Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/747 Esas – 2022/67
T.C.
ADANA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/747
KARAR NO : 2022/67
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : … LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : … – …
DAVALI : … LİMİTED ŞİRKETİ – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
YAZIM TARİHİ : …
Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasında Çevre Yönetimi Danışmanlık Hizmeti Verilmesi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkili firmanın davalı şirketin … Mah. … Sk. No: … … San. Sitesi … adresinde ahşap malzemeden geri dönüşüm tesisi tehlikesiz atık geri kazanım tesisinde çevre yönetimi ve danışmanlık hizmetini vereceğini, bu bağlamda davalı ile 16/03/2018 tarihinde Çevre İzin ve Lisans İşlemleri Sözleşmesi imzaladıklarını, müvekkilinin sözleşmenin edimlerini gereği gibi yerine getirdiğini, yapılan sözleşmelere istinaden hazırlanan faturaları davalı tarafa teslim ettiklerini, müvekkilinin hizmet vermeye devam ettiğini, faturalandırılmayan dönemlere ait davalı tarafın müvekkili firmaya borcunun bulunduğunu, Çevre İzin ve Lisans İşlemleri Sözleşmesi kapsamında sözleşme bedelinin bir kısmının ödendiğini ancak bakiye kalan alacağın ödemesinin yapılmadığını, borçlu şirketin sözleşmeden kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine Adana 3. İcra müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptalı ile takibin devamına en az % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ;Davalı şirket yetkilisi mahkememize sunmuş olduğu 30/10/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; davacı şirket ile aralarında yapılan sözleşmeyi imzaladıklarını, ancak davacı tarafın sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı şirketin taahhüdünü yerine getirmediğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın, 6102 sayılı TTK’ nın 5/A maddesi gereğince; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu ticari davalardan olduğu, 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibraz edildiği, dava şartının yerine getirildiği görülmüştür.
Davacı ile davalı arasında 16/03/2018 tarihli Çevre Yönetimi Hizmet sözleşmesi yapılmıştır. Bu sözleşme gereğince verilecek hizmet karşılığında alınacak ücret sözleşmede düzenlenmiştir.
Adana 3. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasında; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 26/06/2019 tarihinde fatura bedelinden dolayı toplam 16.045,20 TL asıl alacak, 162,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.207,41 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış, süresinde yapılan itiraz üzerine takip durmuştur.
Dava İİK’nun 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davası olup deliller bu çerçevede toplanarak değerlendirilmiştir.
Tarafların BA ve BS formları istenilmiş, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesine karar verilmiştir.
Davalının defterlerinin incelenmesi için Mersin Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat doğrultusunda; davalı şirkete gönderilen tebligatın 11/09/2020 tarihinde yapıldığını ancak tebliğe rağmen defter ve belgelerin sunulmadığı bilgisinin verildiği görülmüştür.
Davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için görevlendirilen Mali müşavir bilirkişi … 29/06/2020 tarihli raporunda;davacı şirketin yasal defterlerinin VUK’nun 221-222-223-224-225 sayılı maddelerinde belirtilen süre ve şekillere uygun olarak açılış tasdiklerinin yaptırıldığını, TTK’nın 64. Maddesine uygun olarak kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğunu, ancak davacı şirkete ait yasal defterlerin VUK’nun 215.ve müteakip maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartlarına, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulmadığını ve sahibi lehine delil niteliği taşımadığını,dava dosyasına sunulan 2 adet sözleşmeye istinaden davacı tarafından davalıya vermeyi taahhüt ettiği işlerin yapılıp yapılmadığının tespit edilmediğini, davacı şirket tarafından düzenlenen 4 adet fatura içeriği hizmetin davacı tarafından davalıya teslim edilip edilmediğinin tespit edilmediğini, davacı şirket kayıtlarına göre davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibari ile alacağı olmadığını, hatta davalıya 832 TL borçlu olduğunu, davacı şirketin sözleşmelerdeki yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin davalı tarafın bu hizmetlerden yararlanmış olması halinde ancak değerlendirilebileceğini, taraflar arasındaki sözleşmeden dolayı davacı şirketin davalı taraftan mevcut belgelere göre alacaklı olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirtmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … 18/11/2020 tarihli ek raporunda; davacı şirketin yasal defterlerinin VUK’nun 221-222-223-224-225 sayılı maddelerinde belirtilen süre ve şekillere uygun olarak açılış tasdiklerinin yaptırıldığını, TTK’nın 64. Maddesine uygun olarak kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğunu, ancak davacı şirkete ait yasal defterlerin VUK’nun 215.ve müteakip maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartlarına, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulmadığını ve sahibi lehine delil niteliği taşımadığını, davacı şirketin defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşmeler ve dava dosyasına sunulan delillere göre davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 5.018 TL asıl alacağının olduğunu, bu alacağı için işletilen yasal faizin ise 16,31 TL olarak hesaplandığını, taraflar arasında düzenlenen 16/03/2018 tarihli Çevre Yönetim Hizmet Sözleşmesi ile Çevre İzin ve Lisans Belgesinin tam olarak alınıp alınmadığının tespit edilmediğini, davacı tarafından bu belgenin alındığı yönünde hüküm kurulması halinde davacının 3.000 TL alacağı olduğunu, davacının davalıdan iki sözleşmeden dolayı 8.018 TL alacağının olduğunu, bu alacak için hesaplanan faiz alacağının 26,06 TL olduğunu belirtmiştir.
Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. ( 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir.(Yargıtay 23 HD 2015/2467 E 2015/7975 K ve 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. İBK )
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; Davanın, İİK.’nun 67.maddesi gereğince açılmış faturadan kaynaklı alacağın ödenmemesi nedeniyle başlatılmış icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, davalı borçlu aleyhine taraflar arasında imzalanan Çevre Yönetim Hizmeti Sözleşmesi gereğince davalı tarafa verilen hizmet neticesinde düzenlenen faturaların ödenmemesinden kaynaklı olarak Adana 3. İcra Müdürlüğü’ne ait 2019/… E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiği, takibin dayanağının, cari hesap alacağına ilişkin faturalar ve 16.03.2018 tarihli sözleşmenin olduğu, başlatılan söz konusu takibe davalı borçlunun borca itiraz etmesiyle takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali davasının 1 yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, davalının icra dosyasındaki itirazının borcun bulunmadığına yönelik olduğu, aradaki akdi ilişkinin taraflarca kabul edildiği, takibe konu faturaların dayanağı olan sözleşme altındaki imzaların taraflarca kabul edildiği, davalının iddiasının hizmetin sözleşmedeki şekliyle yerine getirilmediğine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı borcun tespiti için taraf defterlerinin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ayrıca tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerinden BA-BS formlarının istenildiği, davalı defterlerinin incelenmesi için Mersin Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı ancak davalı tarafça defterler ve belgelerin sunulmadığından bilirkişi raporunun düzenlenmediği, davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde neticesinde düzenlenen 26/06/2021 tarihli raporda:29/06/2020 tarihli raporunda;davacı şirketin yasal defterlerinin VUK’nun 221-222-223-224-225 sayılı maddelerinde belirtilen süre ve şekillere uygun olarak açılış tasdiklerinin yaptırıldığını, TTK’nın 64. Maddesine uygun olarak kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğunu, ancak davacı şirkete ait yasal defterlerin VUK’nun 215.ve müteakip maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartlarına, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulmadığını ve sahibi lehine delil niteliği taşımadığını, taraflar arasındaki sözleşmeden dolayı davacı şirketin davalı taraftan mevcut belgelere göre alacaklı olduğunu söylemenin mümkün olmadığının belirtildiği, davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edildiği, itiraz ekinde davalıya ait kaşe ve imza bulunan Çevre Yönetimi ve Danışmanlık Hizmeti faaliyet raporunun sunulduğu ek rapor için dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, düzenlenen 18/11/2020 tarihli ek raporunda; taraflar arasında yapılan sözleşmeler ve dava dosyasına sunulan delillere göre davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 5.018 TL asıl alacağının olduğunu, bu alacağı için işletilen yasal faizin ise 16,31 TL olarak hesaplandığını, taraflar arasında düzenlenen 16/03/2018 tarihli Çevre Yönetim Hizmet Sözleşmesi ile Çevre İzin ve Lisans Belgesinin tam olarak alınıp alınmadığının tespit edilmediğini, davacı tarafından bu belgenin alındığı yönünde hüküm kurulması halinde davacının 3.000 TL alacağı olduğunu, davacının davalıdan iki sözleşmeden dolayı 8.018 TL alacağının olduğunu, bu alacak için hesaplanan faiz alacağının 26,06 TL olduğunun tespit edildiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlık konusu hizmetin davalı tarafa verildiğinin ispat yükünün davacıda bu hizmetin sözleşmedeki şartlarla yerine getirilmediğinin ispat yükünün ise davalı da olduğu, davalı tarafça sözleşmedeki imza ve kaşenin taraflarına ait olduğunun kabul edildiği, sözleşmedeki taahütlerin yerine getirilmediğine ilişkin bir delilin dosya içerisine sunulmadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan 14 ayı kapsayan faaliyet raporunun 7 aylık kısmında davalı tarafın imza ve kaşesinin bulunduğu, imza ve kaşeye ilişkin davalı tarafça bir itirazın bulunmadığı, mahkememizce davalının imza ve kaşesinin bulunduğu dönemlerde bu hizmetin alındığının kabul edildiği, davalının imza ve kaşesinin bulunmadığı diğer dönemler için ise bu hizmetin karşı tarafa verildiğinin ispatının davacıda olduğu, ancak davacı tarafça bu dönemlerde hizmetin verildiğini gösterir bir delilin dosyaya sunulmadığı ayrıca çevre izin ve lisans belgesinin davacı tarafça alındığına dair bir belgeninde bulunmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenler ile davacının davalıdan 5.018,00 TL asıl alacak ve 16,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.034,31 TL alacağının bulunduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne;
Adana 3. İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile 5.018,00 TL asıl alacak 16,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.034,31 TL üzerinden takipteki şartlarla aynen devamına,
Alacak likit olmadığından icra inkar tazminat taleplerinin reddine,
2-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 343,89 TL’den peşin alınan 195,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 148,14TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.110,40 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre 344,91 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafın davacının kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davacı tarafından peşin olarak ödenen 195,75 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-A.A.Ü.T. Gereğince davanın kabul edien kısmı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Bürosu tarafından T.C. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenmesine karar verilen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı HUAK ‘ nın 18/A ve HUAK Yönetmeliğinin 25-26. Maddeleri gereğince ve davanın kabul-red oranı gözetilerek 410,01 TL ‘sinin davalıdan, kalan 909,99 TL ‘sinin davacıdan 6183 sayılı kanuna göre tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Dair, HMK.’nun 341/1 ve 345.maddesi gereğince; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, aynı yasanın 343.maddesi gereğince mahkememize yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İSTİNAF YOLUNA başvurulabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2022
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza