplamanın yerinde olduğu, davacı varlık şirketinin 1.604,04-TL asıl alacak 16.903,64-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.507,65-TL üzerinden takibin devamı gerektiği, takip dayanağı alacağın genel kredi sözleşmesine dayalı tazmin edilen teminat mektubu olması nedeniyle likit olduğu, borçlunun takibe itirazında borcu ödediğini bildirmiş ise de buna ilişkin her hangi bir belgenin sunulmadığı anlaşıldığından davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile;
1-)Adana İcra 9. Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takibe yapılan itirazın kısmen iptali ile 1.604,01-TL asıl alacak, 16.903,64-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.507,65-TL üzerinden takibin devamına,
2-)Hüküm altına alınan alacağın %20 oranında olmak üzere 3.701,53-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

3-)Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 1.264,25-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-)AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-) Davalılar kendisini bir vekille temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-)Davacının yapmış olduğu 1.549,11-TL yargılama giderinden kabul ve red oranları göz önünde bulundurularak 1.499,86-TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, geri kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesine göre, karar kesinleştikten sonra talep sahibine elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden, yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine, (gönderme masrafının avanstan karşılanmasına ),
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe veya zabıt katibine yapılacak beyanla Adana İstinaf Mahkemesi’nin ilgili dairesine gönderilmek üzere Mahkememize yapılacak olan istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/11/2021

Katip …
e- imzalıdır

Hakim …
e- imzalıdır